» 4 / Nisâ  63:

Kuran Sırası: 4
İniş Sırası: 92
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176

 » 4 / Nisâ  Suresi: 63
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. أُولَٰئِكَ (ÊVLÙK) = ulāike : işte
2. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : onlar ki
3. يَعْلَمُ (YALM) = yeǎ'lemu : bilir
4. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah
5. مَا (ME) = mā : olanı
6. فِي (FY) = fī :
7. قُلُوبِهِمْ (GLVBHM) = ḳulūbihim : onların kalblerinde
8. فَأَعْرِضْ (FÊARŽ) = feeǎ'riD : aldırma
9. عَنْهُمْ (ANHM) = ǎnhum : onlara
10. وَعِظْهُمْ (VAƵHM) = ve ǐZhum : ve onlara öğüt ver
11. وَقُلْ (VGL) = ve ḳul : ve söyle
12. لَهُمْ (LHM) = lehum : onların
13. فِي (FY) = fī :
14. أَنْفُسِهِمْ (ÊNFSHM) = enfusihim : içlerine işleyecek
15. قَوْلًا (GVLE) = ḳavlen : bir söz
16. بَلِيغًا (BLYĞE) = belīğan : güzel
işte | onlar ki | bilir | Allah | olanı | | onların kalblerinde | aldırma | onlara | ve onlara öğüt ver | ve söyle | onların | | içlerine işleyecek | bir söz | güzel |

[] [] [ALM] [] [] [] [GLB] [ARŽ] [] [VAƵ] [GVL] [] [] [NFS] [GVL] [BLĞ]
ÊVLÙK ELZ̃YN YALM ELLH ME FY GLVBHM FÊARŽ ANHM VAƵHM VGL LHM FY ÊNFSHM GVLE BLYĞE

ulāike elleƶīne yeǎ'lemu llahu ḳulūbihim feeǎ'riD ǎnhum ve ǐZhum ve ḳul lehum enfusihim ḳavlen belīğan
أولئك الذين يعلم الله ما في قلوبهم فأعرض عنهم وعظهم وقل لهم في أنفسهم قولا بليغا

 » 4 / Nisâ  Suresi: 63
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
أولئك | ÊVLÙK ulāike işte Those
الذين | ELZ̃YN elleƶīne onlar ki (are) the ones who -
يعلم ع ل م | ALM YALM yeǎ'lemu bilir knows
الله | ELLH llahu Allah Allah
ما | ME olanı what
في | FY (is) in
قلوبهم ق ل ب | GLB GLVBHM ḳulūbihim onların kalblerinde their hearts,
فأعرض ع ر ض | ARŽ FÊARŽ feeǎ'riD aldırma so turn away
عنهم | ANHM ǎnhum onlara from them
وعظهم و ع ظ | VAƵ VAƵHM ve ǐZhum ve onlara öğüt ver and admonish them,
وقل ق و ل | GVL VGL ve ḳul ve söyle and say
لهم | LHM lehum onların to them
في | FY concerning
أنفسهم ن ف س | NFS ÊNFSHM enfusihim içlerine işleyecek their souls
قولا ق و ل | GVL GVLE ḳavlen bir söz a word
بليغا ب ل غ | BLĞ BLYĞE belīğan güzel penetrating.

4:63 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

işte | onlar ki | bilir | Allah | olanı | | onların kalblerinde | aldırma | onlara | ve onlara öğüt ver | ve söyle | onların | | içlerine işleyecek | bir söz | güzel |

[] [] [ALM] [] [] [] [GLB] [ARŽ] [] [VAƵ] [GVL] [] [] [NFS] [GVL] [BLĞ]
ÊVLÙK ELZ̃YN YALM ELLH ME FY GLVBHM FÊARŽ ANHM VAƵHM VGL LHM FY ÊNFSHM GVLE BLYĞE

ulāike elleƶīne yeǎ'lemu llahu ḳulūbihim feeǎ'riD ǎnhum ve ǐZhum ve ḳul lehum enfusihim ḳavlen belīğan
أولئك الذين يعلم الله ما في قلوبهم فأعرض عنهم وعظهم وقل لهم في أنفسهم قولا بليغا

[] [] [ع ل م] [] [] [] [ق ل ب] [ع ر ض] [] [و ع ظ] [ق و ل] [] [] [ن ف س] [ق و ل] [ب ل غ]

 » 4 / Nisâ  Suresi: 63
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
أولئك | ÊVLÙK ulāike işte Those
,Vav,Lam,,Kef,
,6,30,,20,
DEM – plural demonstrative pronoun
اسم اشارة
الذين | ELZ̃YN elleƶīne onlar ki (are) the ones who -
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
يعلم ع ل م | ALM YALM yeǎ'lemu bilir knows
Ye,Ayn,Lam,Mim,
10,70,30,40,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
الله | ELLH llahu Allah Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
ما | ME olanı what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
في | FY (is) in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
قلوبهم ق ل ب | GLB GLVBHM ḳulūbihim onların kalblerinde their hearts,
Gaf,Lam,Vav,Be,He,Mim,
100,30,6,2,5,40,
"N – genitive feminine plural noun → Heart
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun"
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فأعرض ع ر ض | ARŽ FÊARŽ feeǎ'riD aldırma so turn away
Fe,,Ayn,Re,Dad,
80,,70,200,800,
REM – prefixed resumption particle
V – 2nd person masculine singular (form IV) imperative verb
الفاء استئنافية
فعل أمر
عنهم | ANHM ǎnhum onlara from them
Ayn,Nun,He,Mim,
70,50,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
وعظهم و ع ظ | VAƵ VAƵHM ve ǐZhum ve onlara öğüt ver and admonish them,
Vav,Ayn,Zı,He,Mim,
6,70,900,5,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 2nd person masculine singular imperative verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
الواو عاطفة
فعل أمر و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
وقل ق و ل | GVL VGL ve ḳul ve söyle and say
Vav,Gaf,Lam,
6,100,30,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 2nd person masculine singular imperative verb
الواو عاطفة
فعل أمر
لهم | LHM lehum onların to them
Lam,He,Mim,
30,5,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
في | FY concerning
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
أنفسهم ن ف س | NFS ÊNFSHM enfusihim içlerine işleyecek their souls
,Nun,Fe,Sin,He,Mim,
,50,80,60,5,40,
N – genitive feminine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
قولا ق و ل | GVL GVLE ḳavlen bir söz a word
Gaf,Vav,Lam,Elif,
100,6,30,1,
N – accusative masculine indefinite verbal noun
اسم منصوب
بليغا ب ل غ | BLĞ BLYĞE belīğan güzel penetrating.
Be,Lam,Ye,Ğayn,Elif,
2,30,10,1000,1,
ADJ – accusative masculine singular indefinite adjective
صفة منصوبة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |أُولَٰئِكَ: işte | الَّذِينَ: onlar ki | يَعْلَمُ: bilir | اللَّهُ: Allah | مَا: olanı | فِي: | قُلُوبِهِمْ: onların kalblerinde | فَأَعْرِضْ: aldırma | عَنْهُمْ: onlara | وَعِظْهُمْ: ve onlara öğüt ver | وَقُلْ: ve söyle | لَهُمْ: onların | فِي: | أَنْفُسِهِمْ: içlerine işleyecek | قَوْلًا: bir söz | بَلِيغًا: güzel |
Kırık Meal (Harekesiz) : |أولئك ÊWLÙK işte | الذين ELZ̃YN onlar ki | يعلم YALM bilir | الله ELLH Allah | ما ME olanı | في FY | قلوبهم GLWBHM onların kalblerinde | فأعرض FÊARŽ aldırma | عنهم ANHM onlara | وعظهم WAƵHM ve onlara öğüt ver | وقل WGL ve söyle | لهم LHM onların | في FY | أنفسهم ÊNFSHM içlerine işleyecek | قولا GWLE bir söz | بليغا BLYĞE güzel |
Kırık Meal (Okunuş) : |ulāike: işte | elleƶīne: onlar ki | yeǎ'lemu: bilir | llahu: Allah | : olanı | : | ḳulūbihim: onların kalblerinde | feeǎ'riD: aldırma | ǎnhum: onlara | ve ǐZhum: ve onlara öğüt ver | ve ḳul: ve söyle | lehum: onların | : | enfusihim: içlerine işleyecek | ḳavlen: bir söz | belīğan: güzel |
Kırık Meal (Transcript) : |ÊVLÙK: işte | ELZ̃YN: onlar ki | YALM: bilir | ELLH: Allah | ME: olanı | FY: | GLVBHM: onların kalblerinde | FÊARŽ: aldırma | ANHM: onlara | VAƵHM: ve onlara öğüt ver | VGL: ve söyle | LHM: onların | FY: | ÊNFSHM: içlerine işleyecek | GVLE: bir söz | BLYĞE: güzel |
Abdulbaki Gölpınarlı : Onlar, öyle kişilerdir ki Allah bilir kalplerinde olanı, yüz çevir onlardan, öğüt ver onlara, kendi hallerine dair tesirli, dokunaklı sözler söyle onlara.
Adem Uğur : Onlar Allah'ın, kalplerindekini bildiği kimselerdir; onlara aldırma, kendilerine öğüt ver ve onlara, kendileri hakkında tesirli söz söyle.
Ahmed Hulusi : İşte onlar, Allâh'ın kalplerindekini bildiği kişilerdir. Onun için sen söylediklerine aldırma ve onlara öğüt ver ve nefsleri hakkında içlerine işleyecek açıklıkta söz söyle.
Ahmet Tekin : Onlar, Allah’ın kalplerindeki, akıllarındaki asıl niyetlerini bildiği kimselerdir. Onların mazeretlerini kabul etme, onların faaliyetlerine karşı tedbir al. Onlara öğüt ver, sorumluluklarıyla ilgili uyarılarda bulun. Onlara, kendileriyle ilgili ruhlarına tesir edecek, etkili, açık sözler söyle.
Ahmet Varol : Bunlar Allah'ın kalplerinde olanı bildiği kimselerdir. Sen onlardan yüz çevir, onlara öğüt ver ve kendi haklarında açık ve etkileyici söz söyle!
Ali Bulaç : İşte bunların, Allah kalplerinde olanı bilmektedir. O halde sen, onlardan yüz çevir, onlara öğüt ver ve onlara nefislerine ilişkin açık ve etkileyici söz söyle.
Ali Fikri Yavuz : Onlar öyle kimselerdir ki, kalblerinde olanı ve yalan yere yeminlerini Allah bilir. Onun için özürlerini kabulden yüz çevir ve nifakı terk etmeleri için kendilerine öğüt ver. Onlara, kendilerine dair tesirli söz söyle.
Bekir Sadak : Iste bunlarin kalblerinde olani Allah bilir. Onlardan yuz cevir, onlara ogut ver, kendilerine tesirli sozler soyle.
Celal Yıldırım : İşte bunlar öyle kimselerdir ki, Allah kalblerinde olanı çok iyi bilir. Onlardan yüzçevir, onlara öğüt ver, onlara kendileriyle ilgili çok te'sirli açık-seçik söz söyle.
Diyanet İşleri : Onlar, Allah’ın kalplerindekini bildiği kimselerdir. Öyleyse onlara aldırma. Onlara öğüt ver ve onlara, kendileri hakkında etkili ve güzel söz söyle.
Diyanet İşleri (eski) : İşte bunlarin kalblerinde olanı Allah bilir. Onlardan yüz çevir, onlara öğüt ver, kendilerine tesirli sözler söyle.
Diyanet Vakfi : Onlar Allah'ın, kalplerindekini bildiği kimselerdir; onlara aldırma, kendilerine öğüt ver ve onlara, kendileri hakkında tesirli söz söyle.
Edip Yüksel : ALLAH onların kalplerindekini bilir. Onlardan yüz çevir, onları aydınlat, ve kişiliklerini etkileyecek güzel sözler söyle.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onlar, Allah'ın kalblerindekini bildiği kimselerdir; Onlara aldırma, onlara öğüt ver ve onların içlerine tesir edecek güzel söz söyle!
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Onlar öyle kimselerdir ki kalplerinde olanı Allah bilir. Onun için sen onlara aldırma da kendilerine öğüt ver ve nefisleri hakkında dokunaklı sözler söyle.
Elmalılı Hamdi Yazır : Onlar öyle kimseler ki kalblerinde olanı Allah bilir, onun için sen onlara aldırma da kendilerine va'zet ve nefisleri hakkında kendilerine beliğ müessir söz söyle
Fizilal-il Kuran : Allah onların kalplerindeki kötü duyguları iyi bilir. Onlara aldırış etme, öğüt ver, kendileri hakkında içlerine işleyecek etkili sözler söyle onlara.
Gültekin Onan : İşte bunların, Tanrı kalplerinde olanı bilmektedir. O halde sen onlardan yüz çevir, onlara öğüt ver ve onlara nefslerine ilişkin açık ve etkileyici söz söyle.
Hakkı Yılmaz : "Sonra, “Biz, sadece iyilik etmek ve uzlaştırmak istedik” diye Allah'a yemin ederek sana geldiler. İşte onlar, Allah'ın, kalplerindekini bildiği kimselerdir; artık sen, onlardan mesafelen ve onlara öğüt ver. Ve onlara, kendileri hakkında, derinden etkileyecek güzel söz söyle! "
Hasan Basri Çantay : İşte bunlar! Allah öyle kimselerin kalblerinde olanı bilir. Artık onlardan yüz çevir, onlara öğüd ver, onlara kendilerine dâir çok müessir söz (ler) söyle.
Hayrat Neşriyat : İşte onlar, Allah’ın kalblerinde olan (nifâk)ı bildiği kimselerdir; öyleyse onlardan yüz çevir, kendilerine nasîhat et ve onlara kendileri hakkında te’sirli söz söyle!
İbni Kesir : Onlar öyle kimsler ki; kalblerindekini Allah bilir. Sen onlara aldırma da öğüt ver. Haklarında te'sirli sözler söyle.
İskender Evrenosoğlu : İşte onlar, Allah'ın kalplerinde olanı bildiği kişilerdir. Artık onlardan yüz çevir, onlara vaaz et (nasihat et) ve onlara kendileri hakkında belagatli (güzel) söz söyle.
Muhammed Esed : Ama Allah onların kalplerindeki her şeyi bilir; o halde kendi hallerine bırak onları, öğüt ver ve onlarla durumları hakkında etraflıca konuş!
Ömer Nasuhi Bilmen : Onlar o kimselerdir ki, Allah Teâlâ onların kalplerinde ne olduğunu bilir. Artık onlardan çekin ve onlara öğüt ver ve onlara nefisleri hakkında müessir söz söyle.
Ömer Öngüt : Onlar Allah'ın, kalplerindekini bildiği kimselerdir. Onlara aldırma, kendilerine öğüt ver ve içlerine tesir edecek güzel sözler söyle.
Şaban Piriş : İşte bunlar, Allah’ın kalplerinde ne olduğunu bildiği kimselerdir. Öyleyse, onlardan yüz çevir, onlara öğüt ver ve onlara içlerinde olanla ilgili açık ve etkileyici söz söyle.
Suat Yıldırım : Allah onların kalplerinde ne var, ne yok pek iyi biliyor. Onun için sen onlara aldırma, fakat kendilerine öğüt ver ve onlara kendilerine dair, içlerine işleyecek beliğ sözler söyle.
Süleyman Ateş : Allâh onların kalblerinde olanı bilir. Onlara aldırma, onlara öğüt ver ve onların içlerine işleyecek güzel söz seyle!
Tefhim-ul Kuran : İşte bunların, Allah kalplerinde olanı bilmektedir. O halde sen, onlardan yüz çevir, onlara öğüt ver ve onlara nefislerine ilişkin açık ve etkileyici söz söyle.
Ümit Şimşek : Onların kalplerinde olanı Allah biliyor. Sen onlara aldırma, onlara öğüt ver ve kendileri hakkında, durumlarına uygun ve anlayabilecekleri şekilde etkili söz söyle.
Yaşar Nuri Öztürk : Allah bunların kalplerindekini biliyor. Artık aldırma onlara; öğüt ver kendilerine ve öz benlikleri hakkında etkili sözler söyle onlara.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}