» 4 / Nisâ  122:

Kuran Sırası: 4
İniş Sırası: 92
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176

 » 4 / Nisâ  Suresi: 122
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَالَّذِينَ (VELZ̃YN) = velleƶīne : kimseleri
2. امَنُوا ( ËMNVE) = āmenū : inanan(ları)
3. وَعَمِلُوا (VAMLVE) = ve ǎmilū : ve yapanları
4. الصَّالِحَاتِ (ELṦELḪET) = S-SāliHāti : iyi işler
5. سَنُدْخِلُهُمْ (SND̃ḢLHM) = senudḣiluhum : sokacağız
6. جَنَّاتٍ (CNET) = cennātin : cennetlere
7. تَجْرِي (TCRY) = tecrī : akan
8. مِنْ (MN) = min :
9. تَحْتِهَا (TḪTHE) = teHtihā : altlarından
10. الْأَنْهَارُ (ELÊNHER) = l-enhāru : ırmaklar
11. خَالِدِينَ (ḢELD̃YN) = ḣālidīne : kalacaklardır
12. فِيهَا (FYHE) = fīhā : orada
13. أَبَدًا (ÊBD̃E) = ebeden : ebedi
14. وَعْدَ (VAD̃) = veǎ'de : bu va'didir
15. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah'ın
16. حَقًّا (ḪGE) = Haḳḳan : gerçek
17. وَمَنْ (VMN) = ve men : kim olabilir?
18. أَصْدَقُ (ÊṦD̃G) = eSdeḳu : daha doğru
19. مِنَ (MN) = mine : -tan
20. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah-
21. قِيلًا (GYLE) = ḳīlen : sözlü
kimseleri | inanan(ları) | ve yapanları | iyi işler | sokacağız | cennetlere | akan | | altlarından | ırmaklar | kalacaklardır | orada | ebedi | bu va'didir | Allah'ın | gerçek | kim olabilir? | daha doğru | -tan | Allah- | sözlü |

[] [EMN] [AML] [ṦLḪ] [D̃ḢL] [CNN] [CRY] [] [TḪT] [NHR] [ḢLD̃] [] [EBD̃] [VAD̃] [] [ḪGG] [] [ṦD̃G] [] [] [GVL]
VELZ̃YN ËMNVE VAMLVE ELṦELḪET SND̃ḢLHM CNET TCRY MN TḪTHE ELÊNHER ḢELD̃YN FYHE ÊBD̃E VAD̃ ELLH ḪGE VMN ÊṦD̃G MN ELLH GYLE

velleƶīne āmenū ve ǎmilū S-SāliHāti senudḣiluhum cennātin tecrī min teHtihā l-enhāru ḣālidīne fīhā ebeden veǎ'de llahi Haḳḳan ve men eSdeḳu mine llahi ḳīlen
والذين آمنوا وعملوا الصالحات سندخلهم جنات تجري من تحتها الأنهار خالدين فيها أبدا وعد الله حقا ومن أصدق من الله قيلا

 » 4 / Nisâ  Suresi: 122
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
والذين | VELZ̃YN velleƶīne kimseleri And those who
آمنوا ا م ن | EMN ËMNVE āmenū inanan(ları) believe[d]
وعملوا ع م ل | AML VAMLVE ve ǎmilū ve yapanları and do
الصالحات ص ل ح | ṦLḪ ELṦELḪET S-SāliHāti iyi işler [the] righteous deeds
سندخلهم د خ ل | D̃ḢL SND̃ḢLHM senudḣiluhum sokacağız We will admit them
جنات ج ن ن | CNN CNET cennātin cennetlere (in) Gardens
تجري ج ر ي | CRY TCRY tecrī akan flow
من | MN min from
تحتها ت ح ت | TḪT TḪTHE teHtihā altlarından underneath it
الأنهار ن ه ر | NHR ELÊNHER l-enhāru ırmaklar the rivers,
خالدين خ ل د | ḢLD̃ ḢELD̃YN ḣālidīne kalacaklardır will abide
فيها | FYHE fīhā orada in it
أبدا ا ب د | EBD̃ ÊBD̃E ebeden ebedi forever.
وعد و ع د | VAD̃ VAD̃ veǎ'de bu va'didir A Promise
الله | ELLH llahi Allah'ın (of) Allah
حقا ح ق ق | ḪGG ḪGE Haḳḳan gerçek (in) truth,
ومن | VMN ve men kim olabilir? and who
أصدق ص د ق | ṦD̃G ÊṦD̃G eSdeḳu daha doğru (is) truer
من | MN mine -tan than
الله | ELLH llahi Allah- Allah
قيلا ق و ل | GVL GYLE ḳīlen sözlü (in) statement?

4:122 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

kimseleri | inanan(ları) | ve yapanları | iyi işler | sokacağız | cennetlere | akan | | altlarından | ırmaklar | kalacaklardır | orada | ebedi | bu va'didir | Allah'ın | gerçek | kim olabilir? | daha doğru | -tan | Allah- | sözlü |

[] [EMN] [AML] [ṦLḪ] [D̃ḢL] [CNN] [CRY] [] [TḪT] [NHR] [ḢLD̃] [] [EBD̃] [VAD̃] [] [ḪGG] [] [ṦD̃G] [] [] [GVL]
VELZ̃YN ËMNVE VAMLVE ELṦELḪET SND̃ḢLHM CNET TCRY MN TḪTHE ELÊNHER ḢELD̃YN FYHE ÊBD̃E VAD̃ ELLH ḪGE VMN ÊṦD̃G MN ELLH GYLE

velleƶīne āmenū ve ǎmilū S-SāliHāti senudḣiluhum cennātin tecrī min teHtihā l-enhāru ḣālidīne fīhā ebeden veǎ'de llahi Haḳḳan ve men eSdeḳu mine llahi ḳīlen
والذين آمنوا وعملوا الصالحات سندخلهم جنات تجري من تحتها الأنهار خالدين فيها أبدا وعد الله حقا ومن أصدق من الله قيلا

[] [ا م ن] [ع م ل] [ص ل ح] [د خ ل] [ج ن ن] [ج ر ي] [] [ت ح ت] [ن ه ر] [خ ل د] [] [ا ب د] [و ع د] [] [ح ق ق] [] [ص د ق] [] [] [ق و ل]

 » 4 / Nisâ  Suresi: 122
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
والذين | VELZ̃YN velleƶīne kimseleri And those who
Vav,Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
6,1,30,700,10,50,
REM – prefixed resumption particle
REL – masculine plural relative pronoun
الواو استئنافية
اسم موصول
آمنوا ا م ن | EMN ËMNVE āmenū inanan(ları) believe[d]
,Mim,Nun,Vav,Elif,
,40,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
وعملوا ع م ل | AML VAMLVE ve ǎmilū ve yapanları and do
Vav,Ayn,Mim,Lam,Vav,Elif,
6,70,40,30,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
الصالحات ص ل ح | ṦLḪ ELṦELḪET S-SāliHāti iyi işler [the] righteous deeds
Elif,Lam,Sad,Elif,Lam,Ha,Elif,Te,
1,30,90,1,30,8,1,400,
N – accusative feminine plural active participle
اسم منصوب
سندخلهم د خ ل | D̃ḢL SND̃ḢLHM senudḣiluhum sokacağız We will admit them
Sin,Nun,Dal,Hı,Lam,He,Mim,
60,50,4,600,30,5,40,
FUT – prefixed future particle sa
V – 1st person plural (form IV) imperfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
حرف استقبال
فعل مضارع و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
جنات ج ن ن | CNN CNET cennātin cennetlere (in) Gardens
Cim,Nun,Elif,Te,
3,50,1,400,
N – accusative feminine plural indefinite noun
اسم منصوب
تجري ج ر ي | CRY TCRY tecrī akan flow
Te,Cim,Re,Ye,
400,3,200,10,
V – 3rd person feminine singular imperfect verb
فعل مضارع
من | MN min from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
تحتها ت ح ت | TḪT TḪTHE teHtihā altlarından underneath it
Te,Ha,Te,He,Elif,
400,8,400,5,1,
N – genitive noun
PRON – 3rd person feminine singular possessive pronoun
اسم مجرور و«ها» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
الأنهار ن ه ر | NHR ELÊNHER l-enhāru ırmaklar the rivers,
Elif,Lam,,Nun,He,Elif,Re,
1,30,,50,5,1,200,
N – nominative masculine plural noun
اسم مرفوع
خالدين خ ل د | ḢLD̃ ḢELD̃YN ḣālidīne kalacaklardır will abide
Hı,Elif,Lam,Dal,Ye,Nun,
600,1,30,4,10,50,
N – accusative masculine plural active participle
اسم منصوب
فيها | FYHE fīhā orada in it
Fe,Ye,He,Elif,
80,10,5,1,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
جار ومجرور
أبدا ا ب د | EBD̃ ÊBD̃E ebeden ebedi forever.
,Be,Dal,Elif,
,2,4,1,
T – accusative masculine indefinite time adverb
ظرف زمان منصوب
وعد و ع د | VAD̃ VAD̃ veǎ'de bu va'didir A Promise
Vav,Ayn,Dal,
6,70,4,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
الله | ELLH llahi Allah'ın (of) Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
حقا ح ق ق | ḪGG ḪGE Haḳḳan gerçek (in) truth,
Ha,Gaf,Elif,
8,100,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
ومن | VMN ve men kim olabilir? and who
Vav,Mim,Nun,
6,40,50,
REM – prefixed resumption particle
INTG – interrogative noun
الواو استئنافية
اسم استفهام
أصدق ص د ق | ṦD̃G ÊṦD̃G eSdeḳu daha doğru (is) truer
,Sad,Dal,Gaf,
,90,4,100,
N – nominative masculine singular noun
اسم مرفوع
من | MN mine -tan than
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
الله | ELLH llahi Allah- Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
قيلا ق و ل | GVL GYLE ḳīlen sözlü (in) statement?
Gaf,Ye,Lam,Elif,
100,10,30,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَالَّذِينَ: kimseleri | امَنُوا: inanan(ları) | وَعَمِلُوا: ve yapanları | الصَّالِحَاتِ: iyi işler | سَنُدْخِلُهُمْ: sokacağız | جَنَّاتٍ: cennetlere | تَجْرِي: akan | مِنْ: | تَحْتِهَا: altlarından | الْأَنْهَارُ: ırmaklar | خَالِدِينَ: kalacaklardır | فِيهَا: orada | أَبَدًا: ebedi | وَعْدَ: bu va'didir | اللَّهِ: Allah'ın | حَقًّا: gerçek | وَمَنْ: kim olabilir? | أَصْدَقُ: daha doğru | مِنَ: -tan | اللَّهِ: Allah- | قِيلًا: sözlü |
Kırık Meal (Harekesiz) : |والذين WELZ̃YN kimseleri | آمنوا ËMNWE inanan(ları) | وعملوا WAMLWE ve yapanları | الصالحات ELṦELḪET iyi işler | سندخلهم SND̃ḢLHM sokacağız | جنات CNET cennetlere | تجري TCRY akan | من MN | تحتها TḪTHE altlarından | الأنهار ELÊNHER ırmaklar | خالدين ḢELD̃YN kalacaklardır | فيها FYHE orada | أبدا ÊBD̃E ebedi | وعد WAD̃ bu va'didir | الله ELLH Allah'ın | حقا ḪGE gerçek | ومن WMN kim olabilir? | أصدق ÊṦD̃G daha doğru | من MN -tan | الله ELLH Allah- | قيلا GYLE sözlü |
Kırık Meal (Okunuş) : |velleƶīne: kimseleri | āmenū: inanan(ları) | ve ǎmilū: ve yapanları | S-SāliHāti: iyi işler | senudḣiluhum: sokacağız | cennātin: cennetlere | tecrī: akan | min: | teHtihā: altlarından | l-enhāru: ırmaklar | ḣālidīne: kalacaklardır | fīhā: orada | ebeden: ebedi | veǎ'de: bu va'didir | llahi: Allah'ın | Haḳḳan: gerçek | ve men: kim olabilir? | eSdeḳu: daha doğru | mine: -tan | llahi: Allah- | ḳīlen: sözlü |
Kırık Meal (Transcript) : |VELZ̃YN: kimseleri | ËMNVE: inanan(ları) | VAMLVE: ve yapanları | ELṦELḪET: iyi işler | SND̃ḢLHM: sokacağız | CNET: cennetlere | TCRY: akan | MN: | TḪTHE: altlarından | ELÊNHER: ırmaklar | ḢELD̃YN: kalacaklardır | FYHE: orada | ÊBD̃E: ebedi | VAD̃: bu va'didir | ELLH: Allah'ın | ḪGE: gerçek | VMN: kim olabilir? | ÊṦD̃G: daha doğru | MN: -tan | ELLH: Allah- | GYLE: sözlü |
Abdulbaki Gölpınarlı : İnananları ve iyi işlerde bulunanları, kıyılarından ırmaklar akan cennetlere sokacağız, oralarda ebedî kalacaklar; işte Allah'ın gerçek vaadi ve kimdir Allah'tan daha doğru sözlü?
Adem Uğur : İman eden ve iyi işler yapanları, içinde ebedî kalmak üzere, zemininden ırmaklar akan cennetlere koyacağız. Allah, (bu söylenenleri) hak bir söz olarak vâdetti. Söz verme ve onu tutma bakımından kim Allah'tan daha doğru olabilir?
Ahmed Hulusi : İman edip imanının gereği davranışlarla (sâlih amel) yaşayanlara gelince, onları altlarından nehirler akan cennetlere dâhil edeceğiz. . . Orada sonsuza dek kalırlar (kendilerinde açığa çıkan Allâh Esmâ'sı sonucu). . . Allâh'ın Hak olan vaadidir! Allâh'tan daha doğru sözlü var mıdır?
Ahmet Tekin : İman ederek, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenleri, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanları, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanları, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenleri, altlarından ırmaklar akan cennet konaklarına koyacağız. Orada ebedî yaşayacaklar. Bu, Allah’ın kesin gerçekleştireceği va’didir. Allah’tan daha doğru sözlü kim olabilir?
Ahmet Varol : İman edip salih ameller işleyenleri ise içerisinde sonsuza kadar kalacakları altından ırmaklar akan cennetlere sokacağız. Allah'ın vaadi gerçektir. Allah'tan daha doğru sözlü kim olabilir!
Ali Bulaç : İman edip salih amellerde bulunanlar, biz onları altından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokacağız. Bu, Allah'ın gerçek olan va'didir. Allah'tan daha doğru sözlü kim vardır?
Ali Fikri Yavuz : İman edip salih âmeller işliyenlere gelince, biz onları (ağaçları) altlarından nehirler akan cennetlere koyacağız, ebediyyen de o cennetlerde kalacaklardır. Allah bunu gerçek olarak vaad etmiştir. Allah’dan daha doğru sözlü kim olabilir?
Bekir Sadak : Inanip yararli isler yapanlari, Allah'in gercek bir sozu olarak, icinde temelli ve ebedi kalacaklari, icinden irmaklar akan cennetlere koyacagiz. Allah'tan daha dogru sozlu kim vardir?
Celal Yıldırım : İmân edip iyi-yararlı işlerde bulunanları, altlarından ırmaklar akan Cennet'lere koyacağız; orada devamlı kalıcılardır. Allah, hakkı va'detmiştir. Allah'tan daha doğru sözlü kim vardır?
Diyanet İşleri : İman edip salih ameller işleyenleri de ebedî olarak kalacakları, içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyacağız. Allah, gerçek bir vaadde bulunmuştur. Kimdir sözü Allah’ınkinden daha doğru olan?
Diyanet İşleri (eski) : İnanıp yararlı işler yapanları, Allah'ın gerçek bir sözü olarak, içinde temelli ve ebedi kalacakları, içinden ırmaklar akan cennetlere koyacağız. Allah'tan daha doğru sözlü kim vardır?
Diyanet Vakfi : İman eden ve iyi işler yapanları, içinde ebedî kalmak üzere, zemininden ırmaklar akan cennetlere koyacağız. Allah, (bu söylenenleri) hak bir söz olarak vâdetti. Söz verme ve onu tutma bakımından kim Allah'tan daha doğru olabilir?
Edip Yüksel : İnanıp erdemli işler yapanları, içlerinde ırmaklar akan cennetlere yerleştireceğiz; orada ebedi kalacaklar. ALLAH'ın sözü gerçektir. ALLAH'tan daha doğru sözlü kim olabilir?
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : İman edip iyi işler yapanları da altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacağız, orada ebedî olarak kalacaklardır. Bu, Allah'ın gerçek vaadidir. Allah'dan daha doğru sözlü kim olabilir?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : İman edip de iyi işler yapan kimselere gelince, yarın onları altından ırmaklar akan cennetlere koyacağız, ebedi olarak oralarda kalacaklar. Bu Allah'ın gerçek va'didir. Allah'tan başka doğru sözlü kim olabilir?
Elmalılı Hamdi Yazır : İyman edib de iyi iyi işler yapan kimselere gelince yarın onları altından ırmaklar akar Cennetlere koyacağız, ebediyyen onlar da kalacaklar. Hakka Allah va'di, Allahdan daha doğru sözlü kim olabilir?
Fizilal-il Kuran : İman edip iyi ameller işleyenleri ise altından ırmaklar akan, içinde ebedi olarak kalacakları cennetlere yerleştireceğiz. Bu Allah'ın vaadidir. Kim Allah'tan daha doğru sözlü olabilir.
Gültekin Onan : İnanıp salih amellerde bulunanlar, biz onları altından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokacağız. Bu, Tanrı'nın gerçek olan vaadidir. Tanrı'dan daha doğru sözlü kim vardır?
Hakkı Yılmaz : "Ve iman eden ve düzeltmeye yönelik işler yapan kimseler de; Biz onları, Allah'ın gerçek bir vaadi olmak üzere, içinde sonsuz kalıcılar olarak, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacağız. Ve sözce Allah'tan daha doğru kim olabilir? "
Hasan Basri Çantay : Îman edib de iyi iyi işler yapanlar (a gelince:) Biz onları altlarından ırmaklar akan cennetlere — içlerinde temelli temelli kalıcı oldukları halde — sokacağız, İşte Allahın dosdoğru bir va'di! Allahdan daha doğru sözlü kim olabilir?
Hayrat Neşriyat : Îmân edip sâlih ameller işleyenlere gelince, onları altlarından ırmaklar akan Cennetlere koyacağız; orada ebedî olarak devamlı kalıcıdırlar. (Bu,) Allah’ın hak bir va'didir. Allah’dan daha doğru sözlü kim olabilir?
İbni Kesir : İman edip salih ameller işleyenlere gelince; Biz, onları altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacağız. İşte Allah'ın gerçek vaadi. Allah'dan daha doğru sözlü kim olabilir?
İskender Evrenosoğlu : Ve onlar ki, âmenû olup, nefsi ıslâh edici (nefsi tezkiye edici) salih amel işlediler, işte onları, altlarından nehirler akan cennetlere koyacağız, orada ebediyyen kalacak olanlardır. Allah'ın vaadi haktır (gerçektir). Ve Allah'tan daha doğru sözlü kim vardır?
Muhammed Esed : Ama imana erip yararlı ve doğru işler yapanları içlerinden ırmaklar akan hasbahçelere koyacağız, orada sonsuza kadar kalacaklar. Bu, Allahın gerçek vaadidir. Kimin sözü Allahın sözünden daha doğru olabilir?
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve o kimseler ki imân ettiler, ve iyi işler yaptılar. Onları altlarından ırmaklar akan cennetlere orada ebedî olarak kalıp durmak üzere elbette girdireceğiz. Hakkâ ki Allah Teâlâ'nın vaadi. Allah Teâlâ'dan daha gerçek sözlü kim vardır?
Ömer Öngüt : İman edip sâlih ameller işleyenleri, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacağız. Orada ebedî kalacaklardır. Bu, Allah'ın gerçek vaadidir. Allah'tan daha doğru sözlü kim olabilir?
Şaban Piriş : İman edip doğru hareket edenlere gelince onları altından ırmaklar akan ve içinde ebedi kalacakları cennetlere girdireceğiz. Bu, gerçekten Allah’ın vaadidir. Allah'tan daha doğru sözlü kim vardır?
Suat Yıldırım : İman edip makbul ve güzel işler yapanları, ebedî kalmak üzere içinden ırmaklar akan cennetlere yerleştireceğiz. Bu, Allah’ın gerçek vâdidir. Allah’tan daha doğru sözlü kim olabilir?
Süleyman Ateş : İnanıp iyi işler yapanları da altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacağız, orada ebedi kalacaklardır. Bu, Allâh'ın gerçek va'didir. Allah'tan daha doğru sözlü kim olabilir?
Tefhim-ul Kuran : İman edip de salih amellerde bulunanlar, biz onları altından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokacağız. Bu, Allah'ın gerçek olan va'didir. Allah'tan daha doğru sözlü kim vardır?
Ümit Şimşek : İman edip güzel işler yapanları ise, ebediyen kalmak üzere, altlarından ırmaklar akan Cennetlere yerleştireceğiz. Bu Allah'ın hak vaadidir. Allah'tan daha doğru sözlü kim var?
Yaşar Nuri Öztürk : İnanıp hayra ve barışa yönelik işler yapanları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacağız. Sonsuza değin kalacaklardır orada. Allah'ın şaşmaz vaadidir bu. Söz söyleme bakımından Allah'tan daha doğru ve tutarlı kim olabilir?


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}