» 4 / Nisâ  Suresi:

Kuran Sırası: 4
İniş Sırası: 92

Kırık Meal (Transcript) Meali
|YE: ey | ÊYHE: SİZ! | ELNES: insanlar | ETGVE: korkun | RBKM: Rabbinizden | ELZ̃Y: o ki | ḢLGKM: sizi yarattı | MN: -ten | NFS: bir nefis- | VEḪD̃T: bir tek | VḢLG: ve yarattı | MNHE: ondan | ZVCHE: eşini | VBS̃: ve üretti | MNHME: ikisinden | RCELE: erkekler | KS̃YRE: birçok | VNSEÙ: ve kadınlar | VETGVE: ve sakının | ELLH: Allah'tan | ELZ̃Y: o ki | TSEÙLVN: birbirinizden dilekte bulunduğunuz | BH: adına | VELÊRḪEM: ve akrabalık(bağlarını kırmak)tan | ÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | KEN: | ALYKM: sizin üzerinizde | RGYBE: gözetleyicidir | (4:1)
|V ËTVE: ve verin | ELYTEM: öksüzlere | ÊMVELHM: mallarını | VLE: | TTBD̃LVE: değiştirmeyin | ELḢBYS̃: pis olanı | BELŦYB: temiz olanla | VLE: | TÊKLVE: yemeyin | ÊMVELHM: onların mallarını | ÎL: katarak | ÊMVELKM: sizin mallarınıza | ÎNH: çünkü bu | KEN: | ḪVBE: bir günahtır | KBYRE: büyük | (4:2)
|VÎN: şayet | ḢFTM: korkarsanız | ÊLE: | TGSŦVE: adaleti sağlayamıyacağınızdan | FY: hakkında | ELYTEM: öksüz(kızlar) | FENKḪVE: alın | ME: olan | ŦEB: helal | LKM: size | MN: -dan | ELNSEÙ: kadınlar- | MS̃N: ikişer | VS̃LES̃: ve üçer | VRBEA: ve dörder | FÎN: yine | ḢFTM: korkarsanız | ÊLE: | TAD̃LVE: adalet yapamayacağınızdan | FVEḪD̃T: bir tane (alın) | ÊV: yahut | ME: şeyle (yetinin) | MLKT: sahip olduğu | ÊYMENKM: ellerinizin | Z̃LK: budur | ÊD̃N: en uygun olan | ÊLE: | TAVLVE: haksızlık etmemeniz için | (4:3)
|V ËTVE: ve verin | ELNSEÙ: kadınlara | ṦD̃GETHN: mehirlerini | NḪLT: bir hak olarak | FÎN: eğer | ŦBN: bağışlarlarsa | LKM: size | AN: | ŞYÙ: bir kısmını | MNH: ondan | NFSE: kendi istekleriyle | FKLVH: onu yeyin | HNYÙE: afiyetle | MRYÙE: iç huzuruyla | (4:4)
|VLE: | TÙTVE: vermeyin | ELSFHEÙ: aklı ermezlere | ÊMVELKM: mallarınızı | ELTY: ki | CAL: yapmıştır | ELLH: Allah | LKM: sizin için | GYEME: bir geçim kaynağı | VERZGVHM: ve onları besleyin | FYHE: onunla | VEKSVHM: ve giydirin | VGVLVE: ve söyleyin | LHM: onlara | GVLE: söz | MARVFE: güzel | (4:5)
|VEBTLVE: deneyin | ELYTEM: öksüzleri | ḪT: kadar | ÎZ̃E: | BLĞVE: varıncaya | ELNKEḪ: nikah (çağına) | FÎN: eğer | ËNSTM: görürseniz | MNHM: onlarda | RŞD̃E: bir olgunluk | FED̃FAVE: hemen verin | ÎLYHM: kendilerine | ÊMVELHM: mallarını | VLE: | TÊKLVHE: yemeğe kalkmayın | ÎSREFE: israf ile | VBD̃ERE: ve tez elden | ÊN: | YKBRVE: büyüyüp (geri alacaklar) diye | VMN: ve kimse | KEN: olan | ĞNYE: zengin | FLYSTAFF: çekinsin | VMN: ve kimse de | KEN: olan | FGYRE: yoksul | FLYÊKL: yesin | BELMARVF: uygun şekilde | FÎZ̃E: zaman da | D̃FATM: geri verdiğiniz | ÎLYHM: onlara | ÊMVELHM: mallarını | FÊŞHD̃VE: şahid bulundurun | ALYHM: yanlarında | VKF: yeter | BELLH: Allah | ḪSYBE: hesapçı olarak | (4:6)
|LLRCEL: erkeklere vardır | NṦYB: bir pay | MME: şeylerden | TRK: geriye bıraktıkları | ELVELD̃EN: ana babanın | VELÊGRBVN: ve akrabanın | VLLNSEÙ: ve kadınlara vardır | NṦYB: bir pay | MME: şeylerden | TRK: geriye bıraktıkları | ELVELD̃EN: ana babanın | VELÊGRBVN: ve akrabanın | MME: olandan | GL: az | MNH: ondan | ÊV: veya | KS̃R: çoğundan | NṦYBE: bir hisse | MFRVŽE: ayrılmıştır | (4:7)
|VÎZ̃E: ne zaman | ḪŽR: hazır bulunursa | ELGSMT: (miras) taksim(in)de | ÊVLV: | ELGRB: akrabalar | VELYTEM: ve öksüzler | VELMSEKYN: ve yoksullar | FERZGVHM: onları rızıklandırın | MNH: ondan | VGVLVE: ve söyleyin | LHM: onlara | GVLE: söz | MARVFE: güzel | (4:8)
|VLYḢŞ: kaygı duyanlar | ELZ̃YN: | LV: şayet | TRKVE: bırakırlarsa | MN: | ḢLFHM: arkalarında | Z̃RYT: çocuklar | ŽAEFE: güçsüz | ḢEFVE: çekinsinler | ALYHM: onların durumundan | FLYTGVE: korksunlar | ELLH: Allah'tan | VLYGVLVE: ve söylesinler | GVLE: söz | SD̃YD̃E: doğru | (4:9)
|ÎN: şüphesiz | ELZ̃YN: kimseler | YÊKLVN: yiyen(ler) | ÊMVEL: mallarını | ELYTEM: öksüzlerin | ƵLME: zulüm ile | ÎNME: doğrusu | YÊKLVN: yemektedirler | FY: | BŦVNHM: karınlarına | NERE: ateş | VSYṦLVN: ve gireceklerdir | SAYRE: çılgın bir ateşe | (4:10)
|YVṦYKM: size tavsiye eder | ELLH: Allah | FY: hakkında | ÊVLED̃KM: çocuklarınız(ın alacağı miras) | LLZ̃KR: erkeğe | MS̃L: kadar | ḪƵ: payı | ELÊNS̃YYN: iki kadının | FÎN: eğer | KN: iseler | NSEÙ: kadın | FVG: fazla | ES̃NTYN: ikiden | FLHN: onlarındır | S̃LS̃E: üçte ikisi | ME: ne | TRK: bıraktıysa | VÎN: ve eğer (çocuk) | KENT: ise | VEḪD̃T: yalnız bir kadın | FLHE: onundur | ELNṦF: (mirasın) yarısı | VLÊBVYH: ana babasından | LKL: her | VEḪD̃: birinin | MNHME: vardır | ELSD̃S: altıda bir hissesi | MME: | TRK: bıraktığı mirasta | ÎN: eğer | KEN: varsa | LH: onun (ölenin) | VLD̃: çocuğu | FÎN: eğer | LM: | YKN: yok da | LH: onun | VLD̃: çocuğu | VVRS̃H: ve ona varis oluyorsa | ÊBVEH: ana babası | FLÊMH: anasına düşer | ELS̃LS̃: üçte bir | FÎN: eğer | KEN: varsa | LH: onun | ÎḢVT: kardeşleri | FLÊMH: anasının payı | ELSD̃S: altıda birdir | MN: | BAD̃: (bu hükümler) sonradır | VṦYT: vasiyyetten | YVṦY: yapacağı | BHE: | ÊV: ya da | D̃YN: borcundan | ËBEÙKM: babalarınız | VÊBNEÙKM: ve oğullarınızdan | LE: | TD̃RVN: bilmezsiniz | ÊYHM: hangisinin | ÊGRB: daha yakın olduğunu | LKM: size | NFAE: fayda bakımından | FRYŽT: bunlar koyulmuş haklardır | MN: tarafından | ELLH: Allah | ÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | KEN: | ALYME: bilendir | ḪKYME: hikmet sahibidir | (4:11)
|VLKM: sizindir | NṦF: yarısı | ME: | TRK: bıraktıkları mirasın | ÊZVECKM: eşlerinizin | ÎN: eğer | LM: | YKN: yoksa | LHN: onların | VLD̃: çocukları | FÎN: eğer | KEN: | LHN: onların varsa | VLD̃: çocukları | FLKM: sizindir | ELRBA: dörtte biri | MME: | TRKN: bıraktıklarının | MN: | BAD̃: sonra | VṦYT: vasiyyetten | YVṦYN: yapacakları | BHE: ondan | ÊV: veya | D̃YN: borçtan | VLHN: onlarındır | ELRBA: dörtte biri | MME: | TRKTM: bıraktığınızın | ÎN: eğer | LM: | YKN: yoksa | LKM: sizin de | VLD̃: çocuğunuz | FÎN: eğer | KEN: varsa | LKM: sizin | VLD̃: çocuğunuz | FLHN: onlarındır | ELS̃MN: sekizde biri | MME: | TRKTM: bıraktığınızın | MN: | BAD̃: sonra | VṦYT: vasiyyet | TVṦVN: yapacağınız | BHE: ondan | ÊV: veya | D̃YN: borçtan | VÎN: eğer | KEN: ise | RCL: erkeğin | YVRS̃: miras bırakan | KLELT: evladı ve ana babası olmayıp | ÊV: veya | EMRÊT: kadının | VLH: ve onlar | ÊḢ: bir erkek | ÊV: veya | ÊḢT: bir kızkardeşi | FLKL: her | VEḪD̃: birine | MNHME: onlardan | ELSD̃S: altıda bir düşer | FÎN: eğer | KENVE: iseler | ÊKS̃R: fazla | MN: -ndan | Z̃LK: bu- | FHM: onlar | ŞRKEÙ: ortaktırlar | FY: | ELS̃LS̃: üçte bire | MN: | BAD̃: sonradır | VṦYT: vasiyyetten | YVṦ: yapılan | BHE: ondan | ÊV: veya | D̃YN: borçtan | ĞYR: olmayan | MŽER: zarar verici | VṦYT: vasiyyettir | MN: -tan | ELLH: Allah- | VELLH: Allah | ALYM: bilendir | ḪLYM: halimdir | (4:12)
|TLK: bunlar | ḪD̃VD̃: sınırlarıdır | ELLH: Allah'ın | VMN: kim | YŦA: ita'at ederse | ELLH: Allah'a | VRSVLH: ve Elçisine | YD̃ḢLH: (Allah onu) sokar | CNET: cennetlere | TCRY: akan | MN: | TḪTHE: altlarından | ELÊNHER: ırmaklar | ḢELD̃YN: sürekli kalacakları | FYHE: içinde | VZ̃LK: işte budur | ELFVZ: başarı | ELAƵYM: büyük | (4:13)
|VMN: ve kim | YAṦ: karşı gelir | ELLH: Allah'a | VRSVLH: ve Elçisi'ne | VYTAD̃: ve aşarsa | ḪD̃VD̃H: O'nun sınırlarını | YD̃ḢLH: (Allah onu) sokar | NERE: ateşe | ḢELD̃E: sürekli kalacağı | FYHE: içinde | VLH: ve onlar | AZ̃EB: bir azab | MHYN: alçaltıcı | (4:14)
|VELLETY: ve kimseler | YÊTYN: yapanlar | ELFEḪŞT: fuhuş | MN: -dan | NSEÙKM: kadınlarınız- | FESTŞHD̃VE: şahid getirin | ALYHN: onlara karşı | ÊRBAT: dört | MNKM: içinizden | FÎN: eğer | ŞHD̃VE: onlar şahidlik ederlerse | FÊMSKVHN: tutun (dışarı çıkarmayın) | FY: | ELBYVT: evlerde | ḪT: kadar | YTVFEHN: o kadınları alıncaya | ELMVT: ölüm | ÊV: ya da | YCAL: gösterinceye | ELLH: Allah | LHN: onların yararına | SBYLE: bir yol | (4:15)
|VELLZ̃EN: iki kişi | YÊTYENHE: fuhuş yaparsa | MNKM: içinizden | F ËZ̃VHME: onlara eziyet edin | FÎN: eğer | TEBE: tevbe eder | VÊṦLḪE: ve uslanırlarsa | FÊARŽVE: artık vazgeçin | ANHME: onlardan | ÎN: çünkü | ELLH: Allah | KEN: | TVEBE: tevbeleri çok kabul edendir | RḪYME: çok esirgeyendir | (4:16)
|ÎNME: şüphesiz | ELTVBT: tevbesi makbuldür | AL: göre | ELLH: Allah'a | LLZ̃YN: şu kimselerin | YAMLVN: yaparlar | ELSVÙ: bir kötülük | BCHELT: cahillikle | S̃M: sonra | YTVBVN: dönerler (tevbe ederler) | MN: -ndan | GRYB: hemen ardı- | FÊVLÙK: işte | YTVB: tevbesini kabul eder | ELLH: Allah | ALYHM: onların | VKEN: | ELLH: Allah | ALYME: bilendir | ḪKYME: hüküm ve hikmet sahibidir | (4:17)
|VLYST: (geçerli) değildir | ELTVBT: tevbesi | LLZ̃YN: kimselerin | YAMLVN: yapan(ların) | ELSYÙET: kötülükler | ḪT: nihayet | ÎZ̃E: zaman | ḪŽR: gelip çattığı | ÊḪD̃HM: kendilerine | ELMVT: ölüm | GEL: der | ÎNY: muhakkak ben | TBT: tevbe ettim | EL ËN: şimdi | VLE: ve (değildir) | ELZ̃YN: kimselerin | YMVTVN: ölenlere | VHM: olarak | KFER: kafir | ÊVLÙK: işte | ÊATD̃NE: hazırlamışızdır | LHM: onlar için | AZ̃EBE: bir azab | ÊLYME: acı | (4:18)
|YE: EY/HEY/AH | ÊYHE: SİZ! | ELZ̃YN: kimseler | ËMNVE: inanan(lar) | LE: | YḪL: helal değildir | LKM: size | ÊN: | TRS̃VE: miras yoluyla almanız | ELNSEÙ: kadınları | KRHE: zorla | VLE: | TAŽLVHN: onları sıkıştırmayın | LTZ̃HBVE: alıp götürmek için | BBAŽ: bir kısmını | ME: şeylerin | ËTYTMVHN: onlara verdiğiniz | ÎLE: dışında | ÊN: | YÊTYN: yapmaları | BFEḪŞT: edepsizlik | MBYNT: açık bir | VAEŞRVHN: ve onlarla geçinin | BELMARVF: iyi | FÎN: eğer | KRHTMVHN: onlardan hoşlanmazsanız | FAS: bilinki | ÊN: | TKRHVE: sizin hoşlanmadığınız | ŞYÙE: bir şeye | VYCAL: koymuş olabilir | ELLH: Allah | FYH: ona | ḢYRE: hayır | KS̃YRE: çok | (4:19)
|VÎN: eğer | ÊRD̃TM: almak isterseniz | ESTBD̃EL: başka | ZVC: bir eş | MKEN: yerine | ZVC: bir eşin | V ËTYTM: vermiş olsanız (dahi) | ÎḪD̃EHN: onlardan birine | GNŦERE: kantarlarca (mal) | FLE: | TÊḢZ̃VE: geri almayın | MNH: ondan (verdiğinizden) | ŞYÙE: hiçbir şeyi | ÊTÊḢZ̃VNH: verdiğinizi alacak mısınız? | BHTENE: iftira ederek | VÎS̃ME: ve günaha girerek | MBYNE: açıkça | (4:20)
|VKYF: ve nasıl | TÊḢZ̃VNH: onu alırsınız | VGD̃: andolsun | ÊFŽ: geçmiş(içli dışlı olmuş)ken | BAŽKM: bazınız | ÎL: | BAŽ: bazınıza | VÊḢZ̃N: ve onlar almışlardı | MNKM: sizden | MYS̃EGE: te'minat | ĞLYƵE: sağlam | (4:21)
|VLE: | TNKḪVE: artık evlenmeyin | ME: | NKḪ: evlendiği | ËBEÙKM: babalarınızın | MN: | ELNSEÙ: kadınlarla | ÎLE: hariç | ME: olanlar | GD̃: | SLF: geçmişte | ÎNH: çünkü bu | KEN: | FEḪŞT: edepsizliktir | VMGTE: ve (Allah'ın) hışm(ı)dır | VSEÙ: ve iğrenç | SBYLE: bir yoldur | (4:22)
|ḪRMT: haram kılındı | ALYKM: size | ÊMHETKM: analarınız | VBNETKM: ve kızlarınız | VÊḢVETKM: ve kızkardeşleriniz | VAMETKM: ve halalarınız | VḢELETKM: ve teyzeleriniz | VBNET: ve kızları | ELÊḢ: kardeş | VBNET: e kızları | ELÊḢT: kızkardeş | VÊMHETKM: ve analarınız | ELLETY: | ÊRŽANKM: sizi emziren | VÊḢVETKM: ve bacılarınız | MN: | ELRŽEAT: süt | VÊMHET: ve anaları | NSEÙKM: karılarınızın | VRBEÙBKM: üvey kızlarınız | ELLETY: olan | FY: | ḪCVRKM: birleştiğiniz | MN: | NSEÙKM: karılarınızdan | ELLETY: | D̃ḢLTM: evlerinizde bulunan | BHN: | FÎN: eğer | LM: | TKVNVE: olmamışsa | D̃ḢLTM: birleşmeniz | BHN: onlarla | FLE: yoktur | CNEḪ: bir günah | ALYKM: üzerinize | VḪLEÙL: ve karıları | ÊBNEÙKM: oğullarınızın | ELZ̃YN: | MN: -den | ÊṦLEBKM: kendi sulbünüz- | VÊN: | TCMAVE: ve almanız | BYN: bir arada | ELÊḢTYN: iki kızkardeşi | ÎLE: ancak hariç | ME: olanlar | GD̃: | SLF: geçmişte | ÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | KEN: | ĞFVRE: çok bağışlayan | RḪYME: çok esirgeyendir | (4:23)
|VELMḪṦNET: ve evli olanlar (haramdır) | MN: -dan | ELNSEÙ: kadınlar- | ÎLE: dışında | ME: | MLKT: geçen(cariye)ler | ÊYMENKM: ellerinize | KTEB: yazdığı(yasaklar)dır | ELLH: Allah'ın | ALYKM: size | VÊḪL: ve helal kılındı | LKM: size | ME: | VREÙ: ötesi | Z̃LKM: bunlardan | ÊN: | TBTĞVE: istemeniz | BÊMVELKM: mallarınızla | MḪṦNYN: iffetli yaşamak | ĞYR: | MSEFḪYN: zina etmemek | FME: | ESTMTATM: yararlanmanıza karşılık | BH: | MNHN: onlardan | F ËTVHN: onlara verin | ÊCVRHN: kesilen ücretlerini | FRYŽT: bir hak olarak | VLE: yoktur | CNEḪ: bir günah | ALYKM: üzerinize | FYME: hakkında | TREŽYTM: karşılıklı anlaşmanız | BH: | MN: | BAD̃: sonra | ELFRYŽT: hakkın kesiminden | ÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | KEN: | ALYME: bilendir | ḪKYME: hüküm ve hikmet sahibidir | (4:24)
|VMN: ve kimse | LM: | YSTŦA: gücü yetmeyen | MNKM: içinizden | ŦVLE: mali güce | ÊN: | YNKḪ: evlenmek için | ELMḪṦNET: hür kadınlarla | ELMÙMNET: inanmış | FMN: | ME: | MLKT: sahip olduğunuz | ÊYMENKM: ellerinizde | MN: -dan (alsın) | FTYETKM: genç kızlarınız- | ELMÙMNET: inanmış | VELLH: Allah | ÊALM: daha iyi bilir | BÎYMENKM: sizin imanınızı | BAŽKM: hepiniz | MN: -densiniz | BAŽ: birbiriniz- | FENKḪVHN: öyle ise onlarla evlenin | BÎZ̃N: izniyle | ÊHLHN: ailelerinin | V ËTVHN: ve verin | ÊCVRHN: ücretlerini (mehirlerini) | BELMARVF: güzelce | MḪṦNET: iffetli yaşamaları | ĞYR: | MSEFḪET: zina etmemeleri | VLE: | MTḢZ̃ET: ve (gizli) edinmemeleri | ÊḢD̃EN: dost | FÎZ̃E: iken | ÊḪṦN: evli | FÎN: eğer | ÊTYN: yaparlarsa | BFEḪŞT: fuhuş | FALYHN: onlara | NṦF: yarısı (uygulanır) | ME: | AL: üzerine | ELMḪṦNET: hür kadınlar | MN: | ELAZ̃EB: yapılan işkencenin | Z̃LK: bu (cariye ile evlenme) | LMN: içindir | ḢŞY: korkanlar | ELANT: sıkıntıya düşmekten | MNKM: içinizden | VÊN: fakat | TṦBRVE: sabretmeniz | ḢYR: daha iyidir | LKM: sizin için | VELLH: Allah | ĞFVR: bağışlayandır | RḪYM: esirgeyendir | (4:25)
|YRYD̃: istiyor | ELLH: Allah | LYBYN: açıklamak | LKM: size | VYHD̃YKM: ve sizi iletmek | SNN: yasalarına | ELZ̃YN: kimselerin | MN: | GBLKM: sizden önceki(lerin) | VYTVB: ve bağışlamak | ALYKM: günahlarınızı | VELLH: Allah | ALYM: bilendir | ḪKYM: hüküm ve hikmet sahibidir | (4:26)
|VELLH: Allah | YRYD̃: istiyor | ÊN: | YTVB: tevbenizi kabul etmek | ALYKM: sizin | VYRYD̃: ve istiyorlar | ELZ̃YN: kimseler | YTBAVN: uyan(lar) | ELŞHVET: şehvetlerine | ÊN: | TMYLVE: sizin düşmenizi | MYLE: bir sapıklığa | AƵYME: büyük | (4:27)
|YRYD̃: istiyor | ELLH: Allah | ÊN: | YḢFF: hafifletmek | ANKM: sizden | VḢLG: ve yaratılmıştır | ELÎNSEN: insan | ŽAYFE: zayıf | (4:28)
|YE: EY/HEY/AH | ÊYHE: SİZ! | ELZ̃YN: kimseler | ËMNVE: inanan(lar) | LE: | TÊKLVE: yemeyin | ÊMVELKM: mallarınızı | BYNKM: aranızda | BELBEŦL: batılla (haksız yere) | ÎLE: haricinde | ÊN: | TKVN: olan | TCERT: ticaret | AN: | TREŽ: rızanızla yaptığınız | MNKM: kendi | VLE: | TGTLVE: öldürmeyin | ÊNFSKM: canlarınızı | ÎN: doğrusu | ELLH: Allah | KEN: | BKM: size karşı | RḪYME: çok merhametlidir | (4:29)
|VMN: kim | YFAL: yaparsa (bilsin ki) | Z̃LK: bunu | AD̃VENE: düşmanlık ile | VƵLME: ve zulüm ile | FSVF: yakında | NṦLYH: onu sokacağız | NERE: cehenneme | VKEN: | Z̃LK: ve bu | AL: karşı | ELLH: Allah'a | YSYRE: kolaydır | (4:30)
|ÎN: eğer | TCTNBVE: kaçınırsanız | KBEÙR: büyük günahlardan | ME: ne ki | TNHVN: size yasaklanan | ANH: ondan | NKFR: örteriz | ANKM: sizin | SYÙETKM: küçük günahlarınızı | VND̃ḢLKM: ve sizi sokarız | MD̃ḢLE: bir yere | KRYME: güzel | (4:31)
|VLE: | TTMNVE: göz dikmeyin | ME: şeylere | FŽL: üstün kıldığı | ELLH: Allah'ın | BH: onunla | BAŽKM: bir kısmınızı | AL: karşı | BAŽ: diğerine | LLRCEL: erkeklere vardır | NṦYB: bir pay | MME: şeylerden | EKTSBVE: kazandıkları | VLLNSEÙ: ve kadınlara vardır | NṦYB: bir pay | MME: şeylerden | EKTSBN: kazandıkları | VESÊLVE: isteyin | ELLH: Alla'ın | MN: -ndan | FŽLH: lutfu- | ÎN: kuşkusuz | ELLH: Allah | KEN: | BKL: her | ŞYÙ: şeyi | ALYME: bilendir | (4:32)
|VLKL: ve her birine | CALNE: kıldık | MVELY: varisler | MME: -ndan | TRK: bıraktıkları- | ELVELD̃EN: ana babanın | VELÊGRBVN: ve akrabanın | VELZ̃YN: ve kimselere | AGD̃T: bağladığı | ÊYMENKM: yeminlerinizin | F ËTVHM: verin | NṦYBHM: hisselerini | ÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | KEN: | AL: üzerine | KL: her | ŞYÙ: şeyi | ŞHYD̃E: şahittir | (4:33)
|ELRCEL: erkekler | GVEMVN: yöneticidirler | AL: üzerinde | ELNSEÙ: kadınlar | BME: zira | FŽL: üstün kılmıştır | ELLH: Allah | BAŽHM: bir kısmını | AL: üzerine | BAŽ: diğerinin | VBME: ve çünkü | ÊNFGVE: infak ederler | MN: -ndan | ÊMVELHM: malları- | FELṦELḪET: iyi kadınlar | GENTET: ita'atkar olup | ḪEFƵET: korurlar | LLĞYB: gizliyi | BME: karşılık | ḪFƵ: kendilerini korumasına | ELLH: Allah'ın | VELLETY: kadınlara | TḢEFVN: korktuğunuz | NŞVZHN: hırçınlık etmelerinden | FAƵVHN: öğüt verin | VEHCRVHN: onlara sokulmayın | FY: | ELMŽECA: yataklarda | VEŽRBVHN: ve onları dövün | FÎN: eğer | ÊŦANKM: size ita'at ederlerse | FLE: | TBĞVE: artık aramayın | ALYHN: onların aleyhine | SBYLE: başka bir yol | ÎN: çünkü | ELLH: Allah | KEN: | ALYE: yücedir | KBYRE: büyüktür | (4:34)
|VÎN: eğer | ḢFTM: endişe duyarsanız | ŞGEG: açılmasından | BYNHME: aralarının | FEBAS̃VE: gönderin | ḪKME: bir hakem | MN: -nden | ÊHLH: erkeğin ailesi- | VḪKME: ve bir hakem | MN: -nden | ÊHLHE: kadının ailesi- | ÎN: eğer | YRYD̃E: isterlerse | ÎṦLEḪE: uzlaştırmak | YVFG: bulur | ELLH: Allah | BYNHME: onların arasını | ÎN: çünkü | ELLH: Allah | KEN: | ALYME: (herşeyi) bilendir | ḢBYRE: haber alandır | (4:35)
|VEABD̃VE: ve kulluk edin | ELLH: Allah'a | VLE: | TŞRKVE: ortak koşmayın | BH: O'na | ŞYÙE: hiçbir şeyi | VBELVELD̃YN: ve ana babaya | ÎḪSENE: iyilik edin | VBZ̃Y: ve | ELGRB: akrabaya | VELYTEM: ve öksüzlere | VELMSEKYN: ve yoksullara | VELCER: ve komşuya | Z̃Y: | ELGRB: yakın | VELCER: ve komşuya | ELCNB: uzak | VELṦEḪB: ve arkadaşa | BELCNB: yan(ınız)daki | VEBN: ve | ELSBYL: yolcuya | VME: ve | MLKT: altında bulunanlara | ÊYMENKM: ellerinizin | ÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | LE: | YḪB: sevmez | MN: kimselerin | KEN: | MḢTELE: kurumlu | FḢVRE: böbürlenen | (4:36)
|ELZ̃YN: bunlar | YBḢLVN: cimrilik ederler | VYÊMRVN: ve emrederler | ELNES: insanlara | BELBḢL: cimriliği | VYKTMVN: ve gizlerler | ME: şeyi | ËTEHM: kendilerine verdiği | ELLH: Allah'ın | MN: -nden | FŽLH: bol hazinesi- | VÊATD̃NE: (biz de) hazırlamışızdır | LLKEFRYN: inkarcılar için | AZ̃EBE: bir azab | MHYNE: alçaltıcı | (4:37)
|VELZ̃YN: bunlar | YNFGVN: verirler | ÊMVELHM: mallarını | RÙEÙ: gösteriş için | ELNES: insanlara | VLE: | YÙMNVN: inanmazlar | BELLH: Allah'a | VLE: | BELYVM: ve gününe | EL ËḢR: ahiret | VMN: kimin | YKN: ise | ELŞYŦEN: şeytan | LH: o(nun) | GRYNE: arkadaşı | FSEÙ: ne kötü | GRYNE: bir arkadaş(ı var)dır | (4:38)
|VMEZ̃E: ne olurdu | ALYHM: onlara | LV: sanki | ËMNVE: inansalardı | BELLH: Allah'a | VELYVM: ve gününe | EL ËḢR: ahiret | VÊNFGVE: ve harcasalardı | MME: -tan | RZGHM: kendilerine verdiği rızık- | ELLH: Allah'ın | VKEN: ve idi | ELLH: Allah | BHM: onları | ALYME: biliyor | (4:39)
|ÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | LE: | YƵLM: haksızlık etmez | MS̃GEL: kadar | Z̃RT: zerre | VÎN: eğer | TK: olsa | ḪSNT: (zerre miktarı) bir iyilik | YŽEAFHE: onu kat kat yapar | VYÙT: ve verir | MN: -ndan | LD̃NH: kendi katı- | ÊCRE: bir mükafat | AƵYME: büyük | (4:40)
|FKYF: (halleri) nice olur? | ÎZ̃E: zaman | CÙNE: getirdiğimiz | MN: | KL: her | ÊMT: ümmetten | BŞHYD̃: bir şahid | VCÙNE: ve getirdiğimizde | BK: seni de | AL: üzerine | HÙLEÙ: bunlar | ŞHYD̃E: şahid olarak | (4:41)
|YVMÙZ̃: o gün | YVD̃: isterler | ELZ̃YN: kimseler | KFRVE: inkar eden(ler) | VAṦVE: ve karşı gelenler | ELRSVL: Elçi'ye | LV: (mümkün olsa) | TSV: bir olmayı | BHM: | ELÊRŽ: yer ile | VLE: | YKTMVN: ve gizleyemezler | ELLH: Allah'tan | ḪD̃YS̃E: (hiçbir) söz | (4:42)
|YE: EY/HEY/AH | ÊYHE: SİZ! | ELZ̃YN: kimseler | ËMNVE: inanan(lar) | LE: | TGRBVE: yaklaşmayın | ELṦLET: SaLâTe/Desteğe (Allahın desteği Zikrullah MESAJ) | VÊNTM: ve siz | SKER: sarhoşken | ḪT: ki | TALMVE: bilesiniz | ME: | TGVLVN: ne dediğinizi | VLE: ve (yaklaşmayın) | CNBE: cünüp iken | ÎLE: dışında | AEBRY: geçici olmanız | SBYL: yoldan | ḪT: kadar | TĞTSLVE: yıkanıncaya | VÎN: eğer | KNTM: iseniz | MRŽ: hasta | ÊV: yahut | AL: üzerinde | SFR: yolculuk | ÊV: yahut | CEÙ: gelmişse | ÊḪD̃: biriniz | MNKM: sizden | MN: -ten | ELĞEÙŦ: tuvalet- | ÊV: yahut | LEMSTM: dokunmuşsanız | ELNSEÙ: kadınlara | FLM: | TCD̃VE: bulamadığınız takdirde | MEÙ: su | FTYMMVE: teyemmüm edin | ṦAYD̃E: toprağa | ŦYBE: temiz | FEMSḪVE: sürün | BVCVHKM: yüzlerinize | VÊYD̃YKM: ve ellerinize | ÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | KEN: | AFVE: çok affedendir | ĞFVRE: çok bağışlayandır | (4:43)
|ÊLM: | TR: görmedin mi? | ÎL: | ELZ̃YN: kimselerin | ÊVTVE: kendilerine verilen | NṦYBE: bir pay | MN: -tan | ELKTEB: Kitap- | YŞTRVN: satın alıyorlar | ELŽLELT: sapıklığı | VYRYD̃VN: ve istiyorlar | ÊN: | TŽLVE: sizin sapıtmanızı | ELSBYL: yolu | (4:44)
|VELLH: Allah | ÊALM: daha iyi bilir | BÊAD̃EÙKM: sizin düşmanlarınızı | VKF: yeter | BELLH: Allah | VLYE: dost olarak | VKF: yeter | BELLH: Allah | NṦYRE: yardımcı olarak | (4:45)
|MN: | ELZ̃YN: öyleleri var ki | HED̃VE: Yahudilerden | YḪRFVN: kaydırıyorlar | ELKLM: kelimeleri | AN: -nden | MVEŽAH: yerleri- | VYGVLVN: ve diyorlar | SMANE: işittik | VAṦYNE: ve isyan ettik | VESMA: ve dinle | ĞYR: | MSMA: dinlemez olası | VREANE: "ve ""ra'ina""" | LYE: eğip bükerek | BÊLSNTHM: dillerini | VŦANE: ve taşlayarak | FY: | ELD̃YN: dini | VLV: keşke (eğer) | ÊNHM: onlar | GELVE: deselerdi | SMANE: işittik | VÊŦANE: ve ita'at ettik | VESMA: ve dinle | VENƵRNE: ve bize bak | LKEN: elbette olurdu | ḢYRE: daha iyi | LHM: kendileri için | VÊGVM: ve daha sağlam | VLKN: fakat | LANHM: onları la'netlemiştir | ELLH: Allah | BKFRHM: inkarlarından dolayı | FLE: | YÙMNVN: inanmazlar | ÎLE: hariç | GLYLE: pek azı | (4:46)
|YE: EY/HEY/AH | ÊYHE: SİZ! | ELZ̃YN: kimseler | ÊVTVE: verilen(ler) | ELKTEB: Kitap | ËMNVE: inanın | BME: şeye (Kur'ana) | NZLNE: indirdiğimiz | MṦD̃GE: doğrulayıcı olarak | LME: | MAKM: yanınızdakini | MN: | GBL: önce | ÊN: | NŦMS: biz silip | VCVHE: bazı yüzleri | FNRD̃HE: döndürmemizden | AL: üzerine | ÊD̃BERHE: arkaları | ÊV: ya da | NLANHM: onları da la'netlememizden | KME: gibi | LANE: la'netlediğimiz | ÊṦḪEB: adamlarını | ELSBT: cumartesi | VKEN: | ÊMR: buyruğu | ELLH: Allah'ın | MFAVLE: yapılır | (4:47)
|ÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | LE: | YĞFR: bağışlamaz | ÊN: | YŞRK: ortak koşulmasını | BH: kendisine | VYĞFR: ve bağışlar | ME: | D̃VN: başkasını | Z̃LK: bundan | LMN: kimseden | YŞEÙ: dilediği | VMN: ve kimse | YŞRK: ortak koşan | BELLH: Allah'a | FGD̃: gerçekten | EFTR: iftira etmiştir | ÎS̃ME: bir günah | AƵYME: büyük | (4:48)
|ÊLM: | TR: görmedin mi? | ÎL: | ELZ̃YN: şu | YZKVN: övüp yüceltenleri | ÊNFSHM: kendilerini | BL: Hayır, ancak | ELLH: Allah | YZKY: yüceltir | MN: | YŞEÙ: dilediğini | VLE: | YƵLMVN: onlara zulmedilmez | FTYLE: kıl kadar | (4:49)
|ENƵR: bak | KYF: nasıl | YFTRVN: uyduruyorlar | AL: karşı | ELLH: Allah'a | ELKZ̃B: yalan | VKF: ve yeter | BH: bu (onlara) | ÎS̃ME: bir günah olarak | MBYNE: apaçık | (4:50)
|ÊLM: | TR: görmedin mi? | ÎL: | ELZ̃YN: kendilerine | ÊVTVE: verilenleri | NṦYBE: bir pay | MN: -tan | ELKTEB: Kitap- | YÙMNVN: inanıyorlar | BELCBT: cibt'e | VELŦEĞVT: ve tağut'a | VYGVLVN: ve diyorlar | LLZ̃YN: için | KFRVE: inkar edenler | HÙLEÙ: bunlar | ÊHD̃: daha doğru | MN: -den | ELZ̃YN: kimseler- | ËMNVE: inanan(lar) | SBYLE: yolda(dırlar) | (4:51)
|ÊVLÙK: işte onlar | ELZ̃YN: | LANHM: la'netlediği (insanlardır) | ELLH: Allah'ın | VMN: kimi | YLAN: la'netlerse | ELLH: Allah | FLN: | TCD̃: artık bulamazsın | LH: onun için | NṦYRE: (hiçbir) yardımcı | (4:52)
|ÊM: yoksa | LHM: onların var mı? | NṦYB: bir payı | MN: -ten | ELMLK: mülk- | FÎZ̃E: öyle olsaydı | LE: | YÙTVN: vermezlerdi | ELNES: insanlara | NGYRE: bir çekirdek zerresi bile | (4:53)
|ÊM: yoksa | YḪSD̃VN: kıskanıyorlar mı | ELNES: insanlara | AL: yüzünden | ME: şeyi (vahiyleri) | ËTEHM: verdiği | ELLH: Allah'ın | MN: -ndan | FŽLH: lutfu- | FGD̃: oysa | ËTYNE: biz verdik | ËL: soyuna | ÎBREHYM: İbrahim | ELKTEB: Kitabı | VELḪKMT: ve hikmeti | V ËTYNEHM: ve onlara verdik | MLKE: bir mülk | AƵYME: büyük | (4:54)
|FMNHM: onlardan | MN: kimi | ËMN: inandı | BH: O(Hak Kitabı)na | VMNHM: onlardan | MN: kimi de | ṦD̃: yüz çevirdi | ANH: ondan | VKF: öylesine de yetti | BCHNM: cehennem | SAYRE: çılgın alevli | (4:55)
|ÎN: şüphesiz | ELZ̃YN: kimseleri | KFRVE: inkar eden(leri) | B ËYETNE: ayetlerimizi | SVF: yakında | NṦLYHM: sokacağız | NERE: bir ateşe | KLME: her | NŽCT: piştikçe | CLVD̃HM: derileri | BD̃LNEHM: değiştireceğiz | CLVD̃E: derileri | ĞYRHE: başkasıyla | LYZ̃VGVE: tadsınlar diye | ELAZ̃EB: azabı | ÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | KEN: | AZYZE: daima üstündür | ḪKYME: hüküm ve hikmet sahibidir | (4:56)
|VELZ̃YN: kimseleri | ËMNVE: inanan | VAMLVE: ve yapanları | ELṦELḪET: iyi işler | SND̃ḢLHM: sokacağız | CNET: cennetlere | TCRY: akan | MN: -ndan | TḪTHE: altları- | ELÊNHER: ırmaklar | ḢELD̃YN: kalacaklardır | FYHE: orada | ÊBD̃E: sürekli | LHM: kendilerine vardır | FYHE: orada | ÊZVEC: eşler de | MŦHRT: tertemiz | VND̃ḢLHM: ve onları sokacağız | ƵLE: bir gölgeye | ƵLYLE: (hiç güneş sızmayan) eşsiz | (4:57)
|ÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | YÊMRKM: size emreder | ÊN: | TÙD̃VE: vermenizi | ELÊMENET: emanetleri | ÎL: | ÊHLHE: ehline | VÎZ̃E: ve zaman | ḪKMTM: hükmettiğiniz | BYN: arasında | ELNES: insanlar | ÊN: | TḪKMVE: hükmetmenizi | BELAD̃L: adaletle | ÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | NAME: ne güzel | YAƵKM: size öğüt veriyor | BH: onunla | ÎN: doğrusu | ELLH: Allah | KEN: | SMYAE: işitendir | BṦYRE: görendir | (4:58)
|YE: EY/HEY/AH | ÊYHE: SİZ! | ELZ̃YN: kimseler | ËMNVE: iman eden(ler) | ÊŦYAVE: ita'at edin | ELLH: Allah'a | VÊŦYAVE: ve ita'at edin | ELRSVL: Elçiye | VÊVLY: ve sahibine | ELÊMR: buyruk | MNKM: sizden olan | FÎN: eğer | TNEZATM: anlaşmazlığa düşerseniz | FY: hakkında | ŞYÙ: herhangi bir şey | FRD̃VH: onu götürün | ÎL: | ELLH: Allah'a | VELRSVL: ve Elçiye | ÎN: eğer | KNTM: iseniz | TÙMNVN: inanıyor | BELLH: Allah'a | VELYVM: ve gününe | EL ËḢR: ahiret | Z̃LK: bu | ḢYR: daha iyidir | VÊḪSN: ve daha güzeldir | TÊVYLE: sonuç bakımından da | (4:59)
|ÊLM: | TR: görmedin mi | ÎL: | ELZ̃YN: kimseleri | YZAMVN: zanneden(leri) | ÊNHM: sadece kendilerinin | ËMNVE: inandıklarını | BME: şeylere | ÊNZL: indirilene | ÎLYK: sana | VME: ve şeylere | ÊNZL: indirilene | MN: | GBLK: ve senden önce | YRYD̃VN: istiyorlar | ÊN: | YTḪEKMVE: hakem olarak başvurmak | ÎL: | ELŦEĞVT: tağuta | VGD̃: oysa | ÊMRVE: emredilmişti | ÊN: | YKFRVE: inkar etmeleri | BH: onu | VYRYD̃: ve istiyor | ELŞYŦEN: Şeytan da | ÊN: | YŽLHM: onları saptırmak | ŽLELE: sapkınlıkla | BAYD̃E: iyice | (4:60)
|VÎZ̃E: ve zaman | GYL: dendiği | LHM: kendilerine | TAELVE: gelin | ÎL: | ME: şeye | ÊNZL: indirdiği(ne) | ELLH: Allah'ın | VÎL: ve | ELRSVL: Elçiye | RÊYT: görürsün | ELMNEFGYN: o ikiyüzlülerin | YṦD̃VN: uzaklaştıklarını | ANK: senden | ṦD̃VD̃E: büsbütün uzaklaşmakla | (4:61)
|FKYF: nasıl | ÎZ̃E: ne zaman ki | ÊṦEBTHM: başlarına gelince | MṦYBT: bir felaket | BME: yüzünden | GD̃MT: yaptıkları (kötülükler) | ÊYD̃YHM: elleriyle | S̃M: sonra hemen | CEÙVK: sana gelirler | YḪLFVN: yemin ederler | BELLH: Allah'a | ÎN: diye | ÊRD̃NE: biz istedik | ÎLE: sadece | ÎḪSENE: iyilik etmek | VTVFYGE: ve uzlaştırmak | (4:62)
|ÊVLÙK: işte | ELZ̃YN: onlar ki | YALM: bilir | ELLH: Allah | ME: olanı | FY: | GLVBHM: onların kalblerinde | FÊARŽ: aldırma | ANHM: onlara | VAƵHM: ve onlara öğüt ver | VGL: ve söyle | LHM: onların | FY: | ÊNFSHM: içlerine işleyecek | GVLE: bir söz | BLYĞE: güzel | (4:63)
|VME: | ÊRSLNE: biz göndermedik | MN: hiçbir | RSVL: elçiyi | ÎLE: başka bir amaçla | LYŦEA: ita'at edilmekten | BÎZ̃N: izniyle | ELLH: Allah'ın | VLV: eğer | ÊNHM: onlar | ÎZ̃: zaman | ƵLMVE: zulmettikleri | ÊNFSHM: kendilerine | CEÙVK: sana gelseler | FESTĞFRVE: bağışlanma dileseler | ELLH: Allah'tan | VESTĞFR: ve bağışlanmasını dileseydi | LHM: onların | ELRSVL: Elçi | LVCD̃VE: elbette bulurlardı | ELLH: Allah'ı | TVEBE: affedici | RḪYME: merhametli | (4:64)
|FLE: Zira YOK | VRBK: ve Rabbini | LE: olmazlar | YÙMNVN: DOĞRULAYAMAZLAR | ḪT: edene DEK | YḪKMVK: seni hakemleri | FYME: -şeylerde | ŞCR: dallanmış-/dallanıp budaklanmış- | BYNHM: aralarındaki- | S̃M: sonra | LE: | YCD̃VE: bulamazlar | FY: -için | ÊNFSHM: canları/kendileri- | ḪRCE: bir güç | MME: -şeylerden | GŽYT: bitirilmiş- | VYSLMVE: ve barışırlarsa | TSLYME: barışın | (4:65)
|VLV: ve eğer | ÊNE: biz | KTBNE: yazsaydık | ALYHM: onlara | ÊN: | EGTLVE: öldürün | ÊNFSKM: kendinizi | ÊV: ya da | EḢRCVE: çıkın | MN: -dan | D̃YERKM: yurtlarınız- | ME: | FALVH: bunu yapmazlardı | ÎLE: hariç | GLYL: pek azı | MNHM: içlerinden | VLV: eğer | ÊNHM: onlar | FALVE: yapsalardı | ME: şeyi | YVAƵVN: öğütlenen | BH: kendilerine | LKEN: elbette olurdu | ḢYRE: daha iyi | LHM: kendileri için | VÊŞD̃: ve daha sağlam | TS̃BYTE: sağlamlıkta | (4:66)
|VÎZ̃E: ve o zaman | L ËTYNEHM: kendilerine verirdik | MN: -dan | LD̃NE: katımız- | ÊCRE: bir mükafat | AƵYME: büyük | (4:67)
|VLHD̃YNEHM: ve onları iletirdik | ṦREŦE: bir yola | MSTGYME: doğru | (4:68)
|VMN: ve kim | YŦA: ita'at ederse | ELLH: Allah'a | VELRSVL: ve Elçi'ye | FÊVLÙK: işte onlar | MA: beraberdir | ELZ̃YN: kimselerle | ÊNAM: ni'metlendirdiği | ELLH: Allah'ın | ALYHM: kendilerini | MN: | ELNBYYN: peygamberlerle | VELṦD̃YGYN: ve sıddiklarla | VELŞHD̃EÙ: ve şehidlerle | VELṦELḪYN: ve Salihlerle | VḪSN: ve ne güzel | ÊVLÙK: onlar | RFYGE: arkadaştır | (4:69)
|Z̃LK: bu | ELFŽL: ni'met | MN: -tandır | ELLH: Allah- | VKF: ve yeter | BELLH: Allah | ALYME: bilen olarak | (4:70)
|YE: EY/HEY/AH | ÊYHE: SİZ! | ELZ̃YN: kimseler | ËMNVE: inanan(lar) | ḢZ̃VE: alın | ḪZ̃RKM: korunma(tedbirleri)nizi | FENFRVE: savaşa gidin | S̃BET: bölük bölük | ÊV: ya da | ENFRVE: savaşa gidin | CMYAE: hep birlikte | (4:71)
|VÎN: ve şüphesiz | MNKM: içinizden | LMN: bir kısmı var ki | LYBŦÙN: pek ağır davranır | FÎN: eğer | ÊṦEBTKM: size erişirse | MṦYBT: bir felaket | GEL: der ki | GD̃: muhakkak | ÊNAM: lutfetti | ELLH: Allah | ALY: bana | ÎZ̃: | LM: | ÊKN: bulunmadım | MAHM: onlarla beraber | ŞHYD̃E: hazır | (4:72)
|VLÙN: ve eğer | ÊṦEBKM: size erişirse | FŽL: bir ni'met | MN: -tan | ELLH: Allah- | LYGVLN: der | KÊN: sanki | LM: | TKN: yokmuş gibi | BYNKM: sizinle | VBYNH: kendisi arasında | MVD̃T: hiç sevgi | YE: EY/HEY/AH | LYTNY: keşke ben | KNT: olsaydım | MAHM: onlarla beraber | FÊFVZ: kazansaydım | FVZE: bir başarı | AƵYME: büyük | (4:73)
|FLYGETL: savaşsınlar | FY: | SBYL: yolunda | ELLH: Allah | ELZ̃YN: kimseler | YŞRVN: satan(lar) | ELḪYET: hayatını | ELD̃NYE: dünya | BEL ËḢRT: ahireti karşılığında | VMN: ve kim | YGETL: savaşır da | FY: | SBYL: yolunda | ELLH: Allah | FYGTL: öldürülür | ÊV: veya | YĞLB: galib gelirse | FSVF: yakında | NÙTYH: biz ona vereceğiz | ÊCRE: bir mükafat | AƵYME: büyük | (4:74)
|VME: ne oldu? | LKM: size | LE: | TGETLVN: savaşmıyorsunuz | FY: | SBYL: yolunda | ELLH: Allah | VELMSTŽAFYN: ve zayıf | MN: (uğrunda) | ELRCEL: erkekler | VELNSEÙ: ve kadınlar | VELVLD̃EN: ve çocuklar | ELZ̃YN: kimseler | YGVLVN: diyorlar | RBNE: Rabbimiz | ÊḢRCNE: bizi çıkar | MN: | HZ̃H: şu | ELGRYT: kentten | ELƵELM: zalim | ÊHLHE: halkı | VECAL: ve ver | LNE: bize | MN: | LD̃NK: katından | VLYE: bir koruyucu | VECAL: ve ver | LNE: bize | MN: | LD̃NK: katından | NṦYRE: bir yardımcı | (4:75)
|ELZ̃YN: kimseler | ËMNVE: inanan(lar) | YGETLVN: savaşırlar | FY: | SBYL: yolunda | ELLH: Allah | VELZ̃YN: ve kimseler | KFRVE: inkar eden(ler) | YGETLVN: savaşırlar | FY: | SBYL: yolunda | ELŦEĞVT: tağut | FGETLVE: o halde savaşın | ÊVLYEÙ: dostlarıyle | ELŞYŦEN: şeytanın | ÎN: şüphesiz | KYD̃: hilesi | ELŞYŦEN: şeytanın | KEN: | ŽAYFE: zayıftır | (4:76)
|ÊLM: | TR: görmedin mi | ÎL: | ELZ̃YN: kimseleri | GYL: denilen(leri) | LHM: kendilerine | KFVE: (savaştan) çekin | ÊYD̃YKM: ellerinizi | VÊGYMVE: ve doğrulmak | ELṦLET: SaLâTe/Desteğe | V ËTVE: ve vermek | ELZKET: zekatı | FLME: zaman | KTB: yazılıdığı | ALYHM: kendilerine | ELGTEL: savaş | ÎZ̃E: hemen | FRYG: bir grup | MNHM: içlerinden | YḢŞVN: korkmaya başladılar | ELNES: insanlardan | KḢŞYT: korkar gibi | ELLH: Allah'tan | ÊV: hatta | ÊŞD̃: daha fazla | ḢŞYT: korkuyla | VGELVE: ve dediler ki | RBNE: Rabbimiz | LM: niçin | KTBT: yazdın | ALYNE: bize | ELGTEL: savaş | LVLE: keşke | ÊḢRTNE: bizi erteleseydin | ÎL: kadar | ÊCL: bir süreye | GRYB: yakın | GL: de ki | MTEA: geçimi | ELD̃NYE: dünya | GLYL: azdır | VEL ËḢRT: ve ahiret | ḢYR: daha iyidir | LMN: kimse için | ETG: korunan | VLE: | TƵLMVN: size haksızlık edilmez | FTYLE: kıl kadar | (4:77)
|ÊYNME: nerede | TKVNVE: olsanız | YD̃RKKM: yine sizi bulur | ELMVT: ölüm | VLV: ve eğer | KNTM: bulunsanız | FY: içinde | BRVC: kaleler | MŞYD̃T: sağlam | VÎN: ve eğer | TṦBHM: onlara erişirse | ḪSNT: bir iyilik | YGVLVE: derler | HZ̃H: bu | MN: -ındandır | AND̃: taraf- | ELLH: Allah | VÎN: eğer | TṦBHM: onlara erişirse | SYÙT: bir kötülük | YGVLVE: derler | HZ̃H: bu | MN: -dendir | AND̃K: senin yüzün- | GL: de ki | KL: hepsi | MN: -ındandır | AND̃: taraf- | ELLH: Allah | FMEL: ne oluyor ki | HÙLEÙ: bu | ELGVM: topluma | LE: | YKED̃VN: yanaşmıyorlar | YFGHVN: anlamaya | ḪD̃YS̃E: söz | (4:78)
|ME: şey | ÊṦEBK: sana gelen | MN: her | ḪSNT: iyilik | FMN: | ELLH: Allah'tandır | VME: ve şey | ÊṦEBK: sana gelen | MN: her | SYÙT: kötülük | FMN: -ndendir | NFSK: kendi(günahın yüzü) | VÊRSLNEK: ve seni gönderdik | LLNES: insanlara | RSVLE: elçi | VKF: ve yeter | BELLH: Allah | ŞHYD̃E: şahid olarak | (4:79)
|MN: kim | YŦA: ita'at ederse | ELRSVL: Elçi'ye | FGD̃: muhakkak ki | ÊŦEA: ita'at etmiş olur | ELLH: Allah'a | VMN: kim de | TVL: yüz çevirirse | FME: | ÊRSLNEK: biz seni göndermedik | ALYHM: onların üzerine | ḪFYƵE: bekçi | (4:80)
|VYGVLVN: derler ki | ŦEAT: peki (tamam) | FÎZ̃E: fakat | BRZVE: çıkınca | MN: -dan | AND̃K: senin yanın- | BYT: geceleyin kurarlar | ŦEÙFT: birtakımı | MNHM: içlerinden | ĞYR: tersini | ELZ̃Y: şeyin | TGVL: söylemiş olduğun | VELLH: Allah | YKTB: yazmaktadır | ME: şeyleri | YBYTVN: geceleyin düşünüp kurdukların | FÊARŽ: sen aldırma | ANHM: onlara | VTVKL: ve dayan | AL: | ELLH: Allah'a | VKF: ve yeter | BELLH: Allah | VKYLE: vekil olarak | (4:81)
|ÊFLE: | YTD̃BRVN: düşünmüyorlar mı? | ELGR ËN: Kur'an'ı | VLV: ve eğer | KEN: olsaydı | MN: -ından | AND̃: taraf- | ĞYR: başkası | ELLH: Allah'tan | LVCD̃VE: bulurlardı | FYH: onda | EḢTLEFE: birbirini tutmaz | KS̃YRE: çok şey | (4:82)
|VÎZ̃E: ne zaman ki | CEÙHM: onlara gelse | ÊMR: bir haber | MN: (dair) | ELÊMN: güvene | ÊV: veya | ELḢVF: korkuya | ÊZ̃EAVE: yayarlar | BH: onu | VLV: halbuki | RD̃VH: onu götürselerdi | ÎL: | ELRSVL: Elçi'ye | VÎL: | ÊVLY: ve sahiplerine | ELÊMR: buyruk | MNHM: aralarındaki | LALMH: bilirlerdi | ELZ̃YN: kimseler | YSTNBŦVNH: işin içyüzünü araştıran(lar) | MNHM: onun ne olduğunu | VLVLE: eğer olmasaydı | FŽL: lutfu | ELLH: Allah'ın | ALYKM: size | VRḪMTH: ve rahmeti | LETBATM: uyardınız | ELŞYŦEN: şeytana | ÎLE: hariç | GLYLE: pek azınız | (4:83)
|FGETL: (o halde) savaş | FY: yolunda | SBYL: | ELLH: Allah | LE: | TKLF: sen sorumlu değilsin | ÎLE: başkasından | NFSK: kendinden | VḪRŽ: ve teşvik et | ELMÙMNYN: inananları | AS: umulur ki | ELLH: Allah | ÊN: | YKF: kırar | BÊS: gücünü | ELZ̃YN: kimselerin | KFRVE: inkar eden(lerin) | VELLH: Allah'ın | ÊŞD̃: daha güçlüdür | BÊSE: baskını | VÊŞD̃: ve daha çetindir | TNKYLE: cezası | (4:84)
|MN: kim | YŞFA: destek olursa | ŞFEAT: bir destekle | ḪSNT: güzel | YKN: vardır | LH: onun | NṦYB: bir payı | MNHE: o işten | VMN: ve kim | YŞFA: destek olursa | ŞFEAT: bir destekle | SYÙT: kötü bir (işe) | YKN: olur | LH: onun | KFL: bir payı | MNHE: o işten | VKEN: ve | ELLH: Allah | AL: | KL: her | ŞYÙ: şeyi | MGYTE: gözetip karşılığını verendir | (4:85)
|VÎZ̃E: ve zaman | ḪYYTM: selamlandığınız | BTḪYT: bir selam ile | FḪYVE: siz de selam verin | BÊḪSN: daha güzeliyle | MNHE: ondan | ÊV: yahut | RD̃VHE: aynen iade edin | ÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | KEN: | AL: | KL: her | ŞYÙ: şeyi | ḪSYBE: hesaplayandır | (4:86)
|ELLH: Allah (ki) | LE: yoktur | ÎLH: tanrı | ÎLE: başka | HV: O'ndan | LYCMANKM: sizi bir araya toplayacaktır | ÎL: | YVM: gününde | ELGYEMT: kıyamet | LE: olmayan | RYB: şüphe | FYH: kendinde | VMN: kim olabilir? | ÊṦD̃G: daha doğru | MN: -tan | ELLH: Allah- | ḪD̃YS̃E: sözlü | (4:87)
|FME: ne oldu ki | LKM: size | FY: hakkında | ELMNEFGYN: münafıklar | FÙTYN: iki gruba ayrıldınız | VELLH: oysa Allah | ÊRKSHM: onları baş aşağı etmiştir | BME: işlerden dolayı | KSBVE: yaptıkları | ÊTRYD̃VN: mi istiyorsunuz? | ÊN: | THD̃VE: doğru yola iletmek | MN: kimseyi | ÊŽL: saptırdığı | ELLH: Allah'ın | VMN: ve birini | YŽLL: saptırırsa | ELLH: Allah | FLN: artık | TCD̃: bulamazsınız | LH: onun için | SBYLE: bir yol | (4:88)
|VD̃VE: istediler | LV: keşke | TKFRVN: siz de inkar etseniz | KME: gibi | KFRVE: kendilerin inkar ettiği | FTKVNVN: ki onlarla olsanız | SVEÙ: eşit | FLE: | TTḢZ̃VE: o halde edinmeyin | MNHM: onlardan | ÊVLYEÙ: dostlar | ḪT: kadar | YHECRVE: onlar göç edinceye | FY: | SBYL: yolunda | ELLH: Allah | FÎN: eğer | TVLVE: yüz çevirirlerse | FḢZ̃VHM: onları yakalayın | VEGTLVHM: ve öldürün | ḪYS̃: nerede | VCD̃TMVHM: bulursanız | VLE: | TTḢZ̃VE: ve tutmayın | MNHM: onlardan | VLYE: (ne) bir dost | VLE: ve -etmeyin | NṦYRE: yardım- | (4:89)
|ÎLE: sadece | ELZ̃YN: -kimseler | YṦLVN: destekleşen- | ÎL: -üzerine | GVM: bir topluluk- | BYNKM: aranızdaki- | VBYNHM: aralarında | MYS̃EG: anlaşmış | ÊV: veya | CEÙVKM: size gelen | ḪṦRT: sıkılarak | ṦD̃VRHM: yürekleri | ÊN: | YGETLVKM: sizinle savaşmaktan | ÊV: veya | YGETLVE: savaşmaktan | GVMHM: kendi toplumlarıyle | VLV: eğer | ŞEÙ: dileseydi | ELLH: Allah | LSLŦHM: onları salardı | ALYKM: sizin üstünüze | FLGETLVKM: sizinle savaşırlardı | FÎN: o halde | EATZLVKM: onlar sizden uzak dururlar | FLM: | YGETLVKM: sizinle savaşmazlar | VÊLGVE: ve isterlerse | ÎLYKM: sizinle | ELSLM: barış içinde yaşamak | FME: | CAL: vermemiştir | ELLH: Allah | LKM: size | ALYHM: onların aleyhine | SBYLE: bir yol | (4:90)
|STCD̃VN: bulacaksınız | ËḢRYN: başkalarını | YRYD̃VN: ister | ÊN: | YÊMNVKM: sizden emin olmak | VYÊMNVE: ve emin olmak | GVMHM: kendi toplumlarından | KL: her ne zaman | ME: ne | RD̃VE: götürülseler | ÎL: | ELFTNT: fitneye | ÊRKSVE: başaşağı atılırlar | FYHE: (fitnenin) içine | FÎN: eğer | LM: | YATZLVKM: sizden uzak durmazlarsa | VYLGVE: ve istemezlerse | ÎLYKM: sizinle | ELSLM: barış içinde yaşamak | VYKFVE: (saldırıdan) çekmezlerse | ÊYD̃YHM: ellerini | FḢZ̃VHM: onları yakalayın | VEGTLVHM: ve öldürün | ḪYS̃: nerede | S̃GFTMVHM: bulursanız | VÊVLÙKM: işte öylelerine | CALNE: verdik | LKM: size | ALYHM: karşı | SLŦENE: bir yetki | MBYNE: açık | (4:91)
|VME: yoktur | KEN: | LMÙMN: bir mü'minin | ÊN: | YGTL: öldürmesi | MÙMNE: bir mü'mini | ÎLE: dışında | ḢŦÊ: yanlışlık | VMN: ve kim ki | GTL: öldürdü | MÙMNE: bir mü'mini | ḢŦÊ: yanlışlıkla | FTḪRYR: azadetmelidir | RGBT: bir köle | MÙMNT: mü'min | VD̃YT: ve bir diyet | MSLMT: vermelidir | ÎL: | ÊHLH: ölenin ailesine | ÎLE: başka | ÊN: | YṦD̃GVE: bağışlamaları | FÎN: eğer | KEN: ise | MN: -tan | GVM: bir topluluk- | AD̃V: düşmanınız olan | LKM: sizin | VHV: o (öldürülen) | MÙMN: mü'min | FTḪRYR: azadetmelidir | RGBT: bir köle | MÙMNT: mü'min | VÎN: ve eğer | KEN: ise | MN: | GVM: bir topluluktan | BYNKM: sizinle | VBYNHM: kendileri arasında | MYS̃EG: andlaşma bulunan | FD̃YT: bir diyet | MSLMT: verilecektir | ÎL: | ÊHLH: ailesine | VTḪRYR: ve azadetmek lazımdır | RGBT: bir köle | MÙMNT: mü'min | FMN: kimse | LM: | YCD̃: bunları bulamayan | FṦYEM: oruç tutmalıdır | ŞHRYN: iki ay | MTTEBAYN: ardı ardına | TVBT: tevbesinin kabulü için | MN: tarafından | ELLH: Allah | VKEN: | ELLH: Allah | ALYME: bilendir | ḪKYME: hüküm ve hikmet sahibidir | (4:92)
|VMN: her kim | YGTL: öldürürse | MÙMNE: bir mü'mini | MTAMD̃E: kasden | FCZEÙH: onun cezası | CHNM: cehennemdir | ḢELD̃E: sürekli kalacağı | FYHE: içinde | VĞŽB: ve gazabetmiştir | ELLH: Allah | ALYH: ona | VLANH: ve la'net etmiştir | VÊAD̃: ve hazırlamıştır | LH: onun için | AZ̃EBE: bir azab | AƵYME: büyük | (4:93)
|YE: EY/HEY/AH | ÊYHE: SİZ! | ELZ̃YN: kimseler | ËMNVE: inanan(lar) | ÎZ̃E: zaman | ŽRBTM: savaşa çıktığınız | FY: | SBYL: yolunda | ELLH: Allah | FTBYNVE: iyi anlayın, dinleyin | VLE: | TGVLVE: demeyin | LMN: kimseye | ÊLG: veren | ÎLYKM: size | ELSLEM: selam | LST: sen değilsin | MÙMNE: mü'min | TBTĞVN: gözeterek | ARŽ: geçici menfaatini | ELḪYET: hayatının | ELD̃NYE: dünya | FAND̃: çünkü yanında | ELLH: Allah'ın | MĞENM: ganimetler vardır | KS̃YRT: çok | KZ̃LK: böyle idiniz | KNTM: siz de | MN: | GBL: önceden | FMN: lutfetti | ELLH: Allah | ALYKM: size | FTBYNVE: o halde iyice anlayın | ÎN: çünkü | ELLH: Allah | KEN: | BME: şeyleri | TAMLVN: yaptıklarınız | ḢBYRE: haber almaktadır | (4:94)
|LE: olmaz | YSTVY: eşit | ELGEAD̃VN: yerlerinde oturanlar | MN: | ELMÙMNYN: inananlardan | ĞYR: dışında | ÊVLY: sahipleri | ELŽRR: özür | VELMCEHD̃VN: ve cihad edenler | FY: | SBYL: yolunda | ELLH: Allah | BÊMVELHM: mallariyle | VÊNFSHM: canlariyle | FŽL: üstün kılmıştır | ELLH: Allah | ELMCEHD̃YN: cihadedenleri | BÊMVELHM: mallariyle | VÊNFSHM: canlariyle | AL: | ELGEAD̃YN: oturanlardan | D̃RCT: derece bakımından | VKLE: ve hepsine | VAD̃: va'detmiştir | ELLH: Allah | ELḪSN: güzellik | VFŽL: ve üstün kılmıştır | ELLH: Allah | ELMCEHD̃YN: mücahidleri | AL: | ELGEAD̃YN: oturanlardan | ÊCRE: ecirle | AƵYME: çok daha büyük | (4:95)
|D̃RCET: yüksek dereceler | MNH: kendi katından | VMĞFRT: ve bağış | VRḪMT: ve rahmet | VKEN: | ELLH: Allah | ĞFVRE: bağışlayandır | RḪYME: esirgeyendir | (4:96)
|ÎN: şüphesiz | ELZ̃YN: | TVFEHM: canlarını alırken | ELMLEÙKT: melekler | ƵELMY: yazık eden kimselere | ÊNFSHM: nefislerine | GELVE: dediler | FYM: ne işte | KNTM: idiniz | GELVE: dediler | KNE: | MSTŽAFYN: biz aciz düşürülmüştük | FY: | ELÊRŽ: yer yüzünde | GELVE: (Melekler) dediler ki | ÊLM: | TKN: değil miydi? | ÊRŽ: yeri | ELLH: Allah'ın | VESAT: geniş | FTHECRVE: göç edeydiniz | FYHE: onda | FÊVLÙK: işte onların | MÊVEHM: durağı | CHNM: cehennemdir | VSEÙT: ve ne kötü | MṦYRE: bir gidiş yeridir | (4:97)
|ÎLE: yalnız hariçtir | ELMSTŽAFYN: gerçekten zayıf | MN: | ELRCEL: erkekler | VELNSEÙ: ve kadınlar | VELVLD̃EN: ve çocuklar | LE: | YSTŦYAVN: gücü yetmeyenler | ḪYLT: hiçbir çareye | VLE: | YHTD̃VN: ve (göç için) bulamayan | SBYLE: yol | (4:98)
|FÊVLÙK: işte | AS: umulur | ELLH: Allah'ın | ÊN: | YAFV: affetmesi | ANHM: onları | VKEN: | ELLH: ve Allah | AFVE: çok affedendir | ĞFVRE: çok bağışlayandır | (4:99)
|VMN: ve -den/dan | YHECR: göçerler/çıkarlar | FY: -nda | SBYL: yolu | ELLH: Allah | YCD̃: bulanlar | FY: -nde/nda | ELÊRŽ: arz / yeryüzü | MREĞME: sığınak | KS̃YRE: çok | VSAT: ve geniş | VMN: ve -den/dan | YḢRC: göçerler/çıkarlar | MN: -den/dan | BYTH: Yapısın | MHECRE: göçürülmüş/çıkarılmış | ÎL: | ELLH: Allah'a | VRSVLH: ve Elçisine | S̃M: sonra | YD̃RKH: kendisine yetişirse | ELMVT: ölüm | FGD̃: muhakkak | VGA: düşer | ÊCRH: onun mükafatı | AL: | ELLH: Allah'a | VKEN: ve | ELLH: Allah | ĞFVRE: bağışlayandır | RḪYME: esirgeyendir | (4:100)
|VÎZ̃E: ve zaman | ŽRBTM: sefere çıktığınız | FY: | ELÊRŽ: yeryüzünde | FLYS: yoktur | ALYKM: size | CNEḪ: bir günah | ÊN: | TGṦRVE: kısaltmanızda | MN: -dan | ELṦLET: SaLâT/Destek | ÎN: eğer | ḢFTM: korkarsanız | ÊN: | YFTNKM: size bir kötülük yapmalarından | ELZ̃YN: kimselerin | KFRVE: inkar eden(lerin) | ÎN: muhakkak ki | ELKEFRYN: kafirler | KENVE: | LKM: sizin | AD̃VE: düşmanınızdır | MBYNE: açık | (4:101)
|VÎZ̃E: ve -zaman | KNT: olduğun- | FYHM: içlerinde | FÊGMT: Zira doğrult | LHM: onları | ELṦLET: SaLâTe/Desteğe | FLTGM: doğrulsunlar | ŦEÙFT: -bir tayfa/bölük | MNHM: onlardan- | MAK: seninle beraber/beraberinde | VLYÊḢZ̃VE: ve edinsinler/alsınlar | ÊSLḪTHM: silahlarını/ıslahatlarını | FÎZ̃E: | SCD̃VE: saydıklarında | FLYKVNVE: geçsinler | MN: | VREÙKM: arkanıza/ardınıza | VLTÊT: ve gelsin | ŦEÙFT: -tayfa/bölük | ÊḢR: öteki- | LM: -meyen | YṦLVE: destekleşmeyen | FLYṦLVE: zira destekleşsinler | MAK: seninle beraber/beraberinde | VLYÊḢZ̃VE: ve alsınlar/edinsinler | ḪZ̃RHM: tedbirlerini/hazırlıklarını | VÊSLḪTHM: ve silahlarını/ıslahatlarını | VD̃: istediler ki | ELZ̃YN: kimseler | KFRVE: inkar eden(ler) | LV: keşke | TĞFLVN: gafilleşseniz | AN: -dan | ÊSLḪTKM: silahlarınız/ıslahatlarınız | VÊMTATKM: ve metanız- | FYMYLVN: Zira meyilli | ALYKM: olsanız | MYLT: -meyletse | VEḪD̃T: biriniz- | VLE: ve yok | CNEḪ: günah | ALYKM: üzerinize | ÎN: | KEN: -oldu/idi | BKM: sizinle- | ÊZ̃: üzüntü/eza/ezilmişlik | MN: | MŦR: yağışında | ÊV: veya | KNTM: -olduğunuzda | MRŽ: marazlı(kuşkucu)- | ÊN: | TŽAVE: bırakın | ÊSLḪTKM: silahlarınızı/ıslahatınızı | VḢZ̃VE: ve alın/edinin | ḪZ̃RKM: tedbirinizi/hazırlığınızı | ÎN: | ELLH: Allah | ÊAD̃: hazırladı/iade etti | LLKEFRYN: kafirlere | AZ̃EBE: -azabı | MHYNE: alçaltıcı- | (4:102)
|FÎZ̃E: -zaman | GŽYTM: bitirdiğiniz/kaza ettiğiniz- | ELṦLET: SaLâTı / Desteği | FEZ̃KRVE: Zira -hatırla/an | ELLH: Allah'ı- | GYEME: doğrulmuşken | VGAVD̃E: ve otururken | VAL: ve -üzereyken | CNVBKM: yanlarınız- | FÎZ̃E: -zaman | EŦMÊNNTM: yatıştığınız- | FÊGYMVE: Zira doğrul | ELṦLET: SaLâTe / Desteğe | ÎN: | ELṦLET: SaLâTe / Destek | KENT: --idi/oldu | AL: -üzerine | ELMÙMNYN: mü'minler- | KTEBE: -yazılmış-- | MVGVTE: vakitli olarak/belirlenerek- | (4:103)
|VLE: | THNVE: gevşeklik göstermeyin | FY: | EBTĞEÙ: takibetmekte | ELGVM: o topluluğu | ÎN: eğer | TKVNVE: siz | TÊLMVN: acı çekiyorsanuz | FÎNHM: onlar da | YÊLMVN: acı çekmektedirler | KME: gibi | TÊLMVN: sizin acı çektiğiniz | VTRCVN: ve siz ummaktasınız | MN: | ELLH: Allah'tan | ME: şeyleri | LE: | YRCVN: onların ummayacakları | VKEN: | ELLH: Alah | ALYME: bilendir | ḪKYME: hüküm ve hikmet sahibidir | (4:104)
|ÎNE: muhakkak biz | ÊNZLNE: indirdik ki | ÎLYK: sana | ELKTEB: Kitabı | BELḪG: gerçek ile | LTḪKM: hüküm veresin diye | BYN: arasında | ELNES: insanlar | BME: biçimde | ÊREK: sana gösterdiği | ELLH: Allah'ın | VLE: | TKN: olma | LLḢEÙNYN: hainlerin | ḢṦYME: savunucusu | (4:105)
|VESTĞFR: ve mağfiret dile | ELLH: Allah'tan | ÎN: kuşkusuz | ELLH: Allah | KEN: | ĞFVRE: bağışlayandır | RḪYME: esirgeyendir | (4:106)
|VLE: | TCED̃L: savunma | AN: | ELZ̃YN: kimseleri | YḢTENVN: hainlik eden(leri) | ÊNFSHM: kendilerine | ÎN: zira | ELLH: Allah | LE: | YḪB: sevmez | MN: kimseyi | KEN: | ḢVENE: hainlik yapan | ÊS̃YME: günah işleyen | (4:107)
|YSTḢFVN: gizleniyorlar | MN: | ELNES: insanlardan | VLE: | YSTḢFVN: gizlenmiyorlar | MN: | ELLH: Allah'tan | VHV: oysa O | MAHM: onlarla beraberdir | ÎZ̃: zaman | YBYTVN: geceleyin söyledikleri | ME: şeyleri | LE: | YRŽ: (O'nun) istemediği | MN: | ELGVL: sözü | VKEN: | ELLH: Allah | BME: herşeyi | YAMLVN: onların yaptıkları | MḪYŦE: kuşatmıştır | (4:108)
|HE: o | ÊNTM: sizin | HÙLEÙ: siz | CED̃LTM: savundunuz | ANHM: onları | FY: | ELḪYET: hayatında | ELD̃NYE: dünya | FMN: ya kim | YCED̃L: savunacak | ELLH: Allah'a karşı | ANHM: onları | YVM: günü | ELGYEMT: kıyamet | ÊM: ya da | MN: kim | YKVN: olacak | ALYHM: onlara | VKYLE: vekil | (4:109)
|VMN: ve kim | YAML: yaparsa | SVÙE: bir kötülük | ÊV: yahut | YƵLM: zulmederse | NFSH: nefsine | S̃M: sonra | YSTĞFR: mağfiret dilerse | ELLH: Allah'tan | YCD̃: bulur | ELLH: Allah'ı | ĞFVRE: bağışlayıcı | RḪYME: ve esirgeyici | (4:110)
|VMN: ve kim | YKSB: işlerse | ÎS̃ME: bir günah | FÎNME: muhakkak | YKSBH: onu kazanır | AL: aleyhine | NFSH: kendi | VKEN: | ELLH: Allah | ALYME: bilendir | ḪKYME: hüküm ve hikmet sahibidir | (4:111)
|VMN: ve kim | YKSB: işlerse | ḢŦYÙT: bir hata | ÊV: ya da | ÎS̃ME: günah | S̃M: sonra | YRM: üstüne atarsa | BH: onu | BRYÙE: bir suçsuzun | FGD̃: muhakkak ki | EḪTML: yüklenmiş olur | BHTENE: büyük bir iftira | VÎS̃ME: ve bir günah | MBYNE: açık | (4:112)
|VLVLE: ve olmasaydı | FŽL: lutfu | ELLH: Allah'ın | ALYK: sana | VRḪMTH: ve acıması | LHMT: yeltenmişti | ŦEÙFT: bir grup | MNHM: onlardan | ÊN: | YŽLVK: seni saptırmağa | VME: | YŽLVN: onlar saptıramazlar | ÎLE: başkasını | ÊNFSHM: kendilerinden | VME: | YŽRVNK: sana zarar veremezler | MN: hiçbir | ŞYÙ: şey | VÊNZL: ve indirdi | ELLH: Allah | ALYK: sana | ELKTEB: Kitabı | VELḪKMT: ve hikmeti | VALMK: ve sana öğretti | ME: şeyleri | LM: | TKN: olmadığın | TALM: biliyor | VKEN: ve | FŽL: lutfu | ELLH: Allah'ın | ALYK: sana | AƵYME: büyüktür | (4:113)
|LE: yoktur | ḢYR: hayır | FY: | KS̃YR: çoğunda | MN: | NCVEHM: gizli konuşmalarının | ÎLE: yalnız hariç | MN: kimse | ÊMR: emreden | BṦD̃GT: sadakayı | ÊV: yahut | MARVF: iyiliği | ÊV: ya da | ÎṦLEḪ: düzeltmeyi | BYN: arasını | ELNES: insanların | VMN: ve kim | YFAL: yaparsa | Z̃LK: bunu | EBTĞEÙ: amacıyle | MRŽET: rızasını kazanmak | ELLH: Allah'ın | FSVF: yakında | NÙTYH: ona vereceğiz | ÊCRE: bir mükafat | AƵYME: büyük | (4:114)
|VMN: kim de | YŞEGG: karşı gelir | ELRSVL: Elçi'ye | MN: | BAD̃: sonra | ME: | TBYN: belli olduktan | LH: kendisine | ELHD̃: doğru yol | VYTBA: ve uyarsa | ĞYR: başkasına | SBYL: yolundan | ELMÙMNYN: mü'minlerin | NVLH: onu yöneltiriz | ME: | TVL: döndüğü (yola) | VNṦLH: ve sokarız | CHNM: cehenneme | VSEÙT: ne kötü | MṦYRE: bir gidiş yeridir | (4:115)
|ÎN: şüpheiz | ELLH: Allah | LE: | YĞFR: bağışlamaz | ÊN: | YŞRK: ortak koşulmasını | BH: kendisine | VYĞFR: ve bağışlar | ME: herşeyi | D̃VN: başka | Z̃LK: bundan | LMN: kimseye | YŞEÙ: dilediği | VMN: ve kim | YŞRK: ortak koşarsa | BELLH: Allah'a | FGD̃: muhakkak | ŽL: sapıklığa düşmüştür | ŽLELE: bir sapkınlıkla | BAYD̃E: uzak | (4:116)
|ÎN: eğer | YD̃AVN: çağırıyorlar | MN: | D̃VNH: O'nu bırakıp da | ÎLE: yalnızca | ÎNES̃E: birtakım dişilere | VÎN: | YD̃AVN: ve çağırıyorlar | ÎLE: yalnızca | ŞYŦENE: şeytana | MRYD̃E: asi | (4:117)
|LANH: ona la'net etti | ELLH: Allah | VGEL: ve (o da) dedi | LÊTḢZ̃N: elbette alacağım | MN: -dan | ABED̃K: senin kulların- | NṦYBE: bir pay | MFRVŽE: belirli | (4:118)
|VLÊŽLNHM: ve onları mutlaka saptıracağım | VLÊMNYNHM: ve mutlaka onları boş kuruntulara sokacağım | VL ËMRNHM: ve onlara emredeceğim | FLYBTKN: yaracaklar | ËZ̃EN: kulaklarını | ELÊNAEM: hayvanların | VL ËMRNHM: ve onlara emredeceğim | FLYĞYRN: değiştirecekler | ḢLG: yaratışını | ELLH: Allah'ın | VMN: ve kim | YTḢZ̃: tutarsa | ELŞYŦEN: şeytanı | VLYE: dost | MN: | D̃VN: yerine | ELLH: Allah'ın | FGD̃: muhakkak ki | ḢSR: ziyana uğramıştır | ḢSRENE: bir ziyanla | MBYNE: açık | (4:119)
|YAD̃HM: (Şeytan) onlara söz verir | VYMNYHM: ve umut verir | VME: ve değildir | YAD̃HM: sözü | ELŞYŦEN: şeytanın | ÎLE: başka bir şey | ĞRVRE: aldatmadan | (4:120)
|ÊVLÙK: işte onların | MÊVEHM: varacağı yer | CHNM: cehennemdir | VLE: | YCD̃VN: asla bulamazlar | ANHE: ondan | MḪYṦE: kaçmak (imkanı) | (4:121)
|VELZ̃YN: kimseleri | ËMNVE: inanan(ları) | VAMLVE: ve yapanları | ELṦELḪET: iyi işler | SND̃ḢLHM: sokacağız | CNET: cennetlere | TCRY: akan | MN: | TḪTHE: altlarından | ELÊNHER: ırmaklar | ḢELD̃YN: kalacaklardır | FYHE: orada | ÊBD̃E: ebedi | VAD̃: bu va'didir | ELLH: Allah'ın | ḪGE: gerçek | VMN: kim olabilir? | ÊṦD̃G: daha doğru | MN: -tan | ELLH: Allah- | GYLE: sözlü | (4:122)
|LYS: (İş) olmaz | BÊMENYKM: sizin kuruntularınızla | VLE: ve olmaz | ÊMENY: kuruntularıyla | ÊHL: ehlinin | ELKTEB: Kitap | MN: kimse | YAML: yapan | SVÙE: kötülük | YCZ: cezalandırılır | BH: onunla | VLE: | YCD̃: ve bulamaz | LH: kendisine | MN: | D̃VN: başka | ELLH: Allah'tan | VLYE: (ne) bir dost | VLE: ne de | NṦYRE: bir yardımcı | (4:123)
|VMN: ve her kim | YAML: yaparsa | MN: | ELṦELḪET: güzel işler | MN: | Z̃KR: erkekten | ÊV: veya | ÊNS̃: kadından | VHV: ve onlar | MÙMN: inanarak | FÊVLÙK: işte öyle kimseler | YD̃ḢLVN: girerler | ELCNT: cennete | VLE: | YƵLMVN: ve haksızlığa uğratılmazlar | NGYRE: zerre kadar | (4:124)
|VMN: ve kim | ÊḪSN: daha güzeldir? | D̃YNE: din yönünden | MMN: kimseden | ÊSLM: teslim eden | VCHH: yüzünü | LLH: Allah'a | VHV: o | MḪSN: iyilik edici olarak | VETBA: ve tabi olan | MLT: dinine | ÎBREHYM: İbrahim | ḪNYFE: dosdoğru | VETḢZ̃: edinmişti | ELLH: Allah | ÎBREHYM: İbrahim'i | ḢLYLE: dost | (4:125)
|VLLH: Allah'ındır | ME: hepsi | FY: olanların | ELSMEVET: göklerde | VME: hepsi | FY: olanların | ELÊRŽ: ve yerde | VKEN: | ELLH: Allah | BKL: her | ŞYÙ: şeyi | MḪYŦE: kuşatmıştır | (4:126)
|VYSTFTVNK: senden fetva istiyorlar | FY: hakkında | ELNSEÙ: kadınlar | GL: de ki | ELLH: Allah | YFTYKM: size hükmünü açıklıyor | FYHN: onlar hakkında | VME: vardır | YTL: okunan(ayet)ler | ALYKM: size | FY: | ELKTEB: Kitapta | FY: hakkında | YTEM: öksüz | ELNSEÙ: kadınlar | ELLETY: onlar ki | LE: | TÙTVNHN: onlara vermiyorsunuz | ME: olanı | KTB: yazılmış | LHN: kendilerine | VTRĞBVN: ve istiyorsunuz | ÊN: | TNKḪVHN: kendileriyle evlenmek | VELMSTŽAFYN: ve zavallı | MN: hakkında | ELVLD̃EN: çocuklar | VÊN: ve hakkında | TGVMVE: yerine getirmeniz | LLYTEM: öksüzlere karşı | BELGSŦ: adaleti | VME: | TFALVE: yapacağınız | MN: her | ḢYR: hayrı | FÎN: muhakkak ki | ELLH: Allah | KEN: | BH: onu | ALYME: bilir | (4:127)
|VÎN: ve eğer | EMRÊT: bir kadın | ḢEFT: korkarsa | MN: | BALHE: kocasının | NŞVZE: huysuzluğundan | ÊV: yahut | ÎAREŽE: yüz çevirmesinden | FLE: yoktur | CNEḪ: günah | ALYHME: ikisine de | ÊN: | YṦLḪE: düzeltmelerinde | BYNHME: aralarını | ṦLḪE: anlaşma ile | VELṦLḪ: ve barış | ḢYR: daima iyidir | VÊḪŽRT: ve hazırdır | ELÊNFS: nefisler | ELŞḪ: cimriliğe | VÎN: eğer | TḪSNVE: güzel geçinir | VTTGVE: ve sakınırsanız | FÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | KEN: | BME: şeyleri | TAMLVN: yaptıklarınız | ḢBYRE: haber alır | (4:128)
|VLN: | TSTŦYAVE: ve yapamazsınız | ÊN: | TAD̃LVE: (tam) adalet | BYN: arasında | ELNSEÙ: kadınlar | VLV: ne kadar | ḪRṦTM: isteseniz de | FLE: | TMYLVE: öyle ise meylemeyin | KL: (birine) tamamen | ELMYL: yönelişle | FTZ̃RVHE: ötekini bırakmayın | KELMALGT: askıda (kocasızmış) gibi | VÎN: eğer | TṦLḪVE: arayı düzeltir | VTTGVE: sakınırsanız | FÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | KEN: | ĞFVRE: bağışlayandır | RḪYME: esirgeyendir | (4:129)
|VÎN: eğer | YTFRGE: (eşler) ayrılırlarsa | YĞN: zengin eder | ELLH: Allah | KLE: onların her birini | MN: | SATH: bol ni'metiyle | VKEN: | ELLH: Allah(ın) | VESAE: (ni'meti) geniştir | ḪKYME: hüküm ve hikmet sahibidir | (4:130)
|VLLH: Allah'ındır | ME: olanlar | FY: | ELSMEVET: göklerde | VME: ve olanlar | FY: | ELÊRŽ: yerde | VLGD̃: muhakkak | VṦYNE: tavsiye ettik | ELZ̃YN: kimselere | ÊVTVE: verilen(lere) | ELKTEB: Kitap | MN: | GBLKM: sizden önce | VÎYEKM: ve size de | ÊN: diye | ETGVE: korkun | ELLH: Allah'tan | VÎN: eğer | TKFRVE: inkar ederseniz | FÎN: şüphesiz | LLH: Allah'ındır | ME: olanlar | FY: | ELSMEVET: göklerde | VME: ve olanlar | FY: | ELÊRŽ: yerde | VKEN: | ELLH: Allah | ĞNYE: zengindir | ḪMYD̃E: övgüye layıktır | (4:131)
|VLLH: Allah'ındır | ME: olanlar | FY: | ELSMEVET: göklerde | VME: ve olanlar | FY: | ELÊRŽ: yerde | VKF: ve yeter | BELLH: Allah | VKYLE: vekil olarak | (4:132)
|ÎN: eğer | YŞÊ: (Allah) dilerse | YZ̃HBKM: sizi götürür | ÊYHE: ey | ELNES: insanlar | VYÊT: ve getirir | B ËḢRYN: başkalarını | VKEN: ve | ELLH: Allah | AL: | Z̃LK: buna | GD̃YRE: hakkıyla kadirdir | (4:133)
|MN: kim | KEN: | YRYD̃: isterse | S̃VEB: sevabını | ELD̃NYE: dünya | FAND̃: (bilsin ki) katındadır | ELLH: Allah | S̃VEB: sevabı | ELD̃NYE: dünya | VEL ËḢRT: ve ahiret | VKEN: | ELLH: Allah | SMYAE: işitendir | BṦYRE: görendir | (4:134)
|YE: EY/HEY/AH | ÊYHE: SİZ! | ELZ̃YN: kimseler | ËMNVE: inanan(lar) | KVNVE: olun | GVEMYN: ayakta tutarak | BELGSŦ: adaleti | ŞHD̃EÙ: şahidler | LLH: Allah için | VLV: bile olsa | AL: aleyhinde | ÊNFSKM: kendinizin | ÊV: veya | ELVELD̃YN: ana babanızın | VELÊGRBYN: ve yakınlarınızın | ÎN: eğer | YKN: olsalar | ĞNYE: zengin | ÊV: veya | FGYRE: fakir de | FELLH: çünkü Allah | ÊVL: daha yakındır | BHME: ikisine de | FLE: öyle ise sapmayın | TTBAVE: uyarak | ELHV: keyfinize | ÊN: | TAD̃LVE: adaletten | VÎN: ve eğer | TLVVE: eğip bükerseniz | ÊV: ya da | TARŽVE: doğruyu söylemezseniz | FÎN: muhakkak ki | ELLH: Allah | KEN: olandır | BME: -dan | TAMLVN: yaptıklarınız- | ḢBYRE: haberdar | (4:135)
|YE: EY/HEY/AH | ÊYHE: SİZ! | ELZ̃YN: kimseler | ËMNVE: inanan(lar) | ËMNVE: inanın | BELLH: Allah'a | VRSVLH: ve Elçisine | VELKTEB: ve Kitaba | ELZ̃Y: o ki | NZL: indirdi | AL: | RSVLH: Elçisine | VELKTEB: ve Kitaba (inanın) | ELZ̃Y: o ki | ÊNZL: indirdi | MN: | GBL: daha öncekilere | VMN: ve kim | YKFR: inkar ederse | BELLH: Allah'ı | VMLEÙKTH: ve meleklerini | VKTBH: ve Kitaplarını | VRSLH: ve elçilerini | VELYVM: ve gününü | EL ËḢR: ahiret | FGD̃: muhakkak | ŽL: sapıtmıştır | ŽLELE: sapıklıkla | BAYD̃E: uzak bir | (4:136)
|ÎN: şüphesiz | ELZ̃YN: o kimseler | ËMNVE: inandılar | S̃M: sonra | KFRVE: inkar ettiler | S̃M: sonra | ËMNVE: inandılar | S̃M: yine | KFRVE: inkar ettiler | S̃M: sonra | EZD̃ED̃VE: arttı | KFRE: inkarları | LM: | YKN: değildir | ELLH: Allah | LYĞFR: bağışlayacak | LHM: onları | VLE: | LYHD̃YHM: iletmeyecektir | SBYLE: (doğru) yola | (4:137)
|BŞR: müjdele | ELMNEFGYN: Münafıklara | BÊN: şüphesiz | LHM: kendilerinin olacağını | AZ̃EBE: bir azabın | ÊLYME: acıklı | (4:138)
|ELZ̃YN: onlar | YTḢZ̃VN: tutuyorlar | ELKEFRYN: kafirleri | ÊVLYEÙ: dost | MN: | D̃VN: bırakıp | ELMÙMNYN: mü'minleri | ÊYBTĞVN: mi arıyorlar? | AND̃HM: onların yanında | ELAZT: şeref | FÎN: şüphesiz | ELAZT: şeref | LLH: Allaha aittir | CMYAE: tamamen | (4:139)
|VGD̃: muhakkak | NZL: indirmiştir | ALYKM: size | FY: | ELKTEB: Kitapta | ÊN: diye | ÎZ̃E: zaman | SMATM: işittiğiniz | ËYET: ayetlerinin | ELLH: Allah'ın | YKFR: inkar edildiğini | BHE: onların | VYSTHZÊ: ve alay edildiğini | BHE: onlarla | FLE: | TGAD̃VE: oturmayın | MAHM: onlarla beraber | ḪT: kadar | YḢVŽVE: onlar dalıncaya | FY: | ḪD̃YS̃: bir söze | ĞYRH: başka | ÎNKM: siz de | ÎZ̃E: o zaman | MS̃LHM: onlar gibi olursunuz | ÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | CEMA: bütün | ELMNEFGYN: iki yüzlüleri | VELKEFRYN: ve kafirleri | FY: | CHNM: cehennemde | CMYAE: toplayacaktır | (4:140)
|ELZ̃YN: onlar ki | YTRBṦVN: gözetleyip dururlar | BKM: sizi | FÎN: eğer | KEN: (nasib)olursa | LKM: size | FTḪ: bir fetih | MN: | ELLH: Allah'tan | GELVE: derler | ÊLM: değil miydik? | NKN: biz de | MAKM: sizinle beraber | VÎN: ve eğer | KEN: olursa | LLKEFRYN: kafirlerin | NṦYB: (savaşta) bir payı | GELVE: derler | ÊLM: | NSTḪVZ̃: biz üstünlük sağlamadık mı | ALYKM: size | VNMNAKM: ve sizi korumadık mı? | MN: | ELMÙMNYN: mü'minlerden | FELLH: artık Allah | YḪKM: hükmedecek | BYNKM: aranızda | YVM: gününde | ELGYEMT: kıyamet | VLN: ve asla | YCAL: vermeyecektir | ELLH: Allah | LLKEFRYN: kafirlere | AL: karşı | ELMÙMNYN: mü'minlere | SBYLE: bir yol | (4:141)
|ÎN: | ELMNEFGYN: Harcayıcılar/münafıklar/ikiyüzlüler | YḢED̃AVN: aldatmağa çalışırlar | ELLH: Allah'ı | VHV: oysa O | ḢED̃AHM: onları aldatır | VÎZ̃E: -zaman | GEMVE: doğruldukları- | ÎL: | ELṦLET: SaLâTe/Desteğe | GEMVE: doğruluşları | KSEL: tembelce/uyuşukça/üşengeçce | YREÙVN: -göstermelik | ELNES: insanlara- | VLE: ve yok | YZ̃KRVN: hatırladıkları/andıkları | ELLH: Allah'ı | ÎLE: sadece/ancak | GLYLE: azıcık | (4:142)
|MZ̃BZ̃BYN: yalpalayıp dururlar | BYN: arada | Z̃LK: bu | LE: ne | ÎL: | HÙLEÙ: bunlara | VLE: ne de | ÎL: | HÙLEÙ: onlara | VMN: ve kimseye | YŽLL: şaşırttığı | ELLH: Allah'ın | FLN: | TCD̃: bulamazsın | LH: ona | SBYLE: bir (çıkar) yol | (4:143)
|YE: EY/HEY/AH | ÊYHE: SİZ! | ELZ̃YN: kimseler | ËMNVE: inanan(lar) | LE: | TTḢZ̃VE: edinmeyin | ELKEFRYN: kafirleri | ÊVLYEÙ: dost | MN: | D̃VN: bırakıp | ELMÙMNYN: mü'minleri | ÊTRYD̃VN: mi istiyorsunuz? | ÊN: | TCALVE: vermek | LLH: Allah'a | ALYKM: aleyhinizde olacak | SLŦENE: bir delil | MBYNE: apaçık | (4:144)
|ÎN: doğrusu | ELMNEFGYN: iki yüzlüler | FY: | ELD̃RK: tabakasındadırlar | ELÊSFL: en aşağı | MN: | ELNER: ateşin | VLN: ve asla | TCD̃: bulamazsın | LHM: onlar için | NṦYRE: hiçbir yardımcı | (4:145)
|ÎLE: ancak hariçtir | ELZ̃YN: kimseler | TEBVE: tevbe edenler | VÊṦLḪVE: ve uslananlar | VEATṦMVE: ve yapışanlar | BELLH: Allah'a | VÊḢLṦVE: ve yapanlar | D̃YNHM: dinlerini | LLH: sırf Allah için | FÊVLÙK: işte onlar | MA: beraberdir | ELMÙMNYN: mü'minlerle | VSVF: yakında | YÙT: verecektir | ELLH: Allah da | ELMÙMNYN: mü'minlere | ÊCRE: bir mükafat | AƵYME: büyük | (4:146)
|ME: ne? | YFAL: yapacak | ELLH: Allah | BAZ̃EBKM: size azabetmeyi | ÎN: eğer | ŞKRTM: siz şükreder | V ËMNTM: ve inanırsanız | VKEN: ve | ELLH: Allah | ŞEKRE: şükrün karşılığını verendir | ALYME: (herşeyi) bilendir | (4:147)
|LE: | YḪB: sevmez | ELLH: Allah | ELCHR: açıkça | BELSVÙ: kötü | MN: | ELGVL: söz söylenmesini | ÎLE: dışında | MN: kendisine | ƵLM: haksızlık edilen | VKEN: | ELLH: doğrusu Allah | SMYAE: işitendir | ALYME: bilendir | (4:148)
|ÎN: eğer | TBD̃VE: açığa vurursanız | ḢYRE: bir iyiliği | ÊV: veya | TḢFVH: onu gizlerseniz | ÊV: yahut | TAFVE: affederseniz | AN: | SVÙ: bir kötülüğü | FÎN: (bilin ki) şüphesiz | ELLH: Allah da | KEN: | AFVE: affedicidir | GD̃YRE: güçlüdür | (4:149)
|ÎN: şüphesiz | ELZ̃YN: okimseler ki | YKFRVN: inkar ederler | BELLH: Allah'ı | VRSLH: ve elçilerini | VYRYD̃VN: ve isterler | ÊN: | YFRGVE: ayırmak | BYN: arasını | ELLH: Allah | VRSLH: ile elçilerinin | VYGVLVN: ve derler | NÙMN: inanırız | BBAŽ: kimine | VNKFR: ve inkar ederiz | BBAŽ: kimini | VYRYD̃VN: ve isterler | ÊN: | YTḢZ̃VE: tutmak | BYN: arasında | Z̃LK: bunun (ikisinin) | SBYLE: bir yol | (4:150)
|ÊVLÙK: işte | HM: onlar | ELKEFRVN: kafirlerdir | ḪGE: gerçek | VÊATD̃NE: biz de hazırlamışızdır | LLKEFRYN: kafirlere | AZ̃EBE: bir azab | MHYNE: alçaltıcı | (4:151)
|VELZ̃YN: ve onlar ki | ËMNVE: inandılar | BELLH: Allah'a | VRSLH: ve elçilerine | VLM: ve | YFRGVE: ayırım yapmadılar | BYN: arasında | ÊḪD̃: hiçbiri | MNHM: onlardan | ÊVLÙK: işte (Allah) | SVF: pek yakında | YÙTYHM: verecektir | ÊCVRHM: onların da mükafatlarını | VKEN: ve | ELLH: Allah | ĞFVRE: çok bağışlayandır | RḪYME: çok esirgeyendir | (4:152)
|YSÊLK: senden istiyorlar | ÊHL: ehli | ELKTEB: Kitap | ÊN: | TNZL: indirmeni | ALYHM: kendilerine | KTEBE: bir Kitap | MN: -ten | ELSMEÙ: gök- | FGD̃: muhakkak | SÊLVE: istemişler | MVS: Musa'dan | ÊKBR: daha büyüğünü | MN: | Z̃LK: bundan | FGELVE: demişlerdi | ÊRNE: bize göster | ELLH: Allah'ı | CHRT: açıkça | FÊḢZ̃THM: derhal onları yakalamıştı | ELṦEAGT: yıldırım gürültüsü | BƵLMHM: haksızlıklarından dolayı | S̃M: sonra | ETḢZ̃VE: tutmuşlardı | ELACL: buzağıyı (tanrı) | MN: | BAD̃: sonra | ME: | CEÙTHM: kendilerine geldikken | ELBYNET: açık deliller | FAFVNE: vazgeçtik | AN: | Z̃LK: bundan da | V ËTYNE: ve verdik | MVS: Musa'ya | SLŦENE: bir yetki | MBYNE: açık | (4:153)
|VRFANE: ve kaldırdık | FVGHM: üzerlerine | ELŦVR: Tur'u | BMYS̃EGHM: söz vermeleri için | VGLNE: ve dedik | LHM: onlara | ED̃ḢLVE: girin | ELBEB: kapıdan | SCD̃E: secde ederek | VGLNE: ve dedik | LHM: onlara | LE: | TAD̃VE: çiğnemeyin | FY: | ELSBT: cumartesi(yasakları)nı | VÊḢZ̃NE: ve aldık | MNHM: onlardan | MYS̃EGE: bir söz | ĞLYƵE: sağlam | (4:154)
|FBME: sebebiyle | NGŽHM: bozmaları | MYS̃EGHM: sözlerini | VKFRHM: ve inkar etmeleri | B ËYET: ayetlerini | ELLH: Allah'ın | VGTLHM: ve öldürmeleri | ELÊNBYEÙ: peygamberleri | BĞYR: yere | ḪG: haksız | VGVLHM: ve demeleri(nden ötürü) | GLVBNE: kalblerimiz | ĞLF: kılıflıdır | BL: hayır, fakat | ŦBA: mühürlemiştir | ELLH: Allah | ALYHE: üzerini | BKFRHM: inkarlarından ötürü | FLE: | YÙMNVN: artık inanmazlar | ÎLE: ancak | GLYLE: pek az | (4:155)
|VBKFRHM: ve küfürlerinden (ötürü) | VGVLHM: ve sözlerinden | AL: karşı | MRYM: Meryem'e | BHTENE: bir iftira | AƵYME: büyük | (4:156)
|VGVLHM: ve demelerinden (ötürü) | ÎNE: elbette | GTLNE: biz öldürdük | ELMSYḪ: Mesih'i | AYS: Îsa | EBN: oğlu | MRYM: Meryem | RSVL: elçisi | ELLH: Allah'ın | VME: oysa | GTLVH: onu öldürmediler | VME: ve | ṦLBVH: asmadılar | VLKN: fakat | ŞBH: benzer gösterildi | LHM: kendilerine | VÎN: ve şüphesiz | ELZ̃YN: | EḢTLFVE: ayrılığa düşenler | FYH: onun hakkında | LFY: içindedirler | ŞK: tam bir kuşku | MNH: ondan yana | ME: yoktur | LHM: onların | BH: o hususta | MN: hiç | ALM: bilgileri | ÎLE: sadece | ETBEA: uyuyorlar | ELƵN: zanna | VME: | GTLVH: onu öldürmediler | YGYNE: yakinen | (4:157)
|BL: hayır | RFAH: onu yükseltti | ELLH: Allah | ÎLYH: kendisine | VKEN: ve | ELLH: Allah | AZYZE: daima üstündür | ḪKYME: hüküm ve hikmet sahibidir | (4:158)
|VÎN: ve andolsun | MN: her biri | ÊHL: ehlinin | ELKTEB: Kitap | ÎLE: ancak | LYÙMNN: mutlaka inanacaktır | BH: ona | GBL: önce | MVTH: ölümünden | VYVM: günü de | ELGYEMT: kıyamet | YKVN: O olacaktır | ALYHM: onların aleyhine | ŞHYD̃E: şahid | (4:159)
|FBƵLM: zulümlerinden dolayı | MN: | ELZ̃YN: olanların | HED̃VE: yahudilerin | ḪRMNE: yasakladık | ALYHM: onlara | ŦYBET: temiz ve hoş şeyleri | ÊḪLT: helal kılınmış | LHM: kendilerine | VBṦD̃HM: ve çevirmelerinden dolayı | AN: | SBYL: yolundan | ELLH: Allah | KS̃YRE: çoklarını | (4:160)
|VÊḢZ̃HM: ve almalarından ötürü | ELRBE: riba | VGD̃: rağmen | NHVE: menedilmelerine | ANH: ondan | VÊKLHM: ve yemelerinden ötürü | ÊMVEL: mallarını | ELNES: insanların | BELBEŦL: haksız yere | VÊATD̃NE: ve hazırladık | LLKEFRYN: inkar edenlere | MNHM: içlerinden | AZ̃EBE: bir azab | ÊLYME: acı | (4:161)
|LKN: fakat | ELRESḢVN: derinleşmiş olanlar | FY: | ELALM: ilimde | MNHM: içlerinden | VELMÙMNVN: ve mü'minler | YÙMNVN: inanırlar | BME: şeye | ÊNZL: indirilen | ÎLYK: sana | VME: ve şeye | ÊNZL: indirilen | MN: | GBLK: senden önce | VELMGYMYN: ve -doğrulmuş | ELṦLET: SaLâTe/Desteğe | VELMÙTVN: ve vermiş | ELZKET: zekatı | VELMÙMNVN: ve doğrulaşmış | BELLH: Allah'la | VELYVM: ve gününe | EL ËḢR: ahiret | ÊVLÙK: işte onlara | SNÙTYHM: vereceğiz | ÊCRE: bir mükafat | AƵYME: büyük | (4:162)
|ÎNE: elbette biz | ÊVḪYNE: vahyettik | ÎLYK: sana da | KME: gibi | ÊVḪYNE: vahyettiğimiz | ÎL: | NVḪ: Nuh'a | VELNBYYN: ve peygamberlere | MN: | BAD̃H: ondan sonraki | VÊVḪYNE: nitekim vahyetmiştik | ÎL: | ÎBREHYM: İbrahim'e | VÎSMEAYL: ve İsma'il'e | VÎSḪEG: ve İshak'a | VYAGVB: ve Ya'kub'a | VELÊSBEŦ: ve sıbtlara | VAYS: ve Îsa'ya | VÊYVB: ve Eyyub'a | VYVNS: ve Yunus'a | VHERVN: ve Harun'a | VSLYMEN: ve Süleyman'a | V ËTYNE: ve vermiştik | D̃EVVD̃: Davud'a da | ZBVRE: Zebur'u | (4:163)
|VRSLE: ve elçilere | GD̃: elbette | GṦṦNEHM: anlattığımız | ALYK: sana | MN: | GBL: daha önce | VRSLE: ve elçilere | LM: | NGṦṦHM: anlatmadığımız | ALYK: sana | VKLM: ve konuşmuştu | ELLH: Allah | MVS: Musa'ya | TKLYME: sözle | (4:164)
|RSLE: elçiler (gönderdik) ki | MBŞRYN: müjdeleyici | VMNZ̃RYN: ve uyarıcı | LÙLE: | YKVN: kalmasın | LLNES: insanların | AL: karşı | ELLH: Allah'a | ḪCT: bahaneleri | BAD̃: sonra | ELRSL: elçilerden | VKEN: ve | ELLH: Allah | AZYZE: üstündür | ḪKYME: hüküm ve hikmet sahibidir | (4:165)
|LKN: oysa | ELLH: Allah | YŞHD̃: şahidlik eder | BME: ne ki | ÊNZL: indirdi | ÎLYK: sana | ÊNZLH: indirmiş olduğuna | BALMH: kendi bilgisiyle | VELMLEÙKT: ve melekler de | YŞHD̃VN: şahidlik ederler | VKF: kafidir | BELLH: Allah'ın | ŞHYD̃E: şahidliği | (4:166)
|ÎN: şüphesiz | ELZ̃YN: kimseler | KFRVE: inkar eden(ler) | VṦD̃VE: ve menedenler | AN: -undan | SBYL: yol- | ELLH: Allah | GD̃: hakikaten | ŽLVE: düşmüşlerdir | ŽLELE: bir sapıklığa | BAYD̃E: uzak | (4:167)
|ÎN: şüphesiz | ELZ̃YN: kimseler | KFRVE: inkar eden(ler) | VƵLMVE: ve zulmedenler | LM: | YKN: olmayacak | ELLH: Allah | LYĞFR: bağışlayan | LHM: onları | VLE: | LYHD̃YHM: ve iletmeyecektir | ŦRYGE: yola | (4:168)
|ÎLE: sadece | ŦRYG: yoluna (iletecektir) | CHNM: cehennemin | ḢELD̃YN: kalacaklardır | FYHE: orada | ÊBD̃E: sürekli | VKEN: ve | Z̃LK: bu da | AL: | ELLH: Allah'a | YSYRE: çok kolaydır | (4:169)
|YE: EY/HEY/AH | ÊYHE: SİZ! | ELNES: insanlar | GD̃: muhakkak ki | CEÙKM: size getirdi | ELRSVL: Elçi | BELḪG: gerçeği | MN: -den | RBKM: Rabbiniz- | F ËMNVE: inanın | ḢYRE: yararınıza olarak | LKM: kendi | VÎN: eğer | TKFRVE: inkar ederseniz | FÎN: bilin ki | LLH: Allah'ındır | ME: olanlar | FY: | ELSMEVET: göklerde | VELÊRŽ: ve yerde | VKEN: ve | ELLH: Allah | ALYME: bilendir | ḪKYME: hüküm ve hikmet sahibidir | (4:170)
|YE: EY/HEY/AH | ÊHL: halk | ELKTEB: Kitap | LE: | TĞLVE: taşkınlık etmeyin | FY: | D̃YNKM: dininizde | VLE: | TGVLVE: ve söylemeyin | AL: hakkında | ELLH: Allah | ÎLE: dışında | ELḪG: gerçek | ÎNME: şüphesiz | ELMSYḪ: Mesih | AYS: Îsa | EBN: oğlu | MRYM: Meryem | RSVL: elçisidir | ELLH: Allah'ın | VKLMTH: ve O'nun kelimesidir | ÊLGEHE: attığı | ÎL: | MRYM: Meryem'e | VRVḪ: ve bir ruhtur | MNH: O'ndan | F ËMNVE: inanın | BELLH: Allah'a | VRSLH: ve elçilerine | VLE: | TGVLVE: demeyin | S̃LES̃T: "(Allah) ""Üçtür""" | ENTHVE: buna son verin | ḢYRE: yararınıza olarak | LKM: kendi | ÎNME: çünkü | ELLH: Allah | ÎLH: tanrıdır | VEḪD̃: bir tek | SBḪENH: O yücedir | ÊN: | YKVN: olmaktan | LH: kendisi | VLD̃: çocuk sahibi | LH: O'nundur | ME: olanlar | FY: | ELSMEVET: göklerde | VME: ve olanlar | FY: | ELÊRŽ: yerde | VKF: ve yeter | BELLH: Allah | VKYLE: vekil olarak | (4:171)
|LN: | YSTNKF: çekinmez | ELMSYḪ: Mesih | ÊN: | YKVN: olmaktan | ABD̃E: kul | LLH: Allah'a | VLE: | ELMLEÙKT: ve melekler de | ELMGRBVN: (Allah'a) yaklaştırılmış | VMN: ve kim | YSTNKF: çekinirse | AN: | ABED̃TH: O'na kulluktan | VYSTKBR: ve büyüklük taslarsa | FSYḪŞRHM: bilsin ki O toplayacaktır | ÎLYH: kendi huzuruna | CMYAE: onların hepsini | (4:172)
|FÊME: gelince | ELZ̃YN: kimselere | ËMNVE: inanan(lara) | VAMLVE: ve yapanlara | ELṦELḪET: iyi işler | FYVFYHM: eksiksiz ödeyecektir | ÊCVRHM: mükafatlarını | VYZYD̃HM: ve daha fazlasını da verecektir | MN: | FŽLH: lutfundan | VÊME: gelince | ELZ̃YN: kimselere | ESTNKFVE: çekinen(lere) | VESTKBRVE: ve büyüklük taslayanlara | FYAZ̃BHM: azabedecektir | AZ̃EBE: bir azapla | ÊLYME: acıklı | VLE: | YCD̃VN: ve onlar bulamayacaklardır | LHM: kendilerine | MN: | D̃VN: başka | ELLH: Allah'tan | VLYE: bir dost | VLE: | NṦYRE: ve bir yardımcı | (4:173)
|YE: EY/HEY/AH | ÊYHE: SİZ! | ELNES: insanlar | GD̃: muhakkak ki | CEÙKM: size geldi | BRHEN: bir delil | MN: | RBKM: Rabbinizden | VÊNZLNE: ve indirdik | ÎLYKM: size | NVRE: bir nur | MBYNE: apaçık | (4:174)
|FÊME: gelince | ELZ̃YN: kimselere | ËMNVE: inanan(lara) | BELLH: Alah'a | VEATṦMVE: ve yapışanlara | BH: O'na | FSYD̃ḢLHM: sokacaktır | FY: -in içine | RḪMT: bir rahmet- | MNH: kendinden | VFŽL: ve lutfun | VYHD̃YHM: ve onları iletecektir | ÎLYH: kendisine varan | ṦREŦE: bir yola | MSTGYME: doğru | (4:175)
|YSTFTVNK: senden fetva istiyorlar | GL: de ki | ELLH: Allah | YFTYKM: size şöyle açıklıyor | FY: hakkında | ELKLELT: kelale | ÎN: eğer | EMRÙ: kişinin | HLK: ölen | LYS: yoksa | LH: onun | VLD̃: çocuğu | VLH: ve onlar | ÊḢT: bir kızkardeşi | FLHE: o(kızkardeşi)nindir | NṦF: yarısı | ME: ne ki | TRK: miras bıraktı | VHV: fakat kendisi | YRS̃HE: onun mirasını alır | ÎN: eğer | LM: | YKN: yoksa (kızkardeşinin) | LHE: kendi | VLD̃: çocuğu | FÎN: eğer | KENTE: varsa | ES̃NTYN: iki kızkardeşi | FLHME: onlarındır | ELS̃LS̃EN: üçte ikisi | MME: | TRK: bıraktığı mirasın | VÎN: ve eğer | KENVE: olursa (birçok) | ÎḢVT: kardeşler | RCELE: erkek | VNSEÙ: ve kadın | FLLZ̃KR: erkeğe | MS̃L: kadar (verilir) | ḪƵ: payı | ELÊNS̃YYN: iki kadının | YBYN: açıklıyor | ELLH: Allah | LKM: size | ÊN: diye | TŽLVE: şaşırırsınız | VELLH: Allah | BKL: he | ŞYÙ: şeyi | ALYM: bilir | (4:176)


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{sure_meali.php}