» 4 / Nisâ  17:

Kuran Sırası: 4
İniş Sırası: 92
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176

 » 4 / Nisâ  Suresi: 17
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. إِنَّمَا (ÎNME) = innemā : şüphesiz
2. التَّوْبَةُ (ELTVBT) = t-tevbetu : tevbesi makbuldür
3. عَلَى (AL) = ǎlā : göre
4. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah'a
5. لِلَّذِينَ (LLZ̃YN) = lilleƶīne : şu kimselerin
6. يَعْمَلُونَ (YAMLVN) = yeǎ'melūne : yaparlar
7. السُّوءَ (ELSVÙ) = s-sū'e : bir kötülük
8. بِجَهَالَةٍ (BCHELT) = bicehāletin : cahillikle
9. ثُمَّ (S̃M) = ṧumme : sonra
10. يَتُوبُونَ (YTVBVN) = yetūbūne : dönerler (tevbe ederler)
11. مِنْ (MN) = min : -ndan
12. قَرِيبٍ (GRYB) = ḳarībin : hemen ardı-
13. فَأُولَٰئِكَ (FÊVLÙK) = feulāike : işte
14. يَتُوبُ (YTVB) = yetūbu : tevbesini kabul eder
15. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah
16. عَلَيْهِمْ (ALYHM) = ǎleyhim : onların
17. وَكَانَ (VKEN) = ve kāne :
18. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah
19. عَلِيمًا (ALYME) = ǎlīmen : bilendir
20. حَكِيمًا (ḪKYME) = Hakīmen : hüküm ve hikmet sahibidir
şüphesiz | tevbesi makbuldür | göre | Allah'a | şu kimselerin | yaparlar | bir kötülük | cahillikle | sonra | dönerler (tevbe ederler) | -ndan | hemen ardı- | işte | tevbesini kabul eder | Allah | onların | | Allah | bilendir | hüküm ve hikmet sahibidir |

[] [TVB] [] [] [] [AML] [SVE] [CHL] [] [TVB] [] [GRB] [] [TVB] [] [] [KVN] [] [ALM] [ḪKM]
ÎNME ELTVBT AL ELLH LLZ̃YN YAMLVN ELSVÙ BCHELT S̃M YTVBVN MN GRYB FÊVLÙK YTVB ELLH ALYHM VKEN ELLH ALYME ḪKYME

innemā t-tevbetu ǎlā llahi lilleƶīne yeǎ'melūne s-sū'e bicehāletin ṧumme yetūbūne min ḳarībin feulāike yetūbu llahu ǎleyhim ve kāne llahu ǎlīmen Hakīmen
إنما التوبة على الله للذين يعملون السوء بجهالة ثم يتوبون من قريب فأولئك يتوب الله عليهم وكان الله عليما حكيما

 » 4 / Nisâ  Suresi: 17
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إنما | ÎNME innemā şüphesiz Only
التوبة ت و ب | TVB ELTVBT t-tevbetu tevbesi makbuldür the acceptance of repentance
على | AL ǎlā göre by
الله | ELLH llahi Allah'a Allah
للذين | LLZ̃YN lilleƶīne şu kimselerin (is) for those who
يعملون ع م ل | AML YAMLVN yeǎ'melūne yaparlar do
السوء س و ا | SVE ELSVÙ s-sū'e bir kötülük the evil
بجهالة ج ه ل | CHL BCHELT bicehāletin cahillikle in ignorance,
ثم | S̃M ṧumme sonra then
يتوبون ت و ب | TVB YTVBVN yetūbūne dönerler (tevbe ederler) they repent
من | MN min -ndan from
قريب ق ر ب | GRB GRYB ḳarībin hemen ardı- soon after.
فأولئك | FÊVLÙK feulāike işte Then those
يتوب ت و ب | TVB YTVB yetūbu tevbesini kabul eder will have forgiveness
الله | ELLH llahu Allah (from) Allah
عليهم | ALYHM ǎleyhim onların upon them,
وكان ك و ن | KVN VKEN ve kāne and is
الله | ELLH llahu Allah Allah
عليما ع ل م | ALM ALYME ǎlīmen bilendir All-Knowing,
حكيما ح ك م | ḪKM ḪKYME Hakīmen hüküm ve hikmet sahibidir All-Wise.

4:17 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

şüphesiz | tevbesi makbuldür | göre | Allah'a | şu kimselerin | yaparlar | bir kötülük | cahillikle | sonra | dönerler (tevbe ederler) | -ndan | hemen ardı- | işte | tevbesini kabul eder | Allah | onların | | Allah | bilendir | hüküm ve hikmet sahibidir |

[] [TVB] [] [] [] [AML] [SVE] [CHL] [] [TVB] [] [GRB] [] [TVB] [] [] [KVN] [] [ALM] [ḪKM]
ÎNME ELTVBT AL ELLH LLZ̃YN YAMLVN ELSVÙ BCHELT S̃M YTVBVN MN GRYB FÊVLÙK YTVB ELLH ALYHM VKEN ELLH ALYME ḪKYME

innemā t-tevbetu ǎlā llahi lilleƶīne yeǎ'melūne s-sū'e bicehāletin ṧumme yetūbūne min ḳarībin feulāike yetūbu llahu ǎleyhim ve kāne llahu ǎlīmen Hakīmen
إنما التوبة على الله للذين يعملون السوء بجهالة ثم يتوبون من قريب فأولئك يتوب الله عليهم وكان الله عليما حكيما

[] [ت و ب] [] [] [] [ع م ل] [س و ا] [ج ه ل] [] [ت و ب] [] [ق ر ب] [] [ت و ب] [] [] [ك و ن] [] [ع ل م] [ح ك م]

 » 4 / Nisâ  Suresi: 17
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إنما | ÎNME innemā şüphesiz Only
,Nun,Mim,Elif,
,50,40,1,
ACC – accusative particle
PREV – preventive particle
كافة ومكفوفة
التوبة ت و ب | TVB ELTVBT t-tevbetu tevbesi makbuldür the acceptance of repentance
Elif,Lam,Te,Vav,Be,Te merbuta,
1,30,400,6,2,400,
N – nominative feminine noun
اسم مرفوع
على | AL ǎlā göre by
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
الله | ELLH llahi Allah'a Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
للذين | LLZ̃YN lilleƶīne şu kimselerin (is) for those who
Lam,Lam,Zel,Ye,Nun,
30,30,700,10,50,
P – prefixed preposition lām
REL – masculine plural relative pronoun
جار ومجرور
يعملون ع م ل | AML YAMLVN yeǎ'melūne yaparlar do
Ye,Ayn,Mim,Lam,Vav,Nun,
10,70,40,30,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
السوء س و ا | SVE ELSVÙ s-sū'e bir kötülük the evil
Elif,Lam,Sin,Vav,,
1,30,60,6,,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
بجهالة ج ه ل | CHL BCHELT bicehāletin cahillikle in ignorance,
Be,Cim,He,Elif,Lam,Te merbuta,
2,3,5,1,30,400,
P – prefixed preposition bi
N – genitive feminine indefinite noun
جار ومجرور
ثم | S̃M ṧumme sonra then
Se,Mim,
500,40,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
يتوبون ت و ب | TVB YTVBVN yetūbūne dönerler (tevbe ederler) they repent
Ye,Te,Vav,Be,Vav,Nun,
10,400,6,2,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
من | MN min -ndan from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
قريب ق ر ب | GRB GRYB ḳarībin hemen ardı- soon after.
Gaf,Re,Ye,Be,
100,200,10,2,
N – genitive masculine singular indefinite noun
اسم مجرور
فأولئك | FÊVLÙK feulāike işte Then those
Fe,,Vav,Lam,,Kef,
80,,6,30,,20,
REM – prefixed resumption particle
DEM – plural demonstrative pronoun
الفاء استئنافية
اسم اشارة
يتوب ت و ب | TVB YTVB yetūbu tevbesini kabul eder will have forgiveness
Ye,Te,Vav,Be,
10,400,6,2,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
الله | ELLH llahu Allah (from) Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
عليهم | ALYHM ǎleyhim onların upon them,
Ayn,Lam,Ye,He,Mim,
70,30,10,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
وكان ك و ن | KVN VKEN ve kāne and is
Vav,Kef,Elif,Nun,
6,20,1,50,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الواو استئنافية
فعل ماض
الله | ELLH llahu Allah Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
عليما ع ل م | ALM ALYME ǎlīmen bilendir All-Knowing,
Ayn,Lam,Ye,Mim,Elif,
70,30,10,40,1,
N – accusative masculine singular indefinite noun
اسم منصوب
حكيما ح ك م | ḪKM ḪKYME Hakīmen hüküm ve hikmet sahibidir All-Wise.
Ha,Kef,Ye,Mim,Elif,
8,20,10,40,1,
ADJ – accusative masculine singular indefinite adjective
صفة منصوبة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |إِنَّمَا: şüphesiz | التَّوْبَةُ: tevbesi makbuldür | عَلَى: göre | اللَّهِ: Allah'a | لِلَّذِينَ: şu kimselerin | يَعْمَلُونَ: yaparlar | السُّوءَ: bir kötülük | بِجَهَالَةٍ: cahillikle | ثُمَّ: sonra | يَتُوبُونَ: dönerler (tevbe ederler) | مِنْ: -ndan | قَرِيبٍ: hemen ardı- | فَأُولَٰئِكَ: işte | يَتُوبُ: tevbesini kabul eder | اللَّهُ: Allah | عَلَيْهِمْ: onların | وَكَانَ: | اللَّهُ: Allah | عَلِيمًا: bilendir | حَكِيمًا: hüküm ve hikmet sahibidir |
Kırık Meal (Harekesiz) : |إنما ÎNME şüphesiz | التوبة ELTWBT tevbesi makbuldür | على AL göre | الله ELLH Allah'a | للذين LLZ̃YN şu kimselerin | يعملون YAMLWN yaparlar | السوء ELSWÙ bir kötülük | بجهالة BCHELT cahillikle | ثم S̃M sonra | يتوبون YTWBWN dönerler (tevbe ederler) | من MN -ndan | قريب GRYB hemen ardı- | فأولئك FÊWLÙK işte | يتوب YTWB tevbesini kabul eder | الله ELLH Allah | عليهم ALYHM onların | وكان WKEN | الله ELLH Allah | عليما ALYME bilendir | حكيما ḪKYME hüküm ve hikmet sahibidir |
Kırık Meal (Okunuş) : |innemā: şüphesiz | t-tevbetu: tevbesi makbuldür | ǎlā: göre | llahi: Allah'a | lilleƶīne: şu kimselerin | yeǎ'melūne: yaparlar | s-sū'e: bir kötülük | bicehāletin: cahillikle | ṧumme: sonra | yetūbūne: dönerler (tevbe ederler) | min: -ndan | ḳarībin: hemen ardı- | feulāike: işte | yetūbu: tevbesini kabul eder | llahu: Allah | ǎleyhim: onların | ve kāne: | llahu: Allah | ǎlīmen: bilendir | Hakīmen: hüküm ve hikmet sahibidir |
Kırık Meal (Transcript) : |ÎNME: şüphesiz | ELTVBT: tevbesi makbuldür | AL: göre | ELLH: Allah'a | LLZ̃YN: şu kimselerin | YAMLVN: yaparlar | ELSVÙ: bir kötülük | BCHELT: cahillikle | S̃M: sonra | YTVBVN: dönerler (tevbe ederler) | MN: -ndan | GRYB: hemen ardı- | FÊVLÙK: işte | YTVB: tevbesini kabul eder | ELLH: Allah | ALYHM: onların | VKEN: | ELLH: Allah | ALYME: bilendir | ḪKYME: hüküm ve hikmet sahibidir |
Abdulbaki Gölpınarlı : Şüphe yok ki Allah katında tövbe, ancak bilgisizlikle kötülükte bulunup sonra derhal tövbe edenlerin tövbesidir. Onlardır Allah'ın, tövbelerini kabul ettiği kişiler ve Allah, her şeyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Adem Uğur : Allah'ın kabul edeceği tevbe, ancak bilmeden kötülük edip de sonra tez elden tevbe edenlerin tevbesidir; işte Allah bunların tevbesini kabul eder; Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir.
Ahmed Hulusi : Allâh'ın kabul edeceği, cehalet nedeniyle yapılan kötülüğün fark edilmesi akabinde yapılan tövbedir. İşte Allâh, bunların tövbesini kabul eder. Allâh Aliym'dir, Hakiym'dir.
Ahmet Tekin : Allah’ın kabul edeceği tevbe, ancak bilmeyerek kusur işleyip de, sonra tezelden tevbe edenlerin, günah işlemekten vazgeçerek, kendisine itaate yönelenlerin tevbesidir. İşte Allah onların tevbesini kabul eder. Allah her şeyi bilir, hikmet sahibi ve hükümrandır.
Ahmet Varol : Allah'ın kabulünü üzerine aldığı tevbe, bilmeden bir kötülük işleyip de hemen ardından tevbe edenlerin tevbesidir. İşte onların tevbesini Allah kabul eder. Allah bilendir, hakimdir.
Ali Bulaç : Allah'ın (kabulünü) üzerine aldığı tevbe, ancak cehalet nedeniyle kötülük yapanların, sonra hemencecik tevbe edenlerin(kidir). İşte Allah, böylelerinin tevbelerini kabul eder. Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibi olandır.
Ali Fikri Yavuz : Ancak Allah’ın kabul edeceğini vaad buyurduğu tevbe, o kimseler içindir ki, bir cahillikle bir kabahat yaparlar da sonra çok geçmeden tevbe ederler, işte Allah bunların tevbelerini kabul buyurur. Allah ihlâsla tevbe edenleri hakkıyle bilicidir.
Bekir Sadak : Allah kotulugu bilmeyerek yapip da, hemen tevbe edenlerin tevbesini kabul etmeyi uzerine almistir. Allah iste onlarin tevbesini kabul eder. Allah Bilen'dir, Hakim olandir.
Celal Yıldırım : Allah'ın kabul edeceğini üzerine aldığı tevbe, bilmeyerek kötülük (günah) işledikten sonra çok geçmeden pişmanlık duyanların tevbesidir. İşte Allah bunların tevbesini kabul eder. Allah bilendir ve yegâne hikmet sahibidir.
Diyanet İşleri : Allah katında (makbul) tövbe, ancak bilmeyerek günah işleyip sonra çok geçmeden tövbe edenlerin tövbesidir. İşte Allah, bunların tövbelerini kabul buyurur. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Diyanet İşleri (eski) : Allah kötülüğü bilmeyerek yapıp da, hemen tevbe edenlerin tevbesini kabul etmeyi üzerine almıştır. Allah işte onların tevbesini kabul eder. Allah Bilen'dir, Hakim olandır.
Diyanet Vakfi : Allah'ın kabul edeceği tevbe, ancak bilmeden kötülük edip de sonra tez elden tevbe edenlerin tevbesidir; işte Allah bunların tevbesini kabul eder; Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir.
Edip Yüksel : Cahillik yüzünden bir kötülük işleyen ve hemen ardından tövbe edenlerin tövbesinin kabulu ALLAH'a aittir. ALLAH tövbelerini kabul eder. ALLAH Bilendir, Bilgedir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ancak Allah'ın kabul etmesini vaad buyurduğu tevbe, o kimseler içindir ki, bilmeyerek günah işleyip hemen tevbe edenlerin tevbesidir. İşte Allah bunların tevbelerini kabul eder. Allah alîmdir hakîmdir. (Her şeyi bilendir, hikmet sahibidir).
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Fakat Allah'ın kabul edeceğine söz verdiği tevbe, bilmeden bir kabahat işleyip uzun süre geçmeden pişman olanların tevbesidir. İşte Allah, onların tevbelerini kabul eder, Allah bilendir, hikmet sahibidir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Fakat Allahın kabulünü va'd buyurduğu tevbe o kimseler içindir ki bir cahillikle bir kabahat yaparlar da sonra çok geçmeden tevbe ederler, işte Allah bunların tevbelerini kabul buyurur ve Allah alîm, hakîm bulunuyor
Fizilal-il Kuran : Allah, kötülüğü bilmeyerek işleyip de fazla geç kalmaksızın tevbe edenlerin tevbelerini kabul edeceğini vaad etmiştir. Hiç kuşkusuz Allah herşeyi bilir ve hikmet sahibidir.
Gültekin Onan : Tanrı'nın (kabulünü) üzerine aldığı tevbe, ancak cehalet nedeniyle kötülük yapanların, sonra hemencecik tevbe edenlerin(kidir). İşte Tanrı, böylelerinin tevbelerini kabul eder. Tanrı, bilendir, hüküm ve hikmet sahibi olandır.
Hakkı Yılmaz : Allah'ın üzerine aldığı tevbe, ancak cehalet nedeniyle kötülük yapanların, sonra hemencecik tevbe edenlerinkidir. İşte bunlar, Allah'ın tevbelerini kabul ettikleridir. Allah, en iyi bilendir, en iyi hüküm koyandır.
Hasan Basri Çantay : Allah indinde (makbul olan) tevbe, kötülüğü ancak cahillik sebebiyle yapacakların, sonra da çarçabuk (vaz geçip) tevbe edecek olanların (tevbesi) dir. İşte Allahın, tevbelerini kabul edeceği kimseler bunlardır. Allah (herkesin içini dışını) hakkıyle bilendir, tam bir hüküm ve hikmet saahibidir.
Hayrat Neşriyat : Allah katında (makbûl olan) tevbe, ancak o kimselerin (tevbesi)dir ki, bilmeyerek günah işlerler, sonra da çok geçmeden tevbe ederler. İşte onlar var ya, Allah, onların tevbelerini kabûl eder. Çünki Allah, Alîm (hakkıyla bilen)dir, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır.
İbni Kesir : Allah için tevbe ancak, bilmeyerek kötülük yapıp da hemen tevbe edenlerin tevbesidir. İşte Allah, onların tevbesini kabul eder. Ve Alim, Hakim olandır.
İskender Evrenosoğlu : Fakat Allah'ın kabul edeceği tövbe, cahillik ile bir kötülük yapıp sonra, hemen tövbe edenler içindir ki, işte onlar, Allah'ın, tövbelerini kabul ettiği kimselerdir. Ve Allah Alîm'dir, Hakîm'dir.
Muhammed Esed : Doğrusu, Allah'ın tevbeleri kabul etmesi, ancak bilmeyerek kötülük işleyen ve sonra, zaman geçirmeden tevbe edenlere mahsustur. Allah onlara rahmetiyle tekrar yönelecektir, zira Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir.
Ömer Nasuhi Bilmen : Tevbe indallah ancak o kimseler içindir ki, bir cehaletle bir kötülüğü işlerler de az sonra tövbekar olurlar. İşte onlar için Allah Teâlâ tevbeyi kabul buyurur. Ve Allah Teâlâ alîmdir, hakîmdir.
Ömer Öngüt : Allah katında makbul tevbe; kötülüğü ancak câhillik sebebiyle yapanların, sonra da çarçabuk vazgeçip tevbe edenlerin tevbesidir. İşte Allah onların tevbesini kabul eder. Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir.
Şaban Piriş : Allah’ın kabul ettiği tevbe yalnızca; cahillikle/bilmeyerek günah işleyenin hemen ardından yaptığı tevbedir. Allah, her şeyi bilen ve hikmetle yapandır.
Suat Yıldırım : Allah’ın kabulünü vaad buyurduğu tövbe, kötülüğü ancak cahillik sebebiyle işleyip, sonra da çabucak vazgeçerek günahtan dönüş yapacak olanların tövbesidir. İşte Allah’ın, tövbelerini kabul edeceği kimseler bunlardır. Allah alîm ve hakîmdir (herkesin içini dışını hakkıyla bilir, tam hüküm ve hikmet sahibidir).
Süleyman Ateş : Allah'a göre, şu kimselerin tevbesi makbuldür ki, câhillikle bir kötülük yapıp hemen ardından dönerler. İşte Allâh onların tevbesini kabul eder. Allâh bilendir, hüküm ve hikmet sâhibidir.
Tefhim-ul Kuran : Allah'ın (kabulünü) üzerine aldığı tevbe, ancak cehalet nedeniyle kötülük yapanların, sonra hemencecik tevbe edenlerin(kidir) . İşte Allah, böylelerinin tevbelerini kabul eder. Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibi olandır.
Ümit Şimşek : Allah katında makbul tevbe, bir cahillik edip de günah işleyen, sonra çok geçmeden pişman olup bundan dönen kimsenin tevbesidir. İşte onlar, tevbelerini Allah'ın kabul edeceği kimselerdir. Allah ise herşeyi bilir, her işi hikmetle yapar.
Yaşar Nuri Öztürk : Allah'ın, kabulünü üstlendiği tövbe, bilgisizlikle kötülük işleyip de çok geçmeden tövbe edenler içindir. Allah, işte böylelerinin tövbesini kabul eder. Allah Alîm'dir, Hakîm'dir.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}