» 4 / Nisâ  114:

Kuran Sırası: 4
İniş Sırası: 92
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176

 » 4 / Nisâ  Suresi: 114
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. لَا (LE) = lā : yoktur
2. خَيْرَ (ḢYR) = ḣayra : hayır
3. فِي (FY) = fī :
4. كَثِيرٍ (KS̃YR) = keṧīrin : çoğunda
5. مِنْ (MN) = min :
6. نَجْوَاهُمْ (NCVEHM) = necvāhum : gizli konuşmalarının
7. إِلَّا (ÎLE) = illā : yalnız hariç
8. مَنْ (MN) = men : kimse
9. أَمَرَ (ÊMR) = emera : emreden
10. بِصَدَقَةٍ (BṦD̃GT) = biSadeḳatin : sadakayı
11. أَوْ (ÊV) = ev : yahut
12. مَعْرُوفٍ (MARVF) = meǎ'rūfin : iyiliği
13. أَوْ (ÊV) = ev : ya da
14. إِصْلَاحٍ (ÎṦLEḪ) = iSlāHin : düzeltmeyi
15. بَيْنَ (BYN) = beyne : arasını
16. النَّاسِ (ELNES) = n-nāsi : insanların
17. وَمَنْ (VMN) = ve men : ve kim
18. يَفْعَلْ (YFAL) = yef'ǎl : yaparsa
19. ذَٰلِكَ (Z̃LK) = ƶālike : bunu
20. ابْتِغَاءَ (EBTĞEÙ) = btiğā'e : amacıyle
21. مَرْضَاتِ (MRŽET) = merDāti : rızasını kazanmak
22. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah'ın
23. فَسَوْفَ (FSVF) = fesevfe : yakında
24. نُؤْتِيهِ (NÙTYH) = nu'tīhi : ona vereceğiz
25. أَجْرًا (ÊCRE) = ecran : bir mükafat
26. عَظِيمًا (AƵYME) = ǎZīmen : büyük
yoktur | hayır | | çoğunda | | gizli konuşmalarının | yalnız hariç | kimse | emreden | sadakayı | yahut | iyiliği | ya da | düzeltmeyi | arasını | insanların | ve kim | yaparsa | bunu | amacıyle | rızasını kazanmak | Allah'ın | yakında | ona vereceğiz | bir mükafat | büyük |

[] [ḢYR] [] [KS̃R] [] [NCV] [] [] [EMR] [ṦD̃G] [] [ARF] [] [ṦLḪ] [BYN] [NVS] [] [FAL] [] [BĞY] [RŽV] [] [] [ETY] [ECR] [AƵM]
LE ḢYR FY KS̃YR MN NCVEHM ÎLE MN ÊMR BṦD̃GT ÊV MARVF ÊV ÎṦLEḪ BYN ELNES VMN YFAL Z̃LK EBTĞEÙ MRŽET ELLH FSVF NÙTYH ÊCRE AƵYME

ḣayra keṧīrin min necvāhum illā men emera biSadeḳatin ev meǎ'rūfin ev iSlāHin beyne n-nāsi ve men yef'ǎl ƶālike btiğā'e merDāti llahi fesevfe nu'tīhi ecran ǎZīmen
لا خير في كثير من نجواهم إلا من أمر بصدقة أو معروف أو إصلاح بين الناس ومن يفعل ذلك ابتغاء مرضات الله فسوف نؤتيه أجرا عظيما

 » 4 / Nisâ  Suresi: 114
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
لا | LE yoktur (There is) no
خير خ ي ر | ḢYR ḢYR ḣayra hayır good
في | FY in
كثير ك ث ر | KS̃R KS̃YR keṧīrin çoğunda much
من | MN min of
نجواهم ن ج و | NCV NCVEHM necvāhum gizli konuşmalarının their secret talk
إلا | ÎLE illā yalnız hariç except
من | MN men kimse (he) who
أمر ا م ر | EMR ÊMR emera emreden orders
بصدقة ص د ق | ṦD̃G BṦD̃GT biSadeḳatin sadakayı charity
أو | ÊV ev yahut or
معروف ع ر ف | ARF MARVF meǎ'rūfin iyiliği kindness
أو | ÊV ev ya da or
إصلاح ص ل ح | ṦLḪ ÎṦLEḪ iSlāHin düzeltmeyi conciliation
بين ب ي ن | BYN BYN beyne arasını between
الناس ن و س | NVS ELNES n-nāsi insanların the people.
ومن | VMN ve men ve kim And who
يفعل ف ع ل | FAL YFAL yef'ǎl yaparsa does
ذلك | Z̃LK ƶālike bunu that
ابتغاء ب غ ي | BĞY EBTĞEÙ btiğā'e amacıyle seeking
مرضات ر ض و | RŽV MRŽET merDāti rızasını kazanmak pleasure
الله | ELLH llahi Allah'ın (of) Allah
فسوف | FSVF fesevfe yakında then soon
نؤتيه ا ت ي | ETY NÙTYH nu'tīhi ona vereceğiz We will give him
أجرا ا ج ر | ECR ÊCRE ecran bir mükafat a reward
عظيما ع ظ م | AƵM AƵYME ǎZīmen büyük great.

4:114 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

yoktur | hayır | | çoğunda | | gizli konuşmalarının | yalnız hariç | kimse | emreden | sadakayı | yahut | iyiliği | ya da | düzeltmeyi | arasını | insanların | ve kim | yaparsa | bunu | amacıyle | rızasını kazanmak | Allah'ın | yakında | ona vereceğiz | bir mükafat | büyük |

[] [ḢYR] [] [KS̃R] [] [NCV] [] [] [EMR] [ṦD̃G] [] [ARF] [] [ṦLḪ] [BYN] [NVS] [] [FAL] [] [BĞY] [RŽV] [] [] [ETY] [ECR] [AƵM]
LE ḢYR FY KS̃YR MN NCVEHM ÎLE MN ÊMR BṦD̃GT ÊV MARVF ÊV ÎṦLEḪ BYN ELNES VMN YFAL Z̃LK EBTĞEÙ MRŽET ELLH FSVF NÙTYH ÊCRE AƵYME

ḣayra keṧīrin min necvāhum illā men emera biSadeḳatin ev meǎ'rūfin ev iSlāHin beyne n-nāsi ve men yef'ǎl ƶālike btiğā'e merDāti llahi fesevfe nu'tīhi ecran ǎZīmen
لا خير في كثير من نجواهم إلا من أمر بصدقة أو معروف أو إصلاح بين الناس ومن يفعل ذلك ابتغاء مرضات الله فسوف نؤتيه أجرا عظيما

[] [خ ي ر] [] [ك ث ر] [] [ن ج و] [] [] [ا م ر] [ص د ق] [] [ع ر ف] [] [ص ل ح] [ب ي ن] [ن و س] [] [ف ع ل] [] [ب غ ي] [ر ض و] [] [] [ا ت ي] [ا ج ر] [ع ظ م]

 » 4 / Nisâ  Suresi: 114
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
لا | LE yoktur (There is) no
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
نافية تعمل عمل «أن»
خير خ ي ر | ḢYR ḢYR ḣayra hayır good
Hı,Ye,Re,
600,10,200,
N – accusative masculine singular noun
اسم منصوب
في | FY in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
كثير ك ث ر | KS̃R KS̃YR keṧīrin çoğunda much
Kef,Se,Ye,Re,
20,500,10,200,
N – genitive masculine singular indefinite noun
اسم مجرور
من | MN min of
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
نجواهم ن ج و | NCV NCVEHM necvāhum gizli konuşmalarının their secret talk
Nun,Cim,Vav,Elif,He,Mim,
50,3,6,1,5,40,
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إلا | ÎLE illā yalnız hariç except
,Lam,Elif,
,30,1,
EXP – exceptive particle
أداة استثناء
من | MN men kimse (he) who
Mim,Nun,
40,50,
REL – relative pronoun
اسم موصول
أمر ا م ر | EMR ÊMR emera emreden orders
,Mim,Re,
,40,200,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
بصدقة ص د ق | ṦD̃G BṦD̃GT biSadeḳatin sadakayı charity
Be,Sad,Dal,Gaf,Te merbuta,
2,90,4,100,400,
P – prefixed preposition bi
N – genitive feminine indefinite noun
جار ومجرور
أو | ÊV ev yahut or
,Vav,
,6,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
معروف ع ر ف | ARF MARVF meǎ'rūfin iyiliği kindness
Mim,Ayn,Re,Vav,Fe,
40,70,200,6,80,
N – genitive masculine indefinite passive participle
اسم مجرور
أو | ÊV ev ya da or
,Vav,
,6,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
إصلاح ص ل ح | ṦLḪ ÎṦLEḪ iSlāHin düzeltmeyi conciliation
,Sad,Lam,Elif,Ha,
,90,30,1,8,
N – genitive masculine indefinite (form IV) verbal noun
اسم مجرور
بين ب ي ن | BYN BYN beyne arasını between
Be,Ye,Nun,
2,10,50,
LOC – accusative location adverb
ظرف مكان منصوب
الناس ن و س | NVS ELNES n-nāsi insanların the people.
Elif,Lam,Nun,Elif,Sin,
1,30,50,1,60,
N – genitive masculine plural noun
اسم مجرور
ومن | VMN ve men ve kim And who
Vav,Mim,Nun,
6,40,50,
REM – prefixed resumption particle
COND – conditional noun
الواو استئنافية
اسم شرط
يفعل ف ع ل | FAL YFAL yef'ǎl yaparsa does
Ye,Fe,Ayn,Lam,
10,80,70,30,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, jussive mood
فعل مضارع مجزوم
ذلك | Z̃LK ƶālike bunu that
Zel,Lam,Kef,
700,30,20,
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
اسم اشارة
ابتغاء ب غ ي | BĞY EBTĞEÙ btiğā'e amacıyle seeking
Elif,Be,Te,Ğayn,Elif,,
1,2,400,1000,1,,
N – accusative masculine (form VIII) verbal noun
اسم منصوب
مرضات ر ض و | RŽV MRŽET merDāti rızasını kazanmak pleasure
Mim,Re,Dad,Elif,Te,
40,200,800,1,400,
N – genitive feminine singular verbal noun
اسم مجرور
الله | ELLH llahi Allah'ın (of) Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
فسوف | FSVF fesevfe yakında then soon
Fe,Sin,Vav,Fe,
80,60,6,80,
RSLT – prefixed result particle
FUT – future particle
الفاء واقعة في جواب الشرط
حرف استقبال
نؤتيه ا ت ي | ETY NÙTYH nu'tīhi ona vereceğiz We will give him
Nun,,Te,Ye,He,
50,,400,10,5,
V – 1st person plural (form IV) imperfect verb
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
فعل مضارع والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
أجرا ا ج ر | ECR ÊCRE ecran bir mükafat a reward
,Cim,Re,Elif,
,3,200,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
عظيما ع ظ م | AƵM AƵYME ǎZīmen büyük great.
Ayn,Zı,Ye,Mim,Elif,
70,900,10,40,1,
ADJ – accusative masculine singular indefinite adjective
صفة منصوبة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |لَا: yoktur | خَيْرَ: hayır | فِي: | كَثِيرٍ: çoğunda | مِنْ: | نَجْوَاهُمْ: gizli konuşmalarının | إِلَّا: yalnız hariç | مَنْ: kimse | أَمَرَ: emreden | بِصَدَقَةٍ: sadakayı | أَوْ: yahut | مَعْرُوفٍ: iyiliği | أَوْ: ya da | إِصْلَاحٍ: düzeltmeyi | بَيْنَ: arasını | النَّاسِ: insanların | وَمَنْ: ve kim | يَفْعَلْ: yaparsa | ذَٰلِكَ: bunu | ابْتِغَاءَ: amacıyle | مَرْضَاتِ: rızasını kazanmak | اللَّهِ: Allah'ın | فَسَوْفَ: yakında | نُؤْتِيهِ: ona vereceğiz | أَجْرًا: bir mükafat | عَظِيمًا: büyük |
Kırık Meal (Harekesiz) : |لا LE yoktur | خير ḢYR hayır | في FY | كثير KS̃YR çoğunda | من MN | نجواهم NCWEHM gizli konuşmalarının | إلا ÎLE yalnız hariç | من MN kimse | أمر ÊMR emreden | بصدقة BṦD̃GT sadakayı | أو ÊW yahut | معروف MARWF iyiliği | أو ÊW ya da | إصلاح ÎṦLEḪ düzeltmeyi | بين BYN arasını | الناس ELNES insanların | ومن WMN ve kim | يفعل YFAL yaparsa | ذلك Z̃LK bunu | ابتغاء EBTĞEÙ amacıyle | مرضات MRŽET rızasını kazanmak | الله ELLH Allah'ın | فسوف FSWF yakında | نؤتيه NÙTYH ona vereceğiz | أجرا ÊCRE bir mükafat | عظيما AƵYME büyük |
Kırık Meal (Okunuş) : |: yoktur | ḣayra: hayır | : | keṧīrin: çoğunda | min: | necvāhum: gizli konuşmalarının | illā: yalnız hariç | men: kimse | emera: emreden | biSadeḳatin: sadakayı | ev: yahut | meǎ'rūfin: iyiliği | ev: ya da | iSlāHin: düzeltmeyi | beyne: arasını | n-nāsi: insanların | ve men: ve kim | yef'ǎl: yaparsa | ƶālike: bunu | btiğā'e: amacıyle | merDāti: rızasını kazanmak | llahi: Allah'ın | fesevfe: yakında | nu'tīhi: ona vereceğiz | ecran: bir mükafat | ǎZīmen: büyük |
Kırık Meal (Transcript) : |LE: yoktur | ḢYR: hayır | FY: | KS̃YR: çoğunda | MN: | NCVEHM: gizli konuşmalarının | ÎLE: yalnız hariç | MN: kimse | ÊMR: emreden | BṦD̃GT: sadakayı | ÊV: yahut | MARVF: iyiliği | ÊV: ya da | ÎṦLEḪ: düzeltmeyi | BYN: arasını | ELNES: insanların | VMN: ve kim | YFAL: yaparsa | Z̃LK: bunu | EBTĞEÙ: amacıyle | MRŽET: rızasını kazanmak | ELLH: Allah'ın | FSVF: yakında | NÙTYH: ona vereceğiz | ÊCRE: bir mükafat | AƵYME: büyük |
Abdulbaki Gölpınarlı : Onların toplanıp gizlice konuşmalarının çoğunda hayır yoktur; ancak kim sadakayı, iyiliği ve insanların arasını bulmayı emrederse onun sözünde hayır var. Allah'ın razılığını kazanmak için bunları yapana pek büyük bir mükâfat vereceğiz.
Adem Uğur : Onların fısıldaşmalarının birçoğunda hayır yoktur. Ancak bir sadaka yahut bir iyilik yahut da insanların arasını düzeltmeyi isteyen (in fısıldaşması) müstesna. Kim Allah'ın rızasını elde etmek için bunu yaparsa, biz ona yakında büyük bir mükâfat vereceğiz.
Ahmed Hulusi : Onların gizli toplanma ve görüşmelerinin çoğunda hayır yoktur! Ancak bir yardımlaşma veya hayır gereği veya ara düzeltmeyi öngören (bu tür hayırlı bir aradalıklar) müstesna. Kim Allâh rızasını isteyerek bunları yaparsa, biz ona büyük mükâfat vereceğiz.
Ahmet Tekin : İnsanların, kamu görevlilerinin şeffaflığı terkederek, kapalı kapılar ardında gizli konuşmalarının, fısıldaşmalarının çoğunda hayır yoktur. Ancak, sadakayı devlet gelirini veya meşrû bir işi tedvir eden; malî veya meşrû bir meseleyi çözen, çözecek soruşturmayı yapan görevlilerin veya insanlar arasındaki ihtilâfları halleden, düzelten kimselerin gizli konuşmalarında hayır vardır. Kim bunları sırf Allah’ın rızasını kazanmak için yaparsa, ona büyük mükâfatlar vereceğiz.
Ahmet Varol : Sadaka, iyilik veya insanların arasının uzlaştırılmasını önerenin yaptığı dışında onların gizli konuşmalarının çoğunda bir hayır yoktur. Kim bunu Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak için yaparsa ona büyük bir karşılık vereceğiz.
Ali Bulaç : Onların 'gizlice söyleşmelerinin' çoğunda hayır yok. Ancak bir sadaka vermeyi veya iyilikte bulunmayı ya da insanların arasını düzeltmeyi emredenlerinki başka. Kim Allah'ın rızasını isteyerek böyle yaparsa, artık ona büyük bir ecir vereceğiz.
Ali Fikri Yavuz : Onların (hâinlerin) fısıldaşmalarının çoğunda hayır yoktur. Ancak sadaka vermeyi veya bir iyilik etmeyi, yahud insanların arasını düzeltmeyi emreden başka ( o müstesnâdır). Her kim de bu işleri, Allah’ın rızâsını arayarak yaparsa, biz ona ahirette büyük bir mükâfat vereceğiz.
Bekir Sadak : Ancak sadaka vermeyi yahut iyilik yapmayi ve insanlarin arasini duzeltmeyi gozeten kimseler mustesna, onlarin gizli toplantilarinin cogunda hayir yoktur. Bunlari, Allah'in rizasini kazanmak icin yapana buyuk ecir verecegiz.
Celal Yıldırım : Onların toplanıp gizli görüşme yaparak fısıldaşmalarının çoğunda hayır yoktur. Ancak bir sadaka vermeyi, (din ve sağduyu çerçevesinde) iyi bir iş yapmayı, insanların arasını düzeltmeyi emredenler müstesna.. Kim bunları Allah'ın hoşnutluğunu arzulayarak işlerse, ona büyük bir mükâfat vereceğiz.
Diyanet İşleri : Bir sadaka vermeyi, yahut iyilik yapmayı, yahut da insanların arasını düzeltmeyi emredenleri hariç, onların aralarındaki gizli konuşmaların çoğunda hiçbir hayır yoktur. Kim bunları sırf Allah’ın rızasını kazanmak için yaparsa, biz ona büyük bir mükâfat vereceğiz.
Diyanet İşleri (eski) : Ancak sadaka vermeyi yahut iyilik yapmayı ve insanların arasını düzeltmeyi gözeten kimseler müstesna, onların gizli toplantılarının çoğunda hayır yoktur. Bunları, Allah'ın rızasını kazanmak için yapana büyük ecir vereceğiz.
Diyanet Vakfi : Onların fısıldaşmalarının birçoğunda hayır yoktur. Ancak bir sadaka yahut bir iyilik yahut da insanların arasını düzeltmeyi isteyen (in fısıldaşması) müstesna. Kim Allah'ın rızasını elde etmek için bunu yaparsa, biz ona yakında büyük bir mükâfat vereceğiz.
Edip Yüksel : Onların gizli görüşmelerinin çoğunda hayır yoktur; sadakayı, iyiliği veya halkın arasını düzeltmeyi savunmaları başka. Kim ALLAH'ın rızasını arayarak bunları yaparsa ona büyük bir ödül vereceğiz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Bir sadaka vermeyi yahut iyilik yapmayı veyahut da insanlar arasını düzeltmeyi emreden(ler)inki hariç, onların aralarındaki gizli gizli konuşmalarının çoğunda hiçbir hayır yoktur. Kim bunları sırf Allah'ın rızasını kazanmak için yaparsa, yakında ona büyük bir mükafat vereceğiz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Onların fısıldaşmalarının çoğunda hayır yoktur. Ancak sadaka vermeyi veya iyilik yapmayı veya insanların arasını düzeltmeyi isteyenler hariç. Ve her kim bunu Allah'ın rızasını arayarak yaparsa, yarın Biz ona büyük bir mükafat vereceğiz.
Elmalılı Hamdi Yazır : Onların fısıldaşmalarının çoğunda hayır yoktur, ancak sadaka vermeyi veya bir ma'ruf işlemeyi veya insanların arasını düzeltmeyi emreden başka, ve her kim bunu Allahın rızasını arayarak yaparsa yarın biz ona büyük bir ecir vereceğiz
Fizilal-il Kuran : Onların aralarında yaptıkları çoğu gizli konuşmalarda hayır yoktur. Meğer ki, bu fısıltılı toplantılarının amacı sadaka vermeyi, iyiliği ve insanlar arasında dirliği emretmek olsun. Kim bunları Allah'ın rızasını kazanmak amacıyla yaparsa ilerde kendisine büyük bir mükafat vereceğiz.
Gültekin Onan : Onların 'gizlice söyleşmelerinin' çoğunda hayır yok. Ancak bir sadaka vermeyi veya iyilikte bulunmayı ya da insanların arasını düzeltmeyi buyuranlarınki başka. Kim Tanrı'nın rızasını isteyerek böyle yaparsa, artık ona büyük bir karşılık vereceğiz.
Hakkı Yılmaz : Bir sadakayı yahut örfe uygun/herkesçe kabul gören şeyleri veyahut da insanlar arasını düzeltmeyi emreden kişininki hariç, onların fısıldaşmalarından çoğunda hayır diye bir şey yoktur. Kim bunları Allah'ın rızasını gözeterek yaparsa, Biz, yakında ona çok büyük bir ödül vereceğiz.
Hasan Basri Çantay : Onların fısıldaşmalarının bir çoğunda hayır yokdur. Meğer ki bir sadaka vermeyi, ya bir iyilik yapmayı veya insanların arasını düzeltmeyi emredenler (inki) ola. Kim Allahın rızasını arayarak böyle yaparsa biz ona çok büyük bir mükâfat vereceğiz.
Hayrat Neşriyat : Onların fısıldaşmalarının çoğunda hayır yoktur; ancak bir sadaka vermeyi veya bir iyilik yapmayı veya insanların arasını düzeltmeyi emreden(lerin fısıldaşmaları)müstesnâdır. Artık kim Allah’ın rızâsını arayarak böyle yaparsa, bunun üzerine ileride ona büyük bir mükâfât vereceğiz.
İbni Kesir : Onların fısıldaşmalarının bir çoğunda hayır yoktur. Ancak sadaka vermeyi, yahut ma'rufu emretmeyi ve insanların arasını düzeltmeyi emreden başka. Kim Allah'ın rızasını arayarak böyle yaparsa; Biz, ona çok büyük bir ecir vereceğiz.
İskender Evrenosoğlu : Onların gizli konuşmalarının çoğunda hayır yoktur. Ancak “sadaka vermeyi veya iyilik yapmayı veya insanların arasını düzeltmeyi” emreden kimsenin konuşması hariç. Ve kim Allah rızasını istemek için bunları yaparsa, o taktirde ona “büyük mükâfat” vereceğiz.
Muhammed Esed : Yardımlaşmayı, iyi ve yararlı davranışları ve insanların arasını düzeltmeyi öngören, bunları gerçekleştirmeye çalışan kimselerin yaptığı toplantılar dışında gizli toplanmaların çoğunda hayır yoktur; ve bütün bu güzel eylemleri, Allahın rızasını kazanmak için yapana zamanı geldiğinde büyük bir mükafat vereceğiz.
Ömer Nasuhi Bilmen : Onların gizlice konuşmalarının birçoğunda bir hayır yoktur. Bir sadaka verilmesiyle veya iyi bir iş yapılmasıyla veya nâsın arasını ıslah etmek ile emreden kimsenin böyle konuşması müstesna. Ve her kim Allah Teâlâ'nın rızasını taleb ederek bunu yaparsa Biz ona elbette çok büyük bir mükâfaat vereceğiz.
Ömer Öngüt : Onların fısıldaşmalarının çoğunda hayır yoktur. Ancak sadaka vermeyi, iyilik yapmayı veya insanların arasını düzeltmeyi emredenlerin sözünde hayır vardır. Kim Allah'ın rızâsını kazanmak için bunları yaparsa biz ona çok büyük bir mükâfat vereceğiz.
Şaban Piriş : Onların gizli gizli konuşmalarının çoğunda hayır yoktur. Sadece sadakayı veya iyiliği ya da insanlar arasını düzeltmeyi emredenlerin ki hariçtir. Kim bunu Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için yaparsa ona büyük bir mükafat vereceğiz.
Suat Yıldırım : Onların kendi aralarında yaptıkları gizli görüşmelerin, fısıldaşmaların çoğunda hayır yoktur. Bu görüşmelerde hayır olması için onların muhtaçlara yardımı, güzel bir davranışı yahut dargın insanların arasını bulmayı gözetmeleri gerekir. Kim Allah’ın rızasını arzulayarak bunu yaparsa, Biz de ona çok büyük mükâfat veririz.
Süleyman Ateş : Onların aralarındaki gizli konuşmaların çoğunda hayır yoktur. Yalnız sadaka, yahut iyilik, ya da insanların arasını düzeltmeyi emreden(in konuşması) hariç. Kim Allâh'ın rızâsını kazanmak amacıyle bunu yaparsa, yakında ona büyük bir mükâfât vereceğiz.
Tefhim-ul Kuran : Onların 'gizlice söyleşmelerinin' çoğunda hayır yok. Ancak bir sadaka vermeyi veya iyilikte bulunmayı ya da insanların arasını düzeltmeyi emredenlerinki başka. Kim Allah'ın rızasını isteyerek böyle yaparsa, artık ona büyük bir ecir vereceğiz.
Ümit Şimşek : Onların gizlice toplanıp fısıldaşmalarının çoğunda bir hayır yoktur-ancak bir sadakayı, bir iyiliği veya insanların arasını bulmayı teşvik eden kimse bundan müstesnadır. Bunu Allah rızası için yapana Biz pek büyük bir ödül vereceğiz.
Yaşar Nuri Öztürk : Onların fısıldaşmalarının çoğunda hayır yoktur. Ancak, bir sadakaya, bir iyiliğe ve insanlar arasında bir barıştırmaya özendiren başka. Kim böyle bir şeyi Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak niyetiyle yaparsa biz ona yakında çok büyük bir ödül vereceğiz.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}