» 3 / Âl-i Imrân  188:

Kuran Sırası: 3
İniş Sırası: 89
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200

 » 3 / Âl-i Imrân  Suresi: 188
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. لَا (LE) = lā :
2. تَحْسَبَنَّ (TḪSBN) = teHsebenne : sanma
3. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseleri
4. يَفْرَحُونَ (YFRḪVN) = yefraHūne : sevinen
5. بِمَا (BME) = bimā :
6. أَتَوْا (ÊTVE) = etev : o ettiklerine
7. وَيُحِبُّونَ (VYḪBVN) = ve yuHibbūne : ve sevenlerin
8. أَنْ (ÊN) = en :
9. يُحْمَدُوا (YḪMD̃VE) = yuHmedū : övülmeyi
10. بِمَا (BME) = bimā : şeylerle
11. لَمْ (LM) = lem :
12. يَفْعَلُوا (YFALVE) = yef'ǎlū : yapmadıkları
13. فَلَا (FLE) = felā :
14. تَحْسَبَنَّهُمْ (TḪSBNHM) = teHsebennehum : ve zannetme
15. بِمَفَازَةٍ (BMFEZT) = bimefāzetin : kurtulacaklarını
16. مِنَ (MN) = mine : -dan
17. الْعَذَابِ (ELAZ̃EB) = l-ǎƶābi : azab-
18. وَلَهُمْ (VLHM) = ve lehum : ve Onların
19. عَذَابٌ (AZ̃EB) = ǎƶābun : bir azab
20. أَلِيمٌ (ÊLYM) = elīmun : acıklı
| sanma | kimseleri | sevinen | | o ettiklerine | ve sevenlerin | | övülmeyi | şeylerle | | yapmadıkları | | ve zannetme | kurtulacaklarını | -dan | azab- | ve Onların | bir azab | acıklı |

[] [ḪSB] [] [FRḪ] [] [ETY] [ḪBB] [] [ḪMD̃] [] [] [FAL] [] [ḪSB] [FVZ] [] [AZ̃B] [LHM] [AZ̃B] [ELM]
LE TḪSBN ELZ̃YN YFRḪVN BME ÊTVE VYḪBVN ÊN YḪMD̃VE BME LM YFALVE FLE TḪSBNHM BMFEZT MN ELAZ̃EB VLHM AZ̃EB ÊLYM

teHsebenne elleƶīne yefraHūne bimā etev ve yuHibbūne en yuHmedū bimā lem yef'ǎlū felā teHsebennehum bimefāzetin mine l-ǎƶābi ve lehum ǎƶābun elīmun
لا تحسبن الذين يفرحون بما أتوا ويحبون أن يحمدوا بما لم يفعلوا فلا تحسبنهم بمفازة من العذاب ولهم عذاب أليم

 » 3 / Âl-i Imrân  Suresi: 188
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
لا | LE (Do) not
تحسبن ح س ب | ḪSB TḪSBN teHsebenne sanma think
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseleri (that) those who
يفرحون ف ر ح | FRḪ YFRḪVN yefraHūne sevinen rejoice
بما | BME bimā in what
أتوا ا ت ي | ETY ÊTVE etev o ettiklerine (they have) brought
ويحبون ح ب ب | ḪBB VYḪBVN ve yuHibbūne ve sevenlerin and they love
أن | ÊN en that
يحمدوا ح م د | ḪMD̃ YḪMD̃VE yuHmedū övülmeyi they be praised
بما | BME bimā şeylerle for what
لم | LM lem not
يفعلوا ف ع ل | FAL YFALVE yef'ǎlū yapmadıkları they do -
فلا | FLE felā so (do) not
تحسبنهم ح س ب | ḪSB TḪSBNHM teHsebennehum ve zannetme think (that) they
بمفازة ف و ز | FVZ BMFEZT bimefāzetin kurtulacaklarını (will) escape
من | MN mine -dan from
العذاب ع ذ ب | AZ̃B ELAZ̃EB l-ǎƶābi azab- "the punishment;"
ولهم ل ه م | LHM VLHM ve lehum ve Onların And for them
عذاب ع ذ ب | AZ̃B AZ̃EB ǎƶābun bir azab (is a) punishment
أليم ا ل م | ELM ÊLYM elīmun acıklı painful.

3:188 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

| sanma | kimseleri | sevinen | | o ettiklerine | ve sevenlerin | | övülmeyi | şeylerle | | yapmadıkları | | ve zannetme | kurtulacaklarını | -dan | azab- | ve Onların | bir azab | acıklı |

[] [ḪSB] [] [FRḪ] [] [ETY] [ḪBB] [] [ḪMD̃] [] [] [FAL] [] [ḪSB] [FVZ] [] [AZ̃B] [LHM] [AZ̃B] [ELM]
LE TḪSBN ELZ̃YN YFRḪVN BME ÊTVE VYḪBVN ÊN YḪMD̃VE BME LM YFALVE FLE TḪSBNHM BMFEZT MN ELAZ̃EB VLHM AZ̃EB ÊLYM

teHsebenne elleƶīne yefraHūne bimā etev ve yuHibbūne en yuHmedū bimā lem yef'ǎlū felā teHsebennehum bimefāzetin mine l-ǎƶābi ve lehum ǎƶābun elīmun
لا تحسبن الذين يفرحون بما أتوا ويحبون أن يحمدوا بما لم يفعلوا فلا تحسبنهم بمفازة من العذاب ولهم عذاب أليم

[] [ح س ب] [] [ف ر ح] [] [ا ت ي] [ح ب ب] [] [ح م د] [] [] [ف ع ل] [] [ح س ب] [ف و ز] [] [ع ذ ب] [ل ه م] [ع ذ ب] [ا ل م]

 » 3 / Âl-i Imrân  Suresi: 188
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
لا | LE (Do) not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
تحسبن ح س ب | ḪSB TḪSBN teHsebenne sanma think
Te,Ha,Sin,Be,Nun,
400,8,60,2,50,
V – 2nd person masculine singular imperfect verb
EMPH – emphatic suffix nūn
فعل مضارع والنون للتوكيد
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseleri (that) those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
يفرحون ف ر ح | FRḪ YFRḪVN yefraHūne sevinen rejoice
Ye,Fe,Re,Ha,Vav,Nun,
10,80,200,8,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
بما | BME bimā in what
Be,Mim,Elif,
2,40,1,
P – prefixed preposition bi
REL – relative pronoun
جار ومجرور
أتوا ا ت ي | ETY ÊTVE etev o ettiklerine (they have) brought
,Te,Vav,Elif,
,400,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
ويحبون ح ب ب | ḪBB VYḪBVN ve yuHibbūne ve sevenlerin and they love
Vav,Ye,Ha,Be,Vav,Nun,
6,10,8,2,6,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
أن | ÊN en that
,Nun,
,50,
SUB – subordinating conjunction
حرف مصدري
يحمدوا ح م د | ḪMD̃ YḪMD̃VE yuHmedū övülmeyi they be praised
Ye,Ha,Mim,Dal,Vav,Elif,
10,8,40,4,6,1,
V – 3rd person masculine plural passive imperfect verb, subjunctive mood
PRON – subject pronoun
فعل مضارع مبني للمجهول منصوب والواو ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
بما | BME bimā şeylerle for what
Be,Mim,Elif,
2,40,1,
P – prefixed preposition bi
REL – relative pronoun
جار ومجرور
لم | LM lem not
Lam,Mim,
30,40,
NEG – negative particle
حرف نفي
يفعلوا ف ع ل | FAL YFALVE yef'ǎlū yapmadıkları they do -
Ye,Fe,Ayn,Lam,Vav,Elif,
10,80,70,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb, jussive mood
PRON – subject pronoun
فعل مضارع مجزوم والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
فلا | FLE felā so (do) not
Fe,Lam,Elif,
80,30,1,
REM – prefixed resumption particle
NEG – negative particle
الفاء استئنافية
حرف نفي
تحسبنهم ح س ب | ḪSB TḪSBNHM teHsebennehum ve zannetme think (that) they
Te,Ha,Sin,Be,Nun,He,Mim,
400,8,60,2,50,5,40,
V – 2nd person masculine singular imperfect verb
EMPH – emphatic suffix nūn
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع والنون للتوكيد و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
بمفازة ف و ز | FVZ BMFEZT bimefāzetin kurtulacaklarını (will) escape
Be,Mim,Fe,Elif,Ze,Te merbuta,
2,40,80,1,7,400,
P – prefixed preposition bi
N – genitive feminine indefinite noun
جار ومجرور
من | MN mine -dan from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
العذاب ع ذ ب | AZ̃B ELAZ̃EB l-ǎƶābi azab- "the punishment;"
Elif,Lam,Ayn,Zel,Elif,Be,
1,30,70,700,1,2,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
ولهم ل ه م | LHM VLHM ve lehum ve Onların And for them
Vav,Lam,He,Mim,
6,30,5,40,
REM – prefixed resumption particle
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
الواو استئنافية
جار ومجرور
عذاب ع ذ ب | AZ̃B AZ̃EB ǎƶābun bir azab (is a) punishment
Ayn,Zel,Elif,Be,
70,700,1,2,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
أليم ا ل م | ELM ÊLYM elīmun acıklı painful.
,Lam,Ye,Mim,
,30,10,40,
ADJ – nominative masculine singular indefinite adjective
صفة مرفوعة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |لَا: | تَحْسَبَنَّ: sanma | الَّذِينَ: kimseleri | يَفْرَحُونَ: sevinen | بِمَا: | أَتَوْا: o ettiklerine | وَيُحِبُّونَ: ve sevenlerin | أَنْ: | يُحْمَدُوا: övülmeyi | بِمَا: şeylerle | لَمْ: | يَفْعَلُوا: yapmadıkları | فَلَا: | تَحْسَبَنَّهُمْ: ve zannetme | بِمَفَازَةٍ: kurtulacaklarını | مِنَ: -dan | الْعَذَابِ: azab- | وَلَهُمْ: ve Onların | عَذَابٌ: bir azab | أَلِيمٌ: acıklı |
Kırık Meal (Harekesiz) : |لا LE | تحسبن TḪSBN sanma | الذين ELZ̃YN kimseleri | يفرحون YFRḪWN sevinen | بما BME | أتوا ÊTWE o ettiklerine | ويحبون WYḪBWN ve sevenlerin | أن ÊN | يحمدوا YḪMD̃WE övülmeyi | بما BME şeylerle | لم LM | يفعلوا YFALWE yapmadıkları | فلا FLE | تحسبنهم TḪSBNHM ve zannetme | بمفازة BMFEZT kurtulacaklarını | من MN -dan | العذاب ELAZ̃EB azab- | ولهم WLHM ve Onların | عذاب AZ̃EB bir azab | أليم ÊLYM acıklı |
Kırık Meal (Okunuş) : |: | teHsebenne: sanma | elleƶīne: kimseleri | yefraHūne: sevinen | bimā: | etev: o ettiklerine | ve yuHibbūne: ve sevenlerin | en: | yuHmedū: övülmeyi | bimā: şeylerle | lem: | yef'ǎlū: yapmadıkları | felā: | teHsebennehum: ve zannetme | bimefāzetin: kurtulacaklarını | mine: -dan | l-ǎƶābi: azab- | ve lehum: ve Onların | ǎƶābun: bir azab | elīmun: acıklı |
Kırık Meal (Transcript) : |LE: | TḪSBN: sanma | ELZ̃YN: kimseleri | YFRḪVN: sevinen | BME: | ÊTVE: o ettiklerine | VYḪBVN: ve sevenlerin | ÊN: | YḪMD̃VE: övülmeyi | BME: şeylerle | LM: | YFALVE: yapmadıkları | FLE: | TḪSBNHM: ve zannetme | BMFEZT: kurtulacaklarını | MN: -dan | ELAZ̃EB: azab- | VLHM: ve Onların | AZ̃EB: bir azab | ÊLYM: acıklı |
Abdulbaki Gölpınarlı : Sakın sanma yaptıklarıyla sevinenlerin, yapmadıkları işlerden dolayı övülmeyi arzulayanların azaptan kurtulacakları bir yer olabileceğini, sakın sanma onların azaptan kurtulacağını. Onlar içindir elemli bir azap.
Adem Uğur : Sanma ki ettiklerine sevinen, yapmadıkları ile övülmek isteyenler, evet, sanma ki onlar azaptan kurtulacaklardır. Onlar için elem verici bir azap vardır.
Ahmed Hulusi : O yaptıklarıyla mağrur olup, yapmadıkları ile övülmekten hoşlananları bir şey sanma! Onların azaptan kurtulacağını da sanma! Onlara feci bir azap vardır.
Ahmet Tekin : Muhammed’in hak peygamber olduğunu gizleyerek, yalanlayarak, nifaklarıyla sevinen, İbrâhim dinine mensup olduklarını söyleyerek, hayata geçirmedikleri İbrâhim’in sünnetiyle övülmek isteyenlerin azaptan kurtulacaklarını sanma, evet sanma. Onlar için can yakıp inleten müthiş bir azap vardır.
Ahmet Varol : Kesinlikle şu yaptıklarına sevinen ve yapmadıklarıyla övülmekten hoşlanan kimselerin azaptan kurtulacaklarını zannetme. Onlar için acıklı bir azap vardır.
Ali Bulaç : Getirdikleriyle sevinen ve yapmadıkları şeyler nedeniyle övülmekten hoşlananları (kazançlı) sayma; onları azaptan kurtulmuş olarak sayma. Onlar için acı bir azap vardır.
Ali Fikri Yavuz : O ettikleri fenalıklara sevinen ve yapmadıkları şeyde (hakka bağlanmamak hususunda) övünmeyi seven kimseleri de sakın azâbdan kurtulmuş bir yerde sanma, onlar için çok acıklı bir azap vardır.
Bekir Sadak : Ettiklerine sevinen ve yapmadiklariyla ovulmekten hoslananlarin, sakin onlarin azabdan kurtulacaklarini sanma; elem verici azab onlaradir.
Celal Yıldırım : Yaptıklarına ferahlanan, yapmadıkları şey ile övülmesini sevenlerin sakın azâbdan kurtulacaklarını sanma ; sakın sanma, çünkü onlar için çok acıklı bir azâb vardır.
Diyanet İşleri : Ettiklerine sevinen ve yapmadıkları şeylerle övülmeyi seven kimselerin, sakın azaptan kurtulacaklarını sanma. Onlar için elem dolu bir azap vardır.
Diyanet İşleri (eski) : Ettiklerine sevinen ve yapmadıklarıyla övülmekten hoşlananların, sakın onların azabdan kurtulacaklarını sanma; elem verici azab onlaradır.
Diyanet Vakfi : Sanma ki ettiklerine sevinen, yapmadıkları ile övülmek isteyenler, evet, sanma ki onlar azaptan kurtulacaklardır. Onlar için elem verici bir azap vardır.
Edip Yüksel : Sanma ki verdikleriyle gururlanan ve yapmadıkları şeylerden ötürü övülmeyi sevenler, evet sanma ki onlar azaptan kurtulacak. Onlara acıklı bir azap var
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : O yaptıklarına sevinen ve yapmadıkları şeylerle de övülmek isteyenlerin (onacaklarını) sanma! Onların azaptan kurtulacaklarını da sanma! Onlar için can yakıcı bir azap vardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ettiklerine sevinen ve yapmadıkları işle övülmeyi seven kimseleri de sakın azaptan kurtulur sanma! Onlara elim bir azap vardır.
Elmalılı Hamdi Yazır : O ettiklerine sevinen ve yaptıkları işle metholunmayı seven kimseleri de sakın azabdan âzâde sanma, hem onlara elîm bir azab var
Fizilal-il Kuran : Yaptıklarına sevinen ve yapmadıklarına karşılık övülmekten hoşlananlar var ya, sakın onların azaptan kurtulabileceklerini sanma, onları acıklı bir azap beklemektedir,
Gültekin Onan : Getirdikleriyle sevinen ve yapmadıkları şeyler nedeniyle övülmekten hoşlananları (kazançlı) sayma; onları azaptan kurtulmuş olarak sayma. Onlar için acı bir azap vardır.
Hakkı Yılmaz : O yaptıkları şeylerle sevinen ve yapmadıkları şeylerle de övülmek isteyenleri sakın hesaba katma! Onların azaptan kurtulacak bir yerde olacaklarını da sanma! Ve onlar için çok acıklı bir azap vardır.
Hasan Basri Çantay : Getirdikleriyle (etdikleri kötülüklerle) kıvanan, yapmadıkları ile de öğütmelerini arzu eden o kimseler (yok mu?) onların azâbdan kurtulacak (selâmet) bir yerde bulunacaklarını zinhar sanma, zinhar sanma. Onlara pek acıklı bir azâb vardır.
Hayrat Neşriyat : Sakın zannetme ki o yaptıklarıyla sevinen, yapmadıkları şeylerle de övülmeyi arzu edenler, evet, sakın onları sanma ki azabdan kurtulacaklar! Çünki onlar için (pek) acı bir azab vardır.
İbni Kesir : Ettikleri ile sevinen ve yapmadıkları şeylerle övülmeyi sevenlerin azabtan kurtarılacaklarını sanma. Onlar için pek acıklı bir azab vardır.
İskender Evrenosoğlu : Sakın zannetme ki, (Kitab Ehli'ninden olup, Kitap'tandır diyerek) getirdikleri şey ile (doğrusunu gizleyip, gerçeği açıklamayarak yaptıkları ile) ferahlayan (sevinen) kimseler ve yapmadıkları ile övülmeyi seven kimseler ki, bundan sonra onların azaptan kurtulacak bir yerde olduğunu sanma. Ve onlar için “Elîm Azap” vardır.
Muhammed Esed : Sanma ki bu şekilde başardıklarıyla övünen ve yapmadıkları ile övülmekten hoşlananlar azaptan kurtulabilecekler. Onları (ahirette) şiddetli bir azap beklemektedir.
Ömer Nasuhi Bilmen : O getirdikleriyle sevinen ve yapmadıkları ile de metholunmalarını arzu eden kimseleri sakın sanma, artık onları zannetme ki, onlar azabtan kurtulacakları bir yerde bulunacaklardır. Ve onlar için pek acıklı bir azab vardır.
Ömer Öngüt : O yaptıkları ile sevinen ve yapmadıkları ile de övülmeyi sevenleri sakın azaptan kurtulacak sanma! Onlar için elem verici bir azap vardır.
Şaban Piriş : Sakın, yaptıkları (kötülüklerle) ferahlayan, yapmadıkları şeylerle övülmekten hoşlanan kimselerin azaptan kurtulacaklarını sanma. Onlara acı bir azap vardır.
Suat Yıldırım : Yaptıklarından ötürü sevinen, öbür taraftan yapmadıkları işlerden dolayı övülmek isteyen kimselerin sakın azaptan yakayı kurtaracaklarını sanma! Çünkü onlara o can yakıcı azap vardır.
Süleyman Ateş : O ettiklerine sevinen, yapmadıkları şeylerle övülmeyi sevenlerin, azâbdan kurtulacaklarını sanma. Onlar için acı bir azâb vardır.
Tefhim-ul Kuran : Getirdikleriyle sevinen ve yapmadıkları şeyler nedeniyle övülmeden hoşlananları (kazançlı) sayma; onları azaptan kurtulmuş olarak sayma. Onlar için acıklı bir azab vardır.
Ümit Şimşek : Ettiklerine sevinen ve yapmadıklarıyla övülmekten hoşlananları azaptan kurtulurlar sanma. Onlar için acı bir azap vardır.
Yaşar Nuri Öztürk : O ettikleriyle zevklenen, yapmadıkları şeylerle övünmeyi seven kişileri bir şey sanma. Artık, onları azaptan kurtulmuş da sanma. Korkunç bir azap vardır onlar için.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}