» 3 / Âl-i Imrân  146:

Kuran Sırası: 3
İniş Sırası: 89
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200

 » 3 / Âl-i Imrân  Suresi: 146
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَكَأَيِّنْ (VKÊYN) = ve keeyyin : nice var ki
2. مِنْ (MN) = min : den
3. نَبِيٍّ (NBY) = nebiyyin : peygamber-
4. قَاتَلَ (GETL) = ḳātele : çarpıştılar
5. مَعَهُ (MAH) = meǎhu : kendileriyle beraber
6. رِبِّيُّونَ (RBYVN) = ribbiyyūne : Rabbani (erenler)
7. كَثِيرٌ (KS̃YR) = keṧīrun : birçok
8. فَمَا (FME) = femā :
9. وَهَنُوا (VHNVE) = vehenū : yılmadılar
10. لِمَا (LME) = limā : şeylerden
11. أَصَابَهُمْ (ÊṦEBHM) = eSābehum : başlarında gelen
12. فِي (FY) = fī :
13. سَبِيلِ (SBYL) = sebīli : yolunda
14. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah
15. وَمَا (VME) = ve mā :
16. ضَعُفُوا (ŽAFVE) = Deǔfū : zayıflık göstermediler
17. وَمَا (VME) = ve mā :
18. اسْتَكَانُوا (ESTKENVE) = stekānū : boyun eğmediler
19. وَاللَّهُ (VELLH) = vallahu : Allah
20. يُحِبُّ (YḪB) = yuHibbu : sever
21. الصَّابِرِينَ (ELṦEBRYN) = S-Sābirīne : sabredenleri
nice var ki | den | peygamber- | çarpıştılar | kendileriyle beraber | Rabbani (erenler) | birçok | | yılmadılar | şeylerden | başlarında gelen | | yolunda | Allah | | zayıflık göstermediler | | boyun eğmediler | Allah | sever | sabredenleri |

[] [] [NBE] [GTL] [] [RBB] [KS̃R] [] [VHN] [] [ṦVB] [] [SBL] [] [] [ŽAF] [] [KYN] [] [ḪBB] [ṦBR]
VKÊYN MN NBY GETL MAH RBYVN KS̃YR FME VHNVE LME ÊṦEBHM FY SBYL ELLH VME ŽAFVE VME ESTKENVE VELLH YḪB ELṦEBRYN

ve keeyyin min nebiyyin ḳātele meǎhu ribbiyyūne keṧīrun femā vehenū limā eSābehum sebīli llahi ve mā Deǔfū ve mā stekānū vallahu yuHibbu S-Sābirīne
وكأين من نبي قاتل معه ربيون كثير فما وهنوا لما أصابهم في سبيل الله وما ضعفوا وما استكانوا والله يحب الصابرين

 » 3 / Âl-i Imrân  Suresi: 146
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وكأين | VKÊYN ve keeyyin nice var ki And how many
من | MN min den from
نبي ن ب ا | NBE NBY nebiyyin peygamber- a Prophet
قاتل ق ت ل | GTL GETL ḳātele çarpıştılar "fought;"
معه | MAH meǎhu kendileriyle beraber with him
ربيون ر ب ب | RBB RBYVN ribbiyyūne Rabbani (erenler) (were) religious scholars
كثير ك ث ر | KS̃R KS̃YR keṧīrun birçok many.
فما | FME femā But not
وهنوا و ه ن | VHN VHNVE vehenū yılmadılar they lost heart
لما | LME limā şeylerden for what
أصابهم ص و ب | ṦVB ÊṦEBHM eSābehum başlarında gelen befell them
في | FY in
سبيل س ب ل | SBL SBYL sebīli yolunda (the) way
الله | ELLH llahi Allah (of) Allah
وما | VME ve mā and not
ضعفوا ض ع ف | ŽAF ŽAFVE Deǔfū zayıflık göstermediler they weakened
وما | VME ve mā and not
استكانوا ك ي ن | KYN ESTKENVE stekānū boyun eğmediler they gave in.
والله | VELLH vallahu Allah And Allah
يحب ح ب ب | ḪBB YḪB yuHibbu sever loves
الصابرين ص ب ر | ṦBR ELṦEBRYN S-Sābirīne sabredenleri the patient ones.

3:146 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

nice var ki | den | peygamber- | çarpıştılar | kendileriyle beraber | Rabbani (erenler) | birçok | | yılmadılar | şeylerden | başlarında gelen | | yolunda | Allah | | zayıflık göstermediler | | boyun eğmediler | Allah | sever | sabredenleri |

[] [] [NBE] [GTL] [] [RBB] [KS̃R] [] [VHN] [] [ṦVB] [] [SBL] [] [] [ŽAF] [] [KYN] [] [ḪBB] [ṦBR]
VKÊYN MN NBY GETL MAH RBYVN KS̃YR FME VHNVE LME ÊṦEBHM FY SBYL ELLH VME ŽAFVE VME ESTKENVE VELLH YḪB ELṦEBRYN

ve keeyyin min nebiyyin ḳātele meǎhu ribbiyyūne keṧīrun femā vehenū limā eSābehum sebīli llahi ve mā Deǔfū ve mā stekānū vallahu yuHibbu S-Sābirīne
وكأين من نبي قاتل معه ربيون كثير فما وهنوا لما أصابهم في سبيل الله وما ضعفوا وما استكانوا والله يحب الصابرين

[] [] [ن ب ا] [ق ت ل] [] [ر ب ب] [ك ث ر] [] [و ه ن] [] [ص و ب] [] [س ب ل] [] [] [ض ع ف] [] [ك ي ن] [] [ح ب ب] [ص ب ر]

 » 3 / Âl-i Imrân  Suresi: 146
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وكأين | VKÊYN ve keeyyin nice var ki And how many
Vav,Kef,,Ye,Nun,
6,20,,10,50,
REM – prefixed resumption particle
N – nominative noun
الواو استئنافية
اسم مرفوع
من | MN min den from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
نبي ن ب ا | NBE NBY nebiyyin peygamber- a Prophet
Nun,Be,Ye,
50,2,10,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
قاتل ق ت ل | GTL GETL ḳātele çarpıştılar "fought;"
Gaf,Elif,Te,Lam,
100,1,400,30,
V – 3rd person masculine singular (form III) perfect verb
فعل ماض
معه | MAH meǎhu kendileriyle beraber with him
Mim,Ayn,He,
40,70,5,
LOC – accusative location adverb
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
ظرف مكان منصوب والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ربيون ر ب ب | RBB RBYVN ribbiyyūne Rabbani (erenler) (were) religious scholars
Re,Be,Ye,Vav,Nun,
200,2,10,6,50,
N – nominative masculine plural noun
اسم مرفوع
كثير ك ث ر | KS̃R KS̃YR keṧīrun birçok many.
Kef,Se,Ye,Re,
20,500,10,200,
ADJ – nominative masculine singular indefinite adjective
صفة مرفوعة
فما | FME femā But not
Fe,Mim,Elif,
80,40,1,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
NEG – negative particle
الفاء عاطفة
حرف نفي
وهنوا و ه ن | VHN VHNVE vehenū yılmadılar they lost heart
Vav,He,Nun,Vav,Elif,
6,5,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
لما | LME limā şeylerden for what
Lam,Mim,Elif,
30,40,1,
P – prefixed preposition lām
REL – relative pronoun
جار ومجرور
أصابهم ص و ب | ṦVB ÊṦEBHM eSābehum başlarında gelen befell them
,Sad,Elif,Be,He,Mim,
,90,1,2,5,40,
V – 3rd person masculine singular (form IV) perfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل ماض و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
في | FY in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
سبيل س ب ل | SBL SBYL sebīli yolunda (the) way
Sin,Be,Ye,Lam,
60,2,10,30,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
الله | ELLH llahi Allah (of) Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
وما | VME ve mā and not
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
ضعفوا ض ع ف | ŽAF ŽAFVE Deǔfū zayıflık göstermediler they weakened
Dad,Ayn,Fe,Vav,Elif,
800,70,80,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
وما | VME ve mā and not
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
استكانوا ك ي ن | KYN ESTKENVE stekānū boyun eğmediler they gave in.
Elif,Sin,Te,Kef,Elif,Nun,Vav,Elif,
1,60,400,20,1,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form X) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
والله | VELLH vallahu Allah And Allah
Vav,Elif,Lam,Lam,He,
6,1,30,30,5,
"REM – prefixed resumption particle
PN – nominative proper noun → Allah"
الواو استئنافية
لفظ الجلالة مرفوع
يحب ح ب ب | ḪBB YḪB yuHibbu sever loves
Ye,Ha,Be,
10,8,2,
V – 3rd person masculine singular (form IV) imperfect verb
فعل مضارع
الصابرين ص ب ر | ṦBR ELṦEBRYN S-Sābirīne sabredenleri the patient ones.
Elif,Lam,Sad,Elif,Be,Re,Ye,Nun,
1,30,90,1,2,200,10,50,
N – accusative masculine plural active participle
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَكَأَيِّنْ: nice var ki | مِنْ: den | نَبِيٍّ: peygamber- | قَاتَلَ: çarpıştılar | مَعَهُ: kendileriyle beraber | رِبِّيُّونَ: Rabbani (erenler) | كَثِيرٌ: birçok | فَمَا: | وَهَنُوا: yılmadılar | لِمَا: şeylerden | أَصَابَهُمْ: başlarında gelen | فِي: | سَبِيلِ: yolunda | اللَّهِ: Allah | وَمَا: | ضَعُفُوا: zayıflık göstermediler | وَمَا: | اسْتَكَانُوا: boyun eğmediler | وَاللَّهُ: Allah | يُحِبُّ: sever | الصَّابِرِينَ: sabredenleri |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وكأين WKÊYN nice var ki | من MN den | نبي NBY peygamber- | قاتل GETL çarpıştılar | معه MAH kendileriyle beraber | ربيون RBYWN Rabbani (erenler) | كثير KS̃YR birçok | فما FME | وهنوا WHNWE yılmadılar | لما LME şeylerden | أصابهم ÊṦEBHM başlarında gelen | في FY | سبيل SBYL yolunda | الله ELLH Allah | وما WME | ضعفوا ŽAFWE zayıflık göstermediler | وما WME | استكانوا ESTKENWE boyun eğmediler | والله WELLH Allah | يحب YḪB sever | الصابرين ELṦEBRYN sabredenleri |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve keeyyin: nice var ki | min: den | nebiyyin: peygamber- | ḳātele: çarpıştılar | meǎhu: kendileriyle beraber | ribbiyyūne: Rabbani (erenler) | keṧīrun: birçok | femā: | vehenū: yılmadılar | limā: şeylerden | eSābehum: başlarında gelen | : | sebīli: yolunda | llahi: Allah | ve mā: | Deǔfū: zayıflık göstermediler | ve mā: | stekānū: boyun eğmediler | vallahu: Allah | yuHibbu: sever | S-Sābirīne: sabredenleri |
Kırık Meal (Transcript) : |VKÊYN: nice var ki | MN: den | NBY: peygamber- | GETL: çarpıştılar | MAH: kendileriyle beraber | RBYVN: Rabbani (erenler) | KS̃YR: birçok | FME: | VHNVE: yılmadılar | LME: şeylerden | ÊṦEBHM: başlarında gelen | FY: | SBYL: yolunda | ELLH: Allah | VME: | ŽAFVE: zayıflık göstermediler | VME: | ESTKENVE: boyun eğmediler | VELLH: Allah | YḪB: sever | ELṦEBRYN: sabredenleri |
Abdulbaki Gölpınarlı : Nice peygamberler gelip geçti ki onlarla berâber birçok bilginler, savaşa girişti. Onlar, Allah yolunda başlarına gelenlere dayandılar, ne gevşediler, ne zayıflık gösterdiler, ne de boyun eğdiler ve Allah, sabredenleri sever.
Adem Uğur : Nice peygamberler vardı ki, beraberinde birçok Allah erleri bulunduğu halde savaştılar da, bunlar, Allah yolunda başlarına gelenlerden dolayı gevşeklik ve zaaf göstermediler, boyun eğmediler. Allah sabredenleri sever.
Ahmed Hulusi : Nice Nebiler, beraberlerinde Rablerinin kulluğu içinde olduklarını yaşayanlar olduğu hâlde savaştılar da; Allâh yolunda başlarına gelenler yüzünden gevşemediler, zaaf göstermediler ve boyun eğmediler. Allâh güçlüklere tahammül edenleri sever.
Ahmet Tekin : Nice peygamberlerle birlikte birçok Allah dostları savaştılar. Allah yolunda, İslâmî hayatı yaşarlarken başlarına gelenlerden dolayı yılgınlık göstermediler. Zaafa düşmediler. Boyun eğmediler. Allah sabrederek mücadeleye devam edenleri sever.
Ahmet Varol : Nice peygamberle birlikte kendilerini Rabbin yoluna adamış insanlar çarpıştılar. Onlar Allah yolunda başlarına gelenden dolayı gevşemediler, zayıflığa düşmediler ve boyun eğmediler. Allah sabredenleri sever.
Ali Bulaç : Nice peygamberle birlikte birçok Rabbani (bilgin)ler savaşa girdiler de, Allah yolunda kendilerine isabet eden (güçlük ve mihnet)den dolayı ne gevşeklik gösterdiler, ne boyun eğdiler. Allah, sabredenleri sever.
Ali Fikri Yavuz : Nice Peygamberler vardı ki, beraberlerinde bir çok âlimler savaştı da Allah yolunda başlarına gelenlerden dolayı ümitsizliğe düşmediler, zaaf göstermediler, miskinlik etmediler. Allah sabredenleri sever.
Bekir Sadak : Nice peygamberlerin yaninda Rabbe kul olmus pek cok kimse savasmistir. Allah yolunda baslarina gelenlerden oturu gevsememisler, yilmamislar ve boyun egmemislerdi. Allah, sabredenleri sever.
Celal Yıldırım : Peygamberlerden nicelerinin maiyetindeki birçok Allah dostları savaştılar da Allah yolunda kendilerine dokunan elem ve sıkıntılardan dolayı gevşemediler, zaaf göstermediler ; boyun eğmediler. Allah sabredenleri sever.
Diyanet İşleri : Nice peygamberler var ki, kendileriyle beraber birçok Allah dostu çarpıştı da bunlar Allah yolunda başlarına gelenlerden yılmadılar, zaafa düşmediler, boyun eğmediler. Allah, sabredenleri sever.
Diyanet İşleri (eski) : Nice peygamberlerin yanında Rabbe kul olmuş pek çok kimse savaşmıştır. Allah yolunda başlarına gelenlerden ötürü gevşememişler, yılmamışlar ve boyun eğmemişlerdi. Allah, sabredenleri sever.
Diyanet Vakfi : Nice peygamberler vardı ki, beraberinde birçok Allah erleri bulunduğu halde savaştılar da, bunlar, Allah yolunda başlarına gelenlerden dolayı gevşeklik ve zaaf göstermediler, boyun eğmediler. Allah sabredenleri sever.
Edip Yüksel : Nice peygamberler var ki kendilerini Rab'lerine adamış birçok kişi onlarla birlikte savaştı. ALLAH yolunda başlarına gelenden ötürü gevşemediler, yılmadılar, boyun eğmediler. ALLAH direnenleri sever.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Nice peygamberler vardı ki, kendileriyle beraber birçok Allah dostları çarpıştılar; Allah yolunda başlarına gelenlerden yılgınlık göstermediler, zaafa düşmediler, boyun eğmediler. Allah sabredenleri sever.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Nice peygamberler vardır ki, bir çok Allah erleri onların maiyyetinde savaştı ve Allah yolunda başlarına gelenlerden dolayı gevşemediler, zaaf göstermediler ve baş eğmediler. Allah da sabredenleri sever.
Elmalılı Hamdi Yazır : Nice Peygamber, ma'iyyetinde rübubiyyet aşina bir çok erenler harb ettiler de Allah yolunda başlarına gelenlerden dolayı fütur getirmediler, za'f göstermediler, miskinlik etmediler Allah da sabredenleri sever
Fizilal-il Kuran : Nice peygamber var ki, çok sayıda taraftarı kendisi ile birlikte savaştı. Bunlar Allah yolunda başlarına gelenlerden dolayı gevşemediler, yılmadılar ve boyun eğmediler. Allah sabırlıları sever.
Gültekin Onan : Nice peygamberle birlikte birçok rabbani (bilginler) savaşa girdiler de, Tanrı yolunda kendilerine isabet eden (güçlük ve mihnet)den dolayı ne gevşeklik gösterdiler, ne boyun eğdiler. Tanrı, sabredenleri sever.
Hakkı Yılmaz : "Nice peygamberler de vardı ki kendileriyle beraber birçok Allah erleri savaştılar; Allah yolunda kendilerine isabet eden şeylerden gevşemediler, zaafa düşmediler ve boyun eğmediler. Ve Allah, sabredenleri sever. "
Hasan Basri Çantay : Nice peygamber (gelib geçmişdi ki) maiyyetinde bir çok âlimler muhaarebe etdi de Allah yolunda kendilerine gelen (belâlar) dan dolayı ne gevşeklik, ne za'f göstermediler, (düşmana) boyun da eğmediler. Allah sabr (-u sebat) edenleri sever.
Hayrat Neşriyat : Nice peygamberler vardı ki, berâberlerinde birçok Rabbânî (Rabbe kulluk eden kimse)ler bulunduğu hâlde savaştı(lar). Bununla berâber Allah yolunda başlarına gelenlerdendolayı gevşemediler ve zaafa düşmediler, hem (düşmanlarına) boyun eğmediler! Allah ise, sabredenleri sever.
İbni Kesir : Nice peygamberler, beraberinde Rabba kul olanlardan bir çoğu bulunduğu halde savaştılar ve Allah yolunda başlarına gelenlerden dolayı yılmadılar, boyun eğmediler. Allah, sabredenleri sever.
İskender Evrenosoğlu : Ve peygamberlerden niceleri var ki; onlarla birlikte birçok rıbbıyyun (ilim, irfan sahibi mürşid) de savaştı. Allah yolunda, kendilerine isabet eden şeyler (elem ve sıkıntılar) sebebiyle gevşemediler, zayıflık göstermediler ve boyun da eğmediler. Allah, sabredenleri sever.
Muhammed Esed : Nice peygamber, arkasında Allah'a ram olmuş birçok insanla birlikte (O'nun yolunda) savaşmak zorunda kaldı: Onlar, Allah yolunda çektikleri sıkıntılardan dolayı ne korkuya kapıldılar, ne zayıf düştüler ve ne de kendilerini (düşman önünde) küçük düşürdüler, zira Allah sıkıntılara göğüs gerenleri sever;
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve nice peygamberler ile beraber birçok âlimler, savaşta bulundular da Allah yolunda kendilerine isabet eden şeylerden dolayı ne gevşediler ne zaafa düştüler, ne de baş eğdiler. Allah Teâlâ ise sabredenleri sever.
Ömer Öngüt : Nice peygamberler vardı ki, beraberinde Rabbe kul olanlardan çok kimse savaştılar ve Allah yolunda başlarına gelenden dolayı gevşemediler, yılmadılar, boyun eğmediler. Allah sabredenleri sever.
Şaban Piriş : Nice peygamberler vardır ki onların yanında bir çok rabbani (Rabbine yönelen kimse) savaşmıştır. Allah yolunda başlarına gelen musibetler sebebiyle gevşememişler, zaaf göstermemiş ve boyun da eğmemişlerdir. Allah sabredenleri sever.
Suat Yıldırım : Nice peygamberler gelip geçti ki onlarla beraber,kendisini Allah’a adamış birçok rabbanîler savaştı. Onlar, Allah yolunda başlarına gelen zorluklar sebebiyle asla yılmadılar, zayıflık göstermediler, düşmanlarına boyun da eğmediler. Allah böyle sabırlı insanları sever.
Süleyman Ateş : Nice peygamber var ki, kendileriyle beraber birçok erenler çarpıştılar; Allâh yolunda başlarına gelenlerden yılmadılar, zayıflık göstermediler, boyun eğmediler. Allâh sabredenleri sever.
Tefhim-ul Kuran : Nice peygamberle birlikte birçok Rabbani (bilgin) ler savaşa girdiler de, Allah yolunda kendilerine isabet eden (güçlük ve mihnet) den dolayı ne gevşeklik gösterdiler, ne de boyun eğdiler. Allah, sabır gösterenleri sever.
Ümit Şimşek : Nice peygamberler gelip geçti ki, onlarla birlikte savaşan Allah erleri vardı. Onlar, Allah yolunda başlarına gelen zorluklardan yılmadılar, zaaf göstermediler, düşmana boyun eğmediler. Allah ise sabredenleri sever.
Yaşar Nuri Öztürk : Nice peygamber, beraberinde kendisini Rabb'e adayan birçok kişi bulunduğu halde savaşmıştır. Onlar, Allah yolunda kendilerine gelip çatan zorluklar yüzünden gevşememiş, zayıflık göstermemiş, susup pusmamışlardır. Allah sabredenleri sever.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}