» 6 / En’âm  105:

Kuran Sırası: 6
İniş Sırası: 55
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165

 » 6 / En’âm  Suresi: 105
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَكَذَٰلِكَ (VKZ̃LK) = ve keƶālike : ve işte böylece
2. نُصَرِّفُ (NṦRF) = nuSarrifu : döne döne açıklıyoruz
3. الْايَاتِ (EL ËYET) = l-āyāti : ayetleri
4. وَلِيَقُولُوا (VLYGVLVE) = veliyeḳūlū : desinler diye
5. دَرَسْتَ (D̃RST) = deraste : sen ders almışsın
6. وَلِنُبَيِّنَهُ (VLNBYNH) = velinubeyyinehu : ve onu iyice açıklayalım diye
7. لِقَوْمٍ (LGVM) = liḳavmin : bir toplum için
8. يَعْلَمُونَ (YALMVN) = yeǎ'lemūne : bilen
ve işte böylece | döne döne açıklıyoruz | ayetleri | desinler diye | sen ders almışsın | ve onu iyice açıklayalım diye | bir toplum için | bilen |

[] [ṦRF] [EYY] [GVL] [D̃RS] [BYN] [GVM] [ALM]
VKZ̃LK NṦRF EL ËYET VLYGVLVE D̃RST VLNBYNH LGVM YALMVN

ve keƶālike nuSarrifu l-āyāti veliyeḳūlū deraste velinubeyyinehu liḳavmin yeǎ'lemūne
وكذلك نصرف الآيات وليقولوا درست ولنبينه لقوم يعلمون

 » 6 / En’âm  Suresi: 105
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وكذلك | VKZ̃LK ve keƶālike ve işte böylece And thus
نصرف ص ر ف | ṦRF NṦRF nuSarrifu döne döne açıklıyoruz We explain
الآيات ا ي ي | EYY EL ËYET l-āyāti ayetleri the Signs
وليقولوا ق و ل | GVL VLYGVLVE veliyeḳūlū desinler diye that they (may) say,
درست د ر س | D̃RS D̃RST deraste sen ders almışsın """You have studied,"""
ولنبينه ب ي ن | BYN VLNBYNH velinubeyyinehu ve onu iyice açıklayalım diye and that We (may) make it clear
لقوم ق و م | GVM LGVM liḳavmin bir toplum için for a people
يعلمون ع ل م | ALM YALMVN yeǎ'lemūne bilen who know.

6:105 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve işte böylece | döne döne açıklıyoruz | ayetleri | desinler diye | sen ders almışsın | ve onu iyice açıklayalım diye | bir toplum için | bilen |

[] [ṦRF] [EYY] [GVL] [D̃RS] [BYN] [GVM] [ALM]
VKZ̃LK NṦRF EL ËYET VLYGVLVE D̃RST VLNBYNH LGVM YALMVN

ve keƶālike nuSarrifu l-āyāti veliyeḳūlū deraste velinubeyyinehu liḳavmin yeǎ'lemūne
وكذلك نصرف الآيات وليقولوا درست ولنبينه لقوم يعلمون

[] [ص ر ف] [ا ي ي] [ق و ل] [د ر س] [ب ي ن] [ق و م] [ع ل م]

 » 6 / En’âm  Suresi: 105
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وكذلك | VKZ̃LK ve keƶālike ve işte böylece And thus
Vav,Kef,Zel,Lam,Kef,
6,20,700,30,20,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
P – prefixed preposition ka
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
الواو عاطفة
جار ومجرور
نصرف ص ر ف | ṦRF NṦRF nuSarrifu döne döne açıklıyoruz We explain
Nun,Sad,Re,Fe,
50,90,200,80,
V – 1st person plural (form II) imperfect verb
فعل مضارع
الآيات ا ي ي | EYY EL ËYET l-āyāti ayetleri the Signs
Elif,Lam,,Ye,Elif,Te,
1,30,,10,1,400,
N – accusative feminine plural noun
اسم منصوب
وليقولوا ق و ل | GVL VLYGVLVE veliyeḳūlū desinler diye that they (may) say,
Vav,Lam,Ye,Gaf,Vav,Lam,Vav,Elif,
6,30,10,100,6,30,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
PRP – prefixed particle of purpose lām
V – 3rd person masculine plural imperfect verb, subjunctive mood
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
اللام لام التعليل
فعل مضارع منصوب والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
درست د ر س | D̃RS D̃RST deraste sen ders almışsın """You have studied,"""
Dal,Re,Sin,Te,
4,200,60,400,
V – 2nd person masculine singular perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
ولنبينه ب ي ن | BYN VLNBYNH velinubeyyinehu ve onu iyice açıklayalım diye and that We (may) make it clear
Vav,Lam,Nun,Be,Ye,Nun,He,
6,30,50,2,10,50,5,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
PRP – prefixed particle of purpose lām
V – 1st person plural (form II) imperfect verb, subjunctive mood
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
الواو عاطفة
اللام لام التعليل
فعل مضارع منصوب والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
لقوم ق و م | GVM LGVM liḳavmin bir toplum için for a people
Lam,Gaf,Vav,Mim,
30,100,6,40,
P – prefixed preposition lām
N – genitive masculine indefinite noun
جار ومجرور
يعلمون ع ل م | ALM YALMVN yeǎ'lemūne bilen who know.
Ye,Ayn,Lam,Mim,Vav,Nun,
10,70,30,40,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَكَذَٰلِكَ: ve işte böylece | نُصَرِّفُ: döne döne açıklıyoruz | الْايَاتِ: ayetleri | وَلِيَقُولُوا: desinler diye | دَرَسْتَ: sen ders almışsın | وَلِنُبَيِّنَهُ: ve onu iyice açıklayalım diye | لِقَوْمٍ: bir toplum için | يَعْلَمُونَ: bilen |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وكذلك WKZ̃LK ve işte böylece | نصرف NṦRF döne döne açıklıyoruz | الآيات EL ËYET ayetleri | وليقولوا WLYGWLWE desinler diye | درست D̃RST sen ders almışsın | ولنبينه WLNBYNH ve onu iyice açıklayalım diye | لقوم LGWM bir toplum için | يعلمون YALMWN bilen |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve keƶālike: ve işte böylece | nuSarrifu: döne döne açıklıyoruz | l-āyāti: ayetleri | veliyeḳūlū: desinler diye | deraste: sen ders almışsın | velinubeyyinehu: ve onu iyice açıklayalım diye | liḳavmin: bir toplum için | yeǎ'lemūne: bilen |
Kırık Meal (Transcript) : |VKZ̃LK: ve işte böylece | NṦRF: döne döne açıklıyoruz | EL ËYET: ayetleri | VLYGVLVE: desinler diye | D̃RST: sen ders almışsın | VLNBYNH: ve onu iyice açıklayalım diye | LGVM: bir toplum için | YALMVN: bilen |
Abdulbaki Gölpınarlı : Sen bunu öğrenmişsin dememeleri için delilleri çeşit-çeşit bildirmede ve bilen topluluğa apaçık anlatmadayız.
Adem Uğur : Böylece biz âyetleri geniş geniş açıklıyoruz ki, "Sen ders almışsın" desinler de biz de anlayan toplum için Kur'an'ı iyice açıklayalım.
Ahmed Hulusi : İşte biz, işaretleri çeşitli şekillerde evirip çevirip açıklıyoruz. "Sen gerekeni öğrenmişsin" desinler ve bilen bir toplum için de, onu iyice açıklayalım diye.
Ahmet Tekin : İşte böylece vaatlerimizle ve tehditlerimizle ilgili âyetleri onlara delil olarak ileri sürmen ve ibret almaları için: 'Sen bunları başkalarından öğrendin' diyememeleri, iddialarına son vermeleri için, ilimde ilerlemeye devam eden bilgi toplumlarına Kur’ân’ı iyice ayrıntılı hale getirelim diye çok yönlü açıklıyoruz.
Ahmet Varol : İşte böylece ayetleri etraflıca açıklıyoruz ki, onlar 'sen ders almışsın' desinler ve biz de bilen bir topluluğa bunu açıkça bildirmiş olalım.
Ali Bulaç : İşte biz, ayetleri çeşitli biçimlerde böyle açıklıyoruz. Öyle ki sana: "Sen ders almışsın" desinler ve biz de bilebilen bir topluluğa onu açıkça göstermiş olalım.
Ali Fikri Yavuz : İşte biz, âyetleri beyan eder ve halden hale çeviririz ki, Mekke’liler: “- Sen ders görmüşsün, çok okumuşsun” desinler (küfürde ısrar etsinler). Biz, Kur’an’ı, anlayanlara beyan eder ve açıklarız.
Bekir Sadak : Sana, «Sen okumussun» derler; oysa Biz, ogrenecek kimselere ayetleri boylece turlu turlu aciklamaktayiz.
Celal Yıldırım : İşte biz böylece âyetleri çeşit çeşit açıklayıp şekilden şekile çeviririz. O kadar ki, «sen okumuş öğrenim yapmışsın» derler; biz de Onu (Ku'ân'ı) bilip anlayabilen bir millete açıklayalım (diye çeşitli açıklamalar yapıyoruz).
Diyanet İşleri : Onlar, “Sen iyi ders almışsın” desinler diye ve bir de bilen bir toplum için onu (Kur’an’ı) açıklayalım diye âyetleri değişik biçimlerde işte böylece açıklıyoruz.
Diyanet İşleri (eski) : Sana, 'Sen okumuşsun' derler; oysa Biz, öğrenecek kimselere ayetleri böylece türlü türlü açıklamaktayız.
Diyanet Vakfi : Böylece biz âyetleri geniş geniş açıklıyoruz ki, «Sen ders almışsın» desinler de biz de anlayan toplum için Kur'an'ı iyice açıklayalım.
Edip Yüksel : 'Sen ders almışsın,' demeleri için ve bilen bir topluma açıklamak için ayetleri böyle sergiliyoruz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : İşte böylece âyetleri türlü türlü çevirip açıklıyoruz ki, onlar sana: «Sen bunları bir yerlerden okuyup öğrenmişsin» desinler ve bilen bir toplum için de onu iyice beyan edelim.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : İşte ayetleri böyle çeşitli şekillerde sunuyoruz ki, o körlük edenler sana: «Bunları bir yerlerden okuyup öğrenmişsin.» desinler, hem de onu bilen bir toplum için iyice açıklayalım.
Elmalılı Hamdi Yazır : yine âyetleri böyle şekilden şekle koyuyoruz ki hem o körlük edenler sana ders almışsın desinler, hem onu ilmi şânından olanlar için tebyîn edelim
Fizilal-il Kuran : Kimileri sana «Sen bir yerden ders almışsın» desinler ve bilenlere de iyice anlatalım diye ayetlerimizi çeşitli açılardan açıklıyoruz.
Gültekin Onan : İşte biz ayetleri çeşitli biçimlerde böyle açıklıyoruz. Öyle ki sana: "Sen ders almışsın" desinler ve biz de bilebilen bir topluluğa onu açıkça göstermiş olalım.
Hakkı Yılmaz : İşte böylece Biz, sana, “Sen ders görmüşsün/ bunları bir yerlerden okuyup öğrenmişsin” desinler ve açığa koyalım diye âyetleri evirip çeviriyoruz/geniş geniş açıklıyoruz.
Hasan Basri Çantay : İşte biz âyetleri böylece türlü türlü beyan ederiz. Tâki onlar: «Sen okumuşsun» desinler ve biz onu (Kur'ânı) bilecek zümrelere besbelli edelim.
Hayrat Neşriyat : İşte (ey Resûlüm!) Âyetleri böyle açıklıyoruz ki (ibret alsınlar), hem (o kâfirler): 'Sen ders almışsın!' desinler, hem de (hikmetlerini) bilecek bir kavim için onu (o Kur’ân’ı)açıklayalım.
İbni Kesir : İşte Biz, ayetleri sana böylece türlü türlü açıklarız. Ta ki onlar; sen okumuşsun, desinler ve Biz onu bilen bir kavme besbelli edelim.
İskender Evrenosoğlu : Ve işte böyle âyetleri ayrı ayrı açıklıyoruz. Ve “Sen ders (bu ilmi) almışsın.” desinler diye ve onu, bilen bir kavme beyan etmemiz için.
Muhammed Esed : Böylece Biz mesajlarımızı çok yönlü olarak dile getiriyoruz ki "Sen (bütün bunlardan) iyi ders almışsın!" diyebilsinler ve mesajları, onları kavrama yeteneğine sahip insanlara açıklayabilelim.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve işte Biz âyetleri böyle türlü türlü beyan ederiz. Tâ ki onlar, «Sen ders almışsın,» desinler. Ve Biz onu bilir olan bir kavim için açıkça beyan edelim.
Ömer Öngüt : İşte biz âyetleri böylece türlü türlü açıklıyoruz. Tâ ki onlar sana: “Sen ders almışsın!” desinler ve biz onu anlayan bir topluluk için apaçık gösterelim.
Şaban Piriş : İşte “sen ders almışsın" desinler diye ve bilen bir topluma da iyice açıklayalım diye ayetleri ayrıntılı olarak ortaya koyuyoruz.
Suat Yıldırım : İşte Biz, âyetleri iyice anlayıp kavramaları için farklı üslûplarla, türlü türlü beyan ederiz. Biliyoruz ki onlar neticede "Sen ders almışsın!" diyeceklerdir.Âyetleri böyle türlü türlü açıklamamız, bilmek isteyen kimselere, Kur’ân’ı iyice beyan etmek içindir.
Süleyman Ateş : İşte böylece âyetleri döne döne açıklıyoruz ki (onlar sana): "Sen ders almışsın (bunları bir yerden okumuş, öğrenmişsin)" desinler ve bilen bir toplum için de onu iyice açıklayalım.
Tefhim-ul Kuran : İşte biz, ayetleri çeşitli biçimlerde böyle açıklamaktayız. Öyle ki onlar sana: «Sen ders almışsın» desinler ve biz de bilebilen bir topluluğa onu açıkça göstermiş olalım.
Ümit Şimşek : Âyetleri Biz böyle çeşitli şekillerde anlatırız-tâ ki onlar 'Sen bunu bir yerden ders almışsın' desinler, Biz de bilen bir topluluğa onu iyice açıklamış olalım.
Yaşar Nuri Öztürk : Ayetleri bu şekilde, çeşitli başlıklarla veriyoruz ki, "Sen ders aldın!" desinler, biz de ilimden nasiplenen bir toplum için onu iyice açıklayalım.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}