» 4 / Nisâ  51:

Kuran Sırası: 4
İniş Sırası: 92
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176

 » 4 / Nisâ  Suresi: 51
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. أَلَمْ (ÊLM) = elem :
2. تَرَ (TR) = tera : görmedin mi?
3. إِلَى (ÎL) = ilā :
4. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kendilerine
5. أُوتُوا (ÊVTVE) = ūtū : verilenleri
6. نَصِيبًا (NṦYBE) = neSīben : bir pay
7. مِنَ (MN) = mine : -tan
8. الْكِتَابِ (ELKTEB) = l-kitābi : Kitap-
9. يُؤْمِنُونَ (YÙMNVN) = yu'minūne : inanıyorlar
10. بِالْجِبْتِ (BELCBT) = bil-cibti : cibt'e
11. وَالطَّاغُوتِ (VELŦEĞVT) = ve TTāğūti : ve tağut'a
12. وَيَقُولُونَ (VYGVLVN) = ve yeḳūlūne : ve diyorlar
13. لِلَّذِينَ (LLZ̃YN) = lilleƶīne : için
14. كَفَرُوا (KFRVE) = keferū : inkar edenler
15. هَٰؤُلَاءِ (HÙLEÙ) = hā'ulā'i : bunlar
16. أَهْدَىٰ (ÊHD̃) = ehdā : daha doğru
17. مِنَ (MN) = mine : -den
18. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseler-
19. امَنُوا ( ËMNVE) = āmenū : inanan(lar)
20. سَبِيلًا (SBYLE) = sebīlen : yolda(dırlar)
| görmedin mi? | | kendilerine | verilenleri | bir pay | -tan | Kitap- | inanıyorlar | cibt'e | ve tağut'a | ve diyorlar | için | inkar edenler | bunlar | daha doğru | -den | kimseler- | inanan(lar) | yolda(dırlar) |

[] [REY] [] [] [ETY] [NṦB] [] [KTB] [EMN] [CBT] [ŦĞY] [GVL] [] [KFR] [] [HD̃Y] [] [] [EMN] [SBL]
ÊLM TR ÎL ELZ̃YN ÊVTVE NṦYBE MN ELKTEB YÙMNVN BELCBT VELŦEĞVT VYGVLVN LLZ̃YN KFRVE HÙLEÙ ÊHD̃ MN ELZ̃YN ËMNVE SBYLE

elem tera ilā elleƶīne ūtū neSīben mine l-kitābi yu'minūne bil-cibti ve TTāğūti ve yeḳūlūne lilleƶīne keferū hā'ulā'i ehdā mine elleƶīne āmenū sebīlen
ألم تر إلى الذين أوتوا نصيبا من الكتاب يؤمنون بالجبت والطاغوت ويقولون للذين كفروا هؤلاء أهدى من الذين آمنوا سبيلا

 » 4 / Nisâ  Suresi: 51
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ألم | ÊLM elem Do not
تر ر ا ي | REY TR tera görmedin mi? you see
إلى | ÎL ilā [towards]
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kendilerine those who
أوتوا ا ت ي | ETY ÊVTVE ūtū verilenleri were given
نصيبا ن ص ب | NṦB NṦYBE neSīben bir pay a portion
من | MN mine -tan of
الكتاب ك ت ب | KTB ELKTEB l-kitābi Kitap- the Book?
يؤمنون ا م ن | EMN YÙMNVN yu'minūne inanıyorlar They believe
بالجبت ج ب ت | CBT BELCBT bil-cibti cibt'e in the superstition
والطاغوت ط غ ي | ŦĞY VELŦEĞVT ve TTāğūti ve tağut'a and the false deities,
ويقولون ق و ل | GVL VYGVLVN ve yeḳūlūne ve diyorlar and they say
للذين | LLZ̃YN lilleƶīne için for those who
كفروا ك ف ر | KFR KFRVE keferū inkar edenler disbelieve[d]
هؤلاء | HÙLEÙ hā'ulā'i bunlar """These"
أهدى ه د ي | HD̃Y ÊHD̃ ehdā daha doğru (are) better guided
من | MN mine -den than
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler- those who
آمنوا ا م ن | EMN ËMNVE āmenū inanan(lar) believe[d]
سبيلا س ب ل | SBL SBYLE sebīlen yolda(dırlar) (as to the) way.

4:51 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

| görmedin mi? | | kendilerine | verilenleri | bir pay | -tan | Kitap- | inanıyorlar | cibt'e | ve tağut'a | ve diyorlar | için | inkar edenler | bunlar | daha doğru | -den | kimseler- | inanan(lar) | yolda(dırlar) |

[] [REY] [] [] [ETY] [NṦB] [] [KTB] [EMN] [CBT] [ŦĞY] [GVL] [] [KFR] [] [HD̃Y] [] [] [EMN] [SBL]
ÊLM TR ÎL ELZ̃YN ÊVTVE NṦYBE MN ELKTEB YÙMNVN BELCBT VELŦEĞVT VYGVLVN LLZ̃YN KFRVE HÙLEÙ ÊHD̃ MN ELZ̃YN ËMNVE SBYLE

elem tera ilā elleƶīne ūtū neSīben mine l-kitābi yu'minūne bil-cibti ve TTāğūti ve yeḳūlūne lilleƶīne keferū hā'ulā'i ehdā mine elleƶīne āmenū sebīlen
ألم تر إلى الذين أوتوا نصيبا من الكتاب يؤمنون بالجبت والطاغوت ويقولون للذين كفروا هؤلاء أهدى من الذين آمنوا سبيلا

[] [ر ا ي] [] [] [ا ت ي] [ن ص ب] [] [ك ت ب] [ا م ن] [ج ب ت] [ط غ ي] [ق و ل] [] [ك ف ر] [] [ه د ي] [] [] [ا م ن] [س ب ل]

 » 4 / Nisâ  Suresi: 51
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ألم | ÊLM elem Do not
,Lam,Mim,
,30,40,
INTG – prefixed interrogative alif
NEG – negative particle
الهمزة همزة استفهام
حرف نفي
تر ر ا ي | REY TR tera görmedin mi? you see
Te,Re,
400,200,
V – 2nd person masculine singular imperfect verb, jussive mood
فعل مضارع مجزوم
إلى | ÎL ilā [towards]
,Lam,,
,30,,
P – preposition
حرف جر
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kendilerine those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
أوتوا ا ت ي | ETY ÊVTVE ūtū verilenleri were given
,Vav,Te,Vav,Elif,
,6,400,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form IV) passive perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض مبني للمجهول والواو ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
نصيبا ن ص ب | NṦB NṦYBE neSīben bir pay a portion
Nun,Sad,Ye,Be,Elif,
50,90,10,2,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
من | MN mine -tan of
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
الكتاب ك ت ب | KTB ELKTEB l-kitābi Kitap- the Book?
Elif,Lam,Kef,Te,Elif,Be,
1,30,20,400,1,2,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
يؤمنون ا م ن | EMN YÙMNVN yu'minūne inanıyorlar They believe
Ye,,Mim,Nun,Vav,Nun,
10,,40,50,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
بالجبت ج ب ت | CBT BELCBT bil-cibti cibt'e in the superstition
Be,Elif,Lam,Cim,Be,Te,
2,1,30,3,2,400,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine noun
جار ومجرور
والطاغوت ط غ ي | ŦĞY VELŦEĞVT ve TTāğūti ve tağut'a and the false deities,
Vav,Elif,Lam,Tı,Elif,Ğayn,Vav,Te,
6,1,30,9,1,1000,6,400,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – genitive noun
الواو عاطفة
اسم مجرور
ويقولون ق و ل | GVL VYGVLVN ve yeḳūlūne ve diyorlar and they say
Vav,Ye,Gaf,Vav,Lam,Vav,Nun,
6,10,100,6,30,6,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
للذين | LLZ̃YN lilleƶīne için for those who
Lam,Lam,Zel,Ye,Nun,
30,30,700,10,50,
P – prefixed preposition lām
REL – masculine plural relative pronoun
جار ومجرور
كفروا ك ف ر | KFR KFRVE keferū inkar edenler disbelieve[d]
Kef,Fe,Re,Vav,Elif,
20,80,200,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
هؤلاء | HÙLEÙ hā'ulā'i bunlar """These"
He,,Lam,Elif,,
5,,30,1,,
DEM – plural demonstrative pronoun
اسم اشارة
أهدى ه د ي | HD̃Y ÊHD̃ ehdā daha doğru (are) better guided
,He,Dal,,
,5,4,,
N – nominative masculine singular noun
اسم مرفوع
من | MN mine -den than
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler- those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
آمنوا ا م ن | EMN ËMNVE āmenū inanan(lar) believe[d]
,Mim,Nun,Vav,Elif,
,40,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
سبيلا س ب ل | SBL SBYLE sebīlen yolda(dırlar) (as to the) way.
Sin,Be,Ye,Lam,Elif,
60,2,10,30,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |أَلَمْ: | تَرَ: görmedin mi? | إِلَى: | الَّذِينَ: kendilerine | أُوتُوا: verilenleri | نَصِيبًا: bir pay | مِنَ: -tan | الْكِتَابِ: Kitap- | يُؤْمِنُونَ: inanıyorlar | بِالْجِبْتِ: cibt'e | وَالطَّاغُوتِ: ve tağut'a | وَيَقُولُونَ: ve diyorlar | لِلَّذِينَ: için | كَفَرُوا: inkar edenler | هَٰؤُلَاءِ: bunlar | أَهْدَىٰ: daha doğru | مِنَ: -den | الَّذِينَ: kimseler- | امَنُوا: inanan(lar) | سَبِيلًا: yolda(dırlar) |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ألم ÊLM | تر TR görmedin mi? | إلى ÎL | الذين ELZ̃YN kendilerine | أوتوا ÊWTWE verilenleri | نصيبا NṦYBE bir pay | من MN -tan | الكتاب ELKTEB Kitap- | يؤمنون YÙMNWN inanıyorlar | بالجبت BELCBT cibt'e | والطاغوت WELŦEĞWT ve tağut'a | ويقولون WYGWLWN ve diyorlar | للذين LLZ̃YN için | كفروا KFRWE inkar edenler | هؤلاء HÙLEÙ bunlar | أهدى ÊHD̃ daha doğru | من MN -den | الذين ELZ̃YN kimseler- | آمنوا ËMNWE inanan(lar) | سبيلا SBYLE yolda(dırlar) |
Kırık Meal (Okunuş) : |elem: | tera: görmedin mi? | ilā: | elleƶīne: kendilerine | ūtū: verilenleri | neSīben: bir pay | mine: -tan | l-kitābi: Kitap- | yu'minūne: inanıyorlar | bil-cibti: cibt'e | ve TTāğūti: ve tağut'a | ve yeḳūlūne: ve diyorlar | lilleƶīne: için | keferū: inkar edenler | hā'ulā'i: bunlar | ehdā: daha doğru | mine: -den | elleƶīne: kimseler- | āmenū: inanan(lar) | sebīlen: yolda(dırlar) |
Kırık Meal (Transcript) : |ÊLM: | TR: görmedin mi? | ÎL: | ELZ̃YN: kendilerine | ÊVTVE: verilenleri | NṦYBE: bir pay | MN: -tan | ELKTEB: Kitap- | YÙMNVN: inanıyorlar | BELCBT: cibt'e | VELŦEĞVT: ve tağut'a | VYGVLVN: ve diyorlar | LLZ̃YN: için | KFRVE: inkar edenler | HÙLEÙ: bunlar | ÊHD̃: daha doğru | MN: -den | ELZ̃YN: kimseler- | ËMNVE: inanan(lar) | SBYLE: yolda(dırlar) |
Abdulbaki Gölpınarlı : Görmez misin, kendilerine kitaptan bir pay verilenler, puta, şeytan'a inanırlar da kâfirler için bunlar derler, inananlara nispetle daha doğru yolda.
Adem Uğur : Kendilerine Kitap'tan nasip verilenleri görmedin mi? Putlara ve bâtıla (tanrılara) iman ediyorlar, sonra da kâfirler için: "Bunlar, Allah'a iman edenlerden daha doğru yoldadır" diyorlar!
Ahmed Hulusi : Kendilerine hakikat bilgisinden bir nasip verilenleri görüyor musun? Cibt'e (kendisinde kuvvet vehmedilen put) ve Tağut'a (şeytanî güçler) iman ediyorlar ve hakikati inkâr edenlere, "Bunlar iman edenlerden daha doğru yolda" diyorlar.
Ahmet Tekin : Bu mükemmel kutsal kitaptaki bir kısım emir ve hükümleri uygulamakla sorumlu tutulan ehl-i kitap âlimlerini görmüyor musun? Putlaştırılmış, hiçbir hayrı olmayan heykellere; putlaştırılmış, zalim, azgın diktatörlere, idarelere şeytanî güçlere, tağuta inanıyorlar. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, kâfirler için: 'Bunlar, iman edenlerden, mü’minlerden daha doğru yoldadırlar' diyorlar.
Ahmet Varol : Kendilerine Kitap'tan bir nasip verilenleri görmüyor musun ki, saçmalığa ve puta inanıyorlar ve inkar edenler hakkında: 'Bunlar, iman edenlerden daha doğru yoldadırlar' diyorlar.
Ali Bulaç : Kendilerine kitaptan bir pay verilenleri görmedin mi? Onlar, tağuta ve cibt'e inanıyorlar ve diğer inkâr edenler için: "Bunlar, iman edenlerden daha doğru bir yoldadır" diyorlar.
Ali Fikri Yavuz : Şu, kendilerine okuyup yazmaktan biraz nasib verilenlere bakmaz mısın? Kendileri, ruhlu ve ruhsuz putlara inanıyorlar da küfredenler için: “- Bunlar iman edenlerden daha doğru bir yoldadır” diyorlar.
Bekir Sadak : Kendilerine kitap verilmis olanlarin, puta ve seytana kanip, inkar edenlere: «Bunlar, inananlardan daha dogru yoldadirlar» dediklerini gormedin mi?
Celal Yıldırım : Şu kendilerine kitaptan azçok bir pay verilenleri görmedin mi? Cibt ve Tâğût (put ve benzeri bâtıl tanrılarla inanıyorlar ve inkarcılar için de, «Bunlar şu imân eden (Müslüman mü'min)lerden yolca daha doğrudurlar!» diyorlar.
Diyanet İşleri : Kendilerine Kitap’tan bir nasip verilmiş olanları görmüyor musun? Onlar “cibt”e ve “tâğût”a inanıyorlar. İnkâr edenler için de, “Bunlar, iman edenlerden daha doğru yoldadır” diyorlar.
Diyanet İşleri (eski) : Kendilerine kitap verilmiş olanların, puta ve şeytana kanıp, inkar edenlere: 'Bunlar, inananlardan daha doğru yoldadırlar' dediklerini görmedin mi?
Diyanet Vakfi : Kendilerine Kitap'tan nasip verilenleri görmedin mi? Putlara ve bâtıla (tanrılara) iman ediyorlar, sonra da kâfirler için: «Bunlar, Allah'a iman edenlerden daha doğru yoldadır» diyorlar!
Edip Yüksel : Kendilerine kitaptan bir pay verilenleri görmüyor musun? Putperestliğe ve yanlış doktrinlere inanıyorlar ve inkar edenler için, 'Bunlar, inananlardan daha doğru yoldadır,' diyorlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : «Şu kendilerine kitaptan (okuma yazmadan) bir nasib verilmiş olanları görmüyor musun! Onlar puta ve şeytana inanıyorlar. Ve Allah'ı tanımayanlara, «Bunlar, müminlerden daha doğru yoldadır.» diyorlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Şu kendilerine okuyup yazmaktan biraz nasip verilmiş olanları görmüyor musun? Put ve şeytanlara inanıyorlar da Allah'ı tanımayanlara: «Bunlar, müminlerden daha doğru yoldalar.» diyorlar.
Elmalılı Hamdi Yazır : Bakmaz mısın şu kendilerine okuyub yazmaktan biraz nasıb verilmiş olanlara? Cibt-ü taguta inanıyorlar da Allahı tanımıyanlara bunlar mü'minlerden yolca daha doğru diyorlar
Fizilal-il Kuran : Şu kendilerine kitaptan bir pay verdiklerimizi görmüyor musun? Bunlar puta ve tağut'a (şeytana) inanırlar ve kâfirler hakkında 'Bunların yolu müminlerin yolundan daha doğrudur' derler.
Gültekin Onan : Kendilerine kitaptan bir pay verilenleri görmedin mi? Onlar tağuta ve cibte inanıyorlar ve diğer kafirler için: "Bunlar inananlardan daha doğru bir yoldadır" diyorlar.
Hakkı Yılmaz : Kendilerine Kitap'tan bir nasip verilmiş olan şu kimseleri görmüyor musun?! Onlar, puta ve tağuta inanıyorlar. Ve Allah'a inanmayan kimseler için, “Bunlar, mü’minlerden daha doğru bir yoldadır” diyorlar.
Hasan Basri Çantay : Bakmadın mı şu kendilerine kitabdan biraz nasıyb verilenlere? kendileri haça, şeytana inanıyorlar, diğer küfredenler için de: «Bunlar îman edenlerden daha doğru bir yoldadır» diyorlar.
Hayrat Neşriyat : Kendilerine kitabdan bir nasib verilenleri görmedin mi? Putlara ve tâğûta (Allah’ın yerine koydukları şeylere) inanıyorlar ve inkâr edenler için: 'Bunlar îmân edenlerden daha doğru bir yoldadır' diyorlar.
İbni Kesir : Kendilerine kitab verilmiş olanların puta ve tağut'a inanıp, küfredenlere: Bunlar mü'minlerden daha doğru yoldadırlar, dediklerini görmedin mi?
İskender Evrenosoğlu : Kitaptan kendilerine pay verilen kimseleri görmedin mi? Cibte (kâhinlere, putlara) ve tâguta (insan ve cin şeytanlara) inanıyorlar ve inkâr eden kimseler için de, "Bunlar îmân eden kimselerden daha doğru bir yoldadır." diyorlar.
Muhammed Esed : Kendilerine ilahi kelamdan bir pay verildiği halde (şimdi) asılsız muammalara ve şeytani güçlere inananların ve hakikati inkara şartlanmış olanların, müminlerden daha doğru yolda olduklarını iddia edenleri görmüyor musun?
Ömer Nasuhi Bilmen : Görmedin mi o kendilerine kitaptan bir nâsip verilmiş kimseleri ki, Cibt ve Tâğût'a imân ediyorlar ve kâfirler için, «Bunlar mü'minlerden daha doğru bir yoldadırlar,» deyiveriyorlar.
Ömer Öngüt : Kendilerine kitap verilmiş olanları görmedin mi? Bâtıl ilâhlara ve Tâğut'a inanıyorlar. Sonra da kâfirler için: “Bunlar inananlardan daha doğru yoldadır. ” diyorlar.
Şaban Piriş : Kitaptan bir nasip verilenleri görmüyor musun? Cibt ve tağuta inanıyorlar da kafirler için şöyle diyorlar: “Onlar, iman edenlerden daha doğru bir yoldadır.”
Suat Yıldırım : Baksana o kendilerine kitaptan bir nasip verilenlere! Putlara, kâhinlere, şeytanlara, ne kadar batıl varsa hepsine iman ediyorlar ve yetmezmiş gibi, bir de kalkıp kâfirler hakkında "Onlar, Müslümanlardan daha doğru yoldadır" diyorlar!
Süleyman Ateş : Kendilerine Kitaptan bir pay verilenleri görmedin mi? (Baksana onlar) cibt ve tâğût'a inanıyorlar ve inkâr edenler için: "Bunlar, inananlardan daha doğru yoldadır" diyorlar.
Tefhim-ul Kuran : Kendilerine Kitap'tan bir pay verilenleri görmedin mi? Onlar cibt ve tağuta inanıyorlar ve inkâr edenlere: «Bunlar inananlardan daha doğru yoldadır» diyorlar.
Ümit Şimşek : Görmedin mi kendilerine kitaptan bir nasip verilenleri ki, bâtıl ilâhlara ve tâğuta iman ediyorlar; bir de, inkâr edenler için, 'Bunlar iman edenlerden daha doğru bir yolda' diyorlar.
Yaşar Nuri Öztürk : Görmedin mi şu kendilerine Kitap'tan bir pay verilmiş olanları? Puta, tâğuta inanıyorlar; küfre batmışlar için, "Bunlar inananlardan daha doğru yoldadır!" diyorlar.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}