» 3 / Âl-i Imrân  86:

Kuran Sırası: 3
İniş Sırası: 89
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200

 » 3 / Âl-i Imrân  Suresi: 86
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. كَيْفَ (KYF) = keyfe : nasıl
2. يَهْدِي (YHD̃Y) = yehdī : yol gösterir
3. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah
4. قَوْمًا (GVME) = ḳavmen : bir topluma
5. كَفَرُوا (KFRVE) = keferū : inkar eden
6. بَعْدَ (BAD̃) = beǎ'de : sonra
7. إِيمَانِهِمْ (ÎYMENHM) = īmānihim : İman ettikten
8. وَشَهِدُوا (VŞHD̃VE) = ve şehidū : ve gördükten
9. أَنَّ (ÊN) = enne : gerçekten
10. الرَّسُولَ (ELRSVL) = r-rasūle : Resul'ün
11. حَقٌّ (ḪG) = Haḳḳun : hak olduğunu
12. وَجَاءَهُمُ (VCEÙHM) = ve cā'ehumu : ve kendilerine geldikten
13. الْبَيِّنَاتُ (ELBYNET) = l-beyyinātu : açık deliller
14. وَاللَّهُ (VELLH) = vallahu : Allah
15. لَا (LE) = lā :
16. يَهْدِي (YHD̃Y) = yehdī : doğru yola iletmez
17. الْقَوْمَ (ELGVM) = l-ḳavme : toplumu
18. الظَّالِمِينَ (ELƵELMYN) = Z-Zālimīne : zalim
nasıl | yol gösterir | Allah | bir topluma | inkar eden | sonra | İman ettikten | ve gördükten | gerçekten | Resul'ün | hak olduğunu | ve kendilerine geldikten | açık deliller | Allah | | doğru yola iletmez | toplumu | zalim |

[KYF] [HD̃Y] [] [GVM] [KFR] [BAD̃] [EMN] [ŞHD̃] [] [RSL] [ḪGG] [CYE] [BYN] [] [] [HD̃Y] [GVM] [ƵLM]
KYF YHD̃Y ELLH GVME KFRVE BAD̃ ÎYMENHM VŞHD̃VE ÊN ELRSVL ḪG VCEÙHM ELBYNET VELLH LE YHD̃Y ELGVM ELƵELMYN

keyfe yehdī llahu ḳavmen keferū beǎ'de īmānihim ve şehidū enne r-rasūle Haḳḳun ve cā'ehumu l-beyyinātu vallahu yehdī l-ḳavme Z-Zālimīne
كيف يهدي الله قوما كفروا بعد إيمانهم وشهدوا أن الرسول حق وجاءهم البينات والله لا يهدي القوم الظالمين

 » 3 / Âl-i Imrân  Suresi: 86
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
كيف ك ي ف | KYF KYF keyfe nasıl How
يهدي ه د ي | HD̃Y YHD̃Y yehdī yol gösterir (shall) guide
الله | ELLH llahu Allah Allah
قوما ق و م | GVM GVME ḳavmen bir topluma a people
كفروا ك ف ر | KFR KFRVE keferū inkar eden (who) disbelieved
بعد ب ع د | BAD̃ BAD̃ beǎ'de sonra after
إيمانهم ا م ن | EMN ÎYMENHM īmānihim İman ettikten their belief
وشهدوا ش ه د | ŞHD̃ VŞHD̃VE ve şehidū ve gördükten and (had) witnessed
أن | ÊN enne gerçekten that
الرسول ر س ل | RSL ELRSVL r-rasūle Resul'ün the Messenger
حق ح ق ق | ḪGG ḪG Haḳḳun hak olduğunu (is) true,
وجاءهم ج ي ا | CYE VCEÙHM ve cā'ehumu ve kendilerine geldikten and came to them
البينات ب ي ن | BYN ELBYNET l-beyyinātu açık deliller the clear proofs?
والله | VELLH vallahu Allah And Allah
لا | LE (does) not
يهدي ه د ي | HD̃Y YHD̃Y yehdī doğru yola iletmez guide
القوم ق و م | GVM ELGVM l-ḳavme toplumu the people
الظالمين ظ ل م | ƵLM ELƵELMYN Z-Zālimīne zalim [the] wrongdoers.

3:86 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

nasıl | yol gösterir | Allah | bir topluma | inkar eden | sonra | İman ettikten | ve gördükten | gerçekten | Resul'ün | hak olduğunu | ve kendilerine geldikten | açık deliller | Allah | | doğru yola iletmez | toplumu | zalim |

[KYF] [HD̃Y] [] [GVM] [KFR] [BAD̃] [EMN] [ŞHD̃] [] [RSL] [ḪGG] [CYE] [BYN] [] [] [HD̃Y] [GVM] [ƵLM]
KYF YHD̃Y ELLH GVME KFRVE BAD̃ ÎYMENHM VŞHD̃VE ÊN ELRSVL ḪG VCEÙHM ELBYNET VELLH LE YHD̃Y ELGVM ELƵELMYN

keyfe yehdī llahu ḳavmen keferū beǎ'de īmānihim ve şehidū enne r-rasūle Haḳḳun ve cā'ehumu l-beyyinātu vallahu yehdī l-ḳavme Z-Zālimīne
كيف يهدي الله قوما كفروا بعد إيمانهم وشهدوا أن الرسول حق وجاءهم البينات والله لا يهدي القوم الظالمين

[ك ي ف] [ه د ي] [] [ق و م] [ك ف ر] [ب ع د] [ا م ن] [ش ه د] [] [ر س ل] [ح ق ق] [ج ي ا] [ب ي ن] [] [] [ه د ي] [ق و م] [ظ ل م]

 » 3 / Âl-i Imrân  Suresi: 86
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
كيف ك ي ف | KYF KYF keyfe nasıl How
Kef,Ye,Fe,
20,10,80,
INTG – interrogative noun
اسم استفهام
يهدي ه د ي | HD̃Y YHD̃Y yehdī yol gösterir (shall) guide
Ye,He,Dal,Ye,
10,5,4,10,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
الله | ELLH llahu Allah Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
قوما ق و م | GVM GVME ḳavmen bir topluma a people
Gaf,Vav,Mim,Elif,
100,6,40,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
كفروا ك ف ر | KFR KFRVE keferū inkar eden (who) disbelieved
Kef,Fe,Re,Vav,Elif,
20,80,200,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
بعد ب ع د | BAD̃ BAD̃ beǎ'de sonra after
Be,Ayn,Dal,
2,70,4,
T – accusative time adverb
ظرف زمان منصوب
إيمانهم ا م ن | EMN ÎYMENHM īmānihim İman ettikten their belief
,Ye,Mim,Elif,Nun,He,Mim,
,10,40,1,50,5,40,
N – genitive masculine (form IV) verbal noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وشهدوا ش ه د | ŞHD̃ VŞHD̃VE ve şehidū ve gördükten and (had) witnessed
Vav,Şın,He,Dal,Vav,Elif,
6,300,5,4,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
أن | ÊN enne gerçekten that
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب من اخوات «ان»
الرسول ر س ل | RSL ELRSVL r-rasūle Resul'ün the Messenger
Elif,Lam,Re,Sin,Vav,Lam,
1,30,200,60,6,30,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
حق ح ق ق | ḪGG ḪG Haḳḳun hak olduğunu (is) true,
Ha,Gaf,
8,100,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
وجاءهم ج ي ا | CYE VCEÙHM ve cā'ehumu ve kendilerine geldikten and came to them
Vav,Cim,Elif,,He,Mim,
6,3,1,,5,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular perfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
البينات ب ي ن | BYN ELBYNET l-beyyinātu açık deliller the clear proofs?
Elif,Lam,Be,Ye,Nun,Elif,Te,
1,30,2,10,50,1,400,
N – nominative feminine plural noun
اسم مرفوع
والله | VELLH vallahu Allah And Allah
Vav,Elif,Lam,Lam,He,
6,1,30,30,5,
"REM – prefixed resumption particle
PN – nominative proper noun → Allah"
الواو استئنافية
لفظ الجلالة مرفوع
لا | LE (does) not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يهدي ه د ي | HD̃Y YHD̃Y yehdī doğru yola iletmez guide
Ye,He,Dal,Ye,
10,5,4,10,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
القوم ق و م | GVM ELGVM l-ḳavme toplumu the people
Elif,Lam,Gaf,Vav,Mim,
1,30,100,6,40,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
الظالمين ظ ل م | ƵLM ELƵELMYN Z-Zālimīne zalim [the] wrongdoers.
Elif,Lam,Zı,Elif,Lam,Mim,Ye,Nun,
1,30,900,1,30,40,10,50,
ADJ – accusative masculine plural active participle
صفة منصوبة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |كَيْفَ: nasıl | يَهْدِي: yol gösterir | اللَّهُ: Allah | قَوْمًا: bir topluma | كَفَرُوا: inkar eden | بَعْدَ: sonra | إِيمَانِهِمْ: İman ettikten | وَشَهِدُوا: ve gördükten | أَنَّ: gerçekten | الرَّسُولَ: Resul'ün | حَقٌّ: hak olduğunu | وَجَاءَهُمُ: ve kendilerine geldikten | الْبَيِّنَاتُ: açık deliller | وَاللَّهُ: Allah | لَا: | يَهْدِي: doğru yola iletmez | الْقَوْمَ: toplumu | الظَّالِمِينَ: zalim |
Kırık Meal (Harekesiz) : |كيف KYF nasıl | يهدي YHD̃Y yol gösterir | الله ELLH Allah | قوما GWME bir topluma | كفروا KFRWE inkar eden | بعد BAD̃ sonra | إيمانهم ÎYMENHM İman ettikten | وشهدوا WŞHD̃WE ve gördükten | أن ÊN gerçekten | الرسول ELRSWL Resul'ün | حق ḪG hak olduğunu | وجاءهم WCEÙHM ve kendilerine geldikten | البينات ELBYNET açık deliller | والله WELLH Allah | لا LE | يهدي YHD̃Y doğru yola iletmez | القوم ELGWM toplumu | الظالمين ELƵELMYN zalim |
Kırık Meal (Okunuş) : |keyfe: nasıl | yehdī: yol gösterir | llahu: Allah | ḳavmen: bir topluma | keferū: inkar eden | beǎ'de: sonra | īmānihim: İman ettikten | ve şehidū: ve gördükten | enne: gerçekten | r-rasūle: Resul'ün | Haḳḳun: hak olduğunu | ve cā'ehumu: ve kendilerine geldikten | l-beyyinātu: açık deliller | vallahu: Allah | : | yehdī: doğru yola iletmez | l-ḳavme: toplumu | Z-Zālimīne: zalim |
Kırık Meal (Transcript) : |KYF: nasıl | YHD̃Y: yol gösterir | ELLH: Allah | GVME: bir topluma | KFRVE: inkar eden | BAD̃: sonra | ÎYMENHM: İman ettikten | VŞHD̃VE: ve gördükten | ÊN: gerçekten | ELRSVL: Resul'ün | ḪG: hak olduğunu | VCEÙHM: ve kendilerine geldikten | ELBYNET: açık deliller | VELLH: Allah | LE: | YHD̃Y: doğru yola iletmez | ELGVM: toplumu | ELƵELMYN: zalim |
Abdulbaki Gölpınarlı : Allah, o kavme nasıl doğru yolu gösterir ki inandıktan sonra kâfir olmuştur. Halbuki onlar, Peygamberin gerçek olduğuna da tanıklık etmişlerdi, onlara apaçık deliller de gelmişti ve Allah, zâlim kavmi doğru yola sevk etmez ki.
Adem Uğur : İman etmelerinden, Resûl'ün hak olduğuna şehadet getirmelerinden ve kendilerine apaçık deliller gelmesinden sonra inkârcılığa sapan bir kavme Allah nasıl hidayet nasip eder? Allah zalimler topluluğunu doğru yola iletmez.
Ahmed Hulusi : Kendilerine açık deliller geldikten, Rasûlün Hak olduğuna şahitlik edip iman ettikten sonra hakikati inkâr eden bir topluluğa, Allâh nasıl hidâyet eder! Allâh zulmedenler topluluğuna hidâyet etmez.
Ahmet Tekin : Kitaplarında vasıfları belirtilen peygambere iman ettikleri halde, Muhammed’in Allah tarafından gönderilen hak peygamber olduğu bilgilerinin doğruluğunu göre göre, kendilerine apaçık âyetler deliller geldikten sonra, inkâr bataklığına giren kavimlere, yahudilere ve hristiyanlara Allah nasıl hidayeti, doğru yolu nasip eder? Allah küfrü imana tercih eden, Allah yoluna, Allah yolundaki faaliyetlere engel olan zâlim bir kavmi, bir toplumu doğru yola sevketme lütfunda bulunmayacak.
Ahmet Varol : İmanlarından, Peygamberin hak olduğuna şahit olduktan ve kendilerine açık deliller geldikten sonra küfre düşen bir topluluğu Allah nasıl doğru yola eriştirir! Allah zalim kavmi doğru yola eriştirmez.
Ali Bulaç : Kendilerine apaçık belgeler geldiği ve elçinin hak olduğuna şahid oldukları halde, imanlarından sonra küfre sapan bir kavmi Allah nasıl hidayete erdirir? Allah, zulmeden bir kavmi hidayete erdirmez.
Ali Fikri Yavuz : Kendilerine apaçık deliller gelmiş ve Peygamberin hak olduğuna şehadet getirmişlerken (bu) imanlarından sonra dinlerinden çıkıp küfre sapan bir topluluğu Allah nasıl hidâyete ulaştırır? Allah zâlimler topluluğunu (kavmini) hidayete eriştirmez.
Bekir Sadak : Inandiktan, peygamberin hak olduguna sehadet ettikten, kendilerine belgeler geldikten sonra inkar eden bir milleti Allah nasil dogru yola eristirir? Allah zalimleri dogru yola eristirmez.
Celal Yıldırım : İnandıktan, Peygamberin hak olduğuna şehâdet ettikten ve kendilerine açık belgeler geldikten sonra inkâra sapan bir milleti Allah nasıl doğru yola eriştirir? Allah zâlimleri doğru yola çevirip başarılı kılmaz, (tevbe edip dönüş yapmadıkça doğru yolu bulamazlar).
Diyanet İşleri : İman ettikten, Peygamberin hak olduğuna şahitlik ettikten ve kendilerine açık deliller geldikten sonra inkâr eden bir toplumu Allah nasıl doğru yola eriştirir? Allah, zalim toplumu doğru yola iletmez.
Diyanet İşleri (eski) : İnandıktan, peygamberin hak olduğuna şehadet ettikten, kendilerine belgeler geldikten sonra inkar eden bir milleti Allah nasıl doğru yola eriştirir? Allah zalimleri doğru yola eriştirmez.
Diyanet Vakfi : İman etmelerinden, Resûl'ün hak olduğuna şehadet getirmelerinden ve kendilerine apaçık deliller gelmesinden sonra inkârcılığa sapan bir kavme Allah nasıl hidayet nasip eder? Allah zalimler topluluğunu doğru yola iletmez.
Edip Yüksel : İman ettikten, elçinin doğru olduğuna tanık olduktan ve kendilerine açık deliller geldikten sonra, inkar eden bir toplumu, ALLAH nasıl olur da doğruya iletir? ALLAH zalim toplumu hidayete ulaştırmaz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : İnandıktan, Peygamber'in hak olduğuna şehadet ettikten ve kendilerine açık deliller geldikten sonra, inkâra sapan bir milleti Allah nasıl doğru yola eriştirir? Allah zalimler güruhunu doğru yola iletmez.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Kendilerine açık deliller gelmiş ve peygamberin hak olduğuna şahitlik etmişken, inananların arkasından nankörlük edip inkara sapan bir milleti, Allah nasıl başarılı kılar! Oysa Allah, zulmedenler topluluğunu başarılı kılmaz.
Elmalılı Hamdi Yazır : nasıl muvaffak eder Allah? bir kavmi ki kendilerine beyyineler gelmiş ve Peygamberin hakk olduğuna şehadet getirmişler iken imanlarının arkasından nankörlük edib küfre sapmışlardır, halbuki Allah zalimler güruhunu muvaffak etmez
Fizilal-il Kuran : Peygamberin haklı olduğunu gördükleri, kendilerine açık belgeler geldiği halde iman ettikten sonra kafir olanları Allah doğru yola nasıl iletir? Allah zalimleri doğru yola iletmez.
Gültekin Onan : Kendilerine apaçık belgeler geldiği ve elçinin hak olduğuna şahid oldukları halde, inandıktan sonra küfreden bir kavmi Tanrı nasıl hidayete erdirir ? Tanrı zulmeden bir kavmi hidayete erdirmez.
Hakkı Yılmaz : "İmanlarından ve şüphesiz elçinin hak olduğuna tanık olduktan ve kendilerine açık deliller geldikten sonra, küfreden; Allah'ın ilâhlığını, rabliğini bilerek reddeden bir topluma Allah nasıl kılavuzluk eder? Ve Allah, şirk koşarak yanlış, kendi zararlarına iş yapanlar toplumuna kılavuzluk etmez. "
Hasan Basri Çantay : Kendilerine apaçık deliller gelmiş, o peygamberin şübhesiz bir hak olduğuna şâhidlik de etmişler iken îmanlarının arkasından küfre sapan bir kavmi Allah nasıl hidâyete erdirir (Muvaffak eder)? Allah zaalimler güruhunu hidâyete götürmez.
Hayrat Neşriyat : Îmân (etme)lerinden ve şübhesiz peygamberin hak olduğuna şâhidlik yapmalarından, hem kendilerine apaçık deliller gelmesinden sonra, (bunlara rağmen) inkâr eden bir kavmi, Allah nasıl hidâyete erdirir? Çünki Allah, zâlimler topluluğunu (küfürlerindeki ısrarları sebebiyle) hidâyete erdirmez!
İbni Kesir : İman ettikten, peygamberlerin hak olduğunu gördükten ve kendilerine apaçık deliller geldikten sonra küfre sapan bir kavmi, Allah nasıl hidayete eriştirir? Ve Allah, zalimler güruhunu hidayete iletmez.
İskender Evrenosoğlu : Îmânlarından sonra inkâr eden kavmi, Allah nasıl hidayete erdirir? Ve onlar, Resûl'ün Hak olduğuna şahit oldular ve onlara beyyineler (açık deliller) geldi. Ve Allah, zâlimler kavmini hidayete erdirmez.
Muhammed Esed : İman edip bu Elçi'nin hak olduğuna şahit olduktan ve hakikatin bütün kanıtları kendilerine geldikten sonra hakikati inkar etmeyi seçen bir halkı Allah nasıl doğru yola ulaştırır? Allah, böyle bir zalimler topluluğunu doğru yola iletmez.
Ömer Nasuhi Bilmen : İmân ettiklerinden ve resûlün hak olduğuna şehâdette bulunduklarından sonra ve kendilerine açık deliller gelmiş olduğu halde kâfir olan bir kavmi Allah Teâlâ nasıl hidâyete erdirir? Halbuki, Allah Teâlâ zalimler gürûhunu hidâyete erdirmez.
Ömer Öngüt : İman ettikten, peygamberin hak olduğuna şehadet ettikten ve kendilerine apaçık deliller geldikten sonra inkâr eden bir topluluğu Allah nasıl hidayete eriştirir? Allah zâlimler topluluğunu hidayete eriştirmez.
Şaban Piriş : İman etmelerinden ve Peygamberin hak olduğuna şahitlik ettikten, kendilerine belgeler geldikten sonra inkar eden bir toplumu Allah, hidayete nasıl eriştirir? Allah, zalim toplumu hidayete iletmez.
Suat Yıldırım : Kendilerine kesin ve açık deliller gelmiş ve Resulün hak peygamber olduğuna şehadet etmiş iken, imanlarından sonra küfre sapan bir topluluğu hiç Allah hidâyete erdirir mi? Yok, yok! Allah, zalimler güruhunu cennete giden yola koymaz, emellerine kavuşturmaz.
Süleyman Ateş : İman ettikten, Resul'ün hak olduğunu gördükten ve kendilerine açık deliller geldikten sonra, inkâr eden bir topluma Allâh nasıl yol gösterir? Allâh, zâlim toplumu doğru yola iletmez.
Tefhim-ul Kuran : Kendilerine apaçık belgeler geldiği ve peygamberin hak olduğuna şahid oldukları halde, imanlarından sonra küfre sapan bir kavmi Allah nasıl hidayete erdirir? Allah, zulmeden bir kavmi hidayete erdirmez.
Ümit Şimşek : İman ettikten, peygamberin hak olduğuna şahitlik ettikten ve kendilerine apaçık deliller geldikten sonra kâfir olan bir topluluğa Allah nasıl yol göstersin? Zalimler topluluğuna Allah hidayet vermez.
Yaşar Nuri Öztürk : İmanlarından, resulün hak olduğuna tanıklık ettikten ve kendilerine ayan-beyan deliller geldikten sonra küfre sapmış bir topluluğa Allah nasıl kılavuzluk eder? Allah, zalimler topluluğuna yol göstermez.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}