» 3 / Âl-i Imrân  89:

Kuran Sırası: 3
İniş Sırası: 89
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200

 » 3 / Âl-i Imrân  Suresi: 89
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. إِلَّا (ÎLE) = illā : dışında
2. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseler
3. تَابُوا (TEBVE) = tābū : tevbe eden
4. مِنْ (MN) = min :
5. بَعْدِ (BAD̃) = beǎ'di : sonra
6. ذَٰلِكَ (Z̃LK) = ƶālike : ondan
7. وَأَصْلَحُوا (VÊṦLḪVE) = ve eSleHū : ve uslananlar
8. فَإِنَّ (FÎN) = feinne : çünkü
9. اللَّهَ (ELLH) = llahe : Allah
10. غَفُورٌ (ĞFVR) = ğafūrun : çok bağışlayan
11. رَحِيمٌ (RḪYM) = raHīmun : çok esirgeyendir
dışında | kimseler | tevbe eden | | sonra | ondan | ve uslananlar | çünkü | Allah | çok bağışlayan | çok esirgeyendir |

[] [] [TVB] [] [BAD̃] [] [ṦLḪ] [] [] [ĞFR] [RḪM]
ÎLE ELZ̃YN TEBVE MN BAD̃ Z̃LK VÊṦLḪVE FÎN ELLH ĞFVR RḪYM

illā elleƶīne tābū min beǎ'di ƶālike ve eSleHū feinne llahe ğafūrun raHīmun
إلا الذين تابوا من بعد ذلك وأصلحوا فإن الله غفور رحيم

 » 3 / Âl-i Imrân  Suresi: 89
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إلا | ÎLE illā dışında Except
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
تابوا ت و ب | TVB TEBVE tābū tevbe eden repent
من | MN min from
بعد ب ع د | BAD̃ BAD̃ beǎ'di sonra after
ذلك | Z̃LK ƶālike ondan that,
وأصلحوا ص ل ح | ṦLḪ VÊṦLḪVE ve eSleHū ve uslananlar and reform[ed] themselves.
فإن | FÎN feinne çünkü Then indeed,
الله | ELLH llahe Allah Allah
غفور غ ف ر | ĞFR ĞFVR ğafūrun çok bağışlayan (is) Oft-Forgiving,
رحيم ر ح م | RḪM RḪYM raHīmun çok esirgeyendir Most Merciful.

3:89 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

dışında | kimseler | tevbe eden | | sonra | ondan | ve uslananlar | çünkü | Allah | çok bağışlayan | çok esirgeyendir |

[] [] [TVB] [] [BAD̃] [] [ṦLḪ] [] [] [ĞFR] [RḪM]
ÎLE ELZ̃YN TEBVE MN BAD̃ Z̃LK VÊṦLḪVE FÎN ELLH ĞFVR RḪYM

illā elleƶīne tābū min beǎ'di ƶālike ve eSleHū feinne llahe ğafūrun raHīmun
إلا الذين تابوا من بعد ذلك وأصلحوا فإن الله غفور رحيم

[] [] [ت و ب] [] [ب ع د] [] [ص ل ح] [] [] [غ ف ر] [ر ح م]

 » 3 / Âl-i Imrân  Suresi: 89
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إلا | ÎLE illā dışında Except
,Lam,Elif,
,30,1,
EXP – exceptive particle
أداة استثناء
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
تابوا ت و ب | TVB TEBVE tābū tevbe eden repent
Te,Elif,Be,Vav,Elif,
400,1,2,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
من | MN min from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
بعد ب ع د | BAD̃ BAD̃ beǎ'di sonra after
Be,Ayn,Dal,
2,70,4,
N – genitive noun
اسم مجرور
ذلك | Z̃LK ƶālike ondan that,
Zel,Lam,Kef,
700,30,20,
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
اسم اشارة
وأصلحوا ص ل ح | ṦLḪ VÊṦLḪVE ve eSleHū ve uslananlar and reform[ed] themselves.
Vav,,Sad,Lam,Ha,Vav,Elif,
6,,90,30,8,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
فإن | FÎN feinne çünkü Then indeed,
Fe,,Nun,
80,,50,
REM – prefixed resumption particle
ACC – accusative particle
الفاء استئنافية
حرف نصب
الله | ELLH llahe Allah Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – accusative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة منصوب
غفور غ ف ر | ĞFR ĞFVR ğafūrun çok bağışlayan (is) Oft-Forgiving,
Ğayn,Fe,Vav,Re,
1000,80,6,200,
N – nominative masculine singular indefinite noun
اسم مرفوع
رحيم ر ح م | RḪM RḪYM raHīmun çok esirgeyendir Most Merciful.
Re,Ha,Ye,Mim,
200,8,10,40,
ADJ – nominative masculine singular indefinite adjective
صفة مرفوعة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |إِلَّا: dışında | الَّذِينَ: kimseler | تَابُوا: tevbe eden | مِنْ: | بَعْدِ: sonra | ذَٰلِكَ: ondan | وَأَصْلَحُوا: ve uslananlar | فَإِنَّ: çünkü | اللَّهَ: Allah | غَفُورٌ: çok bağışlayan | رَحِيمٌ: çok esirgeyendir |
Kırık Meal (Harekesiz) : |إلا ÎLE dışında | الذين ELZ̃YN kimseler | تابوا TEBWE tevbe eden | من MN | بعد BAD̃ sonra | ذلك Z̃LK ondan | وأصلحوا WÊṦLḪWE ve uslananlar | فإن FÎN çünkü | الله ELLH Allah | غفور ĞFWR çok bağışlayan | رحيم RḪYM çok esirgeyendir |
Kırık Meal (Okunuş) : |illā: dışında | elleƶīne: kimseler | tābū: tevbe eden | min: | beǎ'di: sonra | ƶālike: ondan | ve eSleHū: ve uslananlar | feinne: çünkü | llahe: Allah | ğafūrun: çok bağışlayan | raHīmun: çok esirgeyendir |
Kırık Meal (Transcript) : |ÎLE: dışında | ELZ̃YN: kimseler | TEBVE: tevbe eden | MN: | BAD̃: sonra | Z̃LK: ondan | VÊṦLḪVE: ve uslananlar | FÎN: çünkü | ELLH: Allah | ĞFVR: çok bağışlayan | RḪYM: çok esirgeyendir |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ancak bundan sonra tövbe edenler ve düzgün bir hale gelenler müstesna. Çünkü Allah, suçları örter ve rahîmdir.
Adem Uğur : Ancak, bundan sonra tevbe edip yola gelenler başka. Çünkü Allah çok bağışlayıcı ve merhametlidir.
Ahmed Hulusi : Ancak, bu hâllerinden sonra (yanlışlarını idrak edip) tövbe ederlerse ve ıslah olurlarsa (yanlışlarını düzeltirlerse), muhakkak ki Allâh Ğafûr'dur, Rahıym'dir.
Ahmet Tekin : Ancak bundan sonra tevbe edip İslâmî hakikatleri ortaya koyarak, Allah’a itaate yönelenler, yaymaya devam ettikleri yanlış bilgileri düzeltenler müstesna. Allah çok bağışlayıcı ve engin merhamet sahibidir.
Ahmet Varol : Ancak bundan sonra tevbe edip durumlarını düzeltenler müstesnadır. Çünkü Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.
Ali Bulaç : Ancak bundan sonra tevbe edenler, 'salih olarak davrananlar' başka. Çünkü Allah, gerçekten bağışlayandır, esirgeyendir.
Ali Fikri Yavuz : Ancak onun arkasından tevbe edip hallerini düzeltenler başka. Çünkü Allah, hakikaten günahları bağışlayan, çok esirgeyendir.
Bekir Sadak : Ancak bunun ardindan tevbe edip duzelenler mustesnadir. Dogrusu Allah bagislar ve merhamet eder.
Celal Yıldırım : Ancak bundan sonra tevbe edip kendini düzeltenler müstesna.. Şüphesiz ki. Allah çok bağışlayan ve çok merhamet edendir.
Diyanet İşleri : Ancak bundan sonra tövbe edip kendilerini düzeltenler müstesnadır. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Diyanet İşleri (eski) : Ancak bunun ardından tevbe edip düzelenler müstesnadır. Doğrusu Allah bağışlar ve merhamet eder.
Diyanet Vakfi : Ancak, bundan sonra tevbe edip yola gelenler başka. Çünkü Allah çok bağışlayıcı ve merhametlidir.
Edip Yüksel : Ancak, bundan sonra yönelip durumlarını düzeltenler başka. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ancak bundan sonra tevbe edip kendini düzeltenler başka. Şüphesiz ki Allah, çok bağışlayan ve çok esirgeyendir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ancak onun arkasından tevbe edip gidişatlarını düzeltenler başka; çünkü Allah, bağışlayan ve çok esirgeyendir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ancak, onun arkasından tevbe edib salâha girenler başka. Çünkü Allah gafurdur, rahîmdir
Fizilal-il Kuran : Ancak bu sapıtmanın ardından tevbe ederek durumlarını düzeltenler hariç. Çünkü Allah affedici ve merhametlidir.
Gültekin Onan : Ancak bundan sonra tevbe edenler, 'salih olarak davrananlar' başka. Çünkü Tanrı, gerçekten bağışlayandır, esirgeyendir.
Hakkı Yılmaz : Ancak bundan sonra bilinçlenerek hatalarından dönen ve düzeltenler başka. Artık, şüphesiz Allah, çok bağışlayan ve çok merhamet edendir.
Hasan Basri Çantay : Bundan sonra tevbe (ve rücu) ve (nefslerini) ıslah edenler müstesna. Çünkü Allah cidden (kusurları) örten, çok esirgeyendir.
Hayrat Neşriyat : Ancak, bundan sonra tevbe edip (hâllerini) ıslâh edenler müstesnâdırlar; hiç şübhesiz ki Allah, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir.
İbni Kesir : Ancak bunun ardından tevbe edip islah edenler müstesnadır. Doğrusu Allah, Gafur'dur, Rahim'dir.
İskender Evrenosoğlu : Bundan sonra tövbe edip, ıslâh olanlar (nefslerini tezkiye edenler) hariç. O taktirde muhakkak ki Allah, Gafur'dur, Rahîm'dir.
Muhammed Esed : Ama daha sonra tevbe edip kendilerini düzeltenler hariç tutulacaktır: Zira Allah, çok affedicidir, rahmet kaynağıdır.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ancak o kimseler ki, bundan sonra tevbe ettiler ve ıslahta bulundular, onlar müstesna. Çünkü Allah Teâlâ şüphe yok ki gafûrdur, rahîmdir.
Ömer Öngüt : Ancak bunun ardından tevbe edip kendini düzeltenler başka. Çünkü Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir.
Şaban Piriş : Ancak, bu hatalarından sonra tevbe edip, hallerini düzeltenler müstesnadır. Allah, affedendir, merhamet edendir.
Suat Yıldırım : Ancak daha sonra tövbe edip nefislerini ıslah edenler, bu hükmün dışındadır. Çünkü Allah gafurdur, rahîmdir (çok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur).
Süleyman Ateş : Ancak ondan sonra, tevbe edip uslananlar başka. Çünkü Allâh, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
Tefhim-ul Kuran : Ancak bundan sonra tevbe edenler. 'salih olarak davrananlar' başka. Çünkü Allah, gerçekten bağışlayandır, esirgeyendir.
Ümit Şimşek : Ancak daha sonra tevbe eden ve durumlarını düzeltenler müstesnadır. Çünkü Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.
Yaşar Nuri Öztürk : Ondan sonra tövbe edip hallerini düzeltenler müstesna. Hiç şüphesiz, Allah, çok affedici, çok merhametlidir.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}