» 4 / Nisâ  81:

Kuran Sırası: 4
İniş Sırası: 92
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176

 » 4 / Nisâ  Suresi: 81
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَيَقُولُونَ (VYGVLVN) = ve yeḳūlūne : derler ki
2. طَاعَةٌ (ŦEAT) = Tāǎtun : peki (tamam)
3. فَإِذَا (FÎZ̃E) = feiƶā : fakat
4. بَرَزُوا (BRZVE) = berazū : çıkınca
5. مِنْ (MN) = min : -dan
6. عِنْدِكَ (AND̃K) = ǐndike : senin yanın-
7. بَيَّتَ (BYT) = beyyete : geceleyin kurarlar
8. طَائِفَةٌ (ŦEÙFT) = Tāifetun : birtakımı
9. مِنْهُمْ (MNHM) = minhum : içlerinden
10. غَيْرَ (ĞYR) = ğayra : tersini
11. الَّذِي (ELZ̃Y) = lleƶī : şeyin
12. تَقُولُ (TGVL) = teḳūlu : söylemiş olduğun
13. وَاللَّهُ (VELLH) = vallahu : Allah
14. يَكْتُبُ (YKTB) = yektubu : yazmaktadır
15. مَا (ME) = mā : şeyleri
16. يُبَيِّتُونَ (YBYTVN) = yubeyyitūne : geceleyin düşünüp kurdukların
17. فَأَعْرِضْ (FÊARŽ) = feeǎ'riD : sen aldırma
18. عَنْهُمْ (ANHM) = ǎnhum : onlara
19. وَتَوَكَّلْ (VTVKL) = ve teve kkel : ve dayan
20. عَلَى (AL) = ǎlā :
21. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah'a
22. وَكَفَىٰ (VKF) = ve kefā : ve yeter
23. بِاللَّهِ (BELLH) = billahi : Allah
24. وَكِيلًا (VKYLE) = vekīlen : vekil olarak
derler ki | peki (tamam) | fakat | çıkınca | -dan | senin yanın- | geceleyin kurarlar | birtakımı | içlerinden | tersini | şeyin | söylemiş olduğun | Allah | yazmaktadır | şeyleri | geceleyin düşünüp kurdukların | sen aldırma | onlara | ve dayan | | Allah'a | ve yeter | Allah | vekil olarak |

[GVL] [ŦVA] [] [BRZ] [] [AND̃] [BYT] [ŦVF] [] [ĞYR] [] [GVL] [] [KTB] [] [BYT] [ARŽ] [] [VKL] [] [] [KFY] [] [VKL]
VYGVLVN ŦEAT FÎZ̃E BRZVE MN AND̃K BYT ŦEÙFT MNHM ĞYR ELZ̃Y TGVL VELLH YKTB ME YBYTVN FÊARŽ ANHM VTVKL AL ELLH VKF BELLH VKYLE

ve yeḳūlūne Tāǎtun feiƶā berazū min ǐndike beyyete Tāifetun minhum ğayra lleƶī teḳūlu vallahu yektubu yubeyyitūne feeǎ'riD ǎnhum ve teve kkel ǎlā llahi ve kefā billahi vekīlen
ويقولون طاعة فإذا برزوا من عندك بيت طائفة منهم غير الذي تقول والله يكتب ما يبيتون فأعرض عنهم وتوكل على الله وكفى بالله وكيلا

 » 4 / Nisâ  Suresi: 81
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ويقولون ق و ل | GVL VYGVLVN ve yeḳūlūne derler ki And they say,
طاعة ط و ع | ŦVA ŦEAT Tāǎtun peki (tamam) """(We pledge) obedience."""
فإذا | FÎZ̃E feiƶā fakat Then when
برزوا ب ر ز | BRZ BRZVE berazū çıkınca they leave
من | MN min -dan from
عندك ع ن د | AND̃ AND̃K ǐndike senin yanın- you,
بيت ب ي ت | BYT BYT beyyete geceleyin kurarlar plan by night
طائفة ط و ف | ŦVF ŦEÙFT Tāifetun birtakımı a group
منهم | MNHM minhum içlerinden of them
غير غ ي ر | ĞYR ĞYR ğayra tersini other than
الذي | ELZ̃Y lleƶī şeyin that which
تقول ق و ل | GVL TGVL teḳūlu söylemiş olduğun you say.
والله | VELLH vallahu Allah But Allah
يكتب ك ت ب | KTB YKTB yektubu yazmaktadır records
ما | ME şeyleri what
يبيتون ب ي ت | BYT YBYTVN yubeyyitūne geceleyin düşünüp kurdukların they plan by night.
فأعرض ع ر ض | ARŽ FÊARŽ feeǎ'riD sen aldırma So turn (away)
عنهم | ANHM ǎnhum onlara from them
وتوكل و ك ل | VKL VTVKL ve teve kkel ve dayan and put (your) trust
على | AL ǎlā in
الله | ELLH llahi Allah'a Allah.
وكفى ك ف ي | KFY VKF ve kefā ve yeter And sufficient
بالله | BELLH billahi Allah is Allah
وكيلا و ك ل | VKL VKYLE vekīlen vekil olarak (as) a Trustee.

4:81 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

derler ki | peki (tamam) | fakat | çıkınca | -dan | senin yanın- | geceleyin kurarlar | birtakımı | içlerinden | tersini | şeyin | söylemiş olduğun | Allah | yazmaktadır | şeyleri | geceleyin düşünüp kurdukların | sen aldırma | onlara | ve dayan | | Allah'a | ve yeter | Allah | vekil olarak |

[GVL] [ŦVA] [] [BRZ] [] [AND̃] [BYT] [ŦVF] [] [ĞYR] [] [GVL] [] [KTB] [] [BYT] [ARŽ] [] [VKL] [] [] [KFY] [] [VKL]
VYGVLVN ŦEAT FÎZ̃E BRZVE MN AND̃K BYT ŦEÙFT MNHM ĞYR ELZ̃Y TGVL VELLH YKTB ME YBYTVN FÊARŽ ANHM VTVKL AL ELLH VKF BELLH VKYLE

ve yeḳūlūne Tāǎtun feiƶā berazū min ǐndike beyyete Tāifetun minhum ğayra lleƶī teḳūlu vallahu yektubu yubeyyitūne feeǎ'riD ǎnhum ve teve kkel ǎlā llahi ve kefā billahi vekīlen
ويقولون طاعة فإذا برزوا من عندك بيت طائفة منهم غير الذي تقول والله يكتب ما يبيتون فأعرض عنهم وتوكل على الله وكفى بالله وكيلا

[ق و ل] [ط و ع] [] [ب ر ز] [] [ع ن د] [ب ي ت] [ط و ف] [] [غ ي ر] [] [ق و ل] [] [ك ت ب] [] [ب ي ت] [ع ر ض] [] [و ك ل] [] [] [ك ف ي] [] [و ك ل]

 » 4 / Nisâ  Suresi: 81
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ويقولون ق و ل | GVL VYGVLVN ve yeḳūlūne derler ki And they say,
Vav,Ye,Gaf,Vav,Lam,Vav,Nun,
6,10,100,6,30,6,50,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
الواو استئنافية
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
طاعة ط و ع | ŦVA ŦEAT Tāǎtun peki (tamam) """(We pledge) obedience."""
Tı,Elif,Ayn,Te merbuta,
9,1,70,400,
N – nominative feminine indefinite noun
اسم مرفوع
فإذا | FÎZ̃E feiƶā fakat Then when
Fe,,Zel,Elif,
80,,700,1,
REM – prefixed resumption particle
T – time adverb
الفاء استئنافية
ظرف زمان
برزوا ب ر ز | BRZ BRZVE berazū çıkınca they leave
Be,Re,Ze,Vav,Elif,
2,200,7,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
من | MN min -dan from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
عندك ع ن د | AND̃ AND̃K ǐndike senin yanın- you,
Ayn,Nun,Dal,Kef,
70,50,4,20,
N – genitive noun
PRON – 2nd person masculine singular possessive pronoun
اسم مجرور والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
بيت ب ي ت | BYT BYT beyyete geceleyin kurarlar plan by night
Be,Ye,Te,
2,10,400,
V – 3rd person masculine singular (form II) perfect verb
فعل ماض
طائفة ط و ف | ŦVF ŦEÙFT Tāifetun birtakımı a group
Tı,Elif,,Fe,Te merbuta,
9,1,,80,400,
N – nominative feminine indefinite noun
اسم مرفوع
منهم | MNHM minhum içlerinden of them
Mim,Nun,He,Mim,
40,50,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
غير غ ي ر | ĞYR ĞYR ğayra tersini other than
Ğayn,Ye,Re,
1000,10,200,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
الذي | ELZ̃Y lleƶī şeyin that which
Elif,Lam,Zel,Ye,
1,30,700,10,
REL – masculine singular relative pronoun
اسم موصول
تقول ق و ل | GVL TGVL teḳūlu söylemiş olduğun you say.
Te,Gaf,Vav,Lam,
400,100,6,30,
V – 2nd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
والله | VELLH vallahu Allah But Allah
Vav,Elif,Lam,Lam,He,
6,1,30,30,5,
"REM – prefixed resumption particle
PN – nominative proper noun → Allah"
الواو استئنافية
لفظ الجلالة مرفوع
يكتب ك ت ب | KTB YKTB yektubu yazmaktadır records
Ye,Kef,Te,Be,
10,20,400,2,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
ما | ME şeyleri what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
يبيتون ب ي ت | BYT YBYTVN yubeyyitūne geceleyin düşünüp kurdukların they plan by night.
Ye,Be,Ye,Te,Vav,Nun,
10,2,10,400,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form II) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
فأعرض ع ر ض | ARŽ FÊARŽ feeǎ'riD sen aldırma So turn (away)
Fe,,Ayn,Re,Dad,
80,,70,200,800,
REM – prefixed resumption particle
V – 2nd person masculine singular (form IV) imperative verb
الفاء استئنافية
فعل أمر
عنهم | ANHM ǎnhum onlara from them
Ayn,Nun,He,Mim,
70,50,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
وتوكل و ك ل | VKL VTVKL ve teve kkel ve dayan and put (your) trust
Vav,Te,Vav,Kef,Lam,
6,400,6,20,30,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 2nd person masculine singular (form V) imperative verb
الواو عاطفة
فعل أمر
على | AL ǎlā in
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
الله | ELLH llahi Allah'a Allah.
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
وكفى ك ف ي | KFY VKF ve kefā ve yeter And sufficient
Vav,Kef,Fe,,
6,20,80,,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الواو استئنافية
فعل ماض
بالله | BELLH billahi Allah is Allah
Be,Elif,Lam,Lam,He,
2,1,30,30,5,
"P – prefixed preposition bi
PN – genitive proper noun → Allah"
جار ومجرور
وكيلا و ك ل | VKL VKYLE vekīlen vekil olarak (as) a Trustee.
Vav,Kef,Ye,Lam,Elif,
6,20,10,30,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَيَقُولُونَ: derler ki | طَاعَةٌ: peki (tamam) | فَإِذَا: fakat | بَرَزُوا: çıkınca | مِنْ: -dan | عِنْدِكَ: senin yanın- | بَيَّتَ: geceleyin kurarlar | طَائِفَةٌ: birtakımı | مِنْهُمْ: içlerinden | غَيْرَ: tersini | الَّذِي: şeyin | تَقُولُ: söylemiş olduğun | وَاللَّهُ: Allah | يَكْتُبُ: yazmaktadır | مَا: şeyleri | يُبَيِّتُونَ: geceleyin düşünüp kurdukların | فَأَعْرِضْ: sen aldırma | عَنْهُمْ: onlara | وَتَوَكَّلْ: ve dayan | عَلَى: | اللَّهِ: Allah'a | وَكَفَىٰ: ve yeter | بِاللَّهِ: Allah | وَكِيلًا: vekil olarak |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ويقولون WYGWLWN derler ki | طاعة ŦEAT peki (tamam) | فإذا FÎZ̃E fakat | برزوا BRZWE çıkınca | من MN -dan | عندك AND̃K senin yanın- | بيت BYT geceleyin kurarlar | طائفة ŦEÙFT birtakımı | منهم MNHM içlerinden | غير ĞYR tersini | الذي ELZ̃Y şeyin | تقول TGWL söylemiş olduğun | والله WELLH Allah | يكتب YKTB yazmaktadır | ما ME şeyleri | يبيتون YBYTWN geceleyin düşünüp kurdukların | فأعرض FÊARŽ sen aldırma | عنهم ANHM onlara | وتوكل WTWKL ve dayan | على AL | الله ELLH Allah'a | وكفى WKF ve yeter | بالله BELLH Allah | وكيلا WKYLE vekil olarak |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve yeḳūlūne: derler ki | Tāǎtun: peki (tamam) | feiƶā: fakat | berazū: çıkınca | min: -dan | ǐndike: senin yanın- | beyyete: geceleyin kurarlar | Tāifetun: birtakımı | minhum: içlerinden | ğayra: tersini | lleƶī: şeyin | teḳūlu: söylemiş olduğun | vallahu: Allah | yektubu: yazmaktadır | : şeyleri | yubeyyitūne: geceleyin düşünüp kurdukların | feeǎ'riD: sen aldırma | ǎnhum: onlara | ve teve kkel: ve dayan | ǎlā: | llahi: Allah'a | ve kefā: ve yeter | billahi: Allah | vekīlen: vekil olarak |
Kırık Meal (Transcript) : |VYGVLVN: derler ki | ŦEAT: peki (tamam) | FÎZ̃E: fakat | BRZVE: çıkınca | MN: -dan | AND̃K: senin yanın- | BYT: geceleyin kurarlar | ŦEÙFT: birtakımı | MNHM: içlerinden | ĞYR: tersini | ELZ̃Y: şeyin | TGVL: söylemiş olduğun | VELLH: Allah | YKTB: yazmaktadır | ME: şeyleri | YBYTVN: geceleyin düşünüp kurdukların | FÊARŽ: sen aldırma | ANHM: onlara | VTVKL: ve dayan | AL: | ELLH: Allah'a | VKF: ve yeter | BELLH: Allah | VKYLE: vekil olarak |
Abdulbaki Gölpınarlı : Bizden itaat etmek derlerse de yanından ayrıldılar mı onların bir kısmı, geceleyin senin dediğinden bambaşka şeyler kurar, Allah da onların kurduklarını yazar. Yüz çevir onlardan de dayan Allah'a, Allah yeter koruyucu olarak.
Adem Uğur : Başüstüne derler, ama yanından ayrılınca onlardan bir kısmı, senin dediğinden başkasını gizlice kurar. Allah da onların gizlice kurduklarını yazar. Sen onlara aldırma ve Allah'a dayan; sana vekil olarak Allah yeter.
Ahmed Hulusi : "Başüstüne" derler, ama yanından ayrılınca, içlerinden bir grup, geceleyin dediklerinin zıddına kurgular yaparlar. Allâh da onların yaptıkları kurguları yazar! Artık onlardan yüz çevir ve Allâh'a güven, işini O'na havale et! Vekiyl olarak, Allâh Esmâ'sının, hakikatinde de olan "Vekiyl" ismi özelliği yeter!
Ahmet Tekin : Sana: 'Baş üstüne, emrin yerine getirilecek, devletine itaat edilecektir' derler. Senin yanından ayrılınca da, içlerinden bir kısmı geceleyin gizlice, gündüz senin söylediklerinin aksini tasarlarlar. Allah da onların gece gizlice tasarladıklarını yazar, kaydeder. Sen onların faaliyetlerine karşı tedbir al, sonuçlarını Allah’tan bekle, Allah’a güvenip dayan, işlerini Allah’a havale et. Hâmi ve güvence olarak Allah hepsine karşı sana yeter.
Ahmet Varol : 'Baş üstüne' diyorlar. Senin yanından ayrıldıklarında ise onlardan bir grup geceleyin senin söylediklerinden ayrı hesaplar kuruyorlar. Allah onların geceleyin kurdukları hesapları yazıyor. Sen onlara aldırma ve Allah'a güven. Allah vekil olarak yeter.
Ali Bulaç : "Tamam, kabul" derler. Ama yanından çıktıkları zaman, onlardan bir grup, karanlıklarda senin söylediğinin tersini kurarlar. Allah, karanlıklarda kurduklarını yazıyor. Sen de onlardan yüz çevir ve Allah'a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.
Ali Fikri Yavuz : Huzurunda münafıklar: “- Baş üstüne, işimiz itaattır” derler. Sonra da yanından çıktıklarında içlerinden bir kısmı, dediklerine aykırı olarak geceleyin söz uydururlar. Allah onların kurup yaptıkları tezviratı yazıyor. Onun için sen, yüzlerine vurma, onlardan vazgeç ve Allah’a güvenip dayan. Allah vekil olarak yeter.
Bekir Sadak : «eki» derler, fakat senin yanindan ciktiklarinda, iclerinden bir takimi, geceleyin senin dediklerinden baska bir sey kurarlar. Allah gece tasarladiklarini yaziyor, onlara aldiris etme. Allah'a guven, vekil olarak Allah yeter.
Celal Yıldırım : (Münafıklar): «Bizden sana itaat !»dedi(er. Yanından ayrılıp dışarı çıktıklarında onlardan bir kısmı senin dediğinin başka (ölçü ve değişik hükmüyle) geceler; (yani aksine bir yol, bir plân kurmaya çalışır). Allah onların neler kurup gecelediklerini (bir bir) yazıyor. Böyle olunca da sen onlardan vazgeç; Allah'a güvenip dayan. Vekîl olarak Allah yeter.
Diyanet İşleri : Sana “baş üstüne” derler. Fakat senin yanından çıktıklarında, içlerinden birtakımı, geceleyin; (senin gündüz) söylediklerinin aksini kurarlar. Allah, onların geceleyin kurduklarını yazmaktadır. Sen onlara aldırma. Allah’a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.
Diyanet İşleri (eski) : 'Peki' derler, fakat senin yanından çıktıklarında, içlerinden bir takımı, geceleyin senin dediklerinden başka bir şey kurarlar. Allah gece tasarladıklarını yazıyor, onlara aldırış etme. Allah'a güven, vekil olarak Allah yeter.
Diyanet Vakfi : «Başüstüne» derler, ama yanından ayrılınca onlardan bir kısmı, senin dediğinden başkasını gizlice kurar. Allah da onların gizlice kurduklarını yazar. Sen onlara aldırma ve Allah'a dayan; sana vekil olarak Allah yeter.
Edip Yüksel : 'Tamam, itaat ediyoruz,' derler. Ancak senin yanından çıktıklarında onlardan bir takımı, söylemiş olduklarının tersini kuruyor. ALLAH onların planlayıp kurdukları şeyleri kaydediyor. Onlara aldırma; ALLAH'a güven. Destekleyici olarak ALLAH yeter.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Sana «Peki» derler, fakat senin yanından çıktıklarında, içlerinden birtakımı, geceleyin (gündüz) söylemiş olduklarının tersini kurarlar. Allah onların geceleyin tasarladıklarını yazıyor. Sen onlara aldırma. Allah'a güven. Vekil olarak Allah yeter.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Sana «Baş üstüne!» diyorlar; sonra da yanından ayrıldıklarında içlerinden bir takımı söylediklerinin aksine tezvirat yapıyorlar, Allah da yaptıkları tezviratı kaydediyor. Onun için sen yüzlerine vurmaktan vazgeç de Allah'a havale et! Allah vekil olarak yeter!
Elmalılı Hamdi Yazır : Bâş üstüne diyorlar sonra da yanından çıktıklarında içlerinden bir takımı dediklerinin hilâfına tezvirat yapıyorlar, Allah da yaptıkları tezviratı kaydediyor, onun için sen yüzlerine vurmaktan vaz geç de Allaha havale et Allah vekil yeter
Fizilal-il Kuran : Yüzüne karşı 'peki' derler. Fakat onların bir gurubu yanından ayrıldıktan sonra geceleyin aleyhinde sana verdikleri sözle bağdaşmayan komplolar kurarlar. Hiç şüphesiz Allah onların geceleri kurdukları komploları yazıyor. Sen onlara aldırış etme, Allah'a güven. Vekil olarak Allah sana yeter.
Gültekin Onan : "Tamam, kabul" derler. Ama yanından çıktıkları zaman, onlardan bir grup, karanlıklarda senin söylediğinin tersini kurarlar. Tanrı, karanlıklarda kurduklarını yazıyor. Sen de onlardan yüz çevir ve Tanrı'ya tevekkül et. Vekil olarak Tanrı yeter.
Hakkı Yılmaz : Ve onlar sana, “Baş üstüne!” derler. Fakat senin yanından çıktıklarında, içlerinden birtakımı, geceleyin, senin dediğinden başkasını kurarlar. Ama Allah, onların geceleyin kurduklarını yazıyor. Artık sen, onlardan mesafelen. Ve Allah'a işin sonucunu havale et. Tüm varlıkları belirli bir programa göre ayarlayan ve bu programı koruyarak, destekleyerek uygulayan” olarak da Allah yeter.
Hasan Basri Çantay : (Sana) «Hayhay» derler. Fakat senin yanından ayrıldıkları zaman da onlardan bir güruh geceleyin senin söyleyegeldiğinden başkasını kurar (lar). Allah onların gizlice ne plânlar kurduklarını yazıyor. Onun için sen onlardan yüz çevir (aldırış etme). Allaha güvenib dayan, Allah, bir vekîl olarak, yeter.
Hayrat Neşriyat : Bununla berâber (münâfıklar, kendilerine bir şey emrettiğin zaman:) 'Baş üstüne!' derler; fakat senin yanından çıktıkları zaman onlardan bir tâife, senin söylediğinden başkasını geceleyin uydurur. Allah ise, geceleri (ne hîleler) kurmakta olduklarını yazıyor (hesâbını sormak üzere, kaydediyor). Artık (sen) onlara aldırma ve Allah’a tevekkül et! (Sana) vekîl olarak da Allah yeter.
İbni Kesir : Sana; peki, derler. Yanından ayrıldıktan sonra da içlerinden bir grup sana söylediklerini hilafına geceleyin plan kurarlar. Allah gece tasarladıklarını yazıyor. Onlara aldırış etme. Allah'a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.
İskender Evrenosoğlu : Ve "kabul (baş üstüne)" derler. Sonra senin yanından ayrıldıkları zaman onlardan bir grup, senin söylediğinden başka birşeyi geceleyin gizlice kurarlar ve Allah, onların gece neler kurduklarını yazıyor. Artık sen onlardan yüz çevir ve Allah'a tevekkül et (güven) ve Allah, vekil olarak kâfidir.
Muhammed Esed : Onlar, "Biz sana itaat ediyoruz." Derler, ama yanından uzaklaştıklarında, içlerinden bir kısmı, gecenin karanlığında, senin dile getirdiğin (inançlar)dan başka şeyler tasarlarlar; ve Allah onların böyle gece karanlığında tasarladıkları her şeyi kaydeder. O halde kendi başlarına bırak onları ve yalnızca Allaha güven; zira hiç kimse Allah kadar güvene layık olamaz.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve «İtaatkarız» derler. Sonra senin yanından ayrıldıkları zaman onlardan bir gürûh senin dediğin şeyin başkasını geceleyin kuruntu yapar. Ve Allah Teâlâ onların ne kuruntularda bulunduklarını yazıyor. Artık onlardan yüz çevir ve Allah Teâlâ'ya tevekkül et. Ve Cenâb-ı Hak vekil olarak kifâyet eder.
Ömer Öngüt : “İtaat ettik!” derler. Fakat senin yanından ayrıldıktan sonra, içlerinden bir kısmı, sana söylediklerinin tersine geceleyin plân kurarlar. Allah da onların geceleyin tasarladıklarını yazmaktadır. Onlardan yüz çevir ve Allah'a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter!
Şaban Piriş : (Sana) “itaat ettik” derler. Yanından ayrılınca da onlardan bir bölümü söylediklerinin tersini yaparak gecelerler. Allah, onların nasıl gecelediğini kaydediyor. Sen de onlardan yüz çevir ve Allah’a dayan. Vekil olarak Allah yeter.
Suat Yıldırım : Münâfıklar sana "Baş üstüne!" derler. Fakat yanından çıkınca, onlardan bir güruh gece karanlığında senin söylediklerinin tersine plânlar kurarlar. Allah onların o gizli plânlarını bir bir kaydediyor. Onun için sen suçlarını yüzlerine vurmaktan vazgeç de Allah’a havale et, Ona tevekkül et. Sana vekil olarak Allah yeter.
Süleyman Ateş : "Peki", derler, ama yanından çıkınca içlerinden birtakımı senin söylemiş olduğunun tersini kurar. Allâh, onların geceleyin ne düşünüp kurduklarını yazmaktadır. Sen onlara aldırma, Allah'a dayan. (Sana) vekil olarak Allâh yeter.
Tefhim-ul Kuran : «Tamam, kabul» derler. Ama yanından çıktıkları zaman, onlardan bir grup, karanlıklarda senin söylediğinin tersini kurarlar. Allah, karanlıklarda kurduklarını yazıyor. Sen de onlardan yüz çevir ve Allah'a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.
Ümit Şimşek : Onlar 'Başüstüne' diyorlar; senin yanından ayrılınca da, onlardan bir zümre, söylediklerinin tersine, sinsice tuzaklar kuruyor. Allah da onların kurduğu tuzakları kaydediyor. Sen onlara aldırma, Allah'a tevekkül et. Zira vekil olarak Allah yeter.
Yaşar Nuri Öztürk : "Baş üstüne" diyorlar ama senin yanından ayrıldıklarında, içlerinden bir grup senin söylediğinin tam tersini planlıyor. Allah, onların sabahlara kadar kurup durduklarını yazıyor. Onlardan yüz çevir, Allah'ı vekil et. Vekil olarak Allah yeter.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}