» 3 / Âl-i Imrân  Suresi:

Kuran Sırası: 3
İniş Sırası: 89

Kırık Meal (Transcript) Meali
|ELM: Elif Lâm Mîm | (3:1)
|ELLH: Allah (ki) | LE: yoktur | ÎLH: tanrı | ÎLE: başka | HV: O'ndan | ELḪY: daima diridir | ELGYVM: (yaratıklarını) koruyup yöneticidir | (3:2)
|NZL: indirdi | ALYK: sana | ELKTEB: Kitabı | BELḪG: hak ile | MṦD̃GE: doğrulayıcı olarak | LME: | BYN: | YD̃YH: kendinden öncekini | VÊNZL: ve indirmişti | ELTVRET: Tevrat | VELÎNCYL: ve İncil'i de | (3:3)
|MN: | GBL: daha önce | HD̃: yol gösterici olarak | LLNES: insanlara | VÊNZL: ve indirdi | ELFRGEN: Furkan'ı da | ÎN: muhakkak ki | ELZ̃YN: kimselere | KFRVE: inkar eden | B ËYET: ayetlerini | ELLH: Allah'ın | LHM: onlara vardır | AZ̃EB: bir azab | ŞD̃YD̃: çetin | VELLH: Allah | AZYZ: daima üstündür | Z̃V: | ENTGEM: öc alandır | (3:4)
|ÎN: şüphesiz | ELLH: Allah'a | LE: | YḢF: gizli kalmaz | ALYH: ona | ŞYÙ: hiçbir şey | FY: | ELÊRŽ: yerde | VLE: | FY: | ELSMEÙ: ve gökte | (3:5)
|HV: O'dur | ELZ̃Y: | YṦVRKM: sizi şekillendiren | FY: | ELÊRḪEM: rahimlerde | KYF: gibi | YŞEÙ: dilediği | LE: yoktur | ÎLH: tanrı | ÎLE: başka | HV: O'ndan | ELAZYZ: azizdir | ELḪKYM: hüküm ve hikmet sahibidir | (3:6)
|HV: O | ELZ̃Y: | ÊNZL: indirdi | ALYK: sana | ELKTEB: Kitabı | MNH: Onun | ËYET: (bazı) ayetleri | MḪKMET: muhkemdir (ki) | HN: onlar | ÊM: anasıdır | ELKTEB: Kitabın | VÊḢR: ve diğerleri de | MTŞEBHET: müteşabihdir | FÊME: olanlar | ELZ̃YN: | FY: | GLVBHM: kalblerinde | ZYĞ: eğrilik | FYTBAVN: ardına düşerler | ME: olanlarının | TŞEBH: müteşabih | MNH: onun | EBTĞEÙ: çıkarmak için | ELFTNT: fitne | VEBTĞEÙ: ve bulmak için | TÊVYLH: onun te'vilini | VME: oysa | YALM: bilmez | TÊVYLH: onun te'vilini | ÎLE: başka kimse | ELLH: Allah'tan | VELRESḢVN: ileri gidenler | FY: | ELALM: ilimde | YGVLVN: derler | ËMNE: inandık | BH: Ona | KL: hepsi | MN: | AND̃: katındandır | RBNE: Rabbimiz | VME: | YZ̃KR: düşünüp öğüt almaz | ÎLE: başkası | ÊVLV: sahiplerinden | ELÊLBEB: sağduyu | (3:7)
|RBNE: Rabbimiz | LE: | TZĞ: eğriltme | GLVBNE: kalblerimizi | BAD̃: sonra | ÎZ̃: | HD̃YTNE: bizi doğru yola ilettikten | VHB: ve ver | LNE: bize | MN: | LD̃NK: katından | RḪMT: bir rahmet | ÎNK: kuşkusuz sen | ÊNT: yalnız sen | ELVHEB: çok bağış yapansın | (3:8)
|RBNE: Rabbimiz | ÎNK: sen mutlaka | CEMA: toplayacaksın | ELNES: insanları | LYVM: bir günde | LE: | RYB: asla şüphe olmayan | FYH: kendisinde | ÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | LE: | YḢLF: dönmez | ELMYAED̃: sözünden | (3:9)
|ÎN: şüphesiz | ELZ̃YN: kimseler | KFRVE: inkar eden(ler) | LN: | TĞNY: yarar sağlamaz | ANHM: onlara | ÊMVELHM: malları | VLE: ne de | ÊVLED̃HM: çocukları | MN: karşı | ELLH: Allah'a | ŞYÙE: hiçbir | VÊVLÙK: işte | HM: onlar | VGVD̃: yakıtıdırlar | ELNER: ateşin | (3:10)
|KD̃ÊB: durumu gibi | ËL: ailesinin | FRAVN: Fir'avn | VELZ̃YN: ve kimselerin | MN: | GBLHM: onlardan önceki | KZ̃BVE: onlar da yalanladılar | B ËYETNE: ayetlerimizi | FÊḢZ̃HM: onları yakaladı | ELLH: Allah | BZ̃NVBHM: günahlarıyla | VELLH: Allah'ın | ŞD̃YD̃: çetindir | ELAGEB: cezası | (3:11)
|GL: söyle | LLZ̃YN: kimselere | KFRVE: inkar edenlere | STĞLBVN: yenileceksiniz | VTḪŞRVN: ve sürüleceksiniz | ÎL: | CHNM: cehenneme | VBÙS: (orası) ne kötü | ELMHED̃: bir döşektir | (3:12)
|GD̃: muhakak | KEN: | LKM: sizin için vardır | ËYT: bir ibret | FY: | FÙTYN: şu iki toplulukta | ELTGTE: karşılaşan | FÙT: bir topluluk | TGETL: çarpışıyordu | FY: | SBYL: yolunda | ELLH: Allah | VÊḢR: öteki de | KEFRT: nankördü | YRVNHM: onları görüyorlardı | MS̃LYHM: kendilerinin iki katı | RÊY: görüşüyle | ELAYN: gözlerinin | VELLH: Allah | YÙYD̃: destekler | BNṦRH: yardımıyle | MN: kimseyi | YŞEÙ: dilediği | ÎN: elbette | FY: | Z̃LK: bunda | LABRT: bir ibret vardır | LÊVLY: olanlar için | ELÊBṦER: gözleri | (3:13)
|ZYN: süslü (cazip) gösterildi | LLNES: insanlara | ḪB: aşırı düşkünlük | ELŞHVET: zevklere | MN: | ELNSEÙ: kadınlardan | VELBNYN: ve oğullardan | VELGNEŦYR: ve kantarlarca | ELMGNŦRT: yığılmış | MN: | ELZ̃HB: altından | VELFŽT: ve gümüşten | VELḢYL: ve atlardan | ELMSVMT: salma | VELÊNAEM: davarlardan | VELḪRS̃: ve ekinlerden (gelen) | Z̃LK: bunlar (sadece) | MTEA: geçimidir | ELḪYET: hayatının | ELD̃NYE: dünya | VELLH: Allah'ın | AND̃H: yanındadır | ḪSN: güzel | ELM ËB: varılacak yer | (3:14)
|GL: de ki | ÊÙNBÙKM: size söyleyeyim mi? | BḢYR: daha iyisini | MN: | Z̃LKM: bunlardan | LLZ̃YN: | ETGVE: korunanlar için vardır | AND̃: katında | RBHM: Rableri | CNET: cennetler | TCRY: akan | MN: | TḪTHE: altlarından | ELÊNHER: ırmaklar | ḢELD̃YN: sürekli kalacakları | FYHE: içinde | VÊZVEC: ve eşler | MŦHRT: tertemiz | VRŽVEN: ve rızası | MN: | ELLH: Allah'ın | VELLH: Allah | BṦYR: görür | BELABED̃: kullarını | (3:15)
|ELZ̃YN: (onlar ki) | YGVLVN: derler | RBNE: Rabbimiz | ÎNNE: gerçekten biz | ËMNE: inandık | FEĞFR: bağışla | LNE: bizden | Z̃NVBNE: günahlarımızı | VGNE: ve bizi koru | AZ̃EB: azabından | ELNER: ateş | (3:16)
|ELṦEBRYN: sabredenler | VELṦED̃GYN: ve sadık olanlar | VELGENTYN: ve gönülden itaat edenler | VELMNFGYN: ve infak edenler | VELMSTĞFRYN: ve istiğfar edenler | BELÊSḪER: seherlerde | (3:17)
|ŞHD̃: şahiddir (ki) | ELLH: Allah | ÊNH: şüphesiz | LE: yoktur | ÎLH: tanrı | ÎLE: başka | HV: O'ndan | VELMLEÙKT: ve melekler | VÊVLV: ve sahipleri | ELALM: ilim | GEÙME: gözeten | BELGSŦ: adaletle | LE: yoktur | ÎLH: tanrı | ÎLE: başka | HV: O'ndan | ELAZYZ: azizdir | ELḪKYM: hakimdir | (3:18)
|ÎN: şüphesiz | ELD̃YN: din | AND̃: katında | ELLH: Allah | ELÎSLEM: İslamdır | VME: | EḢTLF: ayrılığa düşmediler | ELZ̃YN: kimseler | ÊVTVE: verilmiş olan | ELKTEB: Kitap | ÎLE: başka (bir sebeple) | MN: | BAD̃: sonra | ME: | CEÙHM: geldikten | ELALM: ilim | BĞYE: aşırılıkları | BYNHM: aralarındaki | VMN: ve kim | YKFR: inkar ederse | B ËYET: ayetlerini | ELLH: Allah'ın | FÎN: (bilsin ki) şüphesiz | ELLH: Allah | SRYA: çabuk görendir | ELḪSEB: hesabı | (3:19)
|FÎN: eğer | ḪECVK: seninle tartışmaya girişirlerse | FGL: de ki | ÊSLMT: ben teslim ettim | VCHY: özümü | LLH: Allah'a | VMN: ve kimseler | ETBAN: bana uyan | VGL: ve de ki | LLZ̃YN: kendilerine | ÊVTVE: verilenlere | ELKTEB: Kitap | VELÊMYYN: ve ümmilere | ÊÊSLMTM: Siz de İslam (teslim) oldunuz mu? | FÎN: eğer | ÊSLMVE: İslam olurlarsa | FGD̃: muhakkak | EHTD̃VE: doğru yolu bulmuşlardır | VÎN: yok eğer | TVLVE: dönerlerse | FÎNME: artık | ALYK: sana düşen | ELBLEĞ: sadece duyurmaktır | VELLH: Allah | BṦYR: görmektedir | BELABED̃: kulları(nın yaptıkları)nı | (3:20)
|ÎN: şüphesiz | ELZ̃YN: kimseler | YKFRVN: inkar eden(ler) | B ËYET: ayetlerini | ELLH: Allah'ın | VYGTLVN: ve öldürenler | ELNBYYN: peygamberleri | BĞYR: olmaksızın | ḪG: hak | VYGTLVN: ve öldürenler (var ya) | ELZ̃YN: kimseleri | YÊMRVN: emreden | BELGSŦ: adaletle | MN: arasında | ELNES: insanlar | FBŞRHM: onlara müjdele | BAZ̃EB: bir azabı | ÊLYM: acı | (3:21)
|ÊVLÙK: böylece | ELZ̃YN: | ḪBŦT: boşa çıkmıştır | ÊAMELHM: onların yaptıkları | FY: | ELD̃NYE: dünyada | VEL ËḢRT: ve ahirette | VME: ve yoktur | LHM: onların | MN: hiçbir | NEṦRYN: yardımcıları | (3:22)
|ÊLM: | TR: görmedin mi? | ÎL: | ELZ̃YN: kimseleri | ÊVTVE: verilmiş olan | NṦYBE: bir (nasip) pay | MN: -tan | ELKTEB: Kitap- | YD̃AVN: çağırılıyorlar da | ÎL: | KTEB: Kitabına | ELLH: Allah'ın | LYḪKM: hüküm versin diye | BYNHM: aralarında | S̃M: sonra | YTVL: dönüyorlar | FRYG: bir topluluk | MNHM: onlardan | VHM: ve onlar | MARŽVN: yüz çeviriyorlar | (3:23)
|Z̃LK: bu (hareketleri) | BÊNHM: onların | GELVE: demelerindendir | LN: | TMSNE: bize dokunmayacak | ELNER: ateş | ÎLE: başka | ÊYEME: birkaç günden | MAD̃VD̃ET: sayılı | VĞRHM: ve onları yanıltmıştır | FY: | D̃YNHM: dinlerinde | ME: şeyler | KENVE: oldukları | YFTRVN: uyduruyor | (3:24)
|FKYF: peki nasıl (olacak)? | ÎZ̃E: zaman | CMANEHM: topladığımız | LYVM: bir gün için | LE: | RYB: hiç şüphe olmayan | FYH: kendisinde | VVFYT: ve tastamam verilip | KL: her | NFS: insanın | ME: | KSBT: kazandığı | VHM: ve onların | LE: asla | YƵLMVN: zulme uğratılmadığı | (3:25)
|GL: de ki | ELLHM: Allah'ım | MELK: sahibisin | ELMLK: mülkün | TÙTY: sen verirsin | ELMLK: mülkü | MN: kimseye | TŞEÙ: dilediğin | VTNZA: ve alırsın | ELMLK: mülkü | MMN: kimseden | TŞEÙ: dilediğin | VTAZ: ve yükseltirsin | MN: kimseyi | TŞEÙ: dilediğin | VTZ̃L: ve alçaltırsın | MN: kimseyi | TŞEÙ: dilediğini | BYD̃K: senin elindedir | ELḢYR: hayır (mal, iyilik) | ÎNK: şüphesiz sen | AL: | KL: her | ŞYÙ: şeye | GD̃YR: kadirsin | (3:26)
|TVLC: sokarsın | ELLYL: geceyi | FY: | ELNHER: gündüze | VTVLC: ve sokarsın | ELNHER: gündüzü | FY: | ELLYL: geceye | VTḢRC: ve çıkarırsın | ELḪY: diriyi | MN: -den | ELMYT: ölü- | VTḢRC: ve çıkarırsın | ELMYT: ölüyü | MN: -den | ELḪY: diri- | VTRZG: ve rızıklandırırsın | MN: kimseyi | TŞEÙ: dilediğin | BĞYR: olmaksızın | ḪSEB: hesap | (3:27)
|LE: | YTḢZ̃: edinmesin | ELMÙMNVN: Mü'minler | ELKEFRYN: kafirleri | ÊVLYEÙ: dost | MN: | D̃VN: bırakıp | ELMÙMNYN: inananları | VMN: ve kim | YFAL: yaparsa | Z̃LK: böyle | FLYS: kalmaz (değildir) | MN: | ELLH: Allah ile | FY: | ŞYÙ: bir şey (dostluğu) | ÎLE: ancak başka | ÊN: | TTGVE: korunmanız | MNHM: onlardan | TGET: (gelebilecek) tehlikeden | VYḪZ̃RKM: ve sizi sakındırır | ELLH: Allah | NFSH: kendisin(in emirlerine karşı gelmek)den | VÎL: | ELLH: ve Allah'adır | ELMṦYR: dönüş | (3:28)
|GL: de ki | ÎN: eğer | TḢFVE: gizleseniz | ME: olanı | FY: | ṦD̃VRKM: göğüslerinizde | ÊV: veya | TBD̃VH: açığa vursanız onu | YALMH: onu bilir | ELLH: Allah | VYALM: ve bilir | ME: olanı | FY: | ELSMEVET: göklerde | VME: ve olanı | FY: | ELÊRŽ: yerde | VELLH: Allah | AL: | KL: her | ŞYÙ: şeye | GD̃YR: kadirdir | (3:29)
|YVM: O gün | TCD̃: bulacaktır | KL: her | NFS: nefis | ME: şeyleri | AMLT: yaptığı | MN: -dan | ḢYR: hayır- | MḪŽRE: hazır | VME: ve şeyleri | AMLT: işlediği | MN: -ten | SVÙ: kötülük- | TVD̃: ister | LV: keşke olsa | ÊN: | BYNHE: onunla (kötülükle) | VBYNH: kendisi arasında | ÊMD̃E: bir mesafe | BAYD̃E: uzak | VYḪZ̃RKM: ve sizi sakındırıyor | ELLH: Allah | NFSH: kendisin(in emirlerine karşı gelmek)den | VELLH: Allah | RÙVF: şefkatlidir | BELABED̃: kulllarına | (3:30)
|GL: de ki | ÎN: eğer | KNTM: siz | TḪBVN: seviyorsanız | ELLH: Allah'ı | FETBAVNY: bana uyun ki | YḪBBKM: sizi sevsin | ELLH: Allah da | VYĞFR: ve bağışlasın | LKM: sizin | Z̃NVBKM: günahlarınızı | VELLH: Allah | ĞFVR: bağışlayandır | RḪYM: esirgeyendir | (3:31)
|GL: de ki | ÊŦYAVE: ita'at edin | ELLH: Allah'a | VELRSVL: ve Elçiye | FÎN: eğer | TVLVE: dönerlerse | FÎN: muhakkak ki | ELLH: Allah | LE: | YḪB: sevmez | ELKEFRYN: kafirleri | (3:32)
|ÎN: elbette | ELLH: Allah | EṦŦF: seçip üstün kıldı | ËD̃M: Adem'i | VNVḪE: ve Nuh'u | V ËL: ve ailesini | ÎBREHYM: İbrahim | V ËL: ve ailesini | AMREN: İmran | AL: üzerine | ELAELMYN: alemler | (3:33)
|Z̃RYT: türeyen nesil(ler)dir | BAŽHE: bazısı (birbirinden) | MN: -ndan | BAŽ: bazısı | VELLH: Allah | SMYA: işitendir | ALYM: bilendir | (3:34)
|ÎZ̃: hani | GELT: demişti ki | EMRÊT: karısı | AMREN: İmran'ın | RB: Rabbim | ÎNY: şüphesiz ben | NZ̃RT: adadım | LK: sana | ME: olanı | FY: | BŦNY: karnımda | MḪRRE: tam hür olarak | FTGBL: kabul buyur | MNY: benden | ÎNK: şüphesiz | ÊNT: sen | ELSMYA: işitensin | ELALYM: bilensin | (3:35)
|FLME: ne zaman ki | VŽATHE: onu doğurunca | GELT: şöyle söyledi | RB: Rabbim | ÎNY: şüphesiz ben | VŽATHE: onu doğurdum | ÊNS̃: bir kız | VELLH: Allah | ÊALM: bilirken | BME: (onun) ne | VŽAT: doğurduğunu | VLYS: ve değildir | ELZ̃KR: erkek | KELÊNS̃: kız gibi | VÎNY: doğrusu ben | SMYTHE: ona adını verdim | MRYM: Meryem | VÎNY: şüphesiz ben | ÊAYZ̃HE: onu ısmarlıyorum | BK: sana | VZ̃RYTHE: ve soyunu | MN: -nden | ELŞYŦEN: şeytan(ın şerri)- | ELRCYM: kovulmuş | (3:36)
|FTGBLHE: kabul buyurdu onu | RBHE: Rabbi | BGBVL: kabulle (şekilde) | ḪSN: güzel bir | VÊNBTHE: ve onu yetiştirdi | NBETE: bir bitki (gibi) | ḪSNE: güzel | VKFLHE: ve onun bakımını üstlendi | ZKRYE: Zekeriyya da | KLME: her | D̃ḢL: girdiğinde | ALYHE: onun yanına | ZKRYE: Zekeriyya | ELMḪREB: mihraba | VCD̃: bulurdu | AND̃HE: yanında | RZGE: bir rızık | GEL: derdi | YE: EY/HEY/AH | MRYM: Meryem | ÊN: nereden? | LK: sana | HZ̃E: bu | GELT: (O da) derdi | HV: Bu | MN: | AND̃: katından | ELLH: Allah | ÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | YRZG: rızık verir | MN: kimseye | YŞEÙ: dilediği | BĞYR: olmaksızın | ḪSEB: hesap | (3:37)
|HNELK: orada | D̃AE: du'a etti | ZKRYE: Zekeriyya | RBH: Rabbine | GEL: dedi ki | RB: Rabbim | HB: ver | LY: bana | MN: | LD̃NK: katından | Z̃RYT: bir nesil | ŦYBT: temiz | ÎNK: şüphesiz sen | SMYA: işitensin | ELD̃AEÙ: çağrıyı | (3:38)
|FNED̃TH: ona seslendiler | ELMLEÙKT: melekler | VHV: ve onu | GEÙM: doğrultup | YṦLY: desteklerler | FY: -içinde | ELMḪREB: mihrab/harabiyet- | ÊN: şüphesiz | ELLH: Allah | YBŞRK: sana müjdeler | BYḪY: Yahya'yı | MṦD̃GE: doğrulayıcı | BKLMT: bir kelimeyi | MN: -tan | ELLH: Allah- | VSYD̃E: ve efendi | VḪṦVRE: ve nefsine hakim | VNBYE: ve bir peygamber olacak | MN: -den | ELṦELḪYN: iyiler- | (3:39)
|GEL: dedi ki | RB: Rabbim | ÊN: nasıl? | YKVN: olur | LY: benim | ĞLEM: oğlum | VGD̃: halbuki | BLĞNY: bana gelip çatmış | ELKBR: ihtiyarlık | VEMRÊTY: ve karım da | AEGR: kısırken | GEL: (Allah) dedi | KZ̃LK: öyle (ama) | ELLH: Allah | YFAL: yapar | ME: şeyi | YŞEÙ: dilediği | (3:40)
|GEL: dedi di | RB: Rabbim | ECAL: o halde ver | LY: bana | ËYT: bir alamet | GEL: (Allah) dedi ki | ËYTK: senin alametin | ÊLE: | TKLM: konuşamamandır | ELNES: insanlarla | S̃LES̃T: üç | ÊYEM: gün | ÎLE: başka | RMZE: işaretten | VEZ̃KR: ve an | RBK: Rabbini | KS̃YRE: çok | VSBḪ: ve (O'nu) tesbih et | BELAŞY: akşam | VELÎBKER: ve sabah | (3:41)
|VÎZ̃: bir zaman | GELT: demişti ki | ELMLEÙKT: Melekler | YE: EY/HEY/AH | MRYM: Meryem | ÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | EṦŦFEK: seni seçti | VŦHRK: ve temizledi | VEṦŦFEK: ve seni üstün kıldı | AL: üzerine | NSEÙ: kadınları | ELAELMYN: dünyaların | (3:42)
|YE: EY/HEY/AH | MRYM: Meryem | EGNTY: divan dur | LRBK: Rabbine | VESCD̃Y: ve secde et | VERKAY: ve (huzurunda) eğil | MA: beraber | ELREKAYN: eğilenlerle | (3:43)
|Z̃LK: bunlar | MN: -ndendir | ÊNBEÙ: haberleri- | ELĞYB: görünmez alemin | NVḪYH: vahyettiğimiz | ÎLYK: sana | VME: | KNT: sen değildin | LD̃YHM: onların yanında | ÎZ̃: zaman | YLGVN: attıkları | ÊGLEMHM: (kur'a) oklarını | ÊYHM: hangisi | YKFL: kefil olacak (diye) | MRYM: Meryem'e | VME: | KNT: sen değildin | LD̃YHM: yanlarında | ÎZ̃: zaman | YḢTṦMVN: birbirleriyle çekiştikleri | (3:44)
|ÎZ̃: hani | GELT: demişti | ELMLEÙKT: Melekler | YE: EY/HEY/AH | MRYM: Meryem | ÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | YBŞRK: seni müjdeliyor | BKLMT: bir kelime ile | MNH: kendisinden | ESMH: onun adı | ELMSYḪ: Mesih'dir | AYS: Îsa | EBN: oğlu | MRYM: Meryem | VCYHE: yüzdedir (şereflidir) | FY: | ELD̃NYE: dünyada | VEL ËḢRT: ve ahirette | VMN: | ELMGRBYN: ve (Allah'a) yakın olanlardandır | (3:45)
|VYKLM: ve konuşacak | ELNES: insanlara | FY: | ELMHD̃: beşikte | VKHLE: ve yetişkinlikte | VMN: | ELṦELḪYN: ve iyilerden olacaktır | (3:46)
|GELT: dedi ki | RB: Rabbim | ÊN: nasıl | YKVN: olur | LY: benim | VLD̃: çocuğum | VLM: | YMSSNY: bana dokunmamışken | BŞR: bir beşer | GEL: dedi | KZ̃LK: böyledir | ELLH: Allah | YḢLG: yaratır | ME: şeyi | YŞEÙ: dilediği | ÎZ̃E: zaman | : istediği | ÊMRE: bir şey(in olmasını) | FÎNME: sadece | YGVL: der | LH: ona | KN: 'ol' | FYKVN: o da oluverir | (3:47)
|VYALMH: ve ona öğretecektir | ELKTEB: Kitabı | VELḪKMT: ve Hikmeti | VELTVRET: ve Tevrat'ı | VELÎNCYL: ve İncil'i | (3:48)
|VRSVLE: ve bir elçi (şöyle diyen) | ÎL: | BNY: oğullarına | ÎSREÙYL: İsrail | ÊNY: ben | GD̃: doğrusu | CÙTKM: size getirdim | B ËYT: bir mu'cize | MN: -den | RBKM: Rabbiniz- | ÊNY: ben | ÊḢLG: yaratırım | LKM: sizin için | MN: -dan | ELŦYN: çamur- | KHYÙT: şeklinde bir şey | ELŦYR: kuş | FÊNFḢ: üflerim | FYH: ona | FYKVN: hemen oluverir | ŦYRE: bir kuş | BÎZ̃N: izniyle | ELLH: Allah'ın | VÊBRÙ: ve iyileştiririm | ELÊKMH: körü | VELÊBRṦ: ve alacalıyı | VÊḪYY: ve diriltirim | ELMVT: ölüleri | BÎZ̃N: izniyle | ELLH: Allah'ın | VÊNBÙKM: ve size haber veririm | BME: ne | TÊKLVN: yediğinizi | VME: ve ne | TD̃ḢRVN: biriktirdiğinizi | FY: | BYVTKM: evlerinizde | ÎN: elbette | FY: | Z̃LK: bunda | L ËYT: bir ibret vardır | LKM: sizin için | ÎN: eğer | KNTM: iseniz | MÙMNYN: inanıyor | (3:49)
|VMṦD̃GE: ve doğrulayıcı olarak | LME: şeyi | BYN: | YD̃Y: benden önce gelen | MN: | ELTVRET: Tevrat'ı | VLÊḪL: ve helal kılmak için | LKM: size | BAŽ: bazı | ELZ̃Y: şeyleri | ḪRM: haram kılınan | ALYKM: size | VCÙTKM: ve size getirdim | B ËYT: bir mu'cize | MN: -den | RBKM: Rabbiniz- | FETGVE: o halde korkun | ELLH: Allah'tan | VÊŦYAVN: ve bana ita'at edin | (3:50)
|ÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | RBY: benim Rabbimdir | VRBKM: ve sizin de Rabbinizdir | FEABD̃VH: O'na kulluk edin | HZ̃E: budur | ṦREŦ: yol | MSTGYM: doğru | (3:51)
|FLME: ne zaman ki | ÊḪS: sezdi | AYS: Îsa | MNHM: onlardan | ELKFR: inkarı | GEL: dedi ki | MN: kimler | ÊNṦERY: bana yardımcı olacak | ÎL: (yolunda) | ELLH: Allah | GEL: dediler | ELḪVERYVN: Havariler | NḪN: Biz | ÊNṦER: yardımcılarıyız | ELLH: Allah(yolun)un | ËMNE: inandık | BELLH: Allah'a | VEŞHD̃: şahid ol | BÊNE: biz | MSLMVN: müslümanlarız | (3:52)
|RBNE: Rabbimiz | ËMNE: inandık | BME: şeye | ÊNZLT: senin indirdiğin | VETBANE: ve uyduk | ELRSVL: elçiye | FEKTBNE: bizi yaz | MA: beraber | ELŞEHD̃YN: şahidlerle | (3:53)
|VMKRVE: ve tuzak kurdular | VMKR: ve tuzak kurdu | ELLH: Allah da | VELLH: çünkü Allah | ḢYR: en iyi | ELMEKRYN: tuzak kurandır | (3:54)
|ÎZ̃: hani | GEL: demişti | ELLH: Allah | YE: EY/HEY/AH | AYS: Îsa | ÎNY: elbette ben | MTVFYK: senin canını alacağım | VREFAK: ve seni yükselteceğim | ÎLY: bana | VMŦHRK: ve seni temizleyeceğim | MN: -den | ELZ̃YN: kimseler- | KFRVE: inkar eden | VCEAL: ve tutacağım | ELZ̃YN: kimseleri | ETBAVK: sana uyan | FVG: üstünde | ELZ̃YN: kimselerim | KFRVE: inkar eden | ÎL: kadar | YVM: gününe | ELGYEMT: kıyamet | S̃M: sonra | ÎLY: bana olacaktır | MRCAKM: dönüşünüz | FÊḪKM: ben hükmedeceğim | BYNKM: aranızda | FYME: şeyler (hakkında) | KNTM: sizin | FYH: onda | TḢTLFVN: ayrılığa düştüğünüz | (3:55)
|FÊME: gelince | ELZ̃YN: kimselere | KFRVE: inkar eden | FÊAZ̃BHM: onlara azabedeceğim | AZ̃EBE: azapla | ŞD̃YD̃E: şiddetli | FY: | ELD̃NYE: dünyada da | VEL ËḢRT: ve ahirette de | VME: olmayacaktır | LHM: onların | MN: hiçbir | NEṦRYN: yardımcıları da | (3:56)
|VÊME: gelince | ELZ̃YN: kimselere | ËMNVE: inanan | VAMLVE: ve yapanlara | ELṦELḪET: iyi şeyler | FYVFYHM: (Allah) tam olarak verecektir | ÊCVRHM: mükafatlarını | VELLH: Allah | LE: | YḪB: sevmez | ELƵELMYN: zalimleri | (3:57)
|Z̃LK: işte bu | NTLVH: okuduğumuz | ALYK: sana | MN: -den | EL ËYET: ayetler- | VELZ̃KR: ve Zikir(Kitap)dandır | ELḪKYM: hikmetli | (3:58)
|ÎN: şüphesiz | MS̃L: durumu | AYS: Îsa'nın | AND̃: yanında | ELLH: Allah'ın | KMS̃L: durumu gibidir | ËD̃M: Adem'in | ḢLGH: Onu yarattı | MN: -tan | TREB: toprak- | S̃M: sonra | GEL: dedi ki | LH: ona | KN: Ol! | FYKVN: ve oldu | (3:59)
|ELḪG: (Bu,) gerçektir | MN: -den (gelen) | RBK: Rabbin- | FLE: | TKN: öyle ise olma | MN: -dan | ELMMTRYN: kuşkulananlar- | (3:60)
|FMN: kim | ḪECK: seninle tartışmaya kalkarsa | FYH: oun hakkında | MN: | BAD̃: sonra | ME: şeylerden | CEÙK: sana gelen | MN: -den | ELALM: ilim- | FGL: de ki | TAELVE: gelin | ND̃A: çağıralım | ÊBNEÙNE: oğullarımızı | VÊBNEÙKM: ve oğullarınızı | VNSEÙNE: ve kadınlarımızı | VNSEÙKM: ve kadınlarınızı | VÊNFSNE: ve kendimizi | VÊNFSKM: ve kendinizi | S̃M: sonra | NBTHL: gönülden la'netle du'a edelim de | FNCAL: atalım (kılalım) | LANT: la'netini | ELLH: Allah'ın | AL: üstüne | ELKEZ̃BYN: yalancıların | (3:61)
|ÎN: şüphesiz | HZ̃E: budur | LHV: (Îsa hakkındaki) o | ELGṦṦ: kıssa (öykü) | ELḪG: gerçek | VME: yoktur | MN: hiçbir | ÎLH: tanrı | ÎLE: başka | ELLH: Allah'tan | VÎN: ve elbette | ELLH: Allah | LHV: O | ELAZYZ: azizdir (kesin galib) | ELḪKYM: hüküm ve hikmet sahibidir | (3:62)
|FÎN: eğer | TVLVE: dönerlerse | FÎN: muhakkak ki | ELLH: Allah | ALYM: bilir | BELMFSD̃YN: bozguncuları | (3:63)
|GL: de ki | YE: EY/HEY/AH | ÊHL: halk | ELKTEB: Kitap | TAELVE: gelin | ÎL: | KLMT: bir kelimeye | SVEÙ: eşit olan | BYNNE: bizim aramızda | VBYNKM: ve sizin aranızda | ÊLE: | NABD̃: ibadet etmeyelim | ÎLE: başkasına | ELLH: Allah'tan | VLE: | NŞRK: ortak koşmayalım | BH: O'na | ŞYÙE: hiçbirşeyi | VLE: | YTḢZ̃: edinmeyelim | BAŽNE: bazımız | BAŽE: bazımızı | ÊRBEBE: tanrılar | MN: | D̃VN: başka | ELLH: Allah'tan | FÎN: eğer | TVLVE: yüz çevirirlerse | FGVLVE: deyin | EŞHD̃VE: şahid olun | BÊNE: şüphesiz biz | MSLMVN: müslümanlarız | (3:64)
|YE: EY/HEY/AH | ÊHL: halk | ELKTEB: Kitap | LM: neden | TḪECVN: tartışıyorsunuz | FY: hakkında | ÎBREHYM: İbrahim | VME: | ÊNZLT: oysa indirilmiştir | ELTVRET: Tevrat | VELÎNCYL: ve İncil | ÎLE: ancak | MN: | BAD̃H: ondan sonra | ÊFLE: | TAGLVN: düşünmüyor musunuz? | (3:65)
|HE: işte siz böylesiniz | ÊNTM: | HÙLEÙ: o kimseler ki | ḪECCTM: tartışıyorsunuz | FYME: olan şey | LKM: sizin | BH: onun (hakkında) | ALM: biraz bilginiz | FLM: ama neden? | TḪECVN: tartışıyorsunuz | FYME: hakkında | LYS: olmayan | LKM: sizin | BH: onun (hakkında) | ALM: bilginiz | VELLH: Allah | YALM: bilir | VÊNTM: ve siz | LE: | TALMVN: bilmezsiniz | (3:66)
|ME: | KEN: değildi | ÎBREHYM: İbrahim | YHVD̃YE: yahudi | VLE: ne de | NṦRENYE: hıristiyan | VLKN: fakat | KEN: idi | ḪNYFE: dosdoğru | MSLME: bir müslüman | VME: | KEN: ve değildi | MN: -den | ELMŞRKYN: müşrikler- | (3:67)
|ÎN: doğrusu | ÊVL: en yakın olanı | ELNES: insanların | BÎBREHYM: İbrahim'e | LLZ̃YN: kimselerdir | ETBAVH: ona uyan(lar) | VHZ̃E: ve bu | ELNBY: peygamber | VELZ̃YN: ve kimselerdir | ËMNVE: inanan(lar) | VELLH: Allah da | VLY: dostudur | ELMÙMNYN: mü'minlerin | (3:68)
|VD̃T: istedi ki | ŦEÙFT: bir grup | MN: -nden | ÊHL: ehli- | ELKTEB: Kitap | LV: eğer | YŽLVNKM: sizi saptırsınlar | VME: oysa | YŽLVN: saptırıyorlar | ÎLE: sadece | ÊNFSHM: kendilerini | VME: | YŞARVN: farkında değiller | (3:69)
|YE: EY/HEY/AH | ÊHL: halk | ELKTEB: Kitap | LM: niçin? | TKFRVN: inkar ediyorsunuz | B ËYET: ayetlerini | ELLH: Allah'ın | VÊNTM: ve siz | TŞHD̃VN: (gerçeği) gördüğünüz halde | (3:70)
|YE: EY/HEY/AH | ÊHL: halk | ELKTEB: Kitap | LM: niçin | TLBSVN: karıştırıyorsunuz | ELḪG: hakkı | BELBEŦL: batılla | VTKTMVN: ve gizliyorsunuz | ELḪG: gerçeği | VÊNTM: ve siz | TALMVN: bildiğiniz halde | (3:71)
|VGELT: ve dedi ki | ŦEÙFT: bir grup | MN: -nden | ÊHL: ehli- | ELKTEB: Kitap | ËMNVE: inanın | BELZ̃Y: olana | ÊNZL: indirilmiş | AL: üzerine | ELZ̃YN: kimseler | ËMNVE: inanan(lara) | VCH: önünde | ELNHER: günün | VEKFRVE: ve inkar edin | ËḢRH: sonunda | LALHM: belki onlar | YRCAVN: dönerler | (3:72)
|VLE: | TÙMNVE: ve güvenmeyin | ÎLE: başkasına | LMN: kimseden | TBA: uyan | D̃YNKM: sizin dininize | GL: de ki | ÎN: şüphesiz | ELHD̃: Hidayet | HD̃: hidayetidir | ELLH: Allah'ın | ÊN: | YÙT: verilmesinden (mi?) | ÊḪD̃: birine | MS̃L: benzerinin | ME: şeyin | ÊVTYTM: size verilen | ÊV: veya | YḪECVKM: (aleyhinize) deliller getireceklerinden (mi?) | AND̃: huzurunda | RBKM: Rabbinizin | GL: de ki | ÎN: şüphesiz | ELFŽL: Lutuf | BYD̃: elindedir | ELLH: Allah'ın | YÙTYH: onu verir | MN: kimseye | YŞEÙ: dilediği | VELLH: Allah'ın | VESA: (lutfu) geniştir | ALYM: (O her şeyi) bilendir | (3:73)
|YḢTṦ: has kılar | BRḪMTH: Rahmetini | MN: kimseye | YŞEÙ: dilediği | VELLH: Allah | Z̃V: sahibidir | ELFŽL: lutuf ve ikram | ELAƵYM: büyük | (3:74)
|VMN: -nden | ÊHL: ehli- | ELKTEB: Kitap | MN: öylesi (vardır ki) | ÎN: eğer | TÊMNH: ona emanet bıraksan | BGNŦER: yüklerle mal | YÙD̃H: onu öder | ÎLYK: sana | VMNHM: ve onlardan | MN: öylesi (de vardır ki) | ÎN: eğer | TÊMNH: ona versen | BD̃YNER: bir dinar | LE: | YÙD̃H: onu ödemez | ÎLYK: sana | ÎLE: başka türlü | ME: | D̃MT: sürekli | ALYH: başına | GEÙME: dikilmeden | Z̃LK: bu | BÊNHM: onların (içindir) | GELVE: dedikleri | LYS: yoktur | ALYNE: bize | FY: karşı | ELÊMYYN: ümmilere | SBYL: bir yol (sorumluluk) | VYGVLVN: ve söylüyorlar | AL: karşı | ELLH: Allah'a | ELKZ̃B: yalan | VHM: ve onlar | YALMVN: bile bile | (3:75)
|BL: Hayır | MN: kim | ÊVF: yerine getirir | BAHD̃H: sözünü | VETG: ve (günahtan) korunursa | FÎN: şüphesiz | ELLH: Allah (da) | YḪB: sever | ELMTGYN: korunanları | (3:76)
|ÎN: şüphesiz | ELZ̃YN: kimseler (var ya) | YŞTRVN: satanlar | BAHD̃: verdikleri sözü | ELLH: Allah'a | VÊYMENHM: ve yeminlerini | S̃MNE: paraya | GLYLE: az bir | ÊVLÙK: işte | LE: yoktur | ḢLEG: bir payı | LHM: onların | FY: | EL ËḢRT: ahirette | VLE: | YKLMHM: onlara konuşmayacak | ELLH: Allah | VLE: | YNƵR: bakmayacak | ÎLYHM: onlara | YVM: günü | ELGYEMT: kıyamet | VLE: | YZKYHM: ve onları yüceltmeyecektir | VLHM: ve Onların | AZ̃EB: bir azab | ÊLYM: acıklı | (3:77)
|VÎN: ve şüphesiz | MNHM: onlardan | LFRYGE: bir grup (var ki) | YLVVN: eğip bükerler | ÊLSNTHM: dillerini | BELKTEB: Kitapla | LTḪSBVH: siz sanasınız diye | MN: -tan | ELKTEB: Kitap- | VME: (halbuki) yoktur | HV: o | MN: | ELKTEB: Kitapta | VYGVLVN: ve derler | HV: o | MN: -ndandır | AND̃: katı- | ELLH: Allah | VME: oysa değildir | HV: o | MN: -ndan | AND̃: katı- | ELLH: Allah | VYGVLVN: ve söylerler | AL: karşı | ELLH: Allah'a | ELKZ̃B: yalan | VHM: ve onlar | YALMVN: bile bile | (3:78)
|ME: | KEN: mümkün değildir | LBŞR: hiçbir insanın | ÊN: | YÙTYH: ona vermesinden (sonra) | ELLH: Allah | ELKTEB: Kitap | VELḪKM: hüküm (hikmet) | VELNBVT: ve peygamberlik | S̃M: sonra (o kalksın) | YGVL: demesi | LLNES: insanlara | KVNVE: olun | ABED̃E: kul(lar) | LY: bana | MN: | D̃VN: bırakıp | ELLH: Allah'ı | VLKN: fakat (der ki) | KVNVE: olun | RBENYYN: Rabbe halis kullar | BME: şeyler gereğince | KNTM: olduğunuz | TALMVN: okuyor | ELKTEB: Kitap | VBME: ve | KNTM: olduğunuz | TD̃RSVN: öğretiyor | (3:79)
|VLE: | YÊMRKM: ve size emretmez | ÊN: diye | TTḢZ̃VE: edinin | ELMLEÙKT: Melekleri | VELNBYYN: ve peygamberleri | ÊRBEBE: tanrılar | ÊYÊMRKM: size emreder mi? | BELKFR: inkar etmeyi | BAD̃: sonra | ÎZ̃: olduktan | ÊNTM: siz | MSLMVN: müslümanlar | (3:80)
|VÎZ̃: ve ne zaman | ÊḢZ̃: almıştı | ELLH: Allah | MYS̃EG: şöyle söz | ELNBYYN: peygamberlerden | LME: elbette | ËTYTKM: size verdim | MN: | KTEB: Kitap | VḪKMT: ve hikmet | S̃M: sonra | CEÙKM: geldiğinde | RSVL: bir peygamber | MṦD̃G: doğrulayıcı | LME: bulunan(Kitap)ı | MAKM: yanınızda | LTÙMNN: mutlaka inanacak | BH: ona | VLTNṦRNH: ve ona mutlaka yardım edeceksiniz | GEL: demişti | ÊÊGRRTM: bunu kabul ettiniz mi? | VÊḢZ̃TM: ve aldınız mı? | AL: üzerinize | Z̃LKM: bu hususta | ÎṦRY: ağır ahdimi | GELVE: dediler | ÊGRRNE: kabul ettik | GEL: dedi | FEŞHD̃VE: o halde tanık olun | VÊNE: ben de | MAKM: sizinle beraber | MN: | ELŞEHD̃YN: tanık olanlardanım | (3:81)
|FMN: artık kim | TVL: dönerse | BAD̃: sonra | Z̃LK: bundan | FÊVLÙK: işte | HM: onlar | ELFESGVN: fasıklardır | (3:82)
|ÊFĞYR: başkasını mı | D̃YN: dininden | ELLH: Allah'ın | YBĞVN: arıyorlar | VLH: ve onlar | ÊSLM: teslim olmuştur | MN: olanların hepsi | FY: | ELSMEVET: göklerde | VELÊRŽ: ve yerde | ŦVAE: isteyerek | VKRHE: ve(ya) istemeyerek | VÎLYH: ve O'na | YRCAVN: döndürüleceklerdir | (3:83)
|GL: de ki | ËMNE: inandık | BELLH: Allah'a | VME: şeye | ÊNZL: indirilen | ALYNE: bize | VME: ve şeye | ÊNZL: indirilen | AL: | ÎBREHYM: İbrahim'e | VÎSMEAYL: ve İsma'il'e | VÎSḪEG: ve İshak'a | VYAGVB: ve Ya'kub'a | VELÊSBEŦ: ve sıbtlara | VME: ve şeye | ÊVTY: verilen | MVS: Musa'ya | VAYS: ve Îsa'ya | VELNBYVN: ve peygamberlere | MN: tarafından | RBHM: Rableri | LE: | NFRG: ayırım yapmayız | BYN: arasında | ÊḪD̃: hiçbirinin | MNHM: onlar | VNḪN: ve biz | LH: O'na | MSLMVN: teslim olanlarız | (3:84)
|VMN: ve kim | YBTĞ: ararsa | ĞYR: başka | ELÎSLEM: İslam'dan | D̃YNE: bir din | FLN: (bilsin ki) asla | YGBL: (o din) kabul edilmeyecek | MNH: ondan | VHV: ve o | FY: | EL ËḢRT: ahirette | MN: | ELḢESRYN: kaybedenlerden olacaktır | (3:85)
|KYF: nasıl | YHD̃Y: yol gösterir | ELLH: Allah | GVME: bir topluma | KFRVE: inkar eden | BAD̃: sonra | ÎYMENHM: İman ettikten | VŞHD̃VE: ve gördükten | ÊN: gerçekten | ELRSVL: Resul'ün | ḪG: hak olduğunu | VCEÙHM: ve kendilerine geldikten | ELBYNET: açık deliller | VELLH: Allah | LE: | YHD̃Y: doğru yola iletmez | ELGVM: toplumu | ELƵELMYN: zalim | (3:86)
|ÊVLÙK: işte | CZEÙHM: onların cezası | ÊN: gerçekten | ALYHM: onların üzerine olmasıdır | LANT: la'neti | ELLH: Allah'ın | VELMLEÙKT: ve meleklerin | VELNES: ve insanların | ÊCMAYN: hepsinin | (3:87)
|ḢELD̃YN: ebedi kalacaklardır | FYHE: O(la'net)in içinde | LE: | YḢFF: hafifletilmeyecek | ANHM: onlardan | ELAZ̃EB: azab | VLE: | HM: ve onlara | YNƵRVN: fırsat verilmeyecektir | (3:88)
|ÎLE: dışında | ELZ̃YN: kimseler | TEBVE: tevbe eden | MN: | BAD̃: sonra | Z̃LK: ondan | VÊṦLḪVE: ve uslananlar | FÎN: çünkü | ELLH: Allah | ĞFVR: çok bağışlayan | RḪYM: çok esirgeyendir | (3:89)
|ÎN: şüphesiz | ELZ̃YN: onlar ki | KFRVE: inkar ettiler | BAD̃: sonra | ÎYMENHM: inandıktan | S̃M: sonra | EZD̃ED̃VE: arttı | KFRE: inkarları | LN: | TGBL: kabul edilmeyecektir | TVBTHM: onların tevbeleri | VÊVLÙK: ve işte | HM: onlar | ELŽELVN: sapıkların ta kendileridir | (3:90)
|ÎN: şüphesiz | ELZ̃YN: kimseler | KFRVE: inkar eden | VMETVE: ve ölenler | VHM: ve onlar | KFER: kafir olarak | FLN: | YGBL: kabul edilmeyecektir | MN: -nden | ÊḪD̃HM: hiçbiri- | MLÙ: dolusu | ELÊRŽ: dünya | Z̃HBE: altın | VLV: ve olsa dahi | EFTD̃: fidye vermiş | BH: onu | ÊVLÙK: işte | LHM: onlar için vardır | AZ̃EB: bir azab | ÊLYM: acıklı | VME: ve yoktur | LHM: onların | MN: hiçbir | NEṦRYN: yardımcıları | (3:91)
|LN: asla | TNELVE: eremezsiniz | ELBR: iyiliğe | ḪT: kadar | TNFGVE: (Allah için) harcayıncaya | MME: şeylerden | TḪBVN: sevdiğiniz | VME: ve ne ki? | TNFGVE: harcarsanız | MN: herhangi bir | ŞYÙ: şeyden | FÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | BH: onu | ALYM: bilir | (3:92)
|KL: bütün | ELŦAEM: yiyecekler | KEN: idi | ḪLE: helal | LBNY: oğullarına | ÎSREÙYL: İsrail | ÎLE: dışında | ME: şeyler | ḪRM: haram kıldığı | ÎSREÙYL: İsrail'in | AL: | NFSH: kendisine | MN: | GBL: önce | ÊN: | TNZL: indirilmeden | ELTVRET: Tevrat | GL: de ki | FÊTVE: getirin | BELTVRET: Tevrat'ı | FETLVHE: ve okuyun | ÎN: eğer | KNTM: iseniz | ṦED̃GYN: doğru | (3:93)
|FMN: artık kim | EFTR: uydurursa | AL: hakkında | ELLH: Allah | ELKZ̃B: bir yalan | MN: | BAD̃: sonra da | Z̃LK: bundan | FÊVLÙK: işte | HM: onlar | ELƵELMVN: zalimlerdir | (3:94)
|GL: de ki | ṦD̃G: doğru söyledi | ELLH: Allah | FETBAVE: öyle ise uyun | MLT: dinine | ÎBREHYM: İbrahim | ḪNYFE: hanif (Allah'ı birleyici) olarak | VME: (O) değil | KEN: idi | MN: -dan | ELMŞRKYN: ortak koşanlar- | (3:95)
|ÎN: doğrusu | ÊVL: önceki / evvelki | BYT: Yapı | VŽA: bırakılan | LLNES: insanlara | LLZ̃Y: -kimselere | BBKT: Bekkeyle | MBERKE: bereketlenen | VHD̃: ve hediye/hidayet kaynağı | LLAELMYN: bilinsin diye | (3:96)
|FYH: onda | ËYET: deliller | BYNET: açıklayıcı | MGEM: doğrultan | ÎBREHYM: İbrahimi | VMN: ve -den/dan | D̃ḢLH: girenler / dahil olanlar | KEN: olur | ËMNE: doğrulamış / emin | VLLH: ve Allah için | AL: -üzerine | ELNES: insanlar | ḪC: -haccetmek/tartışmak | ELBYT: Yapıyı | MN: -den/dan | ESTŦEA: uyacaklar | ÎLYH: onun | SBYLE: yoluna | VMN: ve -den/dan | KFR: yalanlayan | FÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | ĞNY: zengindir | AN: -den | ELAELMYN: bütün alemler- | (3:97)
|GL: de ki | YE: EY/HEY/AH | ÊHL: halk | ELKTEB: Kitap | LM: neden? | TKFRVN: inkar ediyorsunuz | B ËYET: ayetlerini | ELLH: Allah'ın | VELLH: Allah | ŞHYD̃: tanık iken | AL: | ME: şeylere | TAMLVN: yaptığınız | (3:98)
|GL: de ki | YE: EY/HEY/AH | ÊHL: halk | ELKTEB: Kitap | LM: niçin? | TṦD̃VN: çevirmeğe çalışıyorsunuz | AN: -ndan | SBYL: yolu- | ELLH: Allah | MN: kimseleri | ËMN: inanan | TBĞVNHE: göstermeğe yeltenerek | AVCE: eğri | VÊNTM: ve siz | ŞHD̃EÙ: (gerçeğe) tanık olduğunuz halde | VME: değildir | ELLH: Allah | BĞEFL: habersiz | AME: -dan | TAMLVN: yaptıklarınız- | (3:99)
|YE: EY/HEY/AH | ÊYHE: SİZ! | ELZ̃YN: kimseler | ËMNVE: inanan(lar) | ÎN: şayet | TŦYAVE: uyarsanız | FRYGE: gruba | MN: herhangi bir | ELZ̃YN: kimselerden | ÊVTVE: verilen(ler) | ELKTEB: Kitap | YRD̃VKM: sizi döndürürler | BAD̃: sonra | ÎYMENKM: imanınızdan | KEFRYN: kafir olarak | (3:100)
|VKYF: ve nasıl? | TKFRVN: inkar edersiniz | VÊNTM: ve üstelik size | TTL: okunmakta | ALYKM: size | ËYET: ayetleri | ELLH: Allah'ın | VFYKM: ve aranızda iken | RSVLH: O'nun Elçisi | VMN: ve kim | YATṦM: sarılırsa | BELLH: Allah'a | FGD̃: muhakkak ki o | HD̃Y: iletilmiştir | ÎL: | ṦREŦ: yola | MSTGYM: doğru | (3:101)
|YE: EY/HEY/AH | ÊYHE: SİZ! | ELZ̃YN: kimseler | ËMNVE: inanan(lar) | ETGVE: korkun | ELLH: Allah'tan | ḪG: hakkıyla | TGETH: O'na yaraşır biçimde | VLE: | TMVTN: ölmeyin | ÎLE: dışında | VÊNTM: siz | MSLMVN: müslümanlar olmak | (3:102)
|VEATṦMVE: ve yapışın | BḪBL: ipine | ELLH: Allah'ın | CMYAE: topluca | VLE: | TFRGVE: ayrılmayın | VEZ̃KRVE: ve hatırlayın | NAMT: ni'metini | ELLH: Allah'ın | ALYKM: size olan | ÎZ̃: hani | KNTM: siz idiniz | ÊAD̃EÙ: birbirinize düşman | FÊLF: (Allah) uzlaştırdı | BYN: arasını | GLVBKM: kalblerinizin | FÊṦBḪTM: (haline) geldiniz | BNAMTH: O'un ni'metiyle | ÎḢVENE: kardeşler | VKNTM: siz bulunuyordunuz | AL: | ŞFE: kenarında | ḪFRT: bir çukurun | MN: -ten | ELNER: ateş- | FÊNGZ̃KM: (Allah) sizi kurtardı | MNHE: ondan | KZ̃LK: böyle | YBYN: açıklıyor | ELLH: Allah | LKM: size | ËYETH: ayetlerini | LALKM: umulur ki | THTD̃VN: yola gelirsiniz | (3:103)
|VLTKN: olsun | MNKM: içinizden | ÊMT: bir topluluk | YD̃AVN: çağıran | ÎL: | ELḢYR: hayra | VYÊMRVN: ve emreden | BELMARVF: iyiliği | VYNHVN: ve men'eden | AN: | ELMNKR: kötülükten | VÊVLÙK: işte | HM: onlar | ELMFLḪVN: kurtuluşa erenlerdir | (3:104)
|VLE: | TKVNVE: olmayın | KELZ̃YN: gibi | TFRGVE: bölünüp | VEḢTLFVE: ve ihtilaf edenler | MN: -dan | BAD̃: sonra | ME: | CEÙHM: kendilerine geldikten | ELBYNET: açık deliller | VÊVLÙK: işte onlar | LHM: (evet) onlar için vardır | AZ̃EB: bir azab | AƵYM: büyük | (3:105)
|YVM: O gün | TBYŽ: ağarır | VCVH: (bazı) yüzler | VTSVD̃: kararır | VCVH: (bazı) yüzler | FÊME: o zaman | ELZ̃YN: kimselere | ESVD̃T: kararan | VCVHHM: yüzleri | ÊKFRTM: inkar ettiniz ha? (denilir) | BAD̃: sonra | ÎYMENKM: inanmanızdan | FZ̃VGVE: öyle ise tadın | ELAZ̃EB: azabı | BME: karşılık | KNTM: etmenize | TKFRVN: inkar | (3:106)
|VÊME: ise | ELZ̃YN: kimseler | EBYŽT: ağaran | VCVHHM: yüzleri | FFY: içindedirler | RḪMT: rahmeti | ELLH: Allah'ın | HM: onlar | FYHE: orada | ḢELD̃VN: sürekli kalacaklardır | (3:107)
|TLK: işte onlar | ËYET: ayetleridir | ELLH: Allah'ın | NTLVHE: onları okuyoruz | ALYK: sana | BELḪG: gerçek ile | VME: | ELLH: Allah | YRYD̃: istemez | ƵLME: zulmetmek | LLAELMYN: alemlere | (3:108)
|VLLH: Allah'ındır | ME: olanlar | FY: | ELSMEVET: göklerde | VME: ve olanlar | FY: | ELÊRŽ: yerde | VÎL: | ELLH: ve Allah'a | TRCA: döndürülür | ELÊMVR: bütün işler | (3:109)
|KNTM: siz oldunuz | ḢYR: en hayırlı | ÊMT: bir ümmet | ÊḢRCT: çıkarılmış | LLNES: insanlar için | TÊMRVN: emrediyorsunuz | BELMARVF: iyiliği | VTNHVN: men'ediyorsunuz | AN: -ten | ELMNKR: kötülük- | VTÙMNVN: ve inanıyorsunuz | BELLH: Allah'a | VLV: eğer | ËMN: inanmış olsaydı | ÊHL: ehli | ELKTEB: Kitap | LKEN: elbette olurdu | ḢYRE: hayırlı | LHM: kendileri için | MNHM: onlardan | ELMÙMNVN: inananlar da var | VÊKS̃RHM: ama çokları | ELFESGVN: yoldan çıkmışlardır | (3:110)
|LN: | YŽRVKM: size zarar veremezler | ÎLE: dışında | ÊZ̃: incitme | VÎN: eğer | YGETLVKM: sizinle savaşsalar (bile) | YVLVKM: size dönüp kaçarlar | ELÊD̃BER: arkalarını | S̃M: sonra | LE: | YNṦRVN: onlara yardım da edilmez | (3:111)
|ŽRBT: vurulmuştur | ALYHM: onlara | ELZ̃LT: alçaklık (damgası) | ÊYN: nerede | ME: | S̃GFVE: bulunsalar | ÎLE: ancak hariç | BḪBL: ahdine (ipine) | MN: | ELLH: Allah'ın | VḪBL: ve ahdine (ipine) | MN: | ELNES: (inanan) insanların | VBEÙVE: ve uğradılar | BĞŽB: gazabına | MN: | ELLH: Allah'ın | VŽRBT: ve vuruldu | ALYHM: üzerlerine | ELMSKNT: miskinlik (damgası) | Z̃LK: böyledir | BÊNHM: çünkü onlar | KENVE: | YKFRVN: inkar ediyorlar | B ËYET: ayetlerini | ELLH: Allah'ın | VYGTLVN: öldürüyorlardı | ELÊNBYEÙ: peygamberleri | BĞYR: -sız yere | ḪG: hak- | Z̃LK: böyledir | BME: çünkü | AṦVE: isyan etmişlerdi | VKENVE: | YATD̃VN: ve haddi aşıyorlardı | (3:112)
|LYSVE: (ama) hepsi değildir | SVEÙ: aynı | MN: -nden | ÊHL: ehli- | ELKTEB: Kitap | ÊMT: bir topluluk vardır | GEÙMT: ayakta duran | YTLVN: okuyarak | ËYET: ayetlerini | ELLH: Allah'ın | ËNEÙ: saatlerinde | ELLYL: gece | VHM: ve onlar | YSCD̃VN: secdeye kapanırlar | (3:113)
|YÙMNVN: inanırlar | BELLH: Allah'a | VELYVM: ve gününe | EL ËḢR: ahiret | VYÊMRVN: ve emreder | BELMARVF: iyiliği | VYNHVN: ve men'ederler | AN: -ten | ELMNKR: kötülük- | VYSERAVN: ve koşarlar | FY: | ELḢYRET: hayır işlerine | VÊVLÙK: işte onlar | MN: -dendir | ELṦELḪYN: iyiler- | (3:114)
|VME: ve şeyler | YFALVE: yapacakları | MN: -ten | ḢYR: iyilik- | FLN: | YKFRVH: inkar edilmeyecektir | VELLH: Şüphesiz Allah | ALYM: bilmektedir | BELMTGYN: (günahlardan) korunanları | (3:115)
|ÎN: şüphesiz | ELZ̃YN: kimseler | KFRVE: inkar eden(ler) | LN: | TĞNY: yarar sağlamayacaktır | ANHM: onlara | ÊMVELHM: malları | VLE: ne de | ÊVLED̃HM: evladları | MN: karşı | ELLH: Allah'a | ŞYÙE: hiçbir şey | VÊVLÙK: ve onlar | ÊṦḪEB: halkıdır | ELNER: ateş | HM: onlar | FYHE: orada | ḢELD̃VN: sürekli kalacaklardır | (3:116)
|MS̃L: durumu | ME: şeylerin (malların) | YNFGVN: harcadıkları | FY: | HZ̃H: bu | ELḪYET: dünya | ELD̃NYE: hayatında | KMS̃L: benzer | RYḪ: bir rüzgara | FYHE: kendisine | ṦR: dondurucu | ÊṦEBT: vurup | ḪRS̃: ekinine | GVM: bir topluluğun | ƵLMVE: zulmeden | ÊNFSHM: nefislerine | FÊHLKTH: onu mahveden | VME: | ƵLMHM: onlara zulmetmedi | ELLH: Allah | VLKN: fakat | ÊNFSHM: onlar kendi kendilerine | YƵLMVN: zulmediyorlardı | (3:117)
|YE: EY/HEY/AH | ÊYHE: SİZ! | ELZ̃YN: ki onlar | ËMNVE: inanan(lar) | LE: sakın | TTḢZ̃VE: edinmeyin | BŦENT: kendinize dost | MN: | D̃VNKM: kendinizden başkasını | LE: | YÊLVNKM: onlar sizi geri durmazlar | ḢBELE: bozmaktan | VD̃VE: isterler | ME: şeyleri | ANTM: size sıkıntı verecek | GD̃: doğrusu | BD̃T: taşmaktadır | ELBĞŽEÙ: öfke | MN: -ndan | ÊFVEHHM: onların ağızları- | VME: şeyler (kin) ise | TḢFY: gizledikleri | ṦD̃VRHM: göğüslerinde | ÊKBR: daha büyüktür | GD̃: elbette | BYNE: açıkladık | LKM: size | EL ËYET: ayetleri | ÎN: eğer | KNTM: iseniz | TAGLVN: düşünüyor | (3:118)
|HE: o | ÊNTM: sizin | ÊVLEÙ: öyle kimselersiniz ki | TḪBVNHM: onları seversiniz | VLE: | YḪBVNKM: halbuki onlar sizi sevmezler | VTÙMNVN: ve inanırsınız | BELKTEB: Kitabın | KLH: hepsine | VÎZ̃E: zaman | LGVKM: sizinle karşılaştıkları | GELVE: derler | ËMNE: inandık | VÎZ̃E: ve zaman | ḢLVE: yalnız kaldıkları | AŽVE: ısırırlar | ALYKM: size karşı | ELÊNEML: parmak uçlarını | MN: -den | ELĞYƵ: öfke- | GL: de ki | MVTVE: ölün | BĞYƵKM: öfkenizden | ÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | ALYM: bilir | BZ̃ET: özünü | ELṦD̃VR: göğüslerin | (3:119)
|ÎN: eğer | TMSSKM: size dokunsa | ḪSNT: bir iyilik | TSÙHM: onları tasalandırır | VÎN: ve eğer | TṦBKM: size dokunsa | SYÙT: bir kötülük | YFRḪVE: sevinirler | BHE: ona | VÎN: eğer | TṦBRVE: sabreder | VTTGVE: ve korunursanız | LE: | YŽRKM: size zarar vermez | KYD̃HM: onların tuzağı | ŞYÙE: hiçbir şekilde | ÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | BME: şeyleri | YAMLVN: onların yaptıkları | MḪYŦ: kuşatmıştır | (3:120)
|VÎZ̃: hani | ĞD̃VT: sen erkenden | MN: -den | ÊHLK: ailen- | TBVÙ: ayrılmıştın | ELMÙMNYN: mü'minleri | MGEAD̃: yerleştiriyordun | LLGTEL: savaş için | VELLH: Allah da | SMYA: işitendi | ALYM: bilendi | (3:121)
|ÎZ̃: o vakit | HMT: yüz tutmuştu | ŦEÙFTEN: iki takım | MNKM: sizden | ÊN: | TFŞLE: korkup bozulmaya | VELLH: halbuki Allah | VLYHME: kendilerinin dostu idi | VAL: | ELLH: Allah'a | FLYTVKL: dayansınlar | ELMÙMNVN: inananlar | (3:122)
|VLGD̃: nitekim | NṦRKM: size yardım etmişti | ELLH: Allah | BBD̃R: Bedir'de | VÊNTM: ve siz | ÊZ̃LT: zayıf durumdayken | FETGVE: O halde korkun | ELLH: Allah'tan | LALKM: umulur ki | TŞKRVN: şükredersiniz | (3:123)
|ÎZ̃: O zaman | TGVL: sen diyordun | LLMÙMNYN: mü'minlere | ÊLN: | YKFYKM: size yetmez mi? | ÊN: | YMD̃KM: size yardım etmesi | RBKM: Rabbinizin | BS̃LES̃T: üç | ËLEF: bin | MN: | ELMLEÙKT: melek ile | MNZLYN: indirilmiş | (3:124)
|BL: evet | ÎN: eğer | TṦBRVE: sabrederseniz | VTTGVE: ve korunursanız | VYÊTVKM: üzerinize gelseler | MN: | FVRHM: onlar ansızın | HZ̃E: şu (anda) | YMD̃D̃KM: size yardım eder | RBKM: Rabbiniz | BḢMST: beş | ËLEF: bin | MN: | ELMLEÙKT: melekle | MSVMYN: nişanlı | (3:125)
|VME: | CALH: onu yapmaz | ELLH: Allah | ÎLE: ancak (yapar) | BŞR: müjde olsun diye | LKM: size | VLTŦMÙN: ve güven bulsun diye | GLVBKM: kalbleriniz | BH: bununla | VME: ve yoktur | ELNṦR: yardım | ÎLE: ancak( vardır) | MN: | AND̃: katında | ELLH: Allah | ELAZYZ: daima galib | ELḪKYM: hüküm ve hikmet sahibi | (3:126)
|LYGŦA: kessin diye | ŦRFE: bir kısmını | MN: -den | ELZ̃YN: kimseler- | KFRVE: inkar eden(ler) | ÊV: yahut | YKBTHM: ve perişan etsin de | FYNGLBVE: dönüp gitsinler diye | ḢEÙBYN: umutsuz olarak | (3:127)
|LYS: yoktur | LK: senin | MN: | ELÊMR: o konuda | ŞYÙ: (yapacağın) bir şey | ÊV: ya | YTVB: (Allah) tevbelerini kabul eder | ALYHM: onların | ÊV: ya da | YAZ̃BHM: onlara azab eder | FÎNHM: şüphesiz onlar (diye) | ƵELMVN: zalimlerdir | (3:128)
|VLLH: ve Allah'ındır | ME: olanlar | FY: | ELSMEVET: göklerde | VME: ve olanlar | FY: | ELÊRŽ: yerde | YĞFR: (O) bağışlar | LMN: kimseyi | YŞEÙ: dilediği | VYAZ̃B: ve azabeder | MN: dimseye | YŞEÙ: dilediği | VELLH: Allah | ĞFVR: çok bağışlayan | RḪYM: çok esirgeyendir | (3:129)
|YE: EY/HEY/AH | ÊYHE: SİZ! | ELZ̃YN: kimseler | ËMNVE: inanan(lar) | LE: | TÊKLVE: yemeyin | ELRBE: riba | ÊŽAEFE: kat kat | MŽEAFT: arttırarak | VETGVE: ve korkun | ELLH: Allah'tan | LALKM: umulur ki | TFLḪVN: kurtuluşa erersiniz | (3:130)
|VETGVE: ve sakının | ELNER: ateşten | ELTY: o ki | ÊAD̃T: hazırlanmıştır | LLKEFRYN: kafirler için | (3:131)
|VÊŦYAVE: ve ita'at edin | ELLH: Allah'a | VELRSVL: ve Elçiye | LALKM: umulur ki olursunuz | TRḪMVN: merhamet edilenlerden | (3:132)
|VSERAVE: ve koşun | ÎL: | MĞFRT: bir bağışlanmaya | MN: -den | RBKM: Rabbiniz- | VCNT: ve cennete | ARŽHE: genişliği | ELSMEVET: göklerle | VELÊRŽ: ve yer kadar olan | ÊAD̃T: hazırlanmış | LLMTGYN: korunanlar için | (3:133)
|ELZ̃YN: onlar ki | YNFGVN: infak ederler | FY: | ELSREÙ: bollukta | VELŽREÙ: ve darlıkta | VELKEƵMYN: yutkunurlar | ELĞYƵ: öfke(lerin)i | VELAEFYN: ve affederler | AN: | ELNES: insanları | VELLH: Allah da | YḪB: sever | ELMḪSNYN: güzel davrananları | (3:134)
|VELZ̃YN: ve onlar | ÎZ̃E: zaman | FALVE: yaptıkları | FEḪŞT: bir kötülük | ÊV: ya da | ƵLMVE: zulmettikleri | ÊNFSHM: nefislerine | Z̃KRVE: hatırlayarak | ELLH: Allah'ı | FESTĞFRVE: bağışlanmasını dilerler | LZ̃NVBHM: günahlarının | VMN: ve kim | YĞFR: bağışlayabilir | ELZ̃NVB: günahları | ÎLE: başka | ELLH: Allah'tan | VLM: | YṦRVE: ve onlar ısrar etmezler | AL: | ME: şeylerde (hatalarında) | FALVE: yaptıkları | VHM: onlar | YALMVN: bile bile | (3:135)
|ÊVLÙK: işte | CZEÙHM: onların mükafatı | MĞFRT: bağışlanma | MN: tarafından | RBHM: Rableri | VCNET: ve cennetlerdir | TCRY: akan | MN: | TḪTHE: altlarından | ELÊNHER: ırmaklar | ḢELD̃YN: sürekli kalırlar | FYHE: içinde | VNAM: ve ne güzeldir | ÊCR: ücreti | ELAEMLYN: çalışanların | (3:136)
|GD̃: şüphesiz | ḢLT: uygulanmıştır | MN: | GBLKM: sizden önce de | SNN: yasalar | FSYRVE: dolaşın | FY: | ELÊRŽ: yeryüzünde | FENƵRVE: ve görün | KYF: nasıl | KEN: olduğunu | AEGBT: sonunun | ELMKZ̃BYN: yalanlayıcıların | (3:137)
|HZ̃E: bu | BYEN: bir açıklamadır | LLNES: insanlara | VHD̃: ve yol göstermedir | VMVAƵT: ve öğüttür | LLMTGYN: korunanlara | (3:138)
|VLE: | THNVE: gevşemeyin | VLE: | TḪZNVE: üzülmeyin | VÊNTM: mutlaka siz | ELÊALVN: üstün geleceksiniz | ÎN: eğer | KNTM: iseniz | MÙMNYN: inanıyor | (3:139)
|ÎN: eğer | YMSSKM: size dokunduysa | GRḪ: bir yara | FGD̃: muhakkak | MS: dokunmuştu | ELGVM: o topluluğa da | GRḪ: bir yara | MS̃LH: benzeri | VTLK: işte o | ELÊYEM: günler | ND̃EVLHE: biz onları çeviririz | BYN: arasında | ELNES: insanlar | VLYALM: (bu) bilmesi içindir | ELLH: Allah'ın | ELZ̃YN: kimseleri | ËMNVE: inanan(ları) | VYTḢZ̃: ve edinmesi içindir | MNKM: sizden | ŞHD̃EÙ: şehidler (şahidler) | VELLH: Allah | LE: | YḪB: sevmez | ELƵELMYN: zalimleri | (3:140)
|VLYMḪṦ: ve temize çıkarması için | ELLH: Allah'ın | ELZ̃YN: kimseleri | ËMNVE: inanan(ları) | VYMḪG: ve mahvetmesi için | ELKEFRYN: kafirleri | (3:141)
|ÊM: yoksa | ḪSBTM: siz sandınız | ÊN: | TD̃ḢLVE: gireceğinizi | ELCNT: cennete | VLME: | YALM: bilmeden | ELLH: Allah | ELZ̃YN: kimseleri | CEHD̃VE: cihad edenleri | MNKM: içinizden | VYALM: (sınayıp) bilmeden | ELṦEBRYN: sabredenleri | (3:142)
|VLGD̃: andolsun ki | KNTM: siz | TMNVN: arzuluyordunuz | ELMVT: ölümü | MN: | GBL: önce | ÊN: | TLGVH: onunla karşılaşmadan | FGD̃: işte | RÊYTMVH: onu gördünüz | VÊNTM: ve siz | TNƵRVN: bakıp duruyorsunuz | (3:143)
|VME: ve değildir | MḪMD̃: Muhammed | ÎLE: başka (bir şey) | RSVL: bir elçi | GD̃: muhakkak | ḢLT: gelip geçmiştir | MN: | GBLH: ondan önce de | ELRSL: elçiler | ÊFÎN: eğer şimdi | MET: o ölür | ÊV: veya | GTL: öldürülürse | ENGLBTM: geriye mi döneceksiniz? | AL: üzerinde | ÊAGEBKM: ökçelerinizin | VMN: kim | YNGLB: geriye dönerse | AL: üzerinde | AGBYH: ökçesi | FLN: | YŽR: ziyan veremez | ELLH: Allah'a | ŞYÙE: hiçbir | VSYCZY: ve mükafatlandıracaktır | ELLH: Allah | ELŞEKRYN: şükredenleri | (3:144)
|VME: ve yoktur | KEN: | LNFS: hiçbir kişi için | ÊN: | TMVT: ölmek | ÎLE: olmadan | BÎZ̃N: izni | ELLH: Allah'ın | KTEBE: yazılmıştır | MÙCLE: belirli bir süreye göre | VMN: ve kim | YRD̃: isterse | S̃VEB: sevabını (menfaatini) | ELD̃NYE: dünya | NÙTH: kendisine veririz | MNHE: ondan | VMN: ve kim | YRD̃: isterse | S̃VEB: sevabını | EL ËḢRT: ahiret | NÙTH: kendisine veririz | MNHE: ondan | VSNCZY: ve mükafatlandıracağız | ELŞEKRYN: şükredenleri | (3:145)
|VKÊYN: nice var ki | MN: den | NBY: peygamber- | GETL: çarpıştılar | MAH: kendileriyle beraber | RBYVN: Rabbani (erenler) | KS̃YR: birçok | FME: | VHNVE: yılmadılar | LME: şeylerden | ÊṦEBHM: başlarında gelen | FY: | SBYL: yolunda | ELLH: Allah | VME: | ŽAFVE: zayıflık göstermediler | VME: | ESTKENVE: boyun eğmediler | VELLH: Allah | YḪB: sever | ELṦEBRYN: sabredenleri | (3:146)
|VME: ve değildi | KEN: | GVLHM: sözleri | ÎLE: başka | ÊN: | GELVE: demelerinden | RBNE: Rabbimiz | EĞFR: bağışla | LNE: bizim | Z̃NVBNE: günahlarımızı | VÎSREFNE: ve taşkınlığımızı | FY: | ÊMRNE: işimizde | VS̃BT: ve sağlam tut | ÊGD̃EMNE: ayaklarımızı | VENṦRNE: bize yardım eyle | AL: karşı | ELGVM: toplumuna | ELKEFRYN: kafirler | (3:147)
|F ËTEHM: onlara verdi | ELLH: Allah (da) | S̃VEB: karşılığını | ELD̃NYE: dünya | VḪSN: ve en güzelini | S̃VEB: karşılığının | EL ËḢRT: ahiret | VELLH: (çünkü) Allah | YḪB: sever | ELMḪSNYN: güzel davrananları | (3:148)
|YE: EY/HEY/AH | ÊYHE: SİZ! | ELZ̃YN: kimseler | ËMNVE: inanan(lar) | ÎN: eğer | TŦYAVE: ita'at ederseniz | ELZ̃YN: kimselere | KFRVE: inkar eden(lere) | YRD̃VKM: sizi çevirirler | AL: üzere | ÊAGEBKM: arkanız (küfre) | FTNGLBVE: o zaman dönersiniz | ḢESRYN: kaybedenlere | (3:149)
|BL: hayır | ELLH: Allah'tır | MVLEKM: Mevlanız | VHV: ve O'dur | ḢYR: en iyisi | ELNEṦRYN: yardımcıların | (3:150)
|SNLGY: salacağız | FY: | GLVB: kalblerine | ELZ̃YN: kimselerin | KFRVE: inkar edenlerin | ELRAB: korku | BME: dolayı | ÊŞRKVE: ortak koştuklarından | BELLH: Allah'a | ME: şeyleri | LM: | YNZL: indirmediği | BH: kendilerine | SLŦENE: hiçbir güç | VMÊVEHM: ve gidecekleri yer de | ELNER: cehennemdir | VBÙS: ne kötüdür | MS̃V: varacağı yer | ELƵELMYN: zalimlerin | (3:151)
|VLGD̃: elbette | ṦD̃GKM: size doğruladı | ELLH: Allah | VAD̃H: (yardım) va'dini | ÎZ̃: sürece | TḪSVNHM: onları öldürdüğünüz | BÎZ̃NH: kendi izniyle | ḪT: nihayet | ÎZ̃E: nezaman ki | FŞLTM: siz korktunuz | VTNEZATM: ve (birbirinizle) çekiştiniz | FY: hakkında | ELÊMR: (verilen) emir | VAṦYTM: ve isyan ettiniz | MN: | BAD̃: sonra | ME: | ÊREKM: size gösterdikten | ME: şey(galibiyet)i | TḪBVN: sevdiğiniz | MNKM: sizden | MN: kiminiz | YRYD̃: istiyordu | ELD̃NYE: dünyayı | VMNKM: ve sizden | MN: kiminiz | YRYD̃: istiyordu | EL ËḢRT: ahireti | S̃M: sonra | ṦRFKM: (Allah) geri çevirdi | ANHM: onlardan | LYBTLYKM: sizi denemek için | VLGD̃: andolsun ki | AFE: bağışladı | ANKM: sizi | VELLH: Allah | Z̃V: sahibidir | FŽL: lütuf | AL: karşı | ELMÙMNYN: mü'minlere | (3:152)
|ÎZ̃: hani | TṦAD̃VN: boyuna uzaklaşıyordunuz | VLE: | TLVVN: dönüp bakmıyordunuz | AL: | ÊḪD̃: hiç kimseye | VELRSVL: ve Elçi | YD̃AVKM: sizi çağırırken | FY: | ÊḢREKM: arkanızdan | FÊS̃EBKM: bundan dolayı size verdi | ĞME: gam | BĞM: gam üstüne | LKYLE: diye | TḪZNVE: üzülmeyesiniz | AL: | ME: şeye | FETKM: elinizden giden | VLE: vw | ME: şeye | ÊṦEBKM: başınıza gelen | VELLH: Allah | ḢBYR: haberdardır | BME: şeylerden | TAMLVN: yaptıklarınız(dan) | (3:153)
|S̃M: sonra | ÊNZL: indirdi | ALYKM: size | MN: | BAD̃: ardından | ELĞM: o üzüntünün | ÊMNT: bir güven | NAESE: bir uyku | YĞŞ: bürüyen | ŦEÙFT: bir kısmınızı | MNKM: sizden | VŦEÙFT: ve bir kısmınız da | GD̃: doğrusu | ÊHMTHM: kaygısına düşmüştü | ÊNFSHM: kendi canlarının | YƵNVN: bir zanda bulunuyorlar | BELLH: Allah'a karşı | ĞYR: -sız | ELḪG: hak- | ƵN: zannı (gibi) | ELCEHLYT: cahiliyye | YGVLVN: diyorlardı | HL: var mı | LNE: bize | MN: | ELÊMR: bu işten | MN: hiçbir | ŞYÙ: şey | GL: de ki | ÎN: şüphesiz | ELÊMR: | KLH: bütünüyle | LLH: Allah'a aittir | YḢFVN: onlar gizliyorlar | FY: | ÊNFSHM: içlerinde | ME: şeyleri | LE: | YBD̃VN: açıklayamadıkları | LK: sana | YGVLVN: diyorlar ki | LV: şayet | KEN: olsaydı | LNE: bize | MN: | ELÊMR: bu işten | ŞYÙ: bir şey (fayda) | ME: | GTLNE: öldürülmezdik | HEHNE: burada | GL: de ki | LV: şayet | KNTM: olsaydınız | FY: | BYVTKM: evlerinizde dahi | LBRZ: mutlaka boylardı | ELZ̃YN: olanlar | KTB: yazılmış | ALYHM: üzerine | ELGTL: öldürülme(si) | ÎL: | MŽECAHM: yatacakları yeri | VLYBTLY: ve denemesi içindir | ELLH: Allah'ın | ME: olanı | FY: içinde | ṦD̃VRKM: göğüsleriniz | VLYMḪṦ: ve açığa çıkarması içindir | ME: olanı | FY: içinde | GLVBKM: kalbleriniz | VELLH: Allah | ALYM: bilir | BZ̃ET: özünü | ELṦD̃VR: göğüslerin | (3:154)
|ÎN: şüphesiz | ELZ̃YN: kimseleri | TVLVE: yüz çevirip giden | MNKM: içinizden | YVM: gün | ELTG: iki topluluğun | ELCMAEN: karşılaştığı | ÎNME: şüphesiz | ESTZLHM: (yoldan) kaydırmak istemişti | ELŞYŦEN: şeytan | BBAŽ: bazı | ME: dolayı | KSBVE: yaptıkları işlerden | VLGD̃: ama elbette | AFE: affetti | ELLH: Allah | ANHM: onları | ÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | ĞFVR: çok bağışlayandır | ḪLYM: halimdir | (3:155)
|YE: EY/HEY/AH | ÊYHE: SİZ! | ELZ̃YN: kimseler | ËMNVE: inananlar | LE: | TKVNVE: olmayın | KELZ̃YN: kimseler (gibi) | KFRVE: inkar eden(ler) | VGELVE: ve diyenler (gibi) | LÎḢVENHM: kardeşleri için | ÎZ̃E: zaman | ŽRBVE: sefere çıktıkları | FY: | ELÊRŽ: yeryüzünde | ÊV: ya da | KENVE: | ĞZ: savaşa çıktıkları | LV: eğer | KENVE: olsalardı | AND̃NE: bizim yanımızda | ME: | METVE: ölmezlerdi | VME: | GTLVE: ve öldürülmezlerdi | LYCAL: yapar | ELLH: Allah | Z̃LK: bu (düşünce ve sözlerini) | ḪSRT: bir dert | FY: | GLVBHM: kalblerinde | VELLH: Allahtır | YḪYY: yaşatan | VYMYT: ve öldüren | VELLH: Allah | BME: şeyleri | TAMLVN: yaptıklarınız | BṦYR: görmektedir | (3:156)
|VLÙN: eğer | GTLTM: öldürülür | FY: | SBYL: yolunda | ELLH: Allah | ÊV: ya da | MTM: ölürseniz | LMĞFRT: bağışlaması vardır | MN: | ELLH: Allah'ın | VRḪMT: ve rahmeti | ḢYR: daha hayırlıdır | MME: şeylerden | YCMAVN: onların topladıkları | (3:157)
|VLÙN: elbette | MTM: ölür | ÊV: veya | GTLTM: öldürülürseniz | LÎL: elbette | ELLH: Allah'a | TḪŞRVN: götürüleceksiniz | (3:158)
|FBME: sebebiyle | RḪMT: rahmeti | MN: | ELLH: Allah'ın | LNT: sen yumuşak davrandın | LHM: onlara | VLV: eğer | KNT: olsaydın | FƵE: kaba | ĞLYƵ: katı | ELGLB: yürekli | LENFŽVE: dağılır, giderlerdi | MN: | ḪVLK: çevrenden | FEAF: öyleyse affet | ANHM: onları | VESTĞFR: ve mağfiret dile | LHM: onlar için | VŞEVRHM: ve onlara danış | FY: | ELÊMR: işini | FÎZ̃E: zaman | AZMT: karar verdiğin | FTVKL: dayan | AL: | ELLH: Allah'a | ÎN: elbette | ELLH: Allah | YḪB: sever | ELMTVKLYN: kendine dayanıp güvenenleri | (3:159)
|ÎN: eğer | YNṦRKM: size yardım ederse | ELLH: Allah | FLE: artık yoktur | ĞELB: yenecek | LKM: sizi | VÎN: ve eğer | YḢZ̃LKM: sizi yüz üstü bırakırsa | FMN: kimdir | Z̃E: | ELZ̃Y: kimse | YNṦRKM: size yardım edebilecek | MN: | BAD̃H: O'ndan sonra | VAL: | ELLH: ve Allah'a | FLYTVKL: dayansınlar | ELMÙMNVN: Mü'minler | (3:160)
|VME: ve değildir | KEN: olur şey | LNBY: bir peygamberin | ÊN: | YĞL: hiyanet etmesi | VMN: ve kim | YĞLL: hıyanet ederse | YÊT: getirir | BME: şeyi | ĞL: hıyanet ettiği | YVM: günü | ELGYEMT: kıyamet | S̃M: sonra | TVF: tastamam verilir | KL: her | NFS: kişiye | ME: ne ki | KSBT: kazandı | VHM: ve onlar | LE: | YƵLMVN: hiçbir haksızlığa uğratılmazlar | (3:161)
|ÊFMN: hiç olur mu? | ETBA: uyan | RŽVEN: rızasına | ELLH: Allah'ın | KMN: kimse gibi | BEÙ: uğrayan | BSḢŦ: hışmına | MN: | ELLH: Allah'ın | VMÊVEH: ve yeri | CHNM: cehennem (olan) | VBÙS: ne kötü | ELMṦYR: sonuçtur orası | (3:162)
|HM: O(insa)nlar | D̃RCET: derece derecedirler | AND̃: katında | ELLH: Allah | VELLH: Allah | BṦYR: görmektedir | BME: şeyleri | YAMLVN: onların yaptıkları | (3:163)
|LGD̃: andolsun ki | MN: lutufta bulundu | ELLH: Allah | AL: karşı | ELMÙMNYN: mü'minlere | ÎZ̃: | BAS̃: göndermekle | FYHM: kendilerine | RSVLE: bir elçi | MN: | ÊNFSHM: kendi içlerinden | YTLV: okuyan | ALYHM: onlara | ËYETH: (Allah'ın) ayetlerini | VYZKYHM: ve kendilerini yücelten | VYALMHM: ve kendilerine öğreten | ELKTEB: Kitap | VELḪKMT: ve hikmeti | VÎN: | KENVE: bulunuyorlarken | MN: | GBL: daha önce | LFY: içinde | ŽLEL: bir sapıklık | MBYN: açık | (3:164)
|ÊVLME: için mi? | ÊṦEBTKM: size geldiği | MṦYBT: bir bela | GD̃: doğrusu | ÊṦBTM: onların başlarına getirdiğiniz halde | MS̃LYHE: onun iki katını | GLTM: dediniz | ÊN: nereden (başımıza geldi) | HZ̃E: bu | GL: de ki | HV: O (bela) | MN: | AND̃: -dendir | ÊNFSKM: kendiniz- | ÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | AL: üzerine | KL: her | ŞYÙ: şey | GD̃YR: kadirdir | (3:165)
|VME: ve şey | ÊṦEBKM: sizin başınıza gelen | YVM: gün | ELTG: karşılaştığı | ELCMAEN: iki topluluğun | FBÎZ̃N: ancak izniyledir | ELLH: Allah'ın | VLYALM: ve bilmesi içindir | ELMÙMNYN: inananları | (3:166)
|VLYALM: ve bilmesi içindir | ELZ̃YN: kimseleri | NEFGVE: iki yüzlülük edenleri | VGYL: dendiği halde | LHM: onlara | TAELVE: gelin | GETLVE: savaşın | FY: | SBYL: yolunda | ELLH: Allah | ÊV: ya da | ED̃FAVE: savunun | GELVE: dediler | LV: eğer | NALM: bilseydik | GTELE: savaş (olacağını) | LETBANEKM: sizinle gelirdik | HM: onlar | LLKFR: küfre | YVMÙZ̃: o gün | ÊGRB: yakın idiler | MNHM: ondan | LLÎYMEN: imandan (çok) | YGVLVN: söylüyorlar | BÊFVEHHM: ağızlarıyla | ME: | LYS: olmayanı | FY: içinde | GLVBHM: kalblerinin | VELLH: halbuki Allah | ÊALM: çok iyi bilmektedir | BME: şeyi | YKTMVN: içlerinde sakladıkları | (3:167)
|ELZ̃YN: kimselere | GELVE: diyen(lere) | LÎḢVENHM: kardeşleri için | VGAD̃VE: (Savaştan geri kalıp) oturarak | LV: eğer | ÊŦEAVNE: bizim sözümüzü tutsalardı | ME: | GTLVE: öldürülmezlerdi | GL: de ki | FED̃RÙVE: haydi savın | AN: | ÊNFSKM: kendinizden | ELMVT: ölümü | ÎN: eğer | KNTM: iseniz | ṦED̃GYN: doğrulardan | (3:168)
|VLE: | TḪSBN: sanma | ELZ̃YN: kimseleri | GTLVE: öldürülenleri | FY: | SBYL: yolunda | ELLH: Allah | ÊMVETE: ölüler | BL: bilakis | ÊḪYEÙ: (onlar) diridirler | AND̃: katında | RBHM: Rableri | YRZGVN: rızıklanmaktadırlar | (3:169)
|FRḪYN: sevinirler | BME: şeylerden | ËTEHM: kendilerine verdikleri | ELLH: Allah'ın | MN: -ndan | FŽLH: lutfu- | VYSTBŞRVN: ve müjdelemek isterler | BELZ̃YN: kimselere | LM: | YLḪGVE: henüz yetişemeyen(lere) | BHM: kendilerine | MN: | ḢLFHM: arkalarından | ÊLE: | ḢVF: korku olmadığına | ALYHM: onlara | VLE: | HM: onların | YḪZNVN: üzüntüye uğramayacaklarına | (3:170)
|YSTBŞRVN: müjdelerler (sevinirler) | BNAMT: ni'metini | MN: | ELLH: Allah'ın | VFŽL: ve lutfunu | VÊN: ve muhakkak | ELLH: Allah'ın | LE: | YŽYA: zayi etmeyeceğini | ÊCR: ecrini | ELMÙMNYN: mü'minlerin | (3:171)
|ELZ̃YN: O(mü'mi)nler ki | ESTCEBVE: çağrısına uydular | LLH: Allah'ın | VELRSVL: ve Elçinin | MN: | BAD̃: sonra bile | ME: ne ki | ÊṦEBHM: isabet etti | ELGRḪ: bir yara | LLZ̃YN: onlar için vardır | ÊḪSNVE: güzel davrananlar | MNHM: onlardan | VETGVE: ve korunanlar için | ÊCR: bir ecir | AƵYM: pek büyük | (3:172)
|ELZ̃YN: onlar ki | GEL: deyince | LHM: kendilerine | ELNES: halk | ÎN: elbette | ELNES: (Düşman) İnsanlar | GD̃: muhakkak | CMAVE: (ordu) toplamışlar | LKM: size karşı | FEḢŞVHM: onlardan korkun | FZED̃HM: (bu söz) onların artırdı | ÎYMENE: imanını | VGELVE: ve dediler ki | ḪSBNE: bize yeter | ELLH: Allah | VNAM: ve ne güzel | ELVKYL: vekildir | (3:173)
|FENGLBVE: geri döndüler | BNAMT: bir ni'metle | MN: -tan | ELLH: Allah- | VFŽL: ve bollukla | LM: | YMSSHM: kendilerine dokunmadı | SVÙ: hiçbir kötülük | VETBAVE: ve uydular | RŽVEN: rızasına | ELLH: Allah'ın | VELLH: Allah | Z̃V: sahibidir | FŽL: lutuf | AƵYM: büyük | (3:174)
|ÎNME: şüphesiz | Z̃LKM: işte o | ELŞYŦEN: şeytan | YḢVF: sizi korkutuyor | ÊVLYEÙH: kendi dostlarından | FLE: | TḢEFVHM: onlardan korkmayın | VḢEFVN: benden korkun | ÎN: eğer | KNTM: iseniz | MÙMNYN: inanmış | (3:175)
|VLE: | YḪZNK: seni üzmesin | ELZ̃YN: kimseler | YSERAVN: koşan(lar) | FY: | ELKFR: inkara | ÎNHM: elbette onlar | LN: | YŽRVE: zarar veremezler | ELLH: Allah'a | ŞYÙE: hiçbir | YRYD̃: istiyor | ELLH: Allah | ÊLE: | YCAL: koymamak | LHM: onlara | ḪƵE: hiçbir nasip | FY: | EL ËḢRT: ahirette | VLHM: ve Onların | AZ̃EB: bir azab | AƵYM: büyük | (3:176)
|ÎN: şüphesiz | ELZ̃YN: kimseler | EŞTRVE: satın alan(lar) | ELKFR: inkarı | BELÎYMEN: iman karşılığında | LN: | YŽRVE: zarar vermezler | ELLH: Allah'a | ŞYÙE: hiçbir | VLHM: ve Onların | AZ̃EB: bir azab | ÊLYM: acıklı | (3:177)
|VLE: | YḪSBN: sanmasınlar | ELZ̃YN: kimseler | KFRVE: inkar edenler | ÊNME: ki | NMLY: süre vermemiz | LHM: kendilerine | ḢYR: hayırlıdır | LÊNFSHM: kendileri için | ÎNME: | NMLY: biz süre veriyoruz | LHM: onlara | LYZD̃ED̃VE: artırsınlar diye | ÎS̃ME: günahı | VLHM: ve Onların | AZ̃EB: bir azab | MHYN: alçaltıcı | (3:178)
|ME: | KEN: değildir | ELLH: Allah | LYZ̃R: bırakacak | ELMÙMNYN: mü'minleri | AL: (şu) üzerinde | ME: bulunduğunuz | ÊNTM: sizin | ALYH: (hal) üzere | ḪT: kadar | YMYZ: ayırıncaya | ELḢBYS̃: pis olanı | MN: -den | ELŦYB: temiz- | VME: | KEN: ve değildir | ELLH: Allah | LYŦLAKM: sizi vâkıf kılacak | AL: üzerine | ELĞYB: gayb | VLKN: fakat | ELLH: Allah | YCTBY: seçer | MN: -nden | RSLH: elçileri- | MN: kimi | YŞEÙ: diliyorsa | F ËMNVE: o halde inanın | BELLH: Allah'a | VRSLH: ve elçilerine | VÎN: eğer | TÙMNVE: inanır | VTTGVE: ve korunursanız | FLKM: sizin için vardır | ÊCR: bir mükafat | AƵYM: büyük | (3:179)
|VLE: | YḪSBN: sanmasınlar | ELZ̃YN: kimseler | YBḢLVN: cimrilik eden(ler) | BME: ne ki | ËTEHM: kendilerine vermiştir | ELLH: Allah | MN: -ndan | FŽLH: lütfu- | HV: o | ḢYRE: hayırlıdır | LHM: kendileri için | BL: (hayır) bilakis | HV: o | ŞR: şerlidir | LHM: kendileri için | SYŦVGVN: boyunlarına dolandırılacaktır | ME: şeyler | BḢLVE: cimrilik ettikleri | BH: onunla | YVM: günü | ELGYEMT: kıyamet | VLLH: Allah'ındır | MYRES̃: mirası | ELSMEVET: göklerin | VELÊRŽ: ve yerin | VELLH: Allah | BME: ne ki | TAMLVN: yapıyorsunuz | ḢBYR: haber alandır | (3:180)
|LGD̃: doğrusu | SMA: işitti | ELLH: Allah | GVL: sözünü | ELZ̃YN: kimselerin | GELVE: diyen(lerin) | ÎN: muhakkak | ELLH: Allah | FGYR: fakirdir | VNḪN: ve biz | ÊĞNYEÙ: zenginiz | SNKTB: yazacağız | ME: şeyleri | GELVE: onların dedikleri | VGTLHM: ve öldürmelerini | ELÊNBYEÙ: peygamberleri | BĞYR: | ḪG: haksız yere | VNGVL: ve diyeceğiz | Z̃VGVE: tadın | AZ̃EB: azabını | ELḪRYG: yangın | (3:181)
|Z̃LK: bu | BME: karşılığıdır | GD̃MT: yapıp öne sürdürdüğünün | ÊYD̃YKM: sizin ellerinizin | VÊN: ve şüphesiz | ELLH: Allah | LYS: asla değildir | BƵLEM: zulmedici | LLABYD̃: kullara | (3:182)
|ELZ̃YN: onlar ki | GELVE: dediler | ÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | AHD̃: and verdi | ÎLYNE: bize | ÊLE: | NÙMN: inanmayalım | LRSVL: hiçbir elçiye | ḪT: kadar | YÊTYNE: bize getirinceye | BGRBEN: bir kurban | TÊKLH: yiyeceği | ELNER: ateşin | GL: de ki | GD̃: elbette | CEÙKM: size gelmişti | RSL: elçiler | MN: | GBLY: benden önce | BELBYNET: açık delillerle | VBELZ̃Y: | GLTM: ve bu dediğinizle | FLM: niçin | GTLTMVHM: onları öldürdünüz | ÎN: eğer | KNTM: idiyseniz | ṦED̃GYN: doğru | (3:183)
|FÎN: eğer | KZ̃BVK: seni yalanladılarsa | FGD̃: doğrusu | KZ̃B: yalanlanmıştı | RSL: peygamberler de | MN: | GBLK: senden önce | CEÙVE: getiren | BELBYNET: açık deliller | VELZBR: hikmetli sahifeler | VELKTEB: ve Kitabı | ELMNYR: aydınlatıcı | (3:184)
|KL: her | NFS: can | Z̃EÙGT: tadacaktır | ELMVT: ölümü | VÎNME: şüphesiz | TVFVN: size eksiksiz verilecektir | ÊCVRKM: ecirleriniz | YVM: günü | ELGYEMT: kıyamet | FMN: kim ki hemen | ZḪZḪ: çekilip kurtarılır | AN: | ELNER: ateş(in elin)den | VÊD̃ḢL: ve sokulursa | ELCNT: cennete | FGD̃: işte o | FEZ: kurtuluşa ermiştir | VME: ve değildir | ELḪYET: hayatı | ELD̃NYE: dünya | ÎLE: başka bir şey | MTEA: zevkten | ELĞRVR: aldatıcı | (3:185)
|LTBLVN: deneneceksiniz | FY: hususunda | ÊMVELKM: mallarınız | VÊNFSKM: ve canlarınız | VLTSMAN: ve (sözler) duyacaksınız | MN: | ELZ̃YN: kendilerine | ÊVTVE: verilenlerden | ELKTEB: Kitap | MN: | GBLKM: sizden önce | VMN: | ELZ̃YN: kimselerden | ÊŞRKVE: ortak koşan(lar) | ÊZ̃: incitici | KS̃YRE: çok | VÎN: ama | TṦBRVE: sabreder | VTTGVE: ve korunursanız | FÎN: şüphesiz | Z̃LK: işte bunlar | MN: | AZM: yapmağa değer | ELÊMVR: işlerdendir | (3:186)
|VÎZ̃: hani | ÊḢZ̃: almıştı | ELLH: Allah | MYS̃EG: söz | ELZ̃YN: kendilerine | ÊVTVE: verilenlerden | ELKTEB: Kitap | LTBYNNH: onu mutlaka açıklayacaksınız | LLNES: insanlara | VLE: | TKTMVNH: gizlemeyeceksiniz | FNBZ̃VH: fakat onlar (verdikleri sözü) attılar | VREÙ: ardına | ƵHVRHM: sırtlarının | VEŞTRVE: ve aldılar | BH: karşılığında | S̃MNE: bir para | GLYLE: azıcık | FBÙS: ne kötü | ME: şey | YŞTRVN: satın alıyorlar | (3:187)
|LE: | TḪSBN: sanma | ELZ̃YN: kimseleri | YFRḪVN: sevinen | BME: | ÊTVE: o ettiklerine | VYḪBVN: ve sevenlerin | ÊN: | YḪMD̃VE: övülmeyi | BME: şeylerle | LM: | YFALVE: yapmadıkları | FLE: | TḪSBNHM: ve zannetme | BMFEZT: kurtulacaklarını | MN: -dan | ELAZ̃EB: azab- | VLHM: ve Onların | AZ̃EB: bir azab | ÊLYM: acıklı | (3:188)
|VLLH: ve Allah'ındır | MLK: mülkü | ELSMEVET: göklerin | VELÊRŽ: ve yerin | VELLH: Allah | AL: | KL: he | ŞYÙ: şeye | GD̃YR: kadirdir | (3:189)
|ÎN: elbette | FY: | ḢLG: yaratılışında | ELSMEVET: göklerin | VELÊRŽ: ve yerin | VEḢTLEF: ve gidip gelişinde | ELLYL: gecenin | VELNHER: ve gündüzün | L ËYET: ibretler vardır | LÊVLY: sahipleri için | ELÊLBEB: sağduyu | (3:190)
|ELZ̃YN: onlar ki | YZ̃KRVN: anarlar | ELLH: Allah'ı | GYEME: ayakta | VGAVD̃E: ve oturarak | VAL: ve üzerine | CNVBHM: yanları | VYTFKRVN: ve düşünürler | FY: hakkında | ḢLG: yaratılışı | ELSMEVET: göklerin | VELÊRŽ: ve yerin | RBNE: Rabbimiz (derler) | ME: | ḢLGT: yaratmadın | HZ̃E: bunu | BEŦLE: boş yere | SBḪENK: sen yücesin | FGNE: bizi koru | AZ̃EB: azabından | ELNER: ateş | (3:191)
|RBNE: Rabbimiz | ÎNK: şüphesiz sen | MN: kimi | TD̃ḢL: sokarsan | ELNER: ateşe | FGD̃: muhakkak ki | ÊḢZYTH: onu perişan etmişsindir | VME: yoktur | LLƵELMYN: zalimlerin | MN: hiçbir | ÊNṦER: yardımcıları | (3:192)
|RBNE: Rabbimiz | ÎNNE: şüphesiz biz | SMANE: işittik | MNED̃YE: bir davetçi | YNED̃Y: çağıran | LLÎYMEN: imana | ÊN: | ËMNVE: inanın (diyerek) | BRBKM: Rabbinize | F ËMNE: hemen inandık | RBNE: Rabbimiz | FEĞFR: bağışla | LNE: bizim | Z̃NVBNE: günahlarımızı | VKFR: ve ört | ANE: | SYÙETNE: kötülüklerimizi | VTVFNE: ve canımızı al | MA: beraber | ELÊBRER: iyilerle | (3:193)
|RBNE: Rabbimiz | V ËTNE: ve bize ver | ME: şeyi | VAD̃TNE: va'dettiğin | AL: | RSLK: elçilerine | VLE: | TḢZNE: bizi rezil, perişan etme | YVM: günü | ELGYEMT: kıyamet | ÎNK: zira sen | LE: | TḢLF: caymazsın | ELMYAED̃: verdiğin sözden | (3:194)
|FESTCEB: ve karşılık verdi | LHM: onlara | RBHM: Rableri | ÊNY: elbette ben | LE: | ÊŽYA: zayi etmeyeceğim | AML: işini | AEML: (hiçbir) çalışanın | MNKM: sizden | MN: | Z̃KR: erkek | ÊV: veya | ÊNS̃: kadın | BAŽKM: hepiniz | MN: | BAŽ: birbirinizdensiniz | FELZ̃YN: kimseler | HECRVE: göç eden(ler) | VÊḢRCVE: ve çıkarılanlar | MN: -ndan | D̃YERHM: yurtları- | VÊVZ̃VE: ve işkence edilenler | FY: | SBYLY: benim yolumda | VGETLVE: ve vuruşanlar | VGTLVE: ve öldürülenler | LÊKFRN: elbette örteceğim | ANHM: onların | SYÙETHM: kötülüklerini | VLÊD̃ḢLNHM: ve onları sokacağım | CNET: cennetlere | TCRY: akan | MN: -ndan | TḪTHE: altları- | ELÊNHER: ırmaklar | S̃VEBE: bir karşılık olarak | MN: | AND̃: katından | ELLH: Allah | VELLH: Allah | AND̃H: katındadır | ḪSN: en güzeli | ELS̃VEB: karşılıkların | (3:195)
|LE: | YĞRNK: seni aldatmasın | TGLB: gezip dolaşması | ELZ̃YN: kimselerin | KFRVE: inkar eden(lerin) | FY: | ELBLED̃: şehirlerde | (3:196)
|MTEA: bir geçimdir | GLYL: azıcık | S̃M: sonra | MÊVEHM: gidecekleri yer | CHNM: cehennemdir | VBÙS: ve ne kötü | ELMHED̃: yataktır (orası) | (3:197)
|LKN: fakat | ELZ̃YN: kimselere | ETGVE: korkan(lara) | RBHM: Rablerinden | LHM: vardır | CNET: cennetler | TCRY: akan | MN: -ndan | TḪTHE: altları- | ELÊNHER: ırmaklar | ḢELD̃YN: ebedi kalacaklar | FYHE: orada | NZLE: ağırlanacaklardır | MN: | AND̃: tarafından | ELLH: Allah | VME: bulunanlar ise | AND̃: yanında | ELLH: Allah | ḢYR: daha hayırlıdır | LLÊBRER: iyiler için | (3:198)
|VÎN: doğrusu | MN: -nden | ÊHL: ehli- | ELKTEB: Kitap | LMN: öyleleri var ki | YÙMN: inanırlar | BELLH: Allah'a | VME: ve şeye | ÊNZL: indirilene | ÎLYKM: size | VME: ve şeye | ÊNZL: indirilene | ÎLYHM: kendilerine | ḢEŞAYN: saygılıdırlar | LLH: Allah'a karşı | LE: | YŞTRVN: satmazlar | B ËYET: ayetlerini | ELLH: Allah'ın | S̃MNE: paraya | GLYLE: azıcık | ÊVLÙK: onların | LHM: vardır | ÊCRHM: ödülleri | AND̃: katında | RBHM: Rableri | ÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | SRYA: çabuk görendir | ELḪSEB: hesabı | (3:199)
|YE: EY/HEY/AH | ÊYHE: SİZ! | ELZ̃YN: kimseler | ËMNVE: inanan(lar) | EṦBRVE: sabredin | VṦEBRVE: ve sabırda direnin | VREBŦVE: ve savaşa hazırlıklı, uyanık bulunun | VETGVE: ve korkun | ELLH: Allah'tan | LALKM: umulur ki | TFLḪVN: başarıya eresiniz | (3:200)


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{sure_meali.php}