N – accusative masculine noun PRON – 1st person plural possessive pronoun اسم منصوب و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إنك
|
ÎNK
inneke
şüphesiz sen
indeed [You]
,Nun,Kef, ,50,20,
ACC – accusative particle PRON – 2nd person masculine singular object pronoun حرف نصب والكاف ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
من
|
MN
men
kimi
whom
Mim,Nun, 40,50,
COND – conditional noun اسم شرط
تدخل
د خ ل | D̃ḢL
TD̃ḢL
tudḣili
sokarsan
You admit
Te,Dal,Hı,Lam, 400,4,600,30,
V – 2nd person masculine singular (form IV) imperfect verb, jussive mood فعل مضارع مجزوم
النار
ن و ر | NVR
ELNER
n-nāra
ateşe
(to) the Fire
Elif,Lam,Nun,Elif,Re, 1,30,50,1,200,
N – accusative feminine noun اسم منصوب
فقد
|
FGD̃
feḳad
muhakkak ki
then surely
Fe,Gaf,Dal, 80,100,4,
RSLT – prefixed result particle CERT – particle of certainty الفاء واقعة في جواب الشرط حرف تحقيق
أخزيته
خ ز ي | ḢZY
ÊḢZYTH
eḣzeytehu
onu perişan etmişsindir
You (have) disgraced him,
,Hı,Ze,Ye,Te,He, ,600,7,10,400,5,
V – 2nd person masculine singular (form IV) perfect verb PRON – subject pronoun PRON – 3rd person masculine singular object pronoun فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
وما
|
VME
ve mā
yoktur
and not
Vav,Mim,Elif, 6,40,1,
REM – prefixed resumption particle NEG – negative particle الواو استئنافية حرف نفي
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |رَبَّنَا: Rabbimiz | إِنَّكَ: şüphesiz sen | مَنْ: kimi | تُدْخِلِ: sokarsan | النَّارَ: ateşe | فَقَدْ: muhakkak ki | أَخْزَيْتَهُ: onu perişan etmişsindir | وَمَا: yoktur | لِلظَّالِمِينَ: zalimlerin | مِنْ: hiçbir | أَنْصَارٍ: yardımcıları |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ربنا RBNERabbimiz | إنك ÎNKşüphesiz sen | من MNkimi | تدخل TD̃ḢLsokarsan | النار ELNERateşe | فقد FGD̃muhakkak ki | أخزيته ÊḢZYTHonu perişan etmişsindir | وما WMEyoktur | للظالمين LLƵELMYNzalimlerin | من MNhiçbir | أنصار ÊNṦERyardımcıları |
Kırık Meal (Okunuş) : |rabbenā: Rabbimiz | inneke: şüphesiz sen | men: kimi | tudḣili: sokarsan | n-nāra: ateşe | feḳad: muhakkak ki | eḣzeytehu: onu perişan etmişsindir | ve mā: yoktur | liZZālimīne: zalimlerin | min: hiçbir | enSārin: yardımcıları |
Kırık Meal (Transcript) : |RBNE: Rabbimiz | ÎNK: şüphesiz sen | MN: kimi | TD̃ḢL: sokarsan | ELNER: ateşe | FGD̃: muhakkak ki | ÊḢZYTH: onu perişan etmişsindir | VME: yoktur | LLƵELMYN: zalimlerin | MN: hiçbir | ÊNṦER: yardımcıları |
Abdulbaki Gölpınarlı : Rabbimiz, gerçekten de sen kimi ateşe atarsan şüphe yok ki onu hor hakir bir hale sokarsın ve zâlimlere hiçbir yardımcı yoktur.
Adem Uğur : Ey Rabbimiz! Doğrusu sen, kimi cehenneme koyarsan, artık onu rüsvay etmişsindir. Zalimlerin hiç yardımcıları yoktur.
Ahmed Hulusi : "Rabbimiz, sen kimi ateşe atarsan onu muhakkak aşağılamış olursun. Nefsine zulmedenlere hiçbir yardımcı (kurtarıcı) olmaz!"
Ahmet Tekin : 'Ey Rabbimiz, sen kimi cehenneme koyarsan, onu rezil rüsvay etmişsindir, isyan ve inkârda ısrar eden zâlimlerin yardım edeni de bulunmaz' diyenlerdir.
Ahmet Varol : 'Ey Rabbimiz! Sen kimi ateşe sokarsan onu perişan etmiş olursun. Zalimlerin yardımcıları da yoktur.'
Ali Bulaç : "Rabbimiz, şüphesiz Sen kimi ateşe sokarsan, artık onu 'hor ve aşağılık' kılmışsındır; zulmedenlerin yardımcıları yoktur."
Ali Fikri Yavuz : Ey Rabbimiz, gerçekten sen kimi ateşe sokarsan, şüphesiz onu hor ve perişan edersin. Orada zâlimlerin azâbını kaldıracak hiç bir yardımcıları da yoktur.
Bekir Sadak : «ORabbimiz! Sen atese kimi sokarsan, onu suphesiz rezil etmis olursun, zulmedenlerin hic yardimcilari yoktur".
Celal Yıldırım : Rabbimiz! Şüphesiz sen kimi ateşe sokarsan, elbette onu rezîl ve rüsvay edersin. Zâlimler için yardımcılar da yoktur.
Diyanet İşleri : “Rabbimiz! Sen kimi cehennem ateşine sokarsan, onu rezil etmişsindir. Zalimlerin hiç yardımcıları yoktur.”
Diyanet İşleri (eski) : 'Rabbimiz! Sen ateşe kimi sokarsan, onu şüphesiz rezil etmiş olursun, zulmedenlerin hiç yardımcıları yoktur'.
Diyanet Vakfi : Ey Rabbimiz! Doğrusu sen, kimi cehenneme koyarsan, artık onu rüsvay etmişsindir. Zalimlerin hiç yardımcıları yoktur.
Edip Yüksel : 'Rabbimiz, sen kimi ateşe sokarsan elbette onu rezil etmişsindir. Zalimlere yardım eden olmaz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : «Rabbimiz! Sen kimi cehennem ateşine sokarsan onu rezil etmişsindir. Zalimlerin hiç yardımcıları yoktur».
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ey Rabbimiz, şüphesiz sen, kimi o ateşe sokarsan onu kesinlikle rezil ve perişan etmişsindir. Zalimlerin yardımcıları yoktur.
Elmalılı Hamdi Yazır : Rabbena: çünkü sen kimi o ateşe sokarsan onu muhakkak rüsva ve perişan etmişindir, zalimlerin de yardımcıları yoktur
Fizilal-il Kuran : Ey Rabbimiz, sen birini Cehennem'e atınca onu perişan edersin. Zalimlerin hiçbir yardım edeni yoktur.
Gültekin Onan : "Rabbimiz, şüphesiz sen kimi ateşe sokarsan, artık onu 'hor ve aşağılık' kılmışsındır; zulmedenlerin yardımcıları yoktur."
Hakkı Yılmaz : (190-194) "Göklerin ve yeryüzünün oluşturuluşunda, gecenin ve gündüzün ardarda gelişinde, elbette, ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah'ı anan; göklerin ve yerin oluşturuluşu üzerinde: “Rabbimiz! Sen, bunu boş yere oluşturmadın, Sen, tüm noksanlıklardan arınıksın. Artık bizi Ateş'in azabından koru! Rabbimiz! Şüphesiz Sen, kimi o ateşe girdirirsen artık onu kesinlikle rezil etmişsindir. Şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapanlar için yardımcılardan da hiç kimse yoktur. Rabbimiz! Şüphesiz ki biz, “Rabbinize inanın!” diye çağıran bir nidacıyı duyduk ve hemen inandık. Rabbimiz! Artık bizim günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört ve bizi “iyi adamlar” ile birlikte, geçmişte yaptıklarımızı ve yapmamız gerekirken yapmadıklarımızı bir bir hatırlattır/öldür. Rabbimiz! Ve bize, elçilerin üzerine vaat ettiğin şeyleri ver, kıyâmet günü bizi rezil etme. Şüphesiz Sen, verdiğin sözden dönmezsin” diye iyiden iyiye düşünen kavrama yetenekleri olanlar için nice alâmetler/göstergeler vardır. "
Hasan Basri Çantay : «Ey Rabbimiz, hakıykat Sen kimi o ateşe sokarsan şübhesiz onu hor ve hakîr edersin. (Orada) zaalimlerin hiç bir yardımcıları da yokdur».
Hayrat Neşriyat : Rabbimiz! Şübhesiz ki sen kimi ateşe koyarsan bu sebeble onu gerçekten rezîl edersin! Zâlimlerin ise hiç yardımcıları yoktur.'
İbni Kesir : Rabbımız; Sen, kimi ateşe sokarsan; şüphesiz onu perişan edersin. Zalimlerin hiç yardımcıları yoktur.
İskender Evrenosoğlu : Ey Rabbimiz! Muhakkak ki Sen, kimi ateşe sokarsan artık onu hakir ve rezil etmişsindir. Zalimler için bir yardımcı yoktur.
Muhammed Esed : "Ey Rabbimiz! Kimi ateşe mahkum edersen, kuşkusuz, onu (bu dünyada) alçaltmış olursun: Ve bu zalimler, hiçbir yardımcı da bulamazlar."
Ömer Nasuhi Bilmen : «Ey Rabbimiz! Sen kimi o ateşe sokarsan şüphesiz onu hakîr ve zelil edersin. Ve zalimler için yardımcılar da yoktur.»
Ömer Öngüt : “Ey Rabbimiz! Sen kimi ateşe koyarsan, onu rezil etmiş, rüsvay etmiş olursun. Zâlimlerin hiç yardımcıları yoktur. ”
Şaban Piriş : Rabbimiz şüphesiz sen kimi ateşe atarsan, onu perişan edersin, zalimlerin yardımcıları da yoktur.
Suat Yıldırım : "Ey Yüce Rabbimiz! Sen kimi ateşe koyarsan, muhakkak onu rezil edersin. Zalimlerin hiç bir yardımcısı yoktur!"
Süleyman Ateş : "Rabbimiz, sen birini ateşe soktun mu, onu perişan etmişsindir. zâlimlerin yardımcıları yoktur."
Tefhim-ul Kuran : «Rabbimiz, şüphesiz Sen kimi ateşe sokarsan, artık onu 'hor ve aşağılık' kılmışsındır; zulmedenlerin yardımcıları yoktur.»
Ümit Şimşek : 'Rabbimiz! Sen kimi ateşe sokarsan, onu rezil etmişsindir. Zalimlerin ise hiçbir yardımcısı olmaz.
Yaşar Nuri Öztürk : "Ey Rabbimiz! Sen birini ateşe soktun mu onu tam rezil etmişsindir. Zalimlerin, yardımcıları olmayacaktır."
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]