» 6 / En’âm  110:

Kuran Sırası: 6
İniş Sırası: 55
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165

 » 6 / En’âm  Suresi: 110
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَنُقَلِّبُ (VNGLB) = ve nuḳallibu : ve ters çeviririz
2. أَفْئِدَتَهُمْ (ÊFÙD̃THM) = ef'idetehum : gönüllerini
3. وَأَبْصَارَهُمْ (VÊBṦERHM) = ve ebSārahum : ve gözlerini
4. كَمَا (KME) = kemā : gibi
5. لَمْ (LM) = lem :
6. يُؤْمِنُوا (YÙMNVE) = yu'minū : inanmadıkları
7. بِهِ (BH) = bihi : ona
8. أَوَّلَ (ÊVL) = evvele : ilk
9. مَرَّةٍ (MRT) = merratin : defasında
10. وَنَذَرُهُمْ (VNZ̃RHM) = ve neƶeruhum : ve bırakırız onları
11. فِي (FY) = fī : içinde
12. طُغْيَانِهِمْ (ŦĞYENHM) = Tuğyānihim : azgınlıkları
13. يَعْمَهُونَ (YAMHVN) = yeǎ'mehūne : bocalayıp dururlar
ve ters çeviririz | gönüllerini | ve gözlerini | gibi | | inanmadıkları | ona | ilk | defasında | ve bırakırız onları | içinde | azgınlıkları | bocalayıp dururlar |

[GLB] [FED̃] [BṦR] [] [] [EMN] [] [EVL] [MRR] [VZ̃R] [] [ŦĞY] [AMH]
VNGLB ÊFÙD̃THM VÊBṦERHM KME LM YÙMNVE BH ÊVL MRT VNZ̃RHM FY ŦĞYENHM YAMHVN

ve nuḳallibu ef'idetehum ve ebSārahum kemā lem yu'minū bihi evvele merratin ve neƶeruhum Tuğyānihim yeǎ'mehūne
ونقلب أفئدتهم وأبصارهم كما لم يؤمنوا به أول مرة ونذرهم في طغيانهم يعمهون

 » 6 / En’âm  Suresi: 110
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ونقلب ق ل ب | GLB VNGLB ve nuḳallibu ve ters çeviririz And We will turn
أفئدتهم ف ا د | FED̃ ÊFÙD̃THM ef'idetehum gönüllerini their hearts
وأبصارهم ب ص ر | BṦR VÊBṦERHM ve ebSārahum ve gözlerini and their sights
كما | KME kemā gibi (just) as
لم | LM lem not
يؤمنوا ا م ن | EMN YÙMNVE yu'minū inanmadıkları they believe
به | BH bihi ona in it
أول ا و ل | EVL ÊVL evvele ilk (the) first
مرة م ر ر | MRR MRT merratin defasında time.
ونذرهم و ذ ر | VZ̃R VNZ̃RHM ve neƶeruhum ve bırakırız onları And We will leave them
في | FY içinde in
طغيانهم ط غ ي | ŦĞY ŦĞYENHM Tuğyānihim azgınlıkları their transgression
يعمهون ع م ه | AMH YAMHVN yeǎ'mehūne bocalayıp dururlar wandering blindly.

6:110 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve ters çeviririz | gönüllerini | ve gözlerini | gibi | | inanmadıkları | ona | ilk | defasında | ve bırakırız onları | içinde | azgınlıkları | bocalayıp dururlar |

[GLB] [FED̃] [BṦR] [] [] [EMN] [] [EVL] [MRR] [VZ̃R] [] [ŦĞY] [AMH]
VNGLB ÊFÙD̃THM VÊBṦERHM KME LM YÙMNVE BH ÊVL MRT VNZ̃RHM FY ŦĞYENHM YAMHVN

ve nuḳallibu ef'idetehum ve ebSārahum kemā lem yu'minū bihi evvele merratin ve neƶeruhum Tuğyānihim yeǎ'mehūne
ونقلب أفئدتهم وأبصارهم كما لم يؤمنوا به أول مرة ونذرهم في طغيانهم يعمهون

[ق ل ب] [ف ا د] [ب ص ر] [] [] [ا م ن] [] [ا و ل] [م ر ر] [و ذ ر] [] [ط غ ي] [ع م ه]

 » 6 / En’âm  Suresi: 110
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ونقلب ق ل ب | GLB VNGLB ve nuḳallibu ve ters çeviririz And We will turn
Vav,Nun,Gaf,Lam,Be,
6,50,100,30,2,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural (form II) imperfect verb
الواو عاطفة
فعل مضارع
أفئدتهم ف ا د | FED̃ ÊFÙD̃THM ef'idetehum gönüllerini their hearts
,Fe,,Dal,Te,He,Mim,
,80,,4,400,5,40,
N – accusative masculine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وأبصارهم ب ص ر | BṦR VÊBṦERHM ve ebSārahum ve gözlerini and their sights
Vav,,Be,Sad,Elif,Re,He,Mim,
6,,2,90,1,200,5,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
الواو عاطفة
اسم منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
كما | KME kemā gibi (just) as
Kef,Mim,Elif,
20,40,1,
P – prefixed preposition ka
SUB – subordinating conjunction
جار ومجرور
لم | LM lem not
Lam,Mim,
30,40,
NEG – negative particle
حرف نفي
يؤمنوا ا م ن | EMN YÙMNVE yu'minū inanmadıkları they believe
Ye,,Mim,Nun,Vav,Elif,
10,,40,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb, jussive mood
PRON – subject pronoun
فعل مضارع مجزوم والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
به | BH bihi ona in it
Be,He,
2,5,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
أول ا و ل | EVL ÊVL evvele ilk (the) first
,Vav,Lam,
,6,30,
T – accusative masculine singular time adverb
ظرف زمان منصوب
مرة م ر ر | MRR MRT merratin defasında time.
Mim,Re,Te merbuta,
40,200,400,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
ونذرهم و ذ ر | VZ̃R VNZ̃RHM ve neƶeruhum ve bırakırız onları And We will leave them
Vav,Nun,Zel,Re,He,Mim,
6,50,700,200,5,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural imperfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
الواو عاطفة
فعل مضارع و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
في | FY içinde in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
طغيانهم ط غ ي | ŦĞY ŦĞYENHM Tuğyānihim azgınlıkları their transgression
Tı,Ğayn,Ye,Elif,Nun,He,Mim,
9,1000,10,1,50,5,40,
N – genitive masculine verbal noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
يعمهون ع م ه | AMH YAMHVN yeǎ'mehūne bocalayıp dururlar wandering blindly.
Ye,Ayn,Mim,He,Vav,Nun,
10,70,40,5,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَنُقَلِّبُ: ve ters çeviririz | أَفْئِدَتَهُمْ: gönüllerini | وَأَبْصَارَهُمْ: ve gözlerini | كَمَا: gibi | لَمْ: | يُؤْمِنُوا: inanmadıkları | بِهِ: ona | أَوَّلَ: ilk | مَرَّةٍ: defasında | وَنَذَرُهُمْ: ve bırakırız onları | فِي: içinde | طُغْيَانِهِمْ: azgınlıkları | يَعْمَهُونَ: bocalayıp dururlar |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ونقلب WNGLB ve ters çeviririz | أفئدتهم ÊFÙD̃THM gönüllerini | وأبصارهم WÊBṦERHM ve gözlerini | كما KME gibi | لم LM | يؤمنوا YÙMNWE inanmadıkları | به BH ona | أول ÊWL ilk | مرة MRT defasında | ونذرهم WNZ̃RHM ve bırakırız onları | في FY içinde | طغيانهم ŦĞYENHM azgınlıkları | يعمهون YAMHWN bocalayıp dururlar |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve nuḳallibu: ve ters çeviririz | ef'idetehum: gönüllerini | ve ebSārahum: ve gözlerini | kemā: gibi | lem: | yu'minū: inanmadıkları | bihi: ona | evvele: ilk | merratin: defasında | ve neƶeruhum: ve bırakırız onları | : içinde | Tuğyānihim: azgınlıkları | yeǎ'mehūne: bocalayıp dururlar |
Kırık Meal (Transcript) : |VNGLB: ve ters çeviririz | ÊFÙD̃THM: gönüllerini | VÊBṦERHM: ve gözlerini | KME: gibi | LM: | YÙMNVE: inanmadıkları | BH: ona | ÊVL: ilk | MRT: defasında | VNZ̃RHM: ve bırakırız onları | FY: içinde | ŦĞYENHM: azgınlıkları | YAMHVN: bocalayıp dururlar |
Abdulbaki Gölpınarlı : Biz, onların gönüllerini, gözlerini tersine çevirmişiz, evvelce inanmadıkları gibi gene inanmazlar ve biz, onları taşkınlıklarında şaşkın bir halde terketmişiz.
Adem Uğur : Yine O'na iman etmedikleri ilk durumdaki gibi onların gönüllerini ve gözlerini ters çeviririz. Ve onları şaşkın olarak azgınlıkları içerisinde bırakırız.
Ahmed Hulusi : Onların fuadlarını (Esmâ mânâ özelliklerini şuura yansıtıcılar - kalp nöronları) ve gözlerini (görüp değerlendirme) kalbederiz (kilitleriz), başta (mucize gelmeden önce) ona iman etmedikleri gibi! Onları kendi taşkınlıklarında kör ve şaşkın, bocalar durumda, kendi hâllerine terk ederiz!
Ahmet Tekin : Biz onların gönüllerini, akıllarını bir tarafa, gözlerini bir tarafa çeviririz. İlk defa iman etmedikleri gibi, hakkı anlamazlar, Kur’ân’ı görmezler, iman etmezler. Biz de onları taşkınlıkları içinde bocalar vaziyette bırakırız.
Ahmet Varol : Ona ilk keresinde iman etmedikleri gibi biz onların kalplerini ve gözlerini çeviririz ve kendilerini taşkınlıkları içinde bocalar halde bırakırız.
Ali Bulaç : Biz onların kalplerini ve gözlerini, ilkin inanmadıkları gibi tersine çeviririz ve onları tuğyanları içinde şaşkınca dolaşır bir durumda terkederiz.
Ali Fikri Yavuz : Biz onların kalblerini ve gözlerini, gerçeği anlayıp görmekten çeviririz; ilk önce buna iman etmedikleri hal üzere kendilerini bırakıveririz de azgınlıkları içinde dalıp giderler.
Bekir Sadak : Onlarin kalblerini, gozlerini, ona ilk defa inanmadiklari gibi ceviririz; onlari taskinliklari icinde saskin saskin birakiriz.*
Celal Yıldırım : Onların gönüllerini ve gözlerini İlk önce inanmadıkları gibi ters çeviririz ve kendilerini azgınlıkları içinde bırakırız da bocalayıp dururlar.
Diyanet İşleri : Biz onların kalplerini ve gözlerini ters döndürürüz de ilkin ona iman etmedikleri gibi (mucize geldikten sonra da inanmazlar) ve yine onları azgınlıkları içinde bırakırız da bocalar dururlar.
Diyanet İşleri (eski) : Onların kalblerini, gözlerini, ona ilk defa inanmadıkları gibi çeviririz; onları taşkınlıkları içinde şaşkın şaşkın bırakırız.
Diyanet Vakfi : Yine O'na iman etmedikleri ilk durumdaki gibi onların gönüllerini ve gözlerini ters çeviririz. Ve onları şaşkın olarak azgınlıkları içerisinde bırakırız.
Edip Yüksel : İlk başta inanmamaya karar verdikleri için anlaklarını ve gözlerini çevirip azgınlıkları içinde bocalar durumda bırakırız
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Biz onların kalblerini ve gözlerini çeviririz de, onlar, ilkin iman etmedikleri gibi, gene de iman etmezler. Biz de onları taşkınlıkları içerisinde kör ve şaşkın bırakırız.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Biz onların kalplerini ve gözlerini ters çeviririz. Önceden buna iman etmedikleri gibi bırakıveririz kendilerini azgınlıkları içinde körü körüne bocalar giderler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Biz onların kalblerini ve gözlerini ters döndürürüz, ilkin buna iymân etmedikleri gibi bırakıveririz kendilerini de tuğyanları içinde kör körüne bocalar giderler
Fizilal-il Kuran : Onların gönüllerini ve gözlerini ters çevirerek kendilerini iman etmekten kaçındıkları ilk durumlarına döndürür ve azgınlıkları içinde debelenmeye bırakırız.
Gültekin Onan : Biz onların yüreklerini (efidet) ve gözlerini, ilkin inanmadıkları gibi tersine çeviririz (nükallibu) ve onları tuğyanları içinde şaşkınca dolaşır bir durumda terkederiz.
Hakkı Yılmaz : Ve Biz, onların kalplerini ve gözlerini ilkin iman etmedikleri durumdaki gibi ters çeviririz. Ve Biz de onları taşkınlıkları içerisinde kör ve şaşkın olarak bırakırız.
Hasan Basri Çantay : Onlar, evvelce indirilen (âyet) lere îman etmedikleri gibi (bundan sonra da îman etmeyeceklerdir). Biz, onların gönüllerini ve gözlerini (ters) çevirmiş, kendilerini azgınlıkları, taşkınlıkları içinde serseri ve şaşırmış oldukları halde terketmiş bulunuyoruz.
Hayrat Neşriyat : Çünki (onlar) ona ilk def'a îmân etmedikleri gibi (bundan sonra da îmân etmeyeceklerdir)! (Biz de) onların kalblerini ve gözlerini (inkârlarındaki ısrarlarındandolayı, hakdan) çeviririz ve onları bırakırız (da), azgınlıkları içinde bocalayıp dururlar.
İbni Kesir : Biz, onların kalblerini ve gözlerini çeviririz de ona ilk defa iman etmedikleri gibi azgınlıkları içinde kör ve şaşkın bırakırız.
İskender Evrenosoğlu : Ve onların fuad hassalarını (nefsin kalbinin idrak hassalarını) ve basiretlerini (nefsin kalp gözünün görme hassalarını) evvelce O'na inanmadıkları (mü'min olmadıkları) ilk zamanki hallerine çeviririz. Onları, azgınlıkları içinde şaşkın bırakırız.
Muhammed Esed : kalplerini ve gözlerini (hakikatten) ayırdığımız sürece, tıpkı ona ilk başta inanmadıkları gibi: ve (böylece) Biz körce ileri geri yalpalayıp dursunlar diye onları küstahça kibirleri ile baş başa bırakırız.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve Biz onların kalplerini ve gözlerini O'na evvelce de imân etmedikleri gibi tersine döndürürüz. Ve onları o tuğyanları içinde körükörüne yuvarlanır gider bir halde bırakırız.
Ömer Öngüt : Yine O'na inanmadıkları ilk durumdaki gibi, onların kalplerini ve gözlerini ters çeviririz. Ve bırakırız onları, şaşkın olarak azgınlıkları içinde bocalayıp dururlar.
Şaban Piriş : Onların kalplerini ve basiretlerini tersine çeviririz de, ilk defa inanmadıkları gibi yine inanmazlar. Biz de onları azgınlıkları içinde bocalar bir halde bırakırız.
Suat Yıldırım : Onların kalplerini ve gözlerini ters çeviririz. İlkin ona inanmadıkları gibi o mûcizeyi gördükten sonra da inanmazlar ve onları taşkınlıkları içinde şaşkın şaşkın bırakırız.
Süleyman Ateş : Gönüllerini ve gözlerini ters çeviririz, ilkin ona inanmadıkları gibi (mu'cizeyi gördükten sonra da inanmazlar) ve bırakırız onları, azgınlıkları içinde bocalayıp dururlar.
Tefhim-ul Kuran : Biz onların kalplerini ve gözlerini, ilkin inanmadıkları gibi tersine çeviririz ve onları tuğyanları içinde şaşkınca dolaşır bir durumda terkederiz.
Ümit Şimşek : Biz onların kalplerini ve gözlerini çeviririz de onlar, daha önce inanmadıkları gibi yine inanmazlar. Ve onları azgınlıkları içinde bırakırız; öylece bocalayıp dururlar.
Yaşar Nuri Öztürk : Biz onların gönüllerini ve gözlerini ters çeviririz, ilk seferinde buna iman etmedikleri gibi bırakırız kendilerini de azgınlıkları içinde körü körüne bocalar dururlar.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}