» 3 / Âl-i Imrân  88:

Kuran Sırası: 3
İniş Sırası: 89
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200

 » 3 / Âl-i Imrân  Suresi: 88
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. خَالِدِينَ (ḢELD̃YN) = ḣālidīne : ebedi kalacaklardır
2. فِيهَا (FYHE) = fīhā : O(la'net)in içinde
3. لَا (LE) = lā :
4. يُخَفَّفُ (YḢFF) = yuḣaffefu : hafifletilmeyecek
5. عَنْهُمُ (ANHM) = ǎnhumu : onlardan
6. الْعَذَابُ (ELAZ̃EB) = l-ǎƶābu : azab
7. وَلَا (VLE) = ve lā :
8. هُمْ (HM) = hum : ve onlara
9. يُنْظَرُونَ (YNƵRVN) = yunZerūne : fırsat verilmeyecektir
ebedi kalacaklardır | O(la'net)in içinde | | hafifletilmeyecek | onlardan | azab | | ve onlara | fırsat verilmeyecektir |

[ḢLD̃] [] [] [ḢFF] [] [AZ̃B] [] [] [NƵR]
ḢELD̃YN FYHE LE YḢFF ANHM ELAZ̃EB VLE HM YNƵRVN

ḣālidīne fīhā yuḣaffefu ǎnhumu l-ǎƶābu ve lā hum yunZerūne
خالدين فيها لا يخفف عنهم العذاب ولا هم ينظرون

 » 3 / Âl-i Imrân  Suresi: 88
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
خالدين خ ل د | ḢLD̃ ḢELD̃YN ḣālidīne ebedi kalacaklardır (They will) abide forever
فيها | FYHE fīhā O(la'net)in içinde in it.
لا | LE Not
يخفف خ ف ف | ḢFF YḢFF yuḣaffefu hafifletilmeyecek will be lightened
عنهم | ANHM ǎnhumu onlardan for them
العذاب ع ذ ب | AZ̃B ELAZ̃EB l-ǎƶābu azab the punishment
ولا | VLE ve lā and not
هم | HM hum ve onlara they
ينظرون ن ظ ر | NƵR YNƵRVN yunZerūne fırsat verilmeyecektir will be reprieved.

3:88 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ebedi kalacaklardır | O(la'net)in içinde | | hafifletilmeyecek | onlardan | azab | | ve onlara | fırsat verilmeyecektir |

[ḢLD̃] [] [] [ḢFF] [] [AZ̃B] [] [] [NƵR]
ḢELD̃YN FYHE LE YḢFF ANHM ELAZ̃EB VLE HM YNƵRVN

ḣālidīne fīhā yuḣaffefu ǎnhumu l-ǎƶābu ve lā hum yunZerūne
خالدين فيها لا يخفف عنهم العذاب ولا هم ينظرون

[خ ل د] [] [] [خ ف ف] [] [ع ذ ب] [] [] [ن ظ ر]

 » 3 / Âl-i Imrân  Suresi: 88
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
خالدين خ ل د | ḢLD̃ ḢELD̃YN ḣālidīne ebedi kalacaklardır (They will) abide forever
Hı,Elif,Lam,Dal,Ye,Nun,
600,1,30,4,10,50,
N – accusative masculine plural active participle
اسم منصوب
فيها | FYHE fīhā O(la'net)in içinde in it.
Fe,Ye,He,Elif,
80,10,5,1,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
جار ومجرور
لا | LE Not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يخفف خ ف ف | ḢFF YḢFF yuḣaffefu hafifletilmeyecek will be lightened
Ye,Hı,Fe,Fe,
10,600,80,80,
V – 3rd person masculine singular (form II) passive imperfect verb
فعل مضارع مبني للمجهول
عنهم | ANHM ǎnhumu onlardan for them
Ayn,Nun,He,Mim,
70,50,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
العذاب ع ذ ب | AZ̃B ELAZ̃EB l-ǎƶābu azab the punishment
Elif,Lam,Ayn,Zel,Elif,Be,
1,30,70,700,1,2,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
ولا | VLE ve lā and not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
هم | HM hum ve onlara they
He,Mim,
5,40,
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
ضمير منفصل
ينظرون ن ظ ر | NƵR YNƵRVN yunZerūne fırsat verilmeyecektir will be reprieved.
Ye,Nun,Zı,Re,Vav,Nun,
10,50,900,200,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form IV) passive imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع مبني للمجهول والواو ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |خَالِدِينَ: ebedi kalacaklardır | فِيهَا: O(la'net)in içinde | لَا: | يُخَفَّفُ: hafifletilmeyecek | عَنْهُمُ: onlardan | الْعَذَابُ: azab | وَلَا: | هُمْ: ve onlara | يُنْظَرُونَ: fırsat verilmeyecektir |
Kırık Meal (Harekesiz) : |خالدين ḢELD̃YN ebedi kalacaklardır | فيها FYHE O(la'net)in içinde | لا LE | يخفف YḢFF hafifletilmeyecek | عنهم ANHM onlardan | العذاب ELAZ̃EB azab | ولا WLE | هم HM ve onlara | ينظرون YNƵRWN fırsat verilmeyecektir |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḣālidīne: ebedi kalacaklardır | fīhā: O(la'net)in içinde | : | yuḣaffefu: hafifletilmeyecek | ǎnhumu: onlardan | l-ǎƶābu: azab | ve lā: | hum: ve onlara | yunZerūne: fırsat verilmeyecektir |
Kırık Meal (Transcript) : |ḢELD̃YN: ebedi kalacaklardır | FYHE: O(la'net)in içinde | LE: | YḢFF: hafifletilmeyecek | ANHM: onlardan | ELAZ̃EB: azab | VLE: | HM: ve onlara | YNƵRVN: fırsat verilmeyecektir |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve bu lânette ebedî kalırlar, ne azapları hafifletilir, ne de yüzlerine bakılır.
Adem Uğur : Bu lânete ebedî gömülüp gidecekler. Onların azapları hafifletilmez; yüzlerine de bakılmaz.
Ahmed Hulusi : Sonsuza dek bu şartlarda kalacaklardır. Onların azabı hafifletilmez ve onlarla ilgilenilmez.
Ahmet Tekin : O lânet içinde ebedî kalırlar. Onların cezası hafifletilmez, özür dilemelerine, tevbe etmelerine fırsat verilmez, merhamet nazarıyla bakılmaz, onlara göz açtırılmaz.
Ahmet Varol : Onlar orada (lanette) sonsuza kadar kalıcıdırlar. Üzerlerinden azap hafifletilmez ve kendilerine bakılmaz.
Ali Bulaç : İçinde temelli kalıcıdırlar. Onların azabı hafifletilmez ve onlar gözetilmezler.
Ali Fikri Yavuz : Onlar ebedî olarak bu lânet ve azabın içindedirler. Kendilerinden ne azap hafifletilir, ne de onlara merhamet gözü ile bakılır.
Bekir Sadak : Orada temellidirler; onlardan azab hafifletilmez; onlarin azabi geciktirilmez.
Celal Yıldırım : Bu lanet (azabı için)de devamlı kalıcılardır. Ne bu azâb onlardan hafifletilir, ne de (rahmet ile) yüzlerine bakılır.
Diyanet İşleri : Onun (lânetin) içinde ebedî kalacaklardır. Onların azabı hafifletilmez, onlara göz açtırılmaz.
Diyanet İşleri (eski) : Orada temellidirler; onlardan azab hafifletilmez; onların azabı geciktirilmez.
Diyanet Vakfi : Bu lânete ebedî gömülüp gidecekler. Onların azapları hafifletilmez; yüzlerine de bakılmaz.
Edip Yüksel : Orada sürekli kalıcıdırlar; azapları hafifletilmez ve kendilerine bakılmaz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onlar bu (lanetin) içinde ebedî kalacaklardır. Kendilerinden ne bu azab hafifletilir, ne de yüzlerine bakılır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Sonsuza kadar o lanetin içindedirler, azapları hafifletilmez ve kendilerine mühlet verilmez.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ebediyyen onun içindedirler, azabları hafifletilmez ve kendilerine mühlet verilmez
Fizilal-il Kuran : Onların bu cezaları süreklidir. Ne azapları hafifletilir ve ne de yüzlerine bakılır.
Gültekin Onan : İçinde temelli kalıcıdırlar. Onların azabı hafifletilmez ve onlar gözetilmezler.
Hakkı Yılmaz : (87,88) İşte onların cezaları, Allah'ın, doğal güçlerin/haberci âyetlerin, insanların hepsinin dışlayıp gözden çıkarması, sürekli içinde kalmak üzere şüphesiz onların üzerlerindedir. Kendilerinden bu azap hafifletilmez ve kendilerine süre tanınmaz.
Hasan Basri Çantay : Onlar bunun (bu lâ'netin ve cehennemin) içinde ebedî kalıcıdırlar. Kendilerinden ne azâb hafifletilir, ne de onlara (yüzlerine, suratlarına) bakılır.
Hayrat Neşriyat : (Onlar,) orada (Cehennemde) ebedî olarak kalıcıdırlar. Onlardan ne azab hafifletilir, ne de onlar (rahmet nazarıyla) gözetilirler.
İbni Kesir : Ebediyyen onun içindedirler. Onlardan azab hafifletilmez ve onlara rahmet nazarıyla bakılmaz.
İskender Evrenosoğlu : Onlar, onun (lânetin) içinde ebedi kalacak olanlardır. Onlardan azab hafifletilmez ve onlara bakılmaz...
Muhammed Esed : Onlar bu halde kalacaklar; (ve) ne azapları hafifletilecek, ne de onlara bir mühlet tanınacak.
Ömer Nasuhi Bilmen : (Onlar) Bunun içinde ebedîyyen kalıcılardır. Onlardan azab hafifletilmez ve onlara nazar olunmaz.
Ömer Öngüt : Bu lânete ebediyyen gömülüp gidecekler. Onların azapları hafifletilmez, yüzlerine de bakılmaz.
Şaban Piriş : O lanette daimidirler. Azap, onlardan hafifletilmez ve onlara bakılmaz da.
Suat Yıldırım : Onlar bu lânetin içinde ebedî kalacaklardır. Ne cezaları hafifletilecek, ne de yüzlerine bakılacaktır.
Süleyman Ateş : O(la'net)in içinde ebedi kalacaklardır. Onlardan azâb hafifletilmeyecek ve onlara asla fırsat verilmeyecektir.
Tefhim-ul Kuran : İçinde temelli kalıcıdırlar. Onların azabı hafifletilmez ve onlar gözetilmezler.
Ümit Şimşek : Ebediyen de bu lânet içindedirler; ne azapları hafifler, ne yüzlerine bakan olur.
Yaşar Nuri Öztürk : O lanet içinde sürekli kalacaklardır. Ne azap hafifletilecektir onlardan ne de yüzlerine bakılacaktır onların.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}