» 4 / Nisâ  137:

Kuran Sırası: 4
İniş Sırası: 92
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176

 » 4 / Nisâ  Suresi: 137
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. إِنَّ (ÎN) = inne : şüphesiz
2. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : o kimseler
3. امَنُوا ( ËMNVE) = āmenū : inandılar
4. ثُمَّ (S̃M) = ṧumme : sonra
5. كَفَرُوا (KFRVE) = keferū : inkar ettiler
6. ثُمَّ (S̃M) = ṧumme : sonra
7. امَنُوا ( ËMNVE) = āmenū : inandılar
8. ثُمَّ (S̃M) = ṧumme : yine
9. كَفَرُوا (KFRVE) = keferū : inkar ettiler
10. ثُمَّ (S̃M) = ṧumme : sonra
11. ازْدَادُوا (EZD̃ED̃VE) = zdādū : arttı
12. كُفْرًا (KFRE) = kufran : inkarları
13. لَمْ (LM) = lem :
14. يَكُنِ (YKN) = yekuni : değildir
15. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah
16. لِيَغْفِرَ (LYĞFR) = liyeğfira : bağışlayacak
17. لَهُمْ (LHM) = lehum : onları
18. وَلَا (VLE) = ve lā :
19. لِيَهْدِيَهُمْ (LYHD̃YHM) = liyehdiyehum : iletmeyecektir
20. سَبِيلًا (SBYLE) = sebīlen : (doğru) yola
şüphesiz | o kimseler | inandılar | sonra | inkar ettiler | sonra | inandılar | yine | inkar ettiler | sonra | arttı | inkarları | | değildir | Allah | bağışlayacak | onları | | iletmeyecektir | (doğru) yola |

[] [] [EMN] [] [KFR] [] [EMN] [] [KFR] [] [ZYD̃] [KFR] [] [KVN] [] [ĞFR] [] [] [HD̃Y] [SBL]
ÎN ELZ̃YN ËMNVE S̃M KFRVE S̃M ËMNVE S̃M KFRVE S̃M EZD̃ED̃VE KFRE LM YKN ELLH LYĞFR LHM VLE LYHD̃YHM SBYLE

inne elleƶīne āmenū ṧumme keferū ṧumme āmenū ṧumme keferū ṧumme zdādū kufran lem yekuni llahu liyeğfira lehum ve lā liyehdiyehum sebīlen
إن الذين آمنوا ثم كفروا ثم آمنوا ثم كفروا ثم ازدادوا كفرا لم يكن الله ليغفر لهم ولا ليهديهم سبيلا

 » 4 / Nisâ  Suresi: 137
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
الذين | ELZ̃YN elleƶīne o kimseler those who
آمنوا ا م ن | EMN ËMNVE āmenū inandılar believed,
ثم | S̃M ṧumme sonra then
كفروا ك ف ر | KFR KFRVE keferū inkar ettiler disbelieved,
ثم | S̃M ṧumme sonra then
آمنوا ا م ن | EMN ËMNVE āmenū inandılar (again) believed,
ثم | S̃M ṧumme yine then
كفروا ك ف ر | KFR KFRVE keferū inkar ettiler disbelieved,
ثم | S̃M ṧumme sonra then
ازدادوا ز ي د | ZYD̃ EZD̃ED̃VE zdādū arttı increased
كفرا ك ف ر | KFR KFRE kufran inkarları (in) disbelief -
لم | LM lem not
يكن ك و ن | KVN YKN yekuni değildir will
الله | ELLH llahu Allah Allah
ليغفر غ ف ر | ĞFR LYĞFR liyeğfira bağışlayacak forgive
لهم | LHM lehum onları [for] them
ولا | VLE ve lā and not
ليهديهم ه د ي | HD̃Y LYHD̃YHM liyehdiyehum iletmeyecektir will guide them
سبيلا س ب ل | SBL SBYLE sebīlen (doğru) yola (to) a (right) way.

4:137 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

şüphesiz | o kimseler | inandılar | sonra | inkar ettiler | sonra | inandılar | yine | inkar ettiler | sonra | arttı | inkarları | | değildir | Allah | bağışlayacak | onları | | iletmeyecektir | (doğru) yola |

[] [] [EMN] [] [KFR] [] [EMN] [] [KFR] [] [ZYD̃] [KFR] [] [KVN] [] [ĞFR] [] [] [HD̃Y] [SBL]
ÎN ELZ̃YN ËMNVE S̃M KFRVE S̃M ËMNVE S̃M KFRVE S̃M EZD̃ED̃VE KFRE LM YKN ELLH LYĞFR LHM VLE LYHD̃YHM SBYLE

inne elleƶīne āmenū ṧumme keferū ṧumme āmenū ṧumme keferū ṧumme zdādū kufran lem yekuni llahu liyeğfira lehum ve lā liyehdiyehum sebīlen
إن الذين آمنوا ثم كفروا ثم آمنوا ثم كفروا ثم ازدادوا كفرا لم يكن الله ليغفر لهم ولا ليهديهم سبيلا

[] [] [ا م ن] [] [ك ف ر] [] [ا م ن] [] [ك ف ر] [] [ز ي د] [ك ف ر] [] [ك و ن] [] [غ ف ر] [] [] [ه د ي] [س ب ل]

 » 4 / Nisâ  Suresi: 137
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
الذين | ELZ̃YN elleƶīne o kimseler those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
آمنوا ا م ن | EMN ËMNVE āmenū inandılar believed,
,Mim,Nun,Vav,Elif,
,40,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
ثم | S̃M ṧumme sonra then
Se,Mim,
500,40,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
كفروا ك ف ر | KFR KFRVE keferū inkar ettiler disbelieved,
Kef,Fe,Re,Vav,Elif,
20,80,200,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
ثم | S̃M ṧumme sonra then
Se,Mim,
500,40,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
آمنوا ا م ن | EMN ËMNVE āmenū inandılar (again) believed,
,Mim,Nun,Vav,Elif,
,40,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
ثم | S̃M ṧumme yine then
Se,Mim,
500,40,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
كفروا ك ف ر | KFR KFRVE keferū inkar ettiler disbelieved,
Kef,Fe,Re,Vav,Elif,
20,80,200,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
ثم | S̃M ṧumme sonra then
Se,Mim,
500,40,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
ازدادوا ز ي د | ZYD̃ EZD̃ED̃VE zdādū arttı increased
Elif,Ze,Dal,Elif,Dal,Vav,Elif,
1,7,4,1,4,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form VIII) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
كفرا ك ف ر | KFR KFRE kufran inkarları (in) disbelief -
Kef,Fe,Re,Elif,
20,80,200,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
لم | LM lem not
Lam,Mim,
30,40,
NEG – negative particle
حرف نفي
يكن ك و ن | KVN YKN yekuni değildir will
Ye,Kef,Nun,
10,20,50,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, jussive mood
فعل مضارع مجزوم
الله | ELLH llahu Allah Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
ليغفر غ ف ر | ĞFR LYĞFR liyeğfira bağışlayacak forgive
Lam,Ye,Ğayn,Fe,Re,
30,10,1000,80,200,
PRP – prefixed particle of purpose lām
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, subjunctive mood
اللام لام التعليل
فعل مضارع منصوب
لهم | LHM lehum onları [for] them
Lam,He,Mim,
30,5,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
ولا | VLE ve lā and not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
ليهديهم ه د ي | HD̃Y LYHD̃YHM liyehdiyehum iletmeyecektir will guide them
Lam,Ye,He,Dal,Ye,He,Mim,
30,10,5,4,10,5,40,
PRP – prefixed particle of purpose lām
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, subjunctive mood
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
اللام لام التعليل
فعل مضارع منصوب و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
سبيلا س ب ل | SBL SBYLE sebīlen (doğru) yola (to) a (right) way.
Sin,Be,Ye,Lam,Elif,
60,2,10,30,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |إِنَّ: şüphesiz | الَّذِينَ: o kimseler | امَنُوا: inandılar | ثُمَّ: sonra | كَفَرُوا: inkar ettiler | ثُمَّ: sonra | امَنُوا: inandılar | ثُمَّ: yine | كَفَرُوا: inkar ettiler | ثُمَّ: sonra | ازْدَادُوا: arttı | كُفْرًا: inkarları | لَمْ: | يَكُنِ: değildir | اللَّهُ: Allah | لِيَغْفِرَ: bağışlayacak | لَهُمْ: onları | وَلَا: | لِيَهْدِيَهُمْ: iletmeyecektir | سَبِيلًا: (doğru) yola |
Kırık Meal (Harekesiz) : |إن ÎN şüphesiz | الذين ELZ̃YN o kimseler | آمنوا ËMNWE inandılar | ثم S̃M sonra | كفروا KFRWE inkar ettiler | ثم S̃M sonra | آمنوا ËMNWE inandılar | ثم S̃M yine | كفروا KFRWE inkar ettiler | ثم S̃M sonra | ازدادوا EZD̃ED̃WE arttı | كفرا KFRE inkarları | لم LM | يكن YKN değildir | الله ELLH Allah | ليغفر LYĞFR bağışlayacak | لهم LHM onları | ولا WLE | ليهديهم LYHD̃YHM iletmeyecektir | سبيلا SBYLE (doğru) yola |
Kırık Meal (Okunuş) : |inne: şüphesiz | elleƶīne: o kimseler | āmenū: inandılar | ṧumme: sonra | keferū: inkar ettiler | ṧumme: sonra | āmenū: inandılar | ṧumme: yine | keferū: inkar ettiler | ṧumme: sonra | zdādū: arttı | kufran: inkarları | lem: | yekuni: değildir | llahu: Allah | liyeğfira: bağışlayacak | lehum: onları | ve lā: | liyehdiyehum: iletmeyecektir | sebīlen: (doğru) yola |
Kırık Meal (Transcript) : |ÎN: şüphesiz | ELZ̃YN: o kimseler | ËMNVE: inandılar | S̃M: sonra | KFRVE: inkar ettiler | S̃M: sonra | ËMNVE: inandılar | S̃M: yine | KFRVE: inkar ettiler | S̃M: sonra | EZD̃ED̃VE: arttı | KFRE: inkarları | LM: | YKN: değildir | ELLH: Allah | LYĞFR: bağışlayacak | LHM: onları | VLE: | LYHD̃YHM: iletmeyecektir | SBYLE: (doğru) yola |
Abdulbaki Gölpınarlı : O kişiler ki iman ettiler de sonra kâfir oldular, sonra gene iman ettiler, sonra gene kâfir oldular, sonra da küfürlerini arttırdılar, Allah suçlarını örtmez onların ve doğru yola getirmez onları.
Adem Uğur : İman edip sonra inkâr edenleri, sonra yine iman edip tekrar inkâr edenleri, sonra da inkârlarını arttıranları Allah ne bağışlayacak, ne de onları doğru yola iletecektir.
Ahmed Hulusi : Muhakkak ki, (önce) iman edip de sonra inkâr eden, sonra tekrar (geçici olarak) iman edip, sonra (yine) inkârcı olan, (nihayet) küfrü arttıranlara gelince; Allâh onları ne mağfiret eder ve ne de onları bir yola hidâyet eder.
Ahmet Tekin : Sözde iman edip sonra kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenleri, sonra yine sözde iman edip tekrar küfür bataklığına saplananları, sonra da Allah’ın rasûlüne savaş ilan ederek İslâm’ın gelişmesini, müslümanların ilerlemesini engelleyerek inkârda, küfürde ileri gidenleri, Allah ne koruma kalkanına alacak, bağışlayacak, ne de onlara doğru yolu gösterme lütfunda bulunup başarıya ulaştıracaktır.
Ahmet Varol : İman edip sonra inkar eden, sonra yeniden iman edip sonra tekrar inkar eden sonra da inkarlarını artıranlar var ya, Allah onları ne bağışlar, ne de doğru yola yöneltir.
Ali Bulaç : Gerçek şu, iman edip sonra inkâra sapanlar, sonra yine iman edip sonra inkâra sapanlar sonra da inkârları artanlar... Allah onları bağışlayacak değildir, onları doğru yola da iletecek değildir.
Ali Fikri Yavuz : Yahudilerden o kimseler ki, Musa’ya iman getirdiler, sonra buzağıya taparak kâfir oldular, sonra tevbe ederek Tevrat’a iman ettiler, sonra İsa’yı inkâr ettiler, sonra Peygamber (Aleyhisselâmı) tanımadılar da küfürde ileri gittiler; Allah, onları mağfiret edecek de değil, doğru yola iletecek de değil...
Bekir Sadak : Dogrusu inanip sonra inkar edenleri, sonra inanip tekrar inkar edenleri, sonra da inkarlari artmis olanlari Allah bagislamaz; onlari dogru yola eristirmez.
Celal Yıldırım : Şüphesiz ki inandıktan sonra inkâra sapanlar, sonra imân edip yine inkâra sapanlar, sonra da inkârlarını artıranları Allah bağışlayacak değildir ve onları doğru yola eriştirecek de değildir.
Diyanet İşleri : İman edip sonra inkâr eden, sonra inanıp tekrar inkâr eden, sonra da inkârlarında ileri gidenler var ya; Allah, onları bağışlayacak da değildir, doğru yola iletecek de değildir.
Diyanet İşleri (eski) : Doğrusu inanıp sonra inkar edenleri, sonra inanıp tekrar inkar edenleri, sonra da inkarları artmış olanları Allah bağışlamaz; onları doğru yola eriştirmez.
Diyanet Vakfi : İman edip sonra inkâr edenleri, sonra yine iman edip tekrar inkâr edenleri, sonra da inkârlarını arttıranları Allah ne bağışlayacak, ne de onları doğru yola iletecektir.
Edip Yüksel : İnanıp sonra inkar eden, tekrar inanıp tekrar inkar eden ve daha sonra inkarlarında ileri giden kimseleri ALLAH affetmeyecek ve onlara yol göstermeyecek
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : İman edip sonra inkâr eden, sonra iman edip tekrar inkâr eden, sonra da inkârlarında ileri gidenleri Allah ne bağışlayacak, ne de doğru yola eriştirecektir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : İman ettikten sonra küfre gidenleri, sonra yine iman edip tekrar küfre gidenleri, sonra da küfürde ileri gidenleri Allah ne affedecek, ne de doğru bir yola çıkaracaktır.
Elmalılı Hamdi Yazır : şunlarki iyman ettiler, sonra tuttular küfre gittiler, sonra yine iyman ettiler, sonra yine küfre gittiler, sonra da küfürde ileri gittiler Allah onları mağfiret edecek de değil, doğru bir yola çıkaracak da değildir
Fizilal-il Kuran : Allah, önce iman edip arkasından küfredenleri, sonra yine iman edip arkasından küfredenleri, sonra da kafirliklerini koyulaştıranları asla affetmeyecek, kendilerini doğru yola iletmeyecektir.
Gültekin Onan : Gerçek şu, inanıp / inandıktan sonra küfredenler, sonra yine inanıp / inandıktan sonra küfredenler, sonra da küfürleri artanlar... Tanrı onları bağışlayacak değildir, onları doğru yola da iletecek değildir.
Hakkı Yılmaz : "Şüphesiz iman edip sonra küfreden; bilerek reddeden /inanmayan, sonra iman edip tekrar küfreden; bilerek reddeden /inanmayan, sonra da Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedişlerini artırmış şu kimseler; Allah onları bağışlayacak ve onları bir yola kılavuzlayacak değildir. "
Hasan Basri Çantay : Hakıykat, îman edib de sonra küfre sapanlar, sonra yine îman ederek küfre dönenler, sonra da küfürlerinden ileri gidenler (yok mu?) Allah onları yarlığayacak değildir. Onları (doğru) bir yola iletecek de değildir.
Hayrat Neşriyat : Şübhesiz ki (Mûsâ’ya) îmân edip sonra (buzağıya taparak) inkâr edenler, sonra(tevbe ederek Mûsâ’ya tekrar) îmân edip, sonra (bu def'a Îsâ’yı) inkâr edenler, sonra da(Muhammed’i inkâr edip) inkârda ileri giden (yahudi)ler yok mu, Allah, onlara mağfiret edecek değildir, kendilerini (hak) bir yola hidâyet edecek de değildir.
İbni Kesir : Doğrusu inanıp sonra küfür edenleri, sonra inanıp tekrar küfür edenleri, sonra da küfürleri artmış olanları Allah bağışlamayacaktır. Onları doğru yola da eriştirmeyecektir.
İskender Evrenosoğlu : Muhakkak ki onlar âmenû oldular, sonra inkâr ettiler. Sonra yine âmenû oldular sonra inkâr ettiler. Daha sonra da küfürlerini artırdılar. Allah, onları mağrifet edecek değildir ve onları yola (Allah'a ulaştıran Sıratı Mustakîm'e) hidayet edecek değildir.
Muhammed Esed : İman edip sonra hakikati inkar eden ve tekrar iman edip yeniden hakikati inkar eden ve sonra hakikati inkar etmedeki inatlarına boyun eğenlere gelince, Allah onları bağışlamayacak ve hiçbir şekilde doğru yola eriştirmeyecektir.
Ömer Nasuhi Bilmen : Muhakkak o kimseler ki imân ettiler, sonra kâfir oldular, sonra imân ettiler, sonra kâfir oldular, sonra da küfürlerini arttırdılar. Artık Allah Teâlâ onlar için mağfiret edecek değildir. Ve onları bir doğru yola sevkedecek değildir.
Ömer Öngüt : İman edip inkâr edenleri, sonra yine iman edip tekrar inkâr edenleri, sonra da inkârlarını artıranları Allah ne bağışlayacak ne de doğru yola iletecektir.
Şaban Piriş : İman edip ardından kafir olanlar sonra tekrar iman edip, daha sonra da kafir olup, küfürlerini artıranları Allah bağışlamayacaktır ve onlara bir yol da göstermeyecektir.
Suat Yıldırım : Onlar ki iman ettikten sonra inkâr ettiler. Sonra tekrar iman edip sonra inkâr ettiler. Sonra da inkârlarını artırdılar... İşte onları Allah ne affeder, ne de doğru yola çıkarır.
Süleyman Ateş : Onlar ki inandılar, sonra inkâr ettiler; daha sonra yine inandılar, yine inkâr ettiler, sonra inkârları arttı; işte Allâh onları ne bağışlayacak, ne de doğru yola iletecektir.
Tefhim-ul Kuran : Gerçek şu, iman edip sonra küfre sapanlar, sonra yine iman edip sonra küfre sapanlar sonra da küfürleri artanlar... Allah onları bağışlayacak değildir, onları doğruyola da iletecek değildir.
Ümit Şimşek : İman edip sonra tekrar kâfir olan, sonra tekrar iman edip tekrar kâfir olan ve inkârında da azıtan kimseleri Allah ne bağışlar, ne de doğru bir yola çıkarır.
Yaşar Nuri Öztürk : Onlar ki inandılar, sonra küfre saptılar; yine inandılar, tekrar küfre saptılar, sonra da küfrü artırdılar; işte Allah onları affetmeyecek, onları hiçbir yola kılavuzlamayacaktır.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}