» 4 / Nisâ  34:

Kuran Sırası: 4
İniş Sırası: 92
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176

 » 4 / Nisâ  Suresi: 34
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. الرِّجَالُ (ELRCEL) = Er-ricālu : erkekler
2. قَوَّامُونَ (GVEMVN) = ḳavvāmūne : yöneticidirler
3. عَلَى (AL) = ǎlā : üzerinde
4. النِّسَاءِ (ELNSEÙ) = n-nisā'i : kadınlar
5. بِمَا (BME) = bimā : zira
6. فَضَّلَ (FŽL) = feDDele : üstün kılmıştır
7. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah
8. بَعْضَهُمْ (BAŽHM) = beǎ'Dehum : bir kısmını
9. عَلَىٰ (AL) = ǎlā : üzerine
10. بَعْضٍ (BAŽ) = beǎ'Din : diğerinin
11. وَبِمَا (VBME) = ve bimā : ve çünkü
12. أَنْفَقُوا (ÊNFGVE) = enfeḳū : infak ederler
13. مِنْ (MN) = min : -ndan
14. أَمْوَالِهِمْ (ÊMVELHM) = emvālihim : malları-
15. فَالصَّالِحَاتُ (FELṦELḪET) = feSSāliHātu : iyi kadınlar
16. قَانِتَاتٌ (GENTET) = ḳānitātun : ita'atkar olup
17. حَافِظَاتٌ (ḪEFƵET) = HāfiZātun : korurlar
18. لِلْغَيْبِ (LLĞYB) = lilğaybi : gizliyi
19. بِمَا (BME) = bimā : karşılık
20. حَفِظَ (ḪFƵ) = HafiZe : kendilerini korumasına
21. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah'ın
22. وَاللَّاتِي (VELLETY) = vellātī : kadınlara
23. تَخَافُونَ (TḢEFVN) = teḣāfūne : korktuğunuz
24. نُشُوزَهُنَّ (NŞVZHN) = nuşūzehunne : hırçınlık etmelerinden
25. فَعِظُوهُنَّ (FAƵVHN) = feǐZūhunne : öğüt verin
26. وَاهْجُرُوهُنَّ (VEHCRVHN) = vehcurūhunne : onlara sokulmayın
27. فِي (FY) = fī :
28. الْمَضَاجِعِ (ELMŽECA) = l-meDāciǐ : yataklarda
29. وَاضْرِبُوهُنَّ (VEŽRBVHN) = veDribūhunne : ve onları dövün
30. فَإِنْ (FÎN) = fein : eğer
31. أَطَعْنَكُمْ (ÊŦANKM) = eTaǎ'nekum : size ita'at ederlerse
32. فَلَا (FLE) = felā :
33. تَبْغُوا (TBĞVE) = tebğū : artık aramayın
34. عَلَيْهِنَّ (ALYHN) = ǎleyhinne : onların aleyhine
35. سَبِيلًا (SBYLE) = sebīlen : başka bir yol
36. إِنَّ (ÎN) = inne : çünkü
37. اللَّهَ (ELLH) = llahe : Allah
38. كَانَ (KEN) = kāne :
39. عَلِيًّا (ALYE) = ǎliyyen : yücedir
40. كَبِيرًا (KBYRE) = kebīran : büyüktür
erkekler | yöneticidirler | üzerinde | kadınlar | zira | üstün kılmıştır | Allah | bir kısmını | üzerine | diğerinin | ve çünkü | infak ederler | -ndan | malları- | iyi kadınlar | ita'atkar olup | korurlar | gizliyi | karşılık | kendilerini korumasına | Allah'ın | kadınlara | korktuğunuz | hırçınlık etmelerinden | öğüt verin | onlara sokulmayın | | yataklarda | ve onları dövün | eğer | size ita'at ederlerse | | artık aramayın | onların aleyhine | başka bir yol | çünkü | Allah | | yücedir | büyüktür |

[RCL] [GVM] [] [NSV] [] [FŽL] [] [BAŽ] [] [BAŽ] [] [NFG] [] [MVL] [ṦLḪ] [GNT] [ḪFƵ] [ĞYB] [] [ḪFƵ] [] [] [ḢVF] [NŞZ] [VAƵ] [HCR] [] [ŽCA] [ŽRB] [] [ŦVA] [] [BĞY] [] [SBL] [] [] [KVN] [ALV] [KBR]
ELRCEL GVEMVN AL ELNSEÙ BME FŽL ELLH BAŽHM AL BAŽ VBME ÊNFGVE MN ÊMVELHM FELṦELḪET GENTET ḪEFƵET LLĞYB BME ḪFƵ ELLH VELLETY TḢEFVN NŞVZHN FAƵVHN VEHCRVHN FY ELMŽECA VEŽRBVHN FÎN ÊŦANKM FLE TBĞVE ALYHN SBYLE ÎN ELLH KEN ALYE KBYRE

Er-ricālu ḳavvāmūne ǎlā n-nisā'i bimā feDDele llahu beǎ'Dehum ǎlā beǎ'Din ve bimā enfeḳū min emvālihim feSSāliHātu ḳānitātun HāfiZātun lilğaybi bimā HafiZe llahu vellātī teḣāfūne nuşūzehunne feǐZūhunne vehcurūhunne l-meDāciǐ veDribūhunne fein eTaǎ'nekum felā tebğū ǎleyhinne sebīlen inne llahe kāne ǎliyyen kebīran
الرجال قوامون على النساء بما فضل الله بعضهم على بعض وبما أنفقوا من أموالهم فالصالحات قانتات حافظات للغيب بما حفظ الله واللاتي تخافون نشوزهن فعظوهن واهجروهن في المضاجع واضربوهن فإن أطعنكم فلا تبغوا عليهن سبيلا إن الله كان عليا كبيرا

 » 4 / Nisâ  Suresi: 34
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
الرجال ر ج ل | RCL ELRCEL Er-ricālu erkekler [The] men
قوامون ق و م | GVM GVEMVN ḳavvāmūne yöneticidirler (are) protectors
على | AL ǎlā üzerinde of
النساء ن س و | NSV ELNSEÙ n-nisā'i kadınlar the women
بما | BME bimā zira because
فضل ف ض ل | FŽL FŽL feDDele üstün kılmıştır (has) bestowed
الله | ELLH llahu Allah Allah
بعضهم ب ع ض | BAŽ BAŽHM beǎ'Dehum bir kısmını some of them
على | AL ǎlā üzerine over
بعض ب ع ض | BAŽ BAŽ beǎ'Din diğerinin others
وبما | VBME ve bimā ve çünkü and because
أنفقوا ن ف ق | NFG ÊNFGVE enfeḳū infak ederler they spend
من | MN min -ndan from
أموالهم م و ل | MVL ÊMVELHM emvālihim malları- their wealth.
فالصالحات ص ل ح | ṦLḪ FELṦELḪET feSSāliHātu iyi kadınlar So the righteous women
قانتات ق ن ت | GNT GENTET ḳānitātun ita'atkar olup (are) obedient,
حافظات ح ف ظ | ḪFƵ ḪEFƵET HāfiZātun korurlar guarding
للغيب غ ي ب | ĞYB LLĞYB lilğaybi gizliyi in the unseen
بما | BME bimā karşılık that which
حفظ ح ف ظ | ḪFƵ ḪFƵ HafiZe kendilerini korumasına (orders) them to guard
الله | ELLH llahu Allah'ın (by) Allah.
واللاتي | VELLETY vellātī kadınlara And those (from) whom
تخافون خ و ف | ḢVF TḢEFVN teḣāfūne korktuğunuz you fear
نشوزهن ن ش ز | NŞZ NŞVZHN nuşūzehunne hırçınlık etmelerinden their ill-conduct
فعظوهن و ع ظ | VAƵ FAƵVHN feǐZūhunne öğüt verin then advise them,
واهجروهن ه ج ر | HCR VEHCRVHN vehcurūhunne onlara sokulmayın and forsake them
في | FY in
المضاجع ض ج ع | ŽCA ELMŽECA l-meDāciǐ yataklarda the bed
واضربوهن ض ر ب | ŽRB VEŽRBVHN veDribūhunne ve onları dövün and [finally] strike them.
فإن | FÎN fein eğer Then if
أطعنكم ط و ع | ŦVA ÊŦANKM eTaǎ'nekum size ita'at ederlerse they obey you
فلا | FLE felā then (do) not
تبغوا ب غ ي | BĞY TBĞVE tebğū artık aramayın seek
عليهن | ALYHN ǎleyhinne onların aleyhine against them
سبيلا س ب ل | SBL SBYLE sebīlen başka bir yol a way.
إن | ÎN inne çünkü Indeed,
الله | ELLH llahe Allah Allah
كان ك و ن | KVN KEN kāne is
عليا ع ل و | ALV ALYE ǎliyyen yücedir Most High,
كبيرا ك ب ر | KBR KBYRE kebīran büyüktür Most Great.

4:34 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

erkekler | yöneticidirler | üzerinde | kadınlar | zira | üstün kılmıştır | Allah | bir kısmını | üzerine | diğerinin | ve çünkü | infak ederler | -ndan | malları- | iyi kadınlar | ita'atkar olup | korurlar | gizliyi | karşılık | kendilerini korumasına | Allah'ın | kadınlara | korktuğunuz | hırçınlık etmelerinden | öğüt verin | onlara sokulmayın | | yataklarda | ve onları dövün | eğer | size ita'at ederlerse | | artık aramayın | onların aleyhine | başka bir yol | çünkü | Allah | | yücedir | büyüktür |

[RCL] [GVM] [] [NSV] [] [FŽL] [] [BAŽ] [] [BAŽ] [] [NFG] [] [MVL] [ṦLḪ] [GNT] [ḪFƵ] [ĞYB] [] [ḪFƵ] [] [] [ḢVF] [NŞZ] [VAƵ] [HCR] [] [ŽCA] [ŽRB] [] [ŦVA] [] [BĞY] [] [SBL] [] [] [KVN] [ALV] [KBR]
ELRCEL GVEMVN AL ELNSEÙ BME FŽL ELLH BAŽHM AL BAŽ VBME ÊNFGVE MN ÊMVELHM FELṦELḪET GENTET ḪEFƵET LLĞYB BME ḪFƵ ELLH VELLETY TḢEFVN NŞVZHN FAƵVHN VEHCRVHN FY ELMŽECA VEŽRBVHN FÎN ÊŦANKM FLE TBĞVE ALYHN SBYLE ÎN ELLH KEN ALYE KBYRE

Er-ricālu ḳavvāmūne ǎlā n-nisā'i bimā feDDele llahu beǎ'Dehum ǎlā beǎ'Din ve bimā enfeḳū min emvālihim feSSāliHātu ḳānitātun HāfiZātun lilğaybi bimā HafiZe llahu vellātī teḣāfūne nuşūzehunne feǐZūhunne vehcurūhunne l-meDāciǐ veDribūhunne fein eTaǎ'nekum felā tebğū ǎleyhinne sebīlen inne llahe kāne ǎliyyen kebīran
الرجال قوامون على النساء بما فضل الله بعضهم على بعض وبما أنفقوا من أموالهم فالصالحات قانتات حافظات للغيب بما حفظ الله واللاتي تخافون نشوزهن فعظوهن واهجروهن في المضاجع واضربوهن فإن أطعنكم فلا تبغوا عليهن سبيلا إن الله كان عليا كبيرا

[ر ج ل] [ق و م] [] [ن س و] [] [ف ض ل] [] [ب ع ض] [] [ب ع ض] [] [ن ف ق] [] [م و ل] [ص ل ح] [ق ن ت] [ح ف ظ] [غ ي ب] [] [ح ف ظ] [] [] [خ و ف] [ن ش ز] [و ع ظ] [ه ج ر] [] [ض ج ع] [ض ر ب] [] [ط و ع] [] [ب غ ي] [] [س ب ل] [] [] [ك و ن] [ع ل و] [ك ب ر]

 » 4 / Nisâ  Suresi: 34
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
الرجال ر ج ل | RCL ELRCEL Er-ricālu erkekler [The] men
Elif,Lam,Re,Cim,Elif,Lam,
1,30,200,3,1,30,
N – nominative masculine plural noun
اسم مرفوع
قوامون ق و م | GVM GVEMVN ḳavvāmūne yöneticidirler (are) protectors
Gaf,Vav,Elif,Mim,Vav,Nun,
100,6,1,40,6,50,
N – nominative masculine plural noun
اسم مرفوع
على | AL ǎlā üzerinde of
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
النساء ن س و | NSV ELNSEÙ n-nisā'i kadınlar the women
Elif,Lam,Nun,Sin,Elif,,
1,30,50,60,1,,
N – genitive feminine plural noun
اسم مجرور
بما | BME bimā zira because
Be,Mim,Elif,
2,40,1,
P – prefixed preposition bi
SUB – subordinating conjunction
جار ومجرور
فضل ف ض ل | FŽL FŽL feDDele üstün kılmıştır (has) bestowed
Fe,Dad,Lam,
80,800,30,
V – 3rd person masculine singular (form II) perfect verb
فعل ماض
الله | ELLH llahu Allah Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
بعضهم ب ع ض | BAŽ BAŽHM beǎ'Dehum bir kısmını some of them
Be,Ayn,Dad,He,Mim,
2,70,800,5,40,
N – accusative masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
على | AL ǎlā üzerine over
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
بعض ب ع ض | BAŽ BAŽ beǎ'Din diğerinin others
Be,Ayn,Dad,
2,70,800,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
وبما | VBME ve bimā ve çünkü and because
Vav,Be,Mim,Elif,
6,2,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
P – prefixed preposition bi
SUB – subordinating conjunction
الواو عاطفة
جار ومجرور
أنفقوا ن ف ق | NFG ÊNFGVE enfeḳū infak ederler they spend
,Nun,Fe,Gaf,Vav,Elif,
,50,80,100,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
من | MN min -ndan from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
أموالهم م و ل | MVL ÊMVELHM emvālihim malları- their wealth.
,Mim,Vav,Elif,Lam,He,Mim,
,40,6,1,30,5,40,
N – genitive masculine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فالصالحات ص ل ح | ṦLḪ FELṦELḪET feSSāliHātu iyi kadınlar So the righteous women
Fe,Elif,Lam,Sad,Elif,Lam,Ha,Elif,Te,
80,1,30,90,1,30,8,1,400,
REM – prefixed resumption particle
N – nominative feminine plural active participle
الفاء استئنافية
اسم مرفوع
قانتات ق ن ت | GNT GENTET ḳānitātun ita'atkar olup (are) obedient,
Gaf,Elif,Nun,Te,Elif,Te,
100,1,50,400,1,400,
N – nominative feminine plural indefinite active participle
اسم مرفوع
حافظات ح ف ظ | ḪFƵ ḪEFƵET HāfiZātun korurlar guarding
Ha,Elif,Fe,Zı,Elif,Te,
8,1,80,900,1,400,
N – nominative feminine plural indefinite active participle
اسم مرفوع
للغيب غ ي ب | ĞYB LLĞYB lilğaybi gizliyi in the unseen
Lam,Lam,Ğayn,Ye,Be,
30,30,1000,10,2,
P – prefixed preposition lām
N – genitive masculine noun
جار ومجرور
بما | BME bimā karşılık that which
Be,Mim,Elif,
2,40,1,
P – prefixed preposition bi
REL – relative pronoun
جار ومجرور
حفظ ح ف ظ | ḪFƵ ḪFƵ HafiZe kendilerini korumasına (orders) them to guard
Ha,Fe,Zı,
8,80,900,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
الله | ELLH llahu Allah'ın (by) Allah.
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
واللاتي | VELLETY vellātī kadınlara And those (from) whom
Vav,Elif,Lam,Lam,Elif,Te,Ye,
6,1,30,30,1,400,10,
REM – prefixed resumption particle
COND – feminine plural conditional noun
الواو استئنافية
اسم شرط
تخافون خ و ف | ḢVF TḢEFVN teḣāfūne korktuğunuz you fear
Te,Hı,Elif,Fe,Vav,Nun,
400,600,1,80,6,50,
V – 2nd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
نشوزهن ن ش ز | NŞZ NŞVZHN nuşūzehunne hırçınlık etmelerinden their ill-conduct
Nun,Şın,Vav,Ze,He,Nun,
50,300,6,7,5,50,
N – accusative masculine noun
PRON – 3rd person feminine plural possessive pronoun
اسم منصوب و«هن» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فعظوهن و ع ظ | VAƵ FAƵVHN feǐZūhunne öğüt verin then advise them,
Fe,Ayn,Zı,Vav,He,Nun,
80,70,900,6,5,50,
RSLT – prefixed result particle
V – 2nd person masculine plural imperative verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person feminine plural object pronoun
الفاء واقعة في جواب الشرط
فعل أمر والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل و«هن» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
واهجروهن ه ج ر | HCR VEHCRVHN vehcurūhunne onlara sokulmayın and forsake them
Vav,Elif,He,Cim,Re,Vav,He,Nun,
6,1,5,3,200,6,5,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 2nd person masculine plural imperative verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person feminine plural object pronoun
الواو عاطفة
فعل أمر والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل و«هن» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
في | FY in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
المضاجع ض ج ع | ŽCA ELMŽECA l-meDāciǐ yataklarda the bed
Elif,Lam,Mim,Dad,Elif,Cim,Ayn,
1,30,40,800,1,3,70,
N – genitive masculine plural noun
اسم مجرور
واضربوهن ض ر ب | ŽRB VEŽRBVHN veDribūhunne ve onları dövün and [finally] strike them.
Vav,Elif,Dad,Re,Be,Vav,He,Nun,
6,1,800,200,2,6,5,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 2nd person masculine plural imperative verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person feminine plural object pronoun
الواو عاطفة
فعل أمر والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل و«هن» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
فإن | FÎN fein eğer Then if
Fe,,Nun,
80,,50,
REM – prefixed resumption particle
COND – conditional particle
الفاء استئنافية
حرف شرط
أطعنكم ط و ع | ŦVA ÊŦANKM eTaǎ'nekum size ita'at ederlerse they obey you
,Tı,Ayn,Nun,Kef,Mim,
,9,70,50,20,40,
V – 3rd person feminine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
فعل ماض والنون ضمير متصل في محل رفع فاعل والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
فلا | FLE felā then (do) not
Fe,Lam,Elif,
80,30,1,
RSLT – prefixed result particle
PRO – prohibition particle
الفاء واقعة في جواب الشرط
حرف نهي
تبغوا ب غ ي | BĞY TBĞVE tebğū artık aramayın seek
Te,Be,Ğayn,Vav,Elif,
400,2,1000,6,1,
V – 2nd person masculine plural imperfect verb, jussive mood
PRON – subject pronoun
فعل مضارع مجزوم والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
عليهن | ALYHN ǎleyhinne onların aleyhine against them
Ayn,Lam,Ye,He,Nun,
70,30,10,5,50,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine plural object pronoun
جار ومجرور
سبيلا س ب ل | SBL SBYLE sebīlen başka bir yol a way.
Sin,Be,Ye,Lam,Elif,
60,2,10,30,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
إن | ÎN inne çünkü Indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
الله | ELLH llahe Allah Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – accusative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة منصوب
كان ك و ن | KVN KEN kāne is
Kef,Elif,Nun,
20,1,50,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
عليا ع ل و | ALV ALYE ǎliyyen yücedir Most High,
Ayn,Lam,Ye,Elif,
70,30,10,1,
N – accusative masculine singular indefinite noun
اسم منصوب
كبيرا ك ب ر | KBR KBYRE kebīran büyüktür Most Great.
Kef,Be,Ye,Re,Elif,
20,2,10,200,1,
ADJ – accusative masculine singular indefinite adjective
صفة منصوبة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |الرِّجَالُ: erkekler | قَوَّامُونَ: yöneticidirler | عَلَى: üzerinde | النِّسَاءِ: kadınlar | بِمَا: zira | فَضَّلَ: üstün kılmıştır | اللَّهُ: Allah | بَعْضَهُمْ: bir kısmını | عَلَىٰ: üzerine | بَعْضٍ: diğerinin | وَبِمَا: ve çünkü | أَنْفَقُوا: infak ederler | مِنْ: -ndan | أَمْوَالِهِمْ: malları- | فَالصَّالِحَاتُ: iyi kadınlar | قَانِتَاتٌ: ita'atkar olup | حَافِظَاتٌ: korurlar | لِلْغَيْبِ: gizliyi | بِمَا: karşılık | حَفِظَ: kendilerini korumasına | اللَّهُ: Allah'ın | وَاللَّاتِي: kadınlara | تَخَافُونَ: korktuğunuz | نُشُوزَهُنَّ: hırçınlık etmelerinden | فَعِظُوهُنَّ: öğüt verin | وَاهْجُرُوهُنَّ: onlara sokulmayın | فِي: | الْمَضَاجِعِ: yataklarda | وَاضْرِبُوهُنَّ: ve onları dövün | فَإِنْ: eğer | أَطَعْنَكُمْ: size ita'at ederlerse | فَلَا: | تَبْغُوا: artık aramayın | عَلَيْهِنَّ: onların aleyhine | سَبِيلًا: başka bir yol | إِنَّ: çünkü | اللَّهَ: Allah | كَانَ: | عَلِيًّا: yücedir | كَبِيرًا: büyüktür |
Kırık Meal (Harekesiz) : |الرجال ELRCEL erkekler | قوامون GWEMWN yöneticidirler | على AL üzerinde | النساء ELNSEÙ kadınlar | بما BME zira | فضل FŽL üstün kılmıştır | الله ELLH Allah | بعضهم BAŽHM bir kısmını | على AL üzerine | بعض BAŽ diğerinin | وبما WBME ve çünkü | أنفقوا ÊNFGWE infak ederler | من MN -ndan | أموالهم ÊMWELHM malları- | فالصالحات FELṦELḪET iyi kadınlar | قانتات GENTET ita'atkar olup | حافظات ḪEFƵET korurlar | للغيب LLĞYB gizliyi | بما BME karşılık | حفظ ḪFƵ kendilerini korumasına | الله ELLH Allah'ın | واللاتي WELLETY kadınlara | تخافون TḢEFWN korktuğunuz | نشوزهن NŞWZHN hırçınlık etmelerinden | فعظوهن FAƵWHN öğüt verin | واهجروهن WEHCRWHN onlara sokulmayın | في FY | المضاجع ELMŽECA yataklarda | واضربوهن WEŽRBWHN ve onları dövün | فإن FÎN eğer | أطعنكم ÊŦANKM size ita'at ederlerse | فلا FLE | تبغوا TBĞWE artık aramayın | عليهن ALYHN onların aleyhine | سبيلا SBYLE başka bir yol | إن ÎN çünkü | الله ELLH Allah | كان KEN | عليا ALYE yücedir | كبيرا KBYRE büyüktür |
Kırık Meal (Okunuş) : |Er-ricālu: erkekler | ḳavvāmūne: yöneticidirler | ǎlā: üzerinde | n-nisā'i: kadınlar | bimā: zira | feDDele: üstün kılmıştır | llahu: Allah | beǎ'Dehum: bir kısmını | ǎlā: üzerine | beǎ'Din: diğerinin | ve bimā: ve çünkü | enfeḳū: infak ederler | min: -ndan | emvālihim: malları- | feSSāliHātu: iyi kadınlar | ḳānitātun: ita'atkar olup | HāfiZātun: korurlar | lilğaybi: gizliyi | bimā: karşılık | HafiZe: kendilerini korumasına | llahu: Allah'ın | vellātī: kadınlara | teḣāfūne: korktuğunuz | nuşūzehunne: hırçınlık etmelerinden | feǐZūhunne: öğüt verin | vehcurūhunne: onlara sokulmayın | : | l-meDāciǐ: yataklarda | veDribūhunne: ve onları dövün | fein: eğer | eTaǎ'nekum: size ita'at ederlerse | felā: | tebğū: artık aramayın | ǎleyhinne: onların aleyhine | sebīlen: başka bir yol | inne: çünkü | llahe: Allah | kāne: | ǎliyyen: yücedir | kebīran: büyüktür |
Kırık Meal (Transcript) : |ELRCEL: erkekler | GVEMVN: yöneticidirler | AL: üzerinde | ELNSEÙ: kadınlar | BME: zira | FŽL: üstün kılmıştır | ELLH: Allah | BAŽHM: bir kısmını | AL: üzerine | BAŽ: diğerinin | VBME: ve çünkü | ÊNFGVE: infak ederler | MN: -ndan | ÊMVELHM: malları- | FELṦELḪET: iyi kadınlar | GENTET: ita'atkar olup | ḪEFƵET: korurlar | LLĞYB: gizliyi | BME: karşılık | ḪFƵ: kendilerini korumasına | ELLH: Allah'ın | VELLETY: kadınlara | TḢEFVN: korktuğunuz | NŞVZHN: hırçınlık etmelerinden | FAƵVHN: öğüt verin | VEHCRVHN: onlara sokulmayın | FY: | ELMŽECA: yataklarda | VEŽRBVHN: ve onları dövün | FÎN: eğer | ÊŦANKM: size ita'at ederlerse | FLE: | TBĞVE: artık aramayın | ALYHN: onların aleyhine | SBYLE: başka bir yol | ÎN: çünkü | ELLH: Allah | KEN: | ALYE: yücedir | KBYRE: büyüktür |
Abdulbaki Gölpınarlı : Erkekler, kadınlardan üstündür, çünkü Allah onları bir çok şeylerde kadınlardan üstün etmiştir, çünkü onlar, kadınları, mallarıyla geçindirirler, doyururlar; iyi kadınlar da itaatli olurlar ve Allah, onların hakkını nasıl korumuşsa onlar da, kocaları yanlarında olmasa bile, iffetlerini korurlar. Kadınlarınızın serkeşliğinden korkunca onlara öğüt verin, onları yatakta yalnız bırakın, dövün onları. Fakat itaat ettikleri takdîrde de aleyhlerine bir sebep araştırmayın, şüphe yok ki Allah çok yüce ve büyüktür.
Adem Uğur : Allah'ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması sebebiyle ve mallarından harcama yaptıkları için erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur. Onun için sâliha kadınlar itaatkârdır. Allah'ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi (kimse görmese de namuslarını) koruyucudurlar. Baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve (bunlarla yola gelmezlerse) dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir, büyüktür.
Ahmed Hulusi : Erkekler, kadınlar üzerine kavvamdırlar (koruyup gözeten). Allâh'ın fazlıyla açığa çıkardığı bazı özellikler sebebiyle bazısı diğerinden üstündür, mallarından karşılıksız bağışlarlar. Sâliha kadınlar eşlerine saygılı ve söz dinlerler. Allâh'ın kendilerini korumasıyla gayblarını korurlar (yalnızken başka erkeklerle olmazlar). Serkeşlik yapmasından korktuğunuz (evlilik sorumluluğunu yerine getiremeyecek olmasından çekindiğiniz) eşlerinize öğüt verin (yanlışlarını fark ettirin); (anlamamakta ısrar ederlerse) yataklarında yalnız bırakın ve bu da yeterli olmazsa onları (rencide edecek kadarıyla) dövün. Size uyarlarsa artık üstlerine gitmeyin, incitmeyin. Muhakkak Allâh Alîy'dir, Kebiyr'dir.
Ahmet Tekin : Allah’ın, lütufta bulunarak, birbirlerine üstün olmasına vesile kıldığı özellikleri, ailenin nafakasını ve ihtiyaçlarını kendi mallarından karşılamaları, mallarından karşılık beklemeden, gönüllü harcamaları sebebiyle erkekler, hanımları üzerinde, ailede, aileyi ayakta tutmakla, eğitimlerini, gelişmelerini, aile fertlerinin İslam’da sebatını temin ile mükellef; denetleyerek sorumluluklarının gereğini yapmalarını sağlayan, hizmet eden, ailede işleyen, kalıcı bir düzen kuran, sorumlu meşrû bir otorite sahibi, aile reisidirler. Dindar, ahlâklı, hayır-hasenât sahibi müslüman sâliha kadınlar, itaatkâr, uzun uzun kıyamda durarak sorumluluk şuuruyla namaz kılan, saygılı, kocalarına karşılık vermeyen, aile içindeki dinî, insanî ve vicdanî sorumluluklarını yerine getiren kadınlardır. Allah’ın koruduğu, korunmasını emrettiği hususları, kendilerini, çocuklarını, kocalarının haklarını ve mallarını, kendi haklarını, namuslarını kocalarının bulunmadığı zamanlarda koruyanlardır. Kafa tutup, başına buyruk hareket ederek, kurulu aile düzenini bozmalarından, şiddete başvurmalarından korktuğunuz kadınların önce gönüllerini alın, öğüt verin, davranışlarının doğuracağı istenmeyen sonuçları anlatın, itaatsizliğe devam ederlerse yataklarında yalnız bırakın. Buna rağmen yola gelmeyenlerin kaba yerine (bir demet ot-çöple) vurun, evinizden ayırmayarak, ilişkilerinizi devam ettirin. Eğer size itaat ederlerse, olanları olmamış sayıp, sözle veya fiilen onları incitecek vesileler aramayın. Allah yücedir ve büyüktür.
Ahmet Varol : Allah'ın kimini kimine üstün kılması ve erkeklerin mallarından harcamalarından dolayı erkekler kadınlar üzerinde söz sahibidirler. İyi kadınlar, Allah'a gönülden itaat eden ve Allah'ın kendilerini koruduğu gibi kendileri de gizliyi koruyanlardır. Serkeşlik etmelerinden korktuğunuz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın ve dövün. [10] Eğer size itaat ederlerse artık aleyhlerine bir yol aramayın. Muhakkak ki Allah çok ulu, çok büyüktür.
Ali Bulaç : Allah'ın, bazısını bazısına üstün kılması ve onların kendi mallarından harcaması nedeniyle erkekler, kadınlar üzerinde 'sorumlu gözeticidir.' Saliha kadınlar, gönülden (Allah'a), itaat edenler, Allah nasıl koruduysa görünmeyeni koruyanlardır. Nüşuzundan korktuğunuz kadınlara (önce) öğüt verin, (sonra onları) yataklarda yalnız bırakın, (bu da yetmezse hafifçe) vurun. Size itaat ederlerse aleyhlerinde bir yol aramayın. Doğrusu Allah yücedir, büyüktür.
Ali Fikri Yavuz : Erkekler, kadınlar üzerine idareci ve hâkimdirler. Çünkü Allah birini (cihad, imamet, miras gibi işlerde) diğerinden üstün yaratmıştır. Bir de erkekler mallarından (kadınlarına) harcamaktadırlar. İyi kadınlar, (Allah’a) itaatkârdırlar ve Allah kendilerini koruduğu cihetle, kocalarının gıyabında ırz ve mallarını muhafaza ederler. Fenalık ve geçimsizliklerinden korktuğunuz kadınlara gelince: Önce kendilerine öğüt verin. Sonra uslanmazlarsa, kendilerini yataklarda yalnız bırakın. Yine dinlemezlerse, (Hafifçe) döğün. Size itaat ettikleri takdirde kendilerini incitmeye bir bahane aramayın. Çünkü Allah çok yücedir, çok büyüktür.
Bekir Sadak : Allah'in kimini kimine ustun kilmasindan oturu ve erkeklerin, mallarindan sarfetmelerinden dolayi erkekler kadinlar uzerine hakimdirler. Iyi kadinlar, gonulden boyun egenler ve Allah'in korunmasini emrettigini, kocasinin bulunmadigi zaman da koruyanlardir. Serkeslik etmelerinden endiselendiginiz kadinlara ogut verin, yataklarinda onlari yalniz birakin, nihayet dovun. Size itaat ediyorlarsa aleyhlerine yol aramayin. Dogrusu Allah Yuce'dir, Buyuk'tur.
Celal Yıldırım : Erkekler, kadınlar üzerine koruyucu ve işlerini yürütücü üstünlüktedirler. Bu da Allah'ın kimini kimine üstün kılması ve erkeklerin mallarını (mehir ve nafaka olarak) harcamaları sebebiyledir. Bu bakımdan güzel huylu, iyi amelli kadınlar itaâtlıdırlar. Allah (onların haklarını ve iffet perdelerini) nasıl koruduysa, onlar da (kocalarının) yokluğunda öylece (hem kendilerini, hem kocalarının mal ve şerefini) korurlar. O kadınların ki, baş kaldırıp itaatsizliklerinden endişe duyarsanız, önce onlara öğüt verin, sonra da yataklarında yalnız bırakın ; (yola gelmezlerse) bu defa dövün. O takdirde (kadınlık vecibelerini yerine getirip) size itaat ederlerse, artık (üzüp incitmek için) aleyhlerinde bir yol aramayın. Şüphesiz ki Allah, çok yücedir, çok büyüktür.
Diyanet İşleri : Erkekler, kadınların koruyup kollayıcılarıdırlar. Çünkü Allah, insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. Bir de erkekler kendi mallarından harcamakta (ve ailenin geçimini sağlamakta)dırlar. İyi kadınlar, itaatkârdırlar. Allah’ın (kendilerini) koruması sayesinde onlar da “gayb”ı korurlar. (Evlilik yükümlülüklerini reddederek) başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın. (Bunlar fayda vermez de mecbur kalırsanız) onları (hafifçe) dövün. Eğer itaat ederlerse, artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Şüphesiz Allah, çok yücedir, çok büyüktür.
Diyanet İşleri (eski) : Allah'ın kimini kimine üstün kılmasından ötürü ve erkeklerin, mallarından sarfetmelerinden dolayı erkekler kadınlar üzerine hakimdirler. İyi kadınlar, gönülden boyun eğenler ve Allah'ın korunmasını emrettiğini, kocasının bulunmadığı zaman da koruyanlardır. Serkeşlik etmelerinden endişelendiğiniz kadınlara öğüt verin, yataklarında onları yalnız bırakın, nihayet dövün. Size itaat ediyorlarsa aleyhlerine yol aramayın. Doğrusu Allah Yüce'dir, Büyük'tür.
Diyanet Vakfi : Allah'ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması sebebiyle ve mallarından harcama yaptıkları için erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur. Onun için sâliha kadınlar itaatkârdır. Allah'ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi (kimse görmese de namuslarını) koruyucudurlar. Baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve (bunlarla yola gelmezlerse) dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir, büyüktür.
Edip Yüksel : Erkekler kadınları gözetirler. Zira ALLAH herbirine farklı yetenekler ve özellikler vermiştir. Nitekim erkekler evin geçiminden sorumludur. Erdemli kadınlar, (Tanrı'nın yasasına) boyun eğer ve ALLAH'ın korumasını emrettiği (onur ve iffetlerini) tek başlarına bile olsalar korurlar. İffetlerinden endişe duyduğunuz kadınlara öğüt verin, yataklarınızı ayırın ve nihayet onları çıkarın. Size itaat ederlerse onlara karşı bir yol aramayın. ALLAH Yücedir, Büyüktür.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Erkekler, kadın üzerine idareci ve hakimdirler. Çünkü Allah birini (cihad, imamet, miras gibi işlerde) diğerinden üstün yaratmıştır. Bir de erkekler mallarından (aile fertlerine) harcamaktadırlar. İyi kadınlar, itaatkar olanlar ve Allah'ın korunmasını emrettiği şeyleri kocalarının bulunmadığı zamanlarda da koruyanlardır. Fenalık ve geçimsizliklerinden korktuğunuz kadınlara gelince: Önce kendilerine öğüt verin, yataklarından ayrılın. Bunlar da fayda vermezse dövün. Eğer size itaat ederlerse kendilerini incitmeye başka bir bahane aramayın. Çünkü Allah çok yücedir, çok büyüktür.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Erkekler, kadınlar üzerinde hakim dururlar, çünkü bir kere Allah birini diğerinden üstün yaratmış ve bir de erkekler mallarından harcamaktadırlar. Bunun için iyi kadınlar, itaatkardırlar. Allah'ın korumasını emrettiği şeyleri, kocalarının yokluğunda da korurlar. Serkeşlik etmelerinden endişe ettiğiniz kadınlara gelince; önce kendilerine nasihat edin, sonra yataklarında yalnız bırakın, yine dinlemezlerse dövün. İtaat ettikleri halde onları incitmek için bahane aramayın. Çünkü Allah, çok yüksek çok büyüktür.
Elmalılı Hamdi Yazır : Er olanlar kadınlar üzerinde hâkim dururlar, çünkü bir kerre Allah birini diğerinden üstün yaratmış bir de erler mallarından infak etmektedirler, onun için iyi kadınlar itaatkârdırlar, Allah kendilerini sakladığı cihetle kendileri de gaybı muhafaza ederler, serkeşliklerinden endişe ettiğiniz kadınlara gelince: evvelâ kendilerine nasıhat edin, sonra yattıkları yerde mehcur bırakın, yine dinlemezlerse döğün, dinledikleri halde incitmeye behane aramayın, çünkü Allah çok yüksek, çok büyük bulunuyor
Fizilal-il Kuran : Allah’ın kimini kimine üstün kılmasından ötürü ve erkeklerin, mallarından sarf etmelerinden dolayı erkekler kadınlar üzerine hakimdirler. İyi kadınlar; gönülden boyun eğerler ve Allah’ın korunmasını emrettiğini, kocasının bulunmadığı zaman da koruyanlardır. Serkeşlik etmelerinden endişelendiğiniz kadınlara önce öğüt verin. Uslanmazlarsa, kendilerini yataklarında yalnız bırakın. Yine dinlemezlerse dövün. Size itaat ettikleri takdirde incitmeye bir bahane aramayın. Çünkü Allah çok yücedir, çok büyüktür.
Gültekin Onan : Allah'ın, bazısını bazısına üstün kılması ve onların kendi mallarından harcaması nedeniyle erkekler, kadınlar üzerinde 'sorumlu gözeticidir'. Saliha kadınlar, gönülden (Tanrı'ya), itaat edenler, Tanrı nasıl koruduysa görünmeyeni koruyanlardır. Nüşuzundan korktuğunuz kadınlara (önce) öğüt verin, (sonra onları) yataklarda yalnız bırakın, (bu da yetmezse hafifçe) vurun. Size itaat ederlerse aleyhlerinde bir yol aramayın. Doğrusu Tanrı yücedir, büyüktür.
Hakkı Yılmaz : "Allah'ın, bazı şeyleri bazısına fazla kılması ve erkeklerin mallarından nafaka sağlamaları nedeniyle erkekler, kadınlar üzerine iyi koruyup iyi gözeticidirler. Hâl böyle olunca, sâlih kadınlar, Allah'a itaat edicidirler; Allah'ın koyduğu kurala uyanlardır, Allah'ın koruduğu şey nedeniyle henüz gelmediği hâlde başlarına gelebilecek felaketler için koruyucudurlar. Dik kafalılık yaparak kendisini taciz ve tecavüz riskine atmasından korktuğunuz kadınlara da, öğüt verin ve yan gelip yattıkları yerlerde; kendi ülkeniz sınırları içerisinde göç ettirin ve de baskı yapın. Bunun üzerine size saygılı davranırlarsa, artık onlar aleyhine başka bir yol aramayın. Allah, çok yücedir, çok büyüktür. "
Hasan Basri Çantay : Erkekler kadınlar üzerine haakimdirler. O sebeble ki Allah onlardan kimini (erkekleri) kiminden (kadınlardan) üstün kılmışdır. Bir de (erkekler onları) mallarından infaak etmektedirler. İyi kadınlar itaatli olanlardır. Allah kendi (hak) larını nasıl koruduysa onlar da öylece göze görünmeyeni koruyanlardır. Şerlerinden, serkeşliklerinden yıldığınız kadınlara gelince: Onlara (evvelâ) öğüt verin (vaz geçmezlerse) kendilerini yataklar (ın) da yalınız bırakın. (Yine kâr etmezse) döğün. Size itaat ederlerse aleyhlerinde bir yol aramayın. Çünkü Allah çok yücedir. Çok büyükdür.
Hayrat Neşriyat : Erkekler, kadınlar üzerine hâkimdir (onların reisidir)ler. (Bu,) Allah’ın(insanlardan) bazılarını (erkekleri), bazısından (kadınlardan) üstün kılması ve (erkeklerin kendi) mallarından sarf etmeleri sebebiyledir. Sâliha kadınlar ise, itâatkâr olanlardır. Allah’ın(kendilerini) korumasına mukabil, gaybı (kocasının yokluğunda, koruması gerekenleri)muhâfaza eden kadınlardır.İtâatsizliklerinden korktuğunuz kadınlara gelince, artık onlara nasîhat edin; sonra (bu fayda etmezse) onları yataklar(ın)da yalnız bırakın; sonra (yine dinlemezlerse fazla incitmeden)dövün! Fakat size itâat ederlerse, artık (onları incitmek için) aleyhlerine bir yol aramayın! Şübhesiz ki Allah, Aliyy (pek yüce olan)dır, Kebîr (çok büyük olan)dır.
İbni Kesir : Allah'ın kimini kimine üstün kılmış olması ve onların mallarından infak etmeleri sebebiyle erkekler, kadınlar üzerine hakimdirler. İyi kadınlar; itaatli olan ve Allah'ın kendilerini korumasına karşılık, kendileri de gizliyi koruyanlardır. Serkeşlik etmelerinden endişelendiğiniz kadınlara öğüt verin, kendilerini yataklarında yalnız bırakın, (yine uslanmazlarsa) dövün, sizi itaat ederlerse aleyhlerinde bir yol aramayın. Muhakkak ki Allah; Aliyy ve Kebir olandır.
İskender Evrenosoğlu : Erkekler, mallarından (kadınlar için mehir ve nafaka olarak) harcamaları sebebiyle ve Allah'ın, onların bir kısmını, diğerlerine üstün kılmasından dolayı, kadınların üzerinde daha çok kâimdirler (koruyup gözetici, idare edicidirler). Bu bakımdan salih amel (nefs tezkiyesi) yapan kadınlar itaatkârdırlar, Allah'ın (onların haklarını ve iffetlerini) korumasıyla, onlar da gaybde (kocalarının yokluğunda hem kendilerini, hem kocalarının mal ve şerefini) koruyucudurlar. İtaatsizliklerinden (baş kaldırmalarından) korktuğunuz (kadınlara) ise (önce) nasihat ediniz. Ve (sonra da) yataklarında yalnız bırakınız. Ve (hâlâ itaat etmezlerse) onlara vurunuz. Bundan sonra eğer size itaat ederlerse, artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Muhakkak ki Allah Âli'dir (yücedir), Kebîr'dir (büyüktür).
Muhammed Esed : Erkekler, kadınları, Allahın kendilerine onlardan daha fazla bağışladığı nimetler ve sahip oldukları servetten yapabilecekleri harcamalarla koruyup gözetirler. Dürüst ve erdemli kadınlar, gerçekten Allahın koru(nmasını buyur)duğu mahremiyeti koruyan sadık ve itaatkar kadınlardır. Kötü niyetlerinden korktuğunuz kadınlara gelince, onlara (önce) nasihat edin; sonra yatakta yalnız bırakın; sonra dövün; ve bundan sonra itaat ederlerse onları incitmekten kaçının. Allah gerçekten yücedir, büyüktür.
Ömer Nasuhi Bilmen : Erkekler kadınların üzerinde ziyâde kâimdirler. Çünkü Allah Teâlâ onların bazısını bazısı üzerine tafdil buyurmuştur. Ve mallarından infak etmektedirler. İmdi sâlih kadınlar itaatlidirler. Allah Teâlâ'nın hıfzı sayesinde gaybı muhafazakardırlar. Serkeşliklerinden korktuğunuz kadınlara gelince onlara nasihat veriniz, ve onları yataklarda yalnız bırakın ve onları dövünüz. Fakat size itaat ederlerse artık onların aleyhlerinde bir yol aramayınız, şüphe yok ki, Allah Teâlâ çok yücedir. Çok büyüktür.
Ömer Öngüt : Erkekler kadınlar üzerine idareci (hâkim)dirler. Çünkü Allah birini diğerinden üstün yaratmıştır. Bir de erkekler, mallarından kadınlara harcamaktadırlar. İyi kadınlar itaatkâr olan ve Allah'ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi koruyan kadınlardır. İtaatsızlıklarından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, (uslanmazlarsa) onları yataklarında yalnız bırakın. Yine de dinlemezlerse dövün. Eğer size itaat ederlerse, artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Muhakkak ki Allah çok yücedir, çok büyüktür.
Şaban Piriş : Allah’ın bir kısmını bir kısmına üstün kılması ve erkeklerin mallarından geçimi sağlamaları dolayısıyla, erkekler kadınlar üzerine yöneticidirler. İyi kadınlar, gönülden (Allah’a) boyun eğen, Allah’ın koruduğu gizlilikleri koruyanlardır. Kötü davranışlarından korktuğunuz kadınlara öğüt verin. Daha sonra yataklarında yalnız bırakın ve (sonunda) onları dövün. Eğer size itaat ederlerse onların aleyhine yol aramayın. Elbette Allah yücedir, büyüktür.
Suat Yıldırım : Kocalar eşleri üzerinde yönetici ve koruyucudurlar. Bunun sebebi, Allah’ın bazı insanlara bazılarından daha fazla nimet vermesi ve bir de kocalarının mehir verme, evin masraflarını yüklenmeleri gibi malî yükümlülükleridir. O halde iyi kadınlar: itaatli olan ve Allah kendi haklarını nasıl korudu ise, kocalarının yokluğunda, onların hukuklarını koruyan kadınlardır. Dikbaşlılığından yıldığınız kadınlara gelince: Onlara evvela öğüt verin, vazgeçmezlerse yatakta yalnız bırakın ve bunlarla da yola gelmezlerse onları hafifçe dövün.Şayet size itaat ederlerse, onlara yüklenmek için bir sebep aramayın. Unutmayın ki üstünüzde çok yüce ve büyük olan Allah vardır.
Süleyman Ateş : Allâh, insanları birbirinden üstün kıldığı ve mallarından harca(yıp kadınların geçmini sağla)dıkları için erkekler, kadınlar üzerinde yöneticidirler. Bundan dolayı iyi kadınlar itâ'atkâr olup, Allâh'ın kendilerini korumasına karşılık (Allâh'ın verdiği başarı ile) gizliyi korurlar (kocalarına aslâ ihânet etmezler). Hırçınlık, etmelerinden korktuğunuz kadınlara öğüt verin, yataklarda onlara sokulmayın, onları dövün. Eğer size itâ'at ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Çünkü Allâh yücedir, büyüktür.
Tefhim-ul Kuran : Allah'ın, bazısını bazısına üstün kılması ve onların kendi mallarından harcaması nedeniyle erkekler, kadınlar üzerinde 'sorumlu-yöneticilerdir.' İyi kadınlar gönülden (Allah'a) itaat edenler, -Allah, (onları ve haklarını) nasıl koruduysa- görünmeyeni koruyanlardır. Başkaldırıp diretmelerinden korktuğunuz kadınlara (önce) öğüt verin, (sonra) yataklarda yalnız bırakın, (bu da yetmezse hafifçe) döğün. Size itaat ederlerse, aleyhlerinde bir yol aramayın. Doğrusu Allah yücedir, büyüktür.
Ümit Şimşek : Allah'ın onlara fazladan vermiş olduğu nimetler ve mallarından yaptıkları harcamalar sebebiyle, erkekler kadınlar üzerinde yönetici ve koruyup gözeticidirler. Saliha kadınlar ise itaatkârdırlar; Allah kendilerini nasıl korudu ise, onlar da kocalarının yokluğunda onların hukukunu korurlar. Geçimsizliğinden korktuğunuz kadınlara öğüt verin; sonra onları yataklarında yalnız bırakın; sonra da hafifçe dövebilirsiniz. Eğer size itaat ederlerse, artık onlara karşı bahane aramayın. Çünkü Allah herşeyden yüce, herşeyden büyüktür.
Yaşar Nuri Öztürk : Erkekler; kadınları gözetip kollayıcıdırlar. Şundan ki, Allah, insanların bazılarını bazılarından üstün kılmıştır ve erkekler mallarından bol bol harcamışlardır. İyi ve temiz kadınlar saygılıdırlar; Allah'ın kendilerini koruduğu gibi, gizliliği gereken şeyi korurlar. Sadakatsizlik ve iffetsizliklerinden korktuğunuz kadınlara önce öğüt verin, sonra onları yataklarında yalnız bırakın ve nihayet onları evden çıkarın/bulundukları yerden başka yere gönderin! Bunun üzerine size saygılı davranırlarsa artık onlar aleyhine başka bir yol aramayın. Allah çok yücedir, sınırsızca büyüktür.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}