» 4 / Nisâ  168:

Kuran Sırası: 4
İniş Sırası: 92
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176

 » 4 / Nisâ  Suresi: 168
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. إِنَّ (ÎN) = inne : şüphesiz
2. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseler
3. كَفَرُوا (KFRVE) = keferū : inkar eden(ler)
4. وَظَلَمُوا (VƵLMVE) = ve Zelemū : ve zulmedenler
5. لَمْ (LM) = lem :
6. يَكُنِ (YKN) = yekuni : olmayacak
7. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah
8. لِيَغْفِرَ (LYĞFR) = liyeğfira : bağışlayan
9. لَهُمْ (LHM) = lehum : onları
10. وَلَا (VLE) = ve lā :
11. لِيَهْدِيَهُمْ (LYHD̃YHM) = liyehdiyehum : ve iletmeyecektir
12. طَرِيقًا (ŦRYGE) = Tarīḳan : yola
şüphesiz | kimseler | inkar eden(ler) | ve zulmedenler | | olmayacak | Allah | bağışlayan | onları | | ve iletmeyecektir | yola |

[] [] [KFR] [ƵLM] [] [KVN] [] [ĞFR] [] [] [HD̃Y] [ŦRG]
ÎN ELZ̃YN KFRVE VƵLMVE LM YKN ELLH LYĞFR LHM VLE LYHD̃YHM ŦRYGE

inne elleƶīne keferū ve Zelemū lem yekuni llahu liyeğfira lehum ve lā liyehdiyehum Tarīḳan
إن الذين كفروا وظلموا لم يكن الله ليغفر لهم ولا ليهديهم طريقا

 » 4 / Nisâ  Suresi: 168
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
كفروا ك ف ر | KFR KFRVE keferū inkar eden(ler) disbelieved
وظلموا ظ ل م | ƵLM VƵLMVE ve Zelemū ve zulmedenler and did wrong,
لم | LM lem not
يكن ك و ن | KVN YKN yekuni olmayacak will
الله | ELLH llahu Allah Allah
ليغفر غ ف ر | ĞFR LYĞFR liyeğfira bağışlayan [to] forgive
لهم | LHM lehum onları them
ولا | VLE ve lā and not
ليهديهم ه د ي | HD̃Y LYHD̃YHM liyehdiyehum ve iletmeyecektir He will guide them
طريقا ط ر ق | ŦRG ŦRYGE Tarīḳan yola (to) a way,

4:168 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

şüphesiz | kimseler | inkar eden(ler) | ve zulmedenler | | olmayacak | Allah | bağışlayan | onları | | ve iletmeyecektir | yola |

[] [] [KFR] [ƵLM] [] [KVN] [] [ĞFR] [] [] [HD̃Y] [ŦRG]
ÎN ELZ̃YN KFRVE VƵLMVE LM YKN ELLH LYĞFR LHM VLE LYHD̃YHM ŦRYGE

inne elleƶīne keferū ve Zelemū lem yekuni llahu liyeğfira lehum ve lā liyehdiyehum Tarīḳan
إن الذين كفروا وظلموا لم يكن الله ليغفر لهم ولا ليهديهم طريقا

[] [] [ك ف ر] [ظ ل م] [] [ك و ن] [] [غ ف ر] [] [] [ه د ي] [ط ر ق]

 » 4 / Nisâ  Suresi: 168
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
كفروا ك ف ر | KFR KFRVE keferū inkar eden(ler) disbelieved
Kef,Fe,Re,Vav,Elif,
20,80,200,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
وظلموا ظ ل م | ƵLM VƵLMVE ve Zelemū ve zulmedenler and did wrong,
Vav,Zı,Lam,Mim,Vav,Elif,
6,900,30,40,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
لم | LM lem not
Lam,Mim,
30,40,
NEG – negative particle
حرف نفي
يكن ك و ن | KVN YKN yekuni olmayacak will
Ye,Kef,Nun,
10,20,50,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, jussive mood
فعل مضارع مجزوم
الله | ELLH llahu Allah Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
ليغفر غ ف ر | ĞFR LYĞFR liyeğfira bağışlayan [to] forgive
Lam,Ye,Ğayn,Fe,Re,
30,10,1000,80,200,
PRP – prefixed particle of purpose lām
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, subjunctive mood
اللام لام التعليل
فعل مضارع منصوب
لهم | LHM lehum onları them
Lam,He,Mim,
30,5,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
ولا | VLE ve lā and not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
ليهديهم ه د ي | HD̃Y LYHD̃YHM liyehdiyehum ve iletmeyecektir He will guide them
Lam,Ye,He,Dal,Ye,He,Mim,
30,10,5,4,10,5,40,
PRP – prefixed particle of purpose lām
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, subjunctive mood
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
اللام لام التعليل
فعل مضارع منصوب و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
طريقا ط ر ق | ŦRG ŦRYGE Tarīḳan yola (to) a way,
Tı,Re,Ye,Gaf,Elif,
9,200,10,100,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |إِنَّ: şüphesiz | الَّذِينَ: kimseler | كَفَرُوا: inkar eden(ler) | وَظَلَمُوا: ve zulmedenler | لَمْ: | يَكُنِ: olmayacak | اللَّهُ: Allah | لِيَغْفِرَ: bağışlayan | لَهُمْ: onları | وَلَا: | لِيَهْدِيَهُمْ: ve iletmeyecektir | طَرِيقًا: yola |
Kırık Meal (Harekesiz) : |إن ÎN şüphesiz | الذين ELZ̃YN kimseler | كفروا KFRWE inkar eden(ler) | وظلموا WƵLMWE ve zulmedenler | لم LM | يكن YKN olmayacak | الله ELLH Allah | ليغفر LYĞFR bağışlayan | لهم LHM onları | ولا WLE | ليهديهم LYHD̃YHM ve iletmeyecektir | طريقا ŦRYGE yola |
Kırık Meal (Okunuş) : |inne: şüphesiz | elleƶīne: kimseler | keferū: inkar eden(ler) | ve Zelemū: ve zulmedenler | lem: | yekuni: olmayacak | llahu: Allah | liyeğfira: bağışlayan | lehum: onları | ve lā: | liyehdiyehum: ve iletmeyecektir | Tarīḳan: yola |
Kırık Meal (Transcript) : |ÎN: şüphesiz | ELZ̃YN: kimseler | KFRVE: inkar eden(ler) | VƵLMVE: ve zulmedenler | LM: | YKN: olmayacak | ELLH: Allah | LYĞFR: bağışlayan | LHM: onları | VLE: | LYHD̃YHM: ve iletmeyecektir | ŦRYGE: yola |
Abdulbaki Gölpınarlı : Kâfir olanları ve zulmedenleri Allah yarlıgamaz ve onları hiç bir yola sevk etmez.
Adem Uğur : İnkâr edip zulmedenleri Allah asla bağışlayacak değildir. Onları (başka) bir yola iletecek de değildir.
Ahmed Hulusi : Muhakkak ki Allâh hakikati inkâr edenleri ve zulmedenleri ne bağışlar ne de onlara bir tarîk (anlayış yolu) açar.
Ahmet Tekin : Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenleri, kâfirleri, baskı, zulüm ve işkenceyle temel hak ve hürriyetleri kısıtlayarak, Allah yolunu ve Allah yolundaki faaliyetleri engelleyen zâlimleri, haksızlık edenleri, şirke girenleri Allah asla koruma kalkanına almayacak, bağışlamayacak, doğru yola da iletmeyecek, başarıya ulaştırmayacaktır.
Ahmet Varol : İnkar eden ve zulmedenler var ya, Allah onları ne bağışlar ne de bir yola iletir.
Ali Bulaç : Gerçek şu ki, inkâr edenler ve zulmedenler, Allah onları bağışlayacak değildir, onları bir yola da iletecek değildir.
Ali Fikri Yavuz : (168-169) Şüphe yok ki, küfredip haksızlık edenleri Allah bağışlayacak değil, cehennem yolundan başka bir yola çıkaracak da değil. Onlar, o Cehennem’de devamlı olarak kalacaklardır. Bu ise Allah’a pek kolaydır.
Bekir Sadak : (168-16) 9 Inkar edenleri ve zalimleri Allah suphesiz bagislamaz, onlari icinde temelli ve ebediyyen kalacaklari cehennem yolundan baska bir yola eristirmez. Bu, Allah'a kolaydir.
Celal Yıldırım : (168-169) Şüphesiz ki inkâr edip küfre saplananları ve haksızlıkta bulunanları Allah bağışlayacak değildir ; onları Cehennem yolundan başka bir yola iletici de değildir. Orada ebediyen kalıcılardır. Bu da Allah'a göre pek kolaydır.
Diyanet İşleri : Şüphesiz inkâr edenler ve zulmedenler (var ya), Allah onları asla bağışlayacak ve doğru yola iletecek değildir.
Diyanet İşleri (eski) : (168-169) İnkar edenleri ve zalimleri Allah şüphesiz bağışlamaz, onları içinde temelli ve ebediyyen kalacakları cehennem yolundan başka bir yola eriştirmez. Bu, Allah'a kolaydır.
Diyanet Vakfi : İnkâr edip zulmedenleri Allah asla bağışlayacak değildir. Onları (başka) bir yola iletecek de değildir.
Edip Yüksel : İnkar edip zulmedenleri ALLAH ne bağışlayacak, ne de onlara bir yol gösterecektir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Muhakkak Allah, inkâr edenleri ve zulmedenleri ne bağışlar, ne de doğru bir yola eriştirir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : (168-169) Şüphesiz küfredip haksızlık edenleri Allah bağışlayacak ve cehennem yolundan başka bir yola da çıkaracak değildir; orada sonsuza dek kalacaklardır. Bu da Allah için kolaydır.
Elmalılı Hamdi Yazır : (168-169) Şübhesiz küfredib haksızlık edenleri Allah mağfiret edecek değil, Cehennem yolundan başka bir yola çıkaracakda değil, onlar ebediyyen onda muhalled, bu da Allaha nazaran kolay bulunuyor
Fizilal-il Kuran : Allah kafirleri ve zalimleri ne bağışlayacak ne de doğru yola iletecektir.
Gültekin Onan : Gerçek şu ki, kafirler ve zulmedenler, Tanrı onları bağışlayacak değildir, onları bir yola da iletecek değildir.
Hakkı Yılmaz : (168,169) "Şüphesiz küfreden; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden ve şirk koşmak sûretiyle yanlış; kendi zararlarına iş yapan şu kimseler; Allah, onları bağışlayacak değildir. Onları içinde temelli ve sonsuza dek kalacakları cehennem yolundan başka bir yola da kılavuzlayacak değildir. Ve bu, Allah'a çok kolaydır. "
Hasan Basri Çantay : (168-169) Hakıykat, o inkâr edib kâfir olanlar ve zulm edenler (yok mu) Allah onları asla yarlığayacak değildir. Onları cehennemin yolundan başka bir yola da iletecek değildir. Onlar orada ebedî kalıcıdırlar. Bu ise Allaha göre pek kolaydır.
Hayrat Neşriyat : (168-169) Muhakkak ki inkâr edip (peygambere) zulmedenler yok mu, Allah onlara mağfiret edecek değildir; onları Cehennem yolundan başka bir yola erdirecek de değildir;(onlar) orada ebedî olarak devamlı kalıcıdırlar. Bu ise, Allah’a göre çok kolaydır.
İbni Kesir : Muhakkak ki küfreden ve zulmedenleri Allah, bağışlayacak ve onları doğru yola iletecek değildir.
İskender Evrenosoğlu : Muhakkak ki inkâr edenleri ve zulmedenleri (başkalarını da mürşide ulaşmaktan men edip saptıranları), Allah mağfiret edecek değildir ve yola (Allah'a ulaştıran Sıratı Mustakîm'e) hidayet edecek değildir.
Muhammed Esed : Hakikati inkar etmeye ve zulüm işlemeye şartlanmış olanları, Allah asla affetmeyecek ve onlara bir yol göstermeyecektir;
Ömer Nasuhi Bilmen : Filhakika o kimseler ki, kâfir olmuşlar ve zulüm etmişlerdir, onlar için Allah Teâlâ mağfiret edecek değildir ve onları bir yola iletecek değildir.
Ömer Öngüt : İnkâr edenleri ve zulmedenleri Allah bağışlamaz. Onları (doğru) bir yola da iletmez.
Şaban Piriş : Küfredenleri ve zulmedenleri Allah bağışlamamıştır. Onlara hiç bir yol göstermez.
Suat Yıldırım : (168-169) İnkâr edip zulmedenleri Allah affedecek değil. Onları cehennem yolundan başka bir yola çıkaracak da değil. Onlar cehennemde ebedî kalacaklardır. Bu da Allah’a göre çok kolaydır.
Süleyman Ateş : O inkâr edip zulmedenler var ya, Allâh onları ne bağışlayacak, ne de yola iletecektir.
Tefhim-ul Kuran : Gerçek şu ki, küfredenler ve zulmedenler, Allah onları bağışlayacak değildir, onları bir yola da iletecek değildir;
Ümit Şimşek : İnkâr edip zulmedenleri Allah ne bağışlar, ne de onlara bir yol gösterir.
Yaşar Nuri Öztürk : İnkâr edip zulme sapanlar var ya, Allah onları affetmeyecek, onları hiçbir yola kılavuzlamayacaktır.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}