» 4 / Nisâ  25:

Kuran Sırası: 4
İniş Sırası: 92
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176

 » 4 / Nisâ  Suresi: 25
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَمَنْ (VMN) = ve men : ve kimse
2. لَمْ (LM) = lem :
3. يَسْتَطِعْ (YSTŦA) = yesteTiǎ' : gücü yetmeyen
4. مِنْكُمْ (MNKM) = minkum : içinizden
5. طَوْلًا (ŦVLE) = Tavlen : mali güce
6. أَنْ (ÊN) = en :
7. يَنْكِحَ (YNKḪ) = yenkiHa : evlenmek için
8. الْمُحْصَنَاتِ (ELMḪṦNET) = l-muHSanāti : hür kadınlarla
9. الْمُؤْمِنَاتِ (ELMÙMNET) = l-mu'mināti : inanmış
10. فَمِنْ (FMN) = femin :
11. مَا (ME) = mā :
12. مَلَكَتْ (MLKT) = meleket : sahip olduğunuz
13. أَيْمَانُكُمْ (ÊYMENKM) = eymānukum : ellerinizde
14. مِنْ (MN) = min : -dan (alsın)
15. فَتَيَاتِكُمُ (FTYETKM) = feteyātikumu : genç kızlarınız-
16. الْمُؤْمِنَاتِ (ELMÙMNET) = l-mu'mināti : inanmış
17. وَاللَّهُ (VELLH) = vallahu : Allah
18. أَعْلَمُ (ÊALM) = eǎ'lemu : daha iyi bilir
19. بِإِيمَانِكُمْ (BÎYMENKM) = biīmānikum : sizin imanınızı
20. بَعْضُكُمْ (BAŽKM) = beǎ'Dukum : hepiniz
21. مِنْ (MN) = min : -densiniz
22. بَعْضٍ (BAŽ) = beǎ'Din : birbiriniz-
23. فَانْكِحُوهُنَّ (FENKḪVHN) = fenkiHūhunne : öyle ise onlarla evlenin
24. بِإِذْنِ (BÎZ̃N) = biiƶni : izniyle
25. أَهْلِهِنَّ (ÊHLHN) = ehlihinne : ailelerinin
26. وَاتُوهُنَّ (V ËTVHN) = ve ātūhunne : ve verin
27. أُجُورَهُنَّ (ÊCVRHN) = ucūrahunne : ücretlerini (mehirlerini)
28. بِالْمَعْرُوفِ (BELMARVF) = bil-meǎ'rūfi : güzelce
29. مُحْصَنَاتٍ (MḪṦNET) = muHSanātin : iffetli yaşamaları
30. غَيْرَ (ĞYR) = ğayra :
31. مُسَافِحَاتٍ (MSEFḪET) = musāfiHātin : zina etmemeleri
32. وَلَا (VLE) = ve lā :
33. مُتَّخِذَاتِ (MTḢZ̃ET) = mutteḣiƶāti : ve (gizli) edinmemeleri
34. أَخْدَانٍ (ÊḢD̃EN) = eḣdānin : dost
35. فَإِذَا (FÎZ̃E) = feiƶā : iken
36. أُحْصِنَّ (ÊḪṦN) = uHSinne : evli
37. فَإِنْ (FÎN) = fe in : eğer
38. أَتَيْنَ (ÊTYN) = eteyne : yaparlarsa
39. بِفَاحِشَةٍ (BFEḪŞT) = bifāHişetin : fuhuş
40. فَعَلَيْهِنَّ (FALYHN) = feǎleyhinne : onlara
41. نِصْفُ (NṦF) = niSfu : yarısı (uygulanır)
42. مَا (ME) = mā :
43. عَلَى (AL) = ǎlā : üzerine
44. الْمُحْصَنَاتِ (ELMḪṦNET) = l-muHSanāti : hür kadınlar
45. مِنَ (MN) = mine :
46. الْعَذَابِ (ELAZ̃EB) = l-ǎƶābi : yapılan işkencenin
47. ذَٰلِكَ (Z̃LK) = ƶālike : bu (cariye ile evlenme)
48. لِمَنْ (LMN) = limen : içindir
49. خَشِيَ (ḢŞY) = ḣaşiye : korkanlar
50. الْعَنَتَ (ELANT) = l-ǎnete : sıkıntıya düşmekten
51. مِنْكُمْ (MNKM) = minkum : içinizden
52. وَأَنْ (VÊN) = ve en : fakat
53. تَصْبِرُوا (TṦBRVE) = teSbirū : sabretmeniz
54. خَيْرٌ (ḢYR) = ḣayrun : daha iyidir
55. لَكُمْ (LKM) = lekum : sizin için
56. وَاللَّهُ (VELLH) = vallahu : Allah
57. غَفُورٌ (ĞFVR) = ğafūrun : bağışlayandır
58. رَحِيمٌ (RḪYM) = raHīmun : esirgeyendir
ve kimse | | gücü yetmeyen | içinizden | mali güce | | evlenmek için | hür kadınlarla | inanmış | | | sahip olduğunuz | ellerinizde | -dan (alsın) | genç kızlarınız- | inanmış | Allah | daha iyi bilir | sizin imanınızı | hepiniz | -densiniz | birbiriniz- | öyle ise onlarla evlenin | izniyle | ailelerinin | ve verin | ücretlerini (mehirlerini) | güzelce | iffetli yaşamaları | | zina etmemeleri | | ve (gizli) edinmemeleri | dost | iken | evli | eğer | yaparlarsa | fuhuş | onlara | yarısı (uygulanır) | | üzerine | hür kadınlar | | yapılan işkencenin | bu (cariye ile evlenme) | içindir | korkanlar | sıkıntıya düşmekten | içinizden | fakat | sabretmeniz | daha iyidir | sizin için | Allah | bağışlayandır | esirgeyendir |

[] [] [ŦVA] [] [ŦVL] [] [NKḪ] [ḪṦN] [EMN] [] [] [MLK] [YMN] [] [FTY] [EMN] [] [ALM] [EMN] [BAŽ] [] [BAŽ] [NKḪ] [EZ̃N] [EHL] [ETY] [ECR] [ARF] [ḪṦN] [ĞYR] [SFḪ] [] [EḢZ̃] [ḢD̃N] [] [ḪṦN] [] [ETY] [FḪŞ] [] [NṦF] [] [] [ḪṦN] [] [AZ̃B] [] [] [ḢŞY] [ANT] [] [] [ṦBR] [ḢYR] [] [] [ĞFR] [RḪM]
VMN LM YSTŦA MNKM ŦVLE ÊN YNKḪ ELMḪṦNET ELMÙMNET FMN ME MLKT ÊYMENKM MN FTYETKM ELMÙMNET VELLH ÊALM BÎYMENKM BAŽKM MN BAŽ FENKḪVHN BÎZ̃N ÊHLHN V ËTVHN ÊCVRHN BELMARVF MḪṦNET ĞYR MSEFḪET VLE MTḢZ̃ET ÊḢD̃EN FÎZ̃E ÊḪṦN FÎN ÊTYN BFEḪŞT FALYHN NṦF ME AL ELMḪṦNET MN ELAZ̃EB Z̃LK LMN ḢŞY ELANT MNKM VÊN TṦBRVE ḢYR LKM VELLH ĞFVR RḪYM

ve men lem yesteTiǎ' minkum Tavlen en yenkiHa l-muHSanāti l-mu'mināti femin meleket eymānukum min feteyātikumu l-mu'mināti vallahu eǎ'lemu biīmānikum beǎ'Dukum min beǎ'Din fenkiHūhunne biiƶni ehlihinne ve ātūhunne ucūrahunne bil-meǎ'rūfi muHSanātin ğayra musāfiHātin ve lā mutteḣiƶāti eḣdānin feiƶā uHSinne fe in eteyne bifāHişetin feǎleyhinne niSfu ǎlā l-muHSanāti mine l-ǎƶābi ƶālike limen ḣaşiye l-ǎnete minkum ve en teSbirū ḣayrun lekum vallahu ğafūrun raHīmun
ومن لم يستطع منكم طولا أن ينكح المحصنات المؤمنات فمن ما ملكت أيمانكم من فتياتكم المؤمنات والله أعلم بإيمانكم بعضكم من بعض فانكحوهن بإذن أهلهن وآتوهن أجورهن بالمعروف محصنات غير مسافحات ولا متخذات أخدان فإذا أحصن فإن أتين بفاحشة فعليهن نصف ما على المحصنات من العذاب ذلك لمن خشي العنت منكم وأن تصبروا خير لكم والله غفور رحيم

 » 4 / Nisâ  Suresi: 25
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ومن | VMN ve men ve kimse And whoever
لم | LM lem (is) not
يستطع ط و ع | ŦVA YSTŦA yesteTiǎ' gücü yetmeyen able to
منكم | MNKM minkum içinizden among you
طولا ط و ل | ŦVL ŦVLE Tavlen mali güce afford
أن | ÊN en to
ينكح ن ك ح | NKḪ YNKḪ yenkiHa evlenmek için marry
المحصنات ح ص ن | ḪṦN ELMḪṦNET l-muHSanāti hür kadınlarla the free chaste
المؤمنات ا م ن | EMN ELMÙMNET l-mu'mināti inanmış [the] believing women
فمن | FMN femin then (marry) from
ما | ME what
ملكت م ل ك | MLK MLKT meleket sahip olduğunuz possess[ed]
أيمانكم ي م ن | YMN ÊYMENKM eymānukum ellerinizde your right hands
من | MN min -dan (alsın) of
فتياتكم ف ت ي | FTY FTYETKM feteyātikumu genç kızlarınız- your slave girls -
المؤمنات ا م ن | EMN ELMÙMNET l-mu'mināti inanmış (of) the believers.
والله | VELLH vallahu Allah And Allah
أعلم ع ل م | ALM ÊALM eǎ'lemu daha iyi bilir knows best
بإيمانكم ا م ن | EMN BÎYMENKM biīmānikum sizin imanınızı about your faith.
بعضكم ب ع ض | BAŽ BAŽKM beǎ'Dukum hepiniz You
من | MN min -densiniz (are) from
بعض ب ع ض | BAŽ BAŽ beǎ'Din birbiriniz- (one) another.
فانكحوهن ن ك ح | NKḪ FENKḪVHN fenkiHūhunne öyle ise onlarla evlenin So marry them
بإذن ا ذ ن | EZ̃N BÎZ̃N biiƶni izniyle with (the) permission
أهلهن ا ه ل | EHL ÊHLHN ehlihinne ailelerinin (of) their family
وآتوهن ا ت ي | ETY V ËTVHN ve ātūhunne ve verin and give them
أجورهن ا ج ر | ECR ÊCVRHN ucūrahunne ücretlerini (mehirlerini) their bridal due
بالمعروف ع ر ف | ARF BELMARVF bil-meǎ'rūfi güzelce in a fair manner.
محصنات ح ص ن | ḪṦN MḪṦNET muHSanātin iffetli yaşamaları (They should be) chaste
غير غ ي ر | ĞYR ĞYR ğayra not
مسافحات س ف ح | SFḪ MSEFḪET musāfiHātin zina etmemeleri those who commit immorality
ولا | VLE ve lā and not
متخذات ا خ ذ | EḢZ̃ MTḢZ̃ET mutteḣiƶāti ve (gizli) edinmemeleri those who take
أخدان خ د ن | ḢD̃N ÊḢD̃EN eḣdānin dost secret lovers.
فإذا | FÎZ̃E feiƶā iken Then when
أحصن ح ص ن | ḪṦN ÊḪṦN uHSinne evli they are married
فإن | FÎN fe in eğer and if
أتين ا ت ي | ETY ÊTYN eteyne yaparlarsa they commit
بفاحشة ف ح ش | FḪŞ BFEḪŞT bifāHişetin fuhuş adultery
فعليهن | FALYHN feǎleyhinne onlara then for them
نصف ن ص ف | NṦF NṦF niSfu yarısı (uygulanır) (is) half
ما | ME (of) what
على | AL ǎlā üzerine (is) on
المحصنات ح ص ن | ḪṦN ELMḪṦNET l-muHSanāti hür kadınlar the free chaste women
من | MN mine of
العذاب ع ذ ب | AZ̃B ELAZ̃EB l-ǎƶābi yapılan işkencenin the punishment.
ذلك | Z̃LK ƶālike bu (cariye ile evlenme) That
لمن | LMN limen içindir (is) for whoever
خشي خ ش ي | ḢŞY ḢŞY ḣaşiye korkanlar fears
العنت ع ن ت | ANT ELANT l-ǎnete sıkıntıya düşmekten committing sin
منكم | MNKM minkum içinizden among you
وأن | VÊN ve en fakat and that
تصبروا ص ب ر | ṦBR TṦBRVE teSbirū sabretmeniz you be patient
خير خ ي ر | ḢYR ḢYR ḣayrun daha iyidir (is) better
لكم | LKM lekum sizin için for you.
والله | VELLH vallahu Allah And Allah
غفور غ ف ر | ĞFR ĞFVR ğafūrun bağışlayandır (is) Oft-Forgiving,
رحيم ر ح م | RḪM RḪYM raHīmun esirgeyendir Most Merciful.

4:25 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve kimse | | gücü yetmeyen | içinizden | mali güce | | evlenmek için | hür kadınlarla | inanmış | | | sahip olduğunuz | ellerinizde | -dan (alsın) | genç kızlarınız- | inanmış | Allah | daha iyi bilir | sizin imanınızı | hepiniz | -densiniz | birbiriniz- | öyle ise onlarla evlenin | izniyle | ailelerinin | ve verin | ücretlerini (mehirlerini) | güzelce | iffetli yaşamaları | | zina etmemeleri | | ve (gizli) edinmemeleri | dost | iken | evli | eğer | yaparlarsa | fuhuş | onlara | yarısı (uygulanır) | | üzerine | hür kadınlar | | yapılan işkencenin | bu (cariye ile evlenme) | içindir | korkanlar | sıkıntıya düşmekten | içinizden | fakat | sabretmeniz | daha iyidir | sizin için | Allah | bağışlayandır | esirgeyendir |

[] [] [ŦVA] [] [ŦVL] [] [NKḪ] [ḪṦN] [EMN] [] [] [MLK] [YMN] [] [FTY] [EMN] [] [ALM] [EMN] [BAŽ] [] [BAŽ] [NKḪ] [EZ̃N] [EHL] [ETY] [ECR] [ARF] [ḪṦN] [ĞYR] [SFḪ] [] [EḢZ̃] [ḢD̃N] [] [ḪṦN] [] [ETY] [FḪŞ] [] [NṦF] [] [] [ḪṦN] [] [AZ̃B] [] [] [ḢŞY] [ANT] [] [] [ṦBR] [ḢYR] [] [] [ĞFR] [RḪM]
VMN LM YSTŦA MNKM ŦVLE ÊN YNKḪ ELMḪṦNET ELMÙMNET FMN ME MLKT ÊYMENKM MN FTYETKM ELMÙMNET VELLH ÊALM BÎYMENKM BAŽKM MN BAŽ FENKḪVHN BÎZ̃N ÊHLHN V ËTVHN ÊCVRHN BELMARVF MḪṦNET ĞYR MSEFḪET VLE MTḢZ̃ET ÊḢD̃EN FÎZ̃E ÊḪṦN FÎN ÊTYN BFEḪŞT FALYHN NṦF ME AL ELMḪṦNET MN ELAZ̃EB Z̃LK LMN ḢŞY ELANT MNKM VÊN TṦBRVE ḢYR LKM VELLH ĞFVR RḪYM

ve men lem yesteTiǎ' minkum Tavlen en yenkiHa l-muHSanāti l-mu'mināti femin meleket eymānukum min feteyātikumu l-mu'mināti vallahu eǎ'lemu biīmānikum beǎ'Dukum min beǎ'Din fenkiHūhunne biiƶni ehlihinne ve ātūhunne ucūrahunne bil-meǎ'rūfi muHSanātin ğayra musāfiHātin ve lā mutteḣiƶāti eḣdānin feiƶā uHSinne fe in eteyne bifāHişetin feǎleyhinne niSfu ǎlā l-muHSanāti mine l-ǎƶābi ƶālike limen ḣaşiye l-ǎnete minkum ve en teSbirū ḣayrun lekum vallahu ğafūrun raHīmun
ومن لم يستطع منكم طولا أن ينكح المحصنات المؤمنات فمن ما ملكت أيمانكم من فتياتكم المؤمنات والله أعلم بإيمانكم بعضكم من بعض فانكحوهن بإذن أهلهن وآتوهن أجورهن بالمعروف محصنات غير مسافحات ولا متخذات أخدان فإذا أحصن فإن أتين بفاحشة فعليهن نصف ما على المحصنات من العذاب ذلك لمن خشي العنت منكم وأن تصبروا خير لكم والله غفور رحيم

[] [] [ط و ع] [] [ط و ل] [] [ن ك ح] [ح ص ن] [ا م ن] [] [] [م ل ك] [ي م ن] [] [ف ت ي] [ا م ن] [] [ع ل م] [ا م ن] [ب ع ض] [] [ب ع ض] [ن ك ح] [ا ذ ن] [ا ه ل] [ا ت ي] [ا ج ر] [ع ر ف] [ح ص ن] [غ ي ر] [س ف ح] [] [ا خ ذ ] [خ د ن] [] [ح ص ن] [] [ا ت ي] [ف ح ش] [] [ن ص ف] [] [] [ح ص ن] [] [ع ذ ب] [] [] [خ ش ي] [ع ن ت] [] [] [ص ب ر] [خ ي ر] [] [] [غ ف ر] [ر ح م]

 » 4 / Nisâ  Suresi: 25
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ومن | VMN ve men ve kimse And whoever
Vav,Mim,Nun,
6,40,50,
REM – prefixed resumption particle
COND – conditional noun
الواو استئنافية
اسم شرط
لم | LM lem (is) not
Lam,Mim,
30,40,
NEG – negative particle
حرف نفي
يستطع ط و ع | ŦVA YSTŦA yesteTiǎ' gücü yetmeyen able to
Ye,Sin,Te,Tı,Ayn,
10,60,400,9,70,
V – 3rd person masculine singular (form X) imperfect verb, jussive mood
فعل مضارع مجزوم
منكم | MNKM minkum içinizden among you
Mim,Nun,Kef,Mim,
40,50,20,40,
P – preposition
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
طولا ط و ل | ŦVL ŦVLE Tavlen mali güce afford
Tı,Vav,Lam,Elif,
9,6,30,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
أن | ÊN en to
,Nun,
,50,
SUB – subordinating conjunction
حرف مصدري
ينكح ن ك ح | NKḪ YNKḪ yenkiHa evlenmek için marry
Ye,Nun,Kef,Ha,
10,50,20,8,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, subjunctive mood
فعل مضارع منصوب
المحصنات ح ص ن | ḪṦN ELMḪṦNET l-muHSanāti hür kadınlarla the free chaste
Elif,Lam,Mim,Ha,Sad,Nun,Elif,Te,
1,30,40,8,90,50,1,400,
N – accusative feminine plural (form IV) passive participle
اسم منصوب
المؤمنات ا م ن | EMN ELMÙMNET l-mu'mināti inanmış [the] believing women
Elif,Lam,Mim,,Mim,Nun,Elif,Te,
1,30,40,,40,50,1,400,
ADJ – accusative feminine plural (form IV) active participle
صفة منصوبة
فمن | FMN femin then (marry) from
Fe,Mim,Nun,
80,40,50,
REM – prefixed resumption particle
P – preposition
الفاء استئنافية
حرف جر
ما | ME what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
ملكت م ل ك | MLK MLKT meleket sahip olduğunuz possess[ed]
Mim,Lam,Kef,Te,
40,30,20,400,
V – 3rd person feminine singular perfect verb
فعل ماض
أيمانكم ي م ن | YMN ÊYMENKM eymānukum ellerinizde your right hands
,Ye,Mim,Elif,Nun,Kef,Mim,
,10,40,1,50,20,40,
N – nominative masculine plural noun
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
اسم مرفوع والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
من | MN min -dan (alsın) of
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
فتياتكم ف ت ي | FTY FTYETKM feteyātikumu genç kızlarınız- your slave girls -
Fe,Te,Ye,Elif,Te,Kef,Mim,
80,400,10,1,400,20,40,
N – genitive feminine plural noun
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
المؤمنات ا م ن | EMN ELMÙMNET l-mu'mināti inanmış (of) the believers.
Elif,Lam,Mim,,Mim,Nun,Elif,Te,
1,30,40,,40,50,1,400,
ADJ – genitive feminine plural (form IV) active participle
صفة مجرورة
والله | VELLH vallahu Allah And Allah
Vav,Elif,Lam,Lam,He,
6,1,30,30,5,
"REM – prefixed resumption particle
PN – nominative proper noun → Allah"
الواو استئنافية
لفظ الجلالة مرفوع
أعلم ع ل م | ALM ÊALM eǎ'lemu daha iyi bilir knows best
,Ayn,Lam,Mim,
,70,30,40,
N – nominative masculine singular noun
اسم مرفوع
بإيمانكم ا م ن | EMN BÎYMENKM biīmānikum sizin imanınızı about your faith.
Be,,Ye,Mim,Elif,Nun,Kef,Mim,
2,,10,40,1,50,20,40,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine (form IV) verbal noun
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
جار ومجرور والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
بعضكم ب ع ض | BAŽ BAŽKM beǎ'Dukum hepiniz You
Be,Ayn,Dad,Kef,Mim,
2,70,800,20,40,
N – nominative masculine noun
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
اسم مرفوع والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
من | MN min -densiniz (are) from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
بعض ب ع ض | BAŽ BAŽ beǎ'Din birbiriniz- (one) another.
Be,Ayn,Dad,
2,70,800,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
فانكحوهن ن ك ح | NKḪ FENKḪVHN fenkiHūhunne öyle ise onlarla evlenin So marry them
Fe,Elif,Nun,Kef,Ha,Vav,He,Nun,
80,1,50,20,8,6,5,50,
REM – prefixed resumption particle
V – 2nd person masculine plural imperative verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person feminine plural object pronoun
الفاء استئنافية
فعل أمر والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل و«هن» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
بإذن ا ذ ن | EZ̃N BÎZ̃N biiƶni izniyle with (the) permission
Be,,Zel,Nun,
2,,700,50,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine noun
جار ومجرور
أهلهن ا ه ل | EHL ÊHLHN ehlihinne ailelerinin (of) their family
,He,Lam,He,Nun,
,5,30,5,50,
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person feminine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هن» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وآتوهن ا ت ي | ETY V ËTVHN ve ātūhunne ve verin and give them
Vav,,Te,Vav,He,Nun,
6,,400,6,5,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 2nd person masculine plural (form IV) imperative verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person feminine plural object pronoun
الواو عاطفة
فعل أمر والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل و«هن» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
أجورهن ا ج ر | ECR ÊCVRHN ucūrahunne ücretlerini (mehirlerini) their bridal due
,Cim,Vav,Re,He,Nun,
,3,6,200,5,50,
N – accusative masculine plural noun
PRON – 3rd person feminine plural possessive pronoun
اسم منصوب و«هن» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
بالمعروف ع ر ف | ARF BELMARVF bil-meǎ'rūfi güzelce in a fair manner.
Be,Elif,Lam,Mim,Ayn,Re,Vav,Fe,
2,1,30,40,70,200,6,80,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine passive participle
جار ومجرور
محصنات ح ص ن | ḪṦN MḪṦNET muHSanātin iffetli yaşamaları (They should be) chaste
Mim,Ha,Sad,Nun,Elif,Te,
40,8,90,50,1,400,
N – accusative feminine plural indefinite (form IV) passive participle
اسم منصوب
غير غ ي ر | ĞYR ĞYR ğayra not
Ğayn,Ye,Re,
1000,10,200,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
مسافحات س ف ح | SFḪ MSEFḪET musāfiHātin zina etmemeleri those who commit immorality
Mim,Sin,Elif,Fe,Ha,Elif,Te,
40,60,1,80,8,1,400,
N – genitive feminine plural indefinite (form III) active participle
اسم مجرور
ولا | VLE ve lā and not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
متخذات ا خ ذ | EḢZ̃ MTḢZ̃ET mutteḣiƶāti ve (gizli) edinmemeleri those who take
Mim,Te,Hı,Zel,Elif,Te,
40,400,600,700,1,400,
N – accusative feminine plural (form VIII) active participle
اسم منصوب
أخدان خ د ن | ḢD̃N ÊḢD̃EN eḣdānin dost secret lovers.
,Hı,Dal,Elif,Nun,
,600,4,1,50,
N – genitive masculine plural indefinite noun
اسم مجرور
فإذا | FÎZ̃E feiƶā iken Then when
Fe,,Zel,Elif,
80,,700,1,
REM – prefixed resumption particle
T – time adverb
الفاء استئنافية
ظرف زمان
أحصن ح ص ن | ḪṦN ÊḪṦN uHSinne evli they are married
,Ha,Sad,Nun,
,8,90,50,
V – 3rd person feminine plural (form IV) passive perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض مبني للمجهول والنون ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
فإن | FÎN fe in eğer and if
Fe,,Nun,
80,,50,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
COND – conditional particle
الفاء عاطفة
حرف شرط
أتين ا ت ي | ETY ÊTYN eteyne yaparlarsa they commit
,Te,Ye,Nun,
,400,10,50,
V – 3rd person feminine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والنون ضمير متصل في محل رفع فاعل
بفاحشة ف ح ش | FḪŞ BFEḪŞT bifāHişetin fuhuş adultery
Be,Fe,Elif,Ha,Şın,Te merbuta,
2,80,1,8,300,400,
P – prefixed preposition bi
N – genitive feminine indefinite noun
جار ومجرور
فعليهن | FALYHN feǎleyhinne onlara then for them
Fe,Ayn,Lam,Ye,He,Nun,
80,70,30,10,5,50,
RSLT – prefixed result particle
P – preposition
PRON – 3rd person feminine plural object pronoun
الفاء واقعة في جواب الشرط
جار ومجرور
نصف ن ص ف | NṦF NṦF niSfu yarısı (uygulanır) (is) half
Nun,Sad,Fe,
50,90,80,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
ما | ME (of) what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
على | AL ǎlā üzerine (is) on
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
المحصنات ح ص ن | ḪṦN ELMḪṦNET l-muHSanāti hür kadınlar the free chaste women
Elif,Lam,Mim,Ha,Sad,Nun,Elif,Te,
1,30,40,8,90,50,1,400,
N – genitive feminine plural (form IV) passive participle
اسم مجرور
من | MN mine of
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
العذاب ع ذ ب | AZ̃B ELAZ̃EB l-ǎƶābi yapılan işkencenin the punishment.
Elif,Lam,Ayn,Zel,Elif,Be,
1,30,70,700,1,2,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
ذلك | Z̃LK ƶālike bu (cariye ile evlenme) That
Zel,Lam,Kef,
700,30,20,
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
اسم اشارة
لمن | LMN limen içindir (is) for whoever
Lam,Mim,Nun,
30,40,50,
P – prefixed preposition lām
REL – relative pronoun
جار ومجرور
خشي خ ش ي | ḢŞY ḢŞY ḣaşiye korkanlar fears
Hı,Şın,Ye,
600,300,10,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
العنت ع ن ت | ANT ELANT l-ǎnete sıkıntıya düşmekten committing sin
Elif,Lam,Ayn,Nun,Te,
1,30,70,50,400,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
منكم | MNKM minkum içinizden among you
Mim,Nun,Kef,Mim,
40,50,20,40,
P – preposition
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
وأن | VÊN ve en fakat and that
Vav,,Nun,
6,,50,
REM – prefixed resumption particle
SUB – subordinating conjunction
الواو استئنافية
حرف مصدري
تصبروا ص ب ر | ṦBR TṦBRVE teSbirū sabretmeniz you be patient
Te,Sad,Be,Re,Vav,Elif,
400,90,2,200,6,1,
V – 2nd person masculine plural imperfect verb, subjunctive mood
PRON – subject pronoun
فعل مضارع منصوب والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
خير خ ي ر | ḢYR ḢYR ḣayrun daha iyidir (is) better
Hı,Ye,Re,
600,10,200,
N – nominative masculine singular indefinite noun
اسم مرفوع
لكم | LKM lekum sizin için for you.
Lam,Kef,Mim,
30,20,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 2nd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
والله | VELLH vallahu Allah And Allah
Vav,Elif,Lam,Lam,He,
6,1,30,30,5,
"REM – prefixed resumption particle
PN – nominative proper noun → Allah"
الواو استئنافية
لفظ الجلالة مرفوع
غفور غ ف ر | ĞFR ĞFVR ğafūrun bağışlayandır (is) Oft-Forgiving,
Ğayn,Fe,Vav,Re,
1000,80,6,200,
N – nominative masculine singular indefinite noun
اسم مرفوع
رحيم ر ح م | RḪM RḪYM raHīmun esirgeyendir Most Merciful.
Re,Ha,Ye,Mim,
200,8,10,40,
ADJ – nominative masculine singular indefinite adjective
صفة مرفوعة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَمَنْ: ve kimse | لَمْ: | يَسْتَطِعْ: gücü yetmeyen | مِنْكُمْ: içinizden | طَوْلًا: mali güce | أَنْ: | يَنْكِحَ: evlenmek için | الْمُحْصَنَاتِ: hür kadınlarla | الْمُؤْمِنَاتِ: inanmış | فَمِنْ: | مَا: | مَلَكَتْ: sahip olduğunuz | أَيْمَانُكُمْ: ellerinizde | مِنْ: -dan (alsın) | فَتَيَاتِكُمُ: genç kızlarınız- | الْمُؤْمِنَاتِ: inanmış | وَاللَّهُ: Allah | أَعْلَمُ: daha iyi bilir | بِإِيمَانِكُمْ: sizin imanınızı | بَعْضُكُمْ: hepiniz | مِنْ: -densiniz | بَعْضٍ: birbiriniz- | فَانْكِحُوهُنَّ: öyle ise onlarla evlenin | بِإِذْنِ: izniyle | أَهْلِهِنَّ: ailelerinin | وَاتُوهُنَّ: ve verin | أُجُورَهُنَّ: ücretlerini (mehirlerini) | بِالْمَعْرُوفِ: güzelce | مُحْصَنَاتٍ: iffetli yaşamaları | غَيْرَ: | مُسَافِحَاتٍ: zina etmemeleri | وَلَا: | مُتَّخِذَاتِ: ve (gizli) edinmemeleri | أَخْدَانٍ: dost | فَإِذَا: iken | أُحْصِنَّ: evli | فَإِنْ: eğer | أَتَيْنَ: yaparlarsa | بِفَاحِشَةٍ: fuhuş | فَعَلَيْهِنَّ: onlara | نِصْفُ: yarısı (uygulanır) | مَا: | عَلَى: üzerine | الْمُحْصَنَاتِ: hür kadınlar | مِنَ: | الْعَذَابِ: yapılan işkencenin | ذَٰلِكَ: bu (cariye ile evlenme) | لِمَنْ: içindir | خَشِيَ: korkanlar | الْعَنَتَ: sıkıntıya düşmekten | مِنْكُمْ: içinizden | وَأَنْ: fakat | تَصْبِرُوا: sabretmeniz | خَيْرٌ: daha iyidir | لَكُمْ: sizin için | وَاللَّهُ: Allah | غَفُورٌ: bağışlayandır | رَحِيمٌ: esirgeyendir |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ومن WMN ve kimse | لم LM | يستطع YSTŦA gücü yetmeyen | منكم MNKM içinizden | طولا ŦWLE mali güce | أن ÊN | ينكح YNKḪ evlenmek için | المحصنات ELMḪṦNET hür kadınlarla | المؤمنات ELMÙMNET inanmış | فمن FMN | ما ME | ملكت MLKT sahip olduğunuz | أيمانكم ÊYMENKM ellerinizde | من MN -dan (alsın) | فتياتكم FTYETKM genç kızlarınız- | المؤمنات ELMÙMNET inanmış | والله WELLH Allah | أعلم ÊALM daha iyi bilir | بإيمانكم BÎYMENKM sizin imanınızı | بعضكم BAŽKM hepiniz | من MN -densiniz | بعض BAŽ birbiriniz- | فانكحوهن FENKḪWHN öyle ise onlarla evlenin | بإذن BÎZ̃N izniyle | أهلهن ÊHLHN ailelerinin | وآتوهن W ËTWHN ve verin | أجورهن ÊCWRHN ücretlerini (mehirlerini) | بالمعروف BELMARWF güzelce | محصنات MḪṦNET iffetli yaşamaları | غير ĞYR | مسافحات MSEFḪET zina etmemeleri | ولا WLE | متخذات MTḢZ̃ET ve (gizli) edinmemeleri | أخدان ÊḢD̃EN dost | فإذا FÎZ̃E iken | أحصن ÊḪṦN evli | فإن FÎN eğer | أتين ÊTYN yaparlarsa | بفاحشة BFEḪŞT fuhuş | فعليهن FALYHN onlara | نصف NṦF yarısı (uygulanır) | ما ME | على AL üzerine | المحصنات ELMḪṦNET hür kadınlar | من MN | العذاب ELAZ̃EB yapılan işkencenin | ذلك Z̃LK bu (cariye ile evlenme) | لمن LMN içindir | خشي ḢŞY korkanlar | العنت ELANT sıkıntıya düşmekten | منكم MNKM içinizden | وأن WÊN fakat | تصبروا TṦBRWE sabretmeniz | خير ḢYR daha iyidir | لكم LKM sizin için | والله WELLH Allah | غفور ĞFWR bağışlayandır | رحيم RḪYM esirgeyendir |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve men: ve kimse | lem: | yesteTiǎ': gücü yetmeyen | minkum: içinizden | Tavlen: mali güce | en: | yenkiHa: evlenmek için | l-muHSanāti: hür kadınlarla | l-mu'mināti: inanmış | femin: | : | meleket: sahip olduğunuz | eymānukum: ellerinizde | min: -dan (alsın) | feteyātikumu: genç kızlarınız- | l-mu'mināti: inanmış | vallahu: Allah | eǎ'lemu: daha iyi bilir | biīmānikum: sizin imanınızı | beǎ'Dukum: hepiniz | min: -densiniz | beǎ'Din: birbiriniz- | fenkiHūhunne: öyle ise onlarla evlenin | biiƶni: izniyle | ehlihinne: ailelerinin | ve ātūhunne: ve verin | ucūrahunne: ücretlerini (mehirlerini) | bil-meǎ'rūfi: güzelce | muHSanātin: iffetli yaşamaları | ğayra: | musāfiHātin: zina etmemeleri | ve lā: | mutteḣiƶāti: ve (gizli) edinmemeleri | eḣdānin: dost | feiƶā: iken | uHSinne: evli | fe in: eğer | eteyne: yaparlarsa | bifāHişetin: fuhuş | feǎleyhinne: onlara | niSfu: yarısı (uygulanır) | : | ǎlā: üzerine | l-muHSanāti: hür kadınlar | mine: | l-ǎƶābi: yapılan işkencenin | ƶālike: bu (cariye ile evlenme) | limen: içindir | ḣaşiye: korkanlar | l-ǎnete: sıkıntıya düşmekten | minkum: içinizden | ve en: fakat | teSbirū: sabretmeniz | ḣayrun: daha iyidir | lekum: sizin için | vallahu: Allah | ğafūrun: bağışlayandır | raHīmun: esirgeyendir |
Kırık Meal (Transcript) : |VMN: ve kimse | LM: | YSTŦA: gücü yetmeyen | MNKM: içinizden | ŦVLE: mali güce | ÊN: | YNKḪ: evlenmek için | ELMḪṦNET: hür kadınlarla | ELMÙMNET: inanmış | FMN: | ME: | MLKT: sahip olduğunuz | ÊYMENKM: ellerinizde | MN: -dan (alsın) | FTYETKM: genç kızlarınız- | ELMÙMNET: inanmış | VELLH: Allah | ÊALM: daha iyi bilir | BÎYMENKM: sizin imanınızı | BAŽKM: hepiniz | MN: -densiniz | BAŽ: birbiriniz- | FENKḪVHN: öyle ise onlarla evlenin | BÎZ̃N: izniyle | ÊHLHN: ailelerinin | V ËTVHN: ve verin | ÊCVRHN: ücretlerini (mehirlerini) | BELMARVF: güzelce | MḪṦNET: iffetli yaşamaları | ĞYR: | MSEFḪET: zina etmemeleri | VLE: | MTḢZ̃ET: ve (gizli) edinmemeleri | ÊḢD̃EN: dost | FÎZ̃E: iken | ÊḪṦN: evli | FÎN: eğer | ÊTYN: yaparlarsa | BFEḪŞT: fuhuş | FALYHN: onlara | NṦF: yarısı (uygulanır) | ME: | AL: üzerine | ELMḪṦNET: hür kadınlar | MN: | ELAZ̃EB: yapılan işkencenin | Z̃LK: bu (cariye ile evlenme) | LMN: içindir | ḢŞY: korkanlar | ELANT: sıkıntıya düşmekten | MNKM: içinizden | VÊN: fakat | TṦBRVE: sabretmeniz | ḢYR: daha iyidir | LKM: sizin için | VELLH: Allah | ĞFVR: bağışlayandır | RḪYM: esirgeyendir |
Abdulbaki Gölpınarlı : İçinizden, hür ve inanmış kadınları almaya gücü yetmeyenler, inanmış erlerin sahip oldukları cariyeleri alsın ve Allah, sizin inancınızı çok iyi bilir. Hepiniz de birsiniz, birbirinizden türediniz. Kötülükte bulunmayan, birisini dost tutmayan namuslu cariyeleri, sahiplerinin izniyle alın, ücretlerini de örfe uygun olarak güzellikle verin, onlar evlendikten sonra kötülükte bulunurlarsa cezaları, hür kadınların cezasının yarısıdır. Bu, içinizden zinâ etmekten korkanlara bir ruhsattır, fakat sabretmeniz size daha hayırlıdır ve Allah, suçları tamamıyla örter, rahîmdir.
Adem Uğur : İçinizden, imanlı hür kadınlarla evlenmeye gücü yetmeyen kimse, ellerinizin altında bulunan imanlı genç kızlarınız (sayılan) cariyelerinizden alsın. Allah sizin imanınızı daha iyi bilmektedir. Hep aynı köktensiniz (insanlık bakımından aranızda fark yoktur). Öyle ise iffetli yaşamaları, zina etmemeleri ve gizli dost da tutmamaları şartı ve sahiplerinin izni ile onları (cariyeleri) nikâhlayıp alın, mehirlerini de normal miktarda verin. Evlendikten sonra bir fuhuş yaparlarsa onlara, hür kadınların cezasının yarısı (uygulanır). Bu (cariye ile evlenme izni), içinizden günaha düşmekten korkanlar içindir. Sabretmeniz ise sizin için daha hayırlıdır. Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.
Ahmed Hulusi : Sizden, iman eden hür kadınlarla evlenme imkânına sahip olmayanlar, mâlik olduğunuz iman eden genç kızlarınızdan (nikâhlasın). . . Allâh sizin imanınızı (hakikatinizde olarak) bilir. . . Birbirinizdensiniz. . . Onları, sahiplerinin izniyle nikâhlayın. Gizli dost edinmeyerek, zinadan uzak durarak, iffetli kadınlar olmaları hâlinde, örf üzere (mehrlerini) verin. . . Evliliğe geçtikten sonra eğer fuhuş yaparlarsa, (o takdirde) hür kadınlara tatbik edilen azabın yarısı onlara verilir. . . Bu (cariyeler ile evlenme yolu), sizden suç işlemekten korkan kimse içindir. . . Şartlara dayanmanız, sizin için daha hayırlıdır. . . Allâh Ğafûr'dur, Rahıym'dir.
Ahmet Tekin : İçinizden, hür mü’min kadınlarla, kişisel, malî, sosyal imkânlarının yetersizliği sebebiyle evlenemeyenler, meşrû şekilde sahip olduğunuz, üzerlerinde meşrû haklarınız ve otoriteniz ve kendileriyle düzgün insanî münasebetleriniz devam eden mü’min genç kızlarınız olan câriyelerle evlensin. Allah sizin imanınızı, şer’î hükümlere bağlılığınızı iyi bilir. Siz aynı insanlık ailesinin mensubu ve eşit olduğunuz için aranızda fark yoktur. Öyle ise, evlilik bağı ile bağlanmaları, sırf cinsel arzularını tatmin için karşılıklı dişilik-erlik suyu boşaltma, gayrimeşru ilişki amacı taşımamaları, gizli dost tutmamaları şartı ile ve sahiplerinin izni ile, câriyelerle evlenin, nikâhlandığınızı tescil ve ilan edin. Mehirlerini de Kur’ân’ın ve sünnetin hükümlerine, İslâmî kurallarla örtüşen örfe göre, hakkaniyete uygun olarak verin. Evlendikleri zaman zina yaparlarsa, onlara, hür kadınlara uygulanan cezanın yarısını uygulayın. Câriye ile evlenme ruhsatı, içinizden günah işlemekten, zinadan korkanlar içindir. Sabrederek kendinizi korursanız sizin için daha hayırlıdır. Allah çok bağışlayıcı, engin merhamet sahibidir.
Ahmet Varol : Sizden kim hür mü'min kadınlarla evlenmeye güç yetiremezse o zaman elinizin altındaki mü'min cariyelerinizden biriyle evlensin. Allah, imanlarınızı (sizden) daha iyi bilir. Hepiniz birbirinizdensiniz. Şu halde onları, iffetli olmaları, zina işlememeleri ve gizli dost edinmemeleri şartıyla sahiplerinin izinleriyle nikahlayın ve bu durumda mehirlerini de güzelce verin. Evlendiklerinde eğer bir fuhuş işlerlerse hür kadınlara uygulanan cezanın yarısı ile cezalandırılırlar. Bu izin, içinizden kötü yola sapma korkusu olanlar içindir. Ancak sabretmeniz sizin için daha hayırlıdır. Allah çok bağışlayıcı çok merhamet edicidir.
Ali Bulaç : İçinizden özgür mü'min kadınları nikahlamaya güç yetiremeyenler, o zaman sağ ellerinizin malik olduğu inanmış cariyelerinizden (alsın.) Allah sizin imanınızı en iyi bilendir. Öyleyse onları, fuhuşta bulunmayan, iffetli ve gizlice dostlar edinmemişler olarak velilerinin izniyle nikahlayın. Onlara ücretlerini (mehirlerini) maruf (güzel ve örfe uygun) bir şekilde verin. Evlendikten sonra, fuhuş yapacak olurlarsa, özgür kadınlar üzerindeki cezanın yarısı(nı uygulayın.) Bu, sizden günaha sapmaktan endişe edip korkanlar içindir. Sabrederseniz sizin için daha hayırlıdır. Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.
Ali Fikri Yavuz : Sizden her kim, hür olan mümin kadınları nikâh edecek bir zenginliğe kudreti olmazsa, ona da ellerinizin altındaki mümin cariyelerinizden efendilerinin rızası ile nikâhlamak var. Allah, imanınızı çok iyi bilendir. Hep birbirinizdensiniz (hür ve köle bir nefisten çoğalmıştır). Onun için fuhuşta bulunmıyarak, gizli dost da edinmiyerek namuslu yaşadıkları halde, o cariyeleri sahiblerinin izniyle nikâh ediniz ve mehirlerini güzellikle kendilerine veriniz. Eğer onlar, evlendikten sonra bir fuhuş yaparlarsa, o vakit hür kadınlar üzerine gerekli bulunan cezanın yarısı kendilerine lâzım gelir. Bu cariye nikâhlama müsaadesi, sizden zinaya düşme korkusunda bulunanlar içindir. Sabretmeniz ise, sizin için daha hayırlıdır. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
Bekir Sadak : Sizden, hur mumin kadinlarla evlenmeye guc yetiremiyen kimse, ellerinizdeki mumin cariyelerinizden alsin. Allah sizin imaninizi cok iyi bilir. Birbirinizdensiniz, ayni soydansiniz. Onlarla, zinadan kacinmalari, iffetli olmalari ve gizli dost tutmamis olmalari halinde, velilerinin izniyle evlenin ve orfe uygun bir sekilde mehirlerini verin. Evlendiklerinde zina edecek olurlarsa, onlara, hur kadinlara edilen azabin yarisi edilir. Cariye ile evlenmedeki bu izin icinizden, gunaha girme korkusu olanlaradir. Sabretmeniz sizin icin daha hayirlidir. Allah bagislar ve merhamet eder. *
Celal Yıldırım : Sizden kim iffetli hür mü'mine kadınlarla evlenecek güce sahip değilse, ellerinizde bulunan mü'mine cariyelerinizden (alıp evlensin). Allah imânınızı daha iyi bilendir. Kiminiz kiminizdensiniz, (aynı soydan gelmesiniz). O halde fuhuşta bulunmayan, gizli dost edinmeyen namuslu iffetli olanlarını sahiplerinin izniyle kendinize nikahlayın ; mehirlerini de örfe uygun biçimde verin. Bu evlilikten sonra fuhşa saparlar (zina ederler)se, o takdirde cezaları, hür kadınlar hakkında konan cezanın yarısıdır. (Cariyeyle evlenmenize izin verilmesi) sizden günah sıkıntısına (zinaya) düşmekten korkanlar içindir. Sabretmeniz sizin için daha hayırlıdır. Allah çok bağışlayan ve çok merhamet edendir.
Diyanet İşleri : Sizden kimin, hür mü’min kadınlarla evlenmeye gücü yetmezse sahip olduğunuz mü’min genç kızlarınızdan (cariyelerinizden) alsın. Allah, sizin imanınızı daha iyi bilir. Hepiniz birbirinizdensiniz. Öyle ise iffetli yaşamaları, zina etmemeleri ve gizli dost tutmamaları hâlinde, sahiplerinin izniyle onlarla evlenin, mehirlerini de güzelce verin. Evlendikten sonra bir fuhuş yaparlarsa, onlara hür kadınların cezasının yarısı uygulanır. Bu (cariye ile evlenme izni), içinizden günaha düşmekten korkanlar içindir. Sabretmeniz ise sizin için daha hayırlıdır. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Diyanet İşleri (eski) : Sizden, hür mümin kadınlarla evlenmeye güç yetiremiyen kimse, ellerinizdeki mümin cariyelerinizden alsın. Allah sizin imanınızı çok iyi bilir. Birbirinizdensiniz, aynı soydansınız. Onlarla, zinadan kaçınmaları, iffetli olmaları ve gizli dost tutmamış olmaları halinde, velilerinin izniyle evlenin ve örfe uygun bir şekilde mehirlerini verin. Evlendiklerinde zina edecek olurlarsa, onlara, hür kadınlara edilen azabın yarısı edilir. Cariye ile evlenmedeki bu izin içinizden, günaha girme korkusu olanlaradır. Sabretmeniz sizin için daha hayırlıdır. Allah bağışlar ve merhamet eder.
Diyanet Vakfi : İçinizden, imanlı hür kadınlarla evlenmeye gücü yetmeyen kimse, ellerinizin altında bulunan imanlı genç kızlarınız (sayılan) cariyelerinizden alsın. Allah sizin imanınızı daha iyi bilmektedir. Hep aynı köktensiniz (insanlık bakımından aranızda fark yoktur). Öyle ise iffetli yaşamaları, zina etmemeleri ve gizli dost da tutmamaları şartı ve sahiplerinin izni ile onları (cariyeleri) nikâhlayıp alın, mehirlerini de normal miktarda verin. Evlendikten sonra bir fuhuş yaparlarsa onlara, hür kadınların cezasının yarısı (uygulanır). Bu (cariye ile evlenme izni), içinizden günaha düşmekten korkanlar içindir. Sabretmeniz ise sizin için daha hayırlıdır. Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.
Edip Yüksel : Sizden özgür kadınlarla evlenmeye güç yetiremiyenler, inanmış yeminlerinizin/anlaşmalarınızın hak sahibi oldukları ile evlensinler. İnancınızı en iyi bilen ALLAH'tır. Birbirinize eşitsiniz. Sahiplerinin izniyle ve uygun şekilde mehirlerini ödeyerek onlarla nikahlanın. İffetli yaşasınlar, zina etmesinler ve gizli dostlar edinmesinler. Evlilik yoluyla özgürlüklerine kavuştuktan sonra zina yaparlarsa, kendilerine özgür kadınlara verilen cezanın yarısı uygulanmalı. Bu, günaha girmekten korkanlarınız içindir. Sabrederseniz sizin için daha iyi. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Sizden her kim hür mümin kadınları nikah edecek bir zenginliğe gücü yetmiyorsa, ona da ellerinizin altındaki mümin cariyelerinizden efendilerinin rızası ile nikahlamak var. Allah sizin imanınızı daha iyi bilir. Siz birbirinizdensiniz. O halde sahiplerinin izni ile ve mehirlerini örfe göre vermek suretiyle cariyelerden iffetli olan, zina etmeyen, dost da edinmeyenlerle evlenin. Evlendikten sonra bir fuhuş yaparlarsa, o vakit hür kadınlar hakkında gerekli bulunan cezanın yarısı kendilerine lazım gelir. Bu hükümler, içinizden günah işlemekten korkanlaradır. Sabretmeniz ise, sizin için daha hayırlıdır. Allah Gafûrdur, Rahimdir (çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir).
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : İçinizden kim hür olan mümin kadınları nikahla alacak mali güce sahip değilse, ona da sahip bulunduğunuz mümin cariyelerinizden var. Allah, kadrinizi imanınız ile çok iyi bilir. Siz müminler hep birbirinizden sayılırsınız, o halde fuhuşta bulunmayan gizli dost edinmeyen, namuslu yaşamakta olan cariyeleri sahiplerinin izniyle nikahlayınız, mehirlerini de güzelce kendilerine veriniz. Eğer evlendikten sonra bir fuhuş irtikap ederlerse o vakit bunlara, hür kadınlar üzerine terettüp edecek cezanın yarısı lazım gelir. Bu durum sizden günaha girmek korkusunda olanlar içindir. Sabretmeniz ise sizin için daha hayırlıdır. Bununla beraber Allah günahları bağışlayandır, merhamet edendir.
Elmalılı Hamdi Yazır : İçinizden her kim hurrolan mü'min kadınları nikâh edecek genişliğe güç yetiremiyorsa ona da ellerinizin altındaki mü'min cariyelerinizden var, Allah kadrinizi iymanınızla bilir, mü'minler hep biribirinizden sayılırsınız, onun için fuhuşta bulunmayarak, gizli dost da edinmiyerek namuslu yaşadıkları halde onları sahiblerinin izniyle nikâh ediniz ve mehirlerini güzellikle kendilerine veriniz, eğer evlendikten sonra bir fuhş irtikâb ederlerse o vakıt üzerlerine hür kadınlar üzerine terettüb edecek cezanın yarısı lâzım gelir, şu suret günaha girmek korkusu olanlarınız içindir, yoksa sabretmeniz sizin için daha hayırlıdır, bununla beraber Allah gafurdur, rahîmdir.
Fizilal-il Kuran : İçinizden mâli durumu mümin ve özgür kadınlarla evlenmeye elverişli olmayanlar, ellerininizde bulunan mümin cariyeler ile evlensinler. Hanginizin imanı olduğunu en iyi Allah bilir. Hepiniz aynı soydansınız. Onlarla; namuslu olmaları, zinadan uzak durmaları ve gizli dost tutmamış olmaları halinde velilerinden izin alarak evleniniz. Ve kendilerine geleneğe uyacak miktarda mehir veriniz. Eğer evli iken zina işlerlerse kendilerine özgür kadınlara verilecek cezanın yarısını uygulayınız. Bu, içinizden günaha gireceklerinden korkanlara tanınan bir imkândır. Yoksa eğer sabrederseniz sizin için daha iyi olur. Allah affedici ve merhametlidir.
Gültekin Onan : İçinizden özgür inançlı(kadın)ları nikahlamaya güç yetiremeyenler, o zaman sağ ellerinizin malik olduğu inançlı cariyelerinizden (alsın). Tanrı sizin inancınızı en iyi bilendir. Öyleyse onları, fuhuşta bulunmayan, iffetli ve gizlice dostlar edinmemişler olarak ehlinin izniyle nikahlayın. Onlara ücretlerini (mehirlerini) maruf (güzel ve örfe uygun) bir şekilde verin. Evlendikten sonra fuhuş yapacak olurlarsa, özgür kadınlar üzerindeki cezanın yarısı(nı uygulayın). Bu, sizden günaha sapmaktan endişe edip korkanlar içindir. Sabrederseniz sizin için daha hayırlıdır. Tanrı, bağışlayandır, esirgeyendir.
Hakkı Yılmaz : Ve sizden her kim hür mü’min kadınları nikâh edecek bir zenginliğe gücü yetmiyorsa, ona da, yasal çerçevede himayenize verilen, mü’min genç kızlarınızdan/hizmetçilerinizden nikâhlamak var. Ve Allah, sizin imanınızı daha iyi bilir. Sizin bazınız, bazınızdandır. O hâlde fuhuşta bulunmayan, gizli dost edinmeyen sahiplenilmiş kadınlar olmak üzere yakınlarının izniyle/ bilgileri ile yasal çerçevede himayenize verilen kadınları nikâhlayın ve örfe uygun/herkesçe kabul gören bir şekilde mehirlerini verin. Sahiplenildiklerinde fahişe işlerlerse, o zaman onlara hür kadınlara verilen azabın yarısı verilir. –İşte bu sizden günah işlemekten ürperen kimseleredir.– Ve eğer sabrederseniz sizin için daha hayırlıdır. Ve Allah, kullarının günahlarını çok örten, onları cezalandırmayan ve bağışı bol olandır, engin merhamet sahibidir.
Hasan Basri Çantay : Sizden kim hür ve müslüman kadınları nikâhla alacak bir bolluğa güc yetişdiremezse o halde sağ ellerinizin mâlik olduğu mü'min cariyelerinizden (alsın). Allah sizin îmanınızı çok iyi bilendir. Kiminiz kiminizden (haasıl olmuşsunuz) dur. O halde — fuhuşda bulunmayan, gizli dostlar da edinmeyen namuslu kadınlar olmak üzere — onları, saahiblerinin izniyle, kendinize nikahlayın. Ücretlerini (mehirlerini) de güzellikle onlara verin. Onlar evlendikden sonra bir fuhuş irtikâb eldiler mi o vakit üzerlerine hür kadınlar üzerindeki cezanın yarısı (verilir. Cariyeleri almak hususundaki) bu (müsâade) içinizden sıkıntıya düşmekden (zinaya sapmakdan) korkanlar içindir. Sabretmeniz ise sizin için daha hayırlıdır. Allah hakkıyle yarlığayıcıdır, çok esirgeyicidir.
Hayrat Neşriyat : Hem içinizden her kim, hür olan mü’min kadınları nikâhlayacak bir genişliğe güç yetiremi yorsa, o takdirde sâhib olduğunuz genç mü’min câriyelerinizden (birini nikâhlasın)! Allah ise, îmânınızı en iyi bilendir.Hep birbirinizdensiniz. Öyle ise zi nâ dan kaçınan ve gizli dost da edinmeyen iffetli kadınlar olmaları hâlinde, onları sâhiblerinin izniyle nikâhlayın ve mehirlerini kendilerine güzellikle verin! Fakat evlendikleri zaman, buna rağmen zinâ ederlerse, artık onlara hür ka dınlara verilen cezânın yarısı (kadar bir cezâ) vardır.Bu (câriye ile evlenme izni), içinizden günâha girmekten korkanlar içindir. Fakat sabretmeniz sizin için daha hayırlıdır. Allah ise, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet e¬den)dir.
İbni Kesir : Sizden; hür, inanmış kadınlarla evlenmeye güç yetiremeyen kimse, inanmış genç kızlarınızdan sağ ellerinizin sahib olduklarından (alsın) . Allah sizin imanınızı daha iyi bilir. Birbirinizdensiniz. Onlarla zinadan kaçınmaları, iffetli yaşamış ve gizli dost tutmamış olmaları halinde, velilerinin izniyle evlenin. Ve ma'ruf şekilde mehirlerini verin. Evlendiklerinde zina edecek olurlarsa; onlara hür kadınlara verilen cezanın yarısı verilir. Bu; içinizden, günaha girme korkusu olanlaradır. Sabretmeniz ise sizin için daha hayırlıdır. Allah, Gafur'dur, Rahim'dir.
İskender Evrenosoğlu : Ve içinizden kimin, mü'min ve hür kadınlarla nikâh yapmaya (evlenmeye) gücü yetmezse, o zaman ellerinizin altında bulunan genç mü'min cariyelerinizden (alıp) evlensin. Allah sizin îmânınızı daha iyi bilir. Siz birbirinizdensiniz (aynı soydan gelmesiniz). Öyle ise iffetli yaşamaları, zina etmemeleri ve gizli dost tutmamaları şartıyla sahiplerinin izniyle mehirlerini marufla (örf ve adete uygun olarak) vererek onları nikâhlayın. Fakat, evli olduğu halde fuhuş yaparlarsa o taktirde hür kadınlara uygulanan azabın (cezanın) yarısı kendilerine uygulanır. İşte bu (cariye ile nikâhlanma izni) içinizden (zina etme) sıkıntısına düşmekten korkanlar içindir. Ve sabretmeniz sizin için daha hayırlıdır. Ve Allah Gafur'dur, Rahîm'dir.
Muhammed Esed : Aranızdan her kim, içinde bulunduğu şartlardan dolayı hür bir mümin kadın ile evlenecek durumda değilse, onu, meşru şekilde sahip olduğunuz mümin bakirelerden biri (ile evlendirin). Allah, imanınız ile ilgili her şeyi bilir; her birini diğerinizin bir benzeridir. O halde fuhuşta bulunmayan, dost tutmayan ve meşru evlilik bağını gözeten kadınlarla sahiplerinin iznini alarak evlenin ve mehirlerini uygun şekilde kendilerine verin. Onlar evlendikten sonra gayri ahlaki bir davranışta bulunurlarsa, hür evli kadınların tabi oldukları cezanın yarısıyla cezalandırılırlar. Bu (cariyeler ile evlenme izni), günah işlemekten korkanlarınız içindir. Fakat sabırla direnmeniz (ve bu tür evliliklerden kaçınmanız)sizin için daha hayırlıdır. Allah çok affedicidir, rahmet kaynağıdır.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve sizden her kim hür olan kadınlar ile evlenmeğe fazla bir iktidar-ı malîsi yok ise sağ ellerinizin mâlik olduğu genç mü'min cariyelerinizden evlensin. Ve Allah Teâlâ sizin imânınızı bihakkın bilendir. Bazınız bazınızdandır. İmdi onları, namuslarını siyanet eder, fuhuştan berî bulunur, gizlice dostlar da edinmez oldukları halde sahiplerinin izniyle nikahlayınız. Ve onlara mehirlerini de güzelce veriniz. Eğer onlar evlendikten sonra bir fuhuş irtikab ederlerse o vakit onların üzerlerine, hür kadınların üzerlerine gelen cezanın yarısı lâzım gelir. Bu sizden meşakkate düşmekten korkmanız içindir. Ve eğer sabrederseniz sizin için daha hayırlıdır. Ve Allah Teâlâ gafûrdur, rahîmdir.
Ömer Öngüt : Sizden, imanlı hür kadınlarla evlenmeye gücü yetmeyen kimse, sahip olduğunuz iman etmiş câriyelerinizden alsın. Allah sizin imanınızı daha iyi bilir. Siz birbirinizdensiniz. Öyle ise iffetli yaşamaları, zinâ etmemeleri ve gizli dost da tutmamaları şartı ile ve sahiplerinin izni ile onlarla evlenin, mehirlerini de güzelce verin. Evlendikten sonra fuhuş yaparlarsa, onlara hür kadınlara verilen cezanın yarısı verilir. Bu (izin) içinizden sıkıntıya düşmekten korkanlar içindir. Sabretmeniz ise sizin için daha hayırlıdır. Allah çok bağışlayıcıdır, merhamet edicidir.
Şaban Piriş : İçinizden özgür mümin hanımlarla evlenmeye gücü yetmeyenler, sizin genç ve mümin olan cariyeleriniz ile evlensin. Allah sizin imanınızı en iyi bilendir. Siz, birbirinizdensiniz. Öyle ise, onları velilerinin izni ile nikahlayın ve fuhuş işlemeyen, gizli dost tutmamış olan iffetli hanımlara mehirlerini güzel bir şekilde verin. Evlendikten sonra fuhuş yapacak olurlarsa, onlara hür kadınlara verilen cezanın yarısını uygulayın. Bu, sizden günaha düşmekten korkanlar içindir. Sabrederseniz sizin için daha hayırlıdır. Allah bağışlayan, merhamet edendir.
Suat Yıldırım : Sizden eşraftan olan hür mümin kadınlarla evlenecek servet ve gücü bulunmayanlar, ellerinizin altında olan mümin cariyelerle evlenebilirler. Allah sizin kadr u kıymetinizi imanınızla bilir. Zaten siz müminler hep aynı aileden sayılırsınız. Öyleyse, fuhuşta bulunmayarak, gizli dost da edinmeyerek, namuslu kadınlar olmak üzere onları, sahiplerinin izniyle nikâhlayın. Mehirlerini de güzellikle kendilerine verin. Eğer evlendikten sonra zina yaparlarsa, onlara hür kadınlara ait cezanın yarısı uygulanır. Cariye ile evlenme, sizden sıkıntıya düşmekten (zinaya sapmaktan) korkanlar içindir, yoksa sabretmeniz sizin için daha hayırlıdır. Bununla beraber Allah gafurdur, rahîmdir (affı ve merhameti boldur).
Süleyman Ateş : İçinizden inanmış hür kadınlarla evlenmeğe gücü yetmeyen kimse, elleriniz altında bulunan inanmış genç kızlarınız(olan câriyeleriniz)den alsın. Allâh sizin imanınızı daha iyi bilir. Hepiniz birbirinizdensiniz (hepiniz aynı kökten gelmekte, aynı toplumun bireylerisiniz; insanlık bakımından aranızda bir fark yoktur). Öyle ise iffetli yaşamaları, zinâ etmemeleri ve gizli dost da tutmamaları şartıyle, sâhiplerinin izniyle onlarla evlenin, ücretlerini (mehirlerini) de güzelce verin. Evlendikten sonra bir fuhuş yaparlarsa onlara, hür kadınlara yapılan işkencenin yarısı uygulanır. Bu (câriye ile evlenme), içinizden sakıntıya düşmekten korkanlar içindir. Sabretmeniz ise sizin için daha iyidir. Allâh bağışlayandır, esirgeyendir.
Tefhim-ul Kuran : İçinizden inanmış hür kadınlarla evlenmeye gücü yetmeyen kimse ellerinizde bulunan müslüman cariyelerden alsın. Allah sizin imanınızı daha iyi bilir. Hepiniz birbirinizdensiniz. Öyle ise, iffetli yaşamaları, zina etmemek ve gizli dost da tutmamaları şartıyla, velilerinin izniyle onlarla evlenin, mehirlerini de güzelce verin. Evlendikten sonra bir fuhuş yaparlarsa onlara hür kadınlara verilen cezanın yarısı verilir. Bu (cariye ile evlenme izni), içinizden evlenmediği takdirde ahlâkî sıkıntıya düşmekten korkanlar içindir. Sabretmeniz ise sizin için daha iyidir. Allah bağışlayan, esirgeyendir.
Ümit Şimşek : Hür ve mü'min kadınlarla evlenmeye gücü yetmeyenleriniz, elinizin altındaki mü'min cariyelerle evlenebilirler. Allah sizin imanınızı biliyor; siz zaten birbirinizdensiniz. Onları, iffetli, fuhuştan uzak duran ve gizlice dost tutmayan kadınlar olmak şartıyla, sahiplerinin izniyle ve uygun şekilde mehirlerini vererek nikâhlayın. Eğer onlar evlendikten sonra fuhuş irtikâp edecek olurlarsa, onlar için, hür kadınlara verilen cezanın yarısı vardır. Bu, sıkıntıya düşmekten korkanlarınız içindir. Yoksa, sabretmeniz sizin için daha hayırlıdır. Allah ise çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.
Yaşar Nuri Öztürk : İnanmış hür kadınları nikâhlama genişliğine gücü yetmeyeniniz, ellerinizin altındaki genç, mümin köle kızlarından biriyle evlensin. Allah sizin imanınızı daha iyi bilir. Hep birbirinizdensiniz. O halde onları, ailelerinin izniyle nikâhlayın. Gizli dost edinmeyerek, zinadan uzak kalarak, iffetli hanımlar olmaları şartıyla onların mehirlerini örfe uygun bir biçimde verin. Evliliğe geçtikten sonra bir fuhuş yaparlarsa onlara, hür kadınlara uygulanan cezasının yarısı uygulanacaktır. Bu, köle ile evlenme yolu, günaha ve sıkıntıya girmekten korkanınız içindir. Sabretmeniz sizin için daha hayırlıdır. Allah çok affedici, çok merhametlidir.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}