» 6 / En’âm  30:

Kuran Sırası: 6
İniş Sırası: 55
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165

 » 6 / En’âm  Suresi: 30
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَلَوْ (VLV) = velev : ve eğer
2. تَرَىٰ (TR) = terā : (onları) bir görsen
3. إِذْ (ÎZ̃) = iƶ : iken
4. وُقِفُوا (VGFVE) = vuḳifū : durdurulmuş
5. عَلَىٰ (AL) = ǎlā : huzurunda
6. رَبِّهِمْ (RBHM) = rabbihim : Rablerinin
7. قَالَ (GEL) = ḳāle : dedi
8. أَلَيْسَ (ÊLYS) = eleyse : değil miymiş?
9. هَٰذَا (HZ̃E) = hāƶā : bu
10. بِالْحَقِّ (BELḪG) = bil-Haḳḳi : gerçek
11. قَالُوا (GELVE) = ḳālū : dediler ki
12. بَلَىٰ (BL) = belā : evet gerçektir
13. وَرَبِّنَا (VRBNE) = verabbinā : Rabbimiz hakkı için
14. قَالَ (GEL) = ḳāle : dedi
15. فَذُوقُوا (FZ̃VGVE) = feƶūḳū : öyle ise tadın
16. الْعَذَابَ (ELAZ̃EB) = l-ǎƶābe : azabı
17. بِمَا (BME) = bimā : dolayı
18. كُنْتُمْ (KNTM) = kuntum : ettiğinizden
19. تَكْفُرُونَ (TKFRVN) = tekfurūne : inkar
ve eğer | (onları) bir görsen | iken | durdurulmuş | huzurunda | Rablerinin | dedi | değil miymiş? | bu | gerçek | dediler ki | evet gerçektir | Rabbimiz hakkı için | dedi | öyle ise tadın | azabı | dolayı | ettiğinizden | inkar |

[] [REY] [] [VGF] [] [RBB] [GVL] [LYS] [] [ḪGG] [GVL] [] [RBB] [GVL] [Z̃VG] [AZ̃B] [] [KVN] [KFR]
VLV TR ÎZ̃ VGFVE AL RBHM GEL ÊLYS HZ̃E BELḪG GELVE BL VRBNE GEL FZ̃VGVE ELAZ̃EB BME KNTM TKFRVN

velev terā vuḳifū ǎlā rabbihim ḳāle eleyse hāƶā bil-Haḳḳi ḳālū belā verabbinā ḳāle feƶūḳū l-ǎƶābe bimā kuntum tekfurūne
ولو ترى إذ وقفوا على ربهم قال أليس هذا بالحق قالوا بلى وربنا قال فذوقوا العذاب بما كنتم تكفرون

 » 6 / En’âm  Suresi: 30
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولو | VLV velev ve eğer And if
ترى ر ا ي | REY TR terā (onları) bir görsen you (could) see
إذ | ÎZ̃ iken when
وقفوا و ق ف | VGF VGFVE vuḳifū durdurulmuş they will be made to stand
على | AL ǎlā huzurunda before
ربهم ر ب ب | RBB RBHM rabbihim Rablerinin their Lord.
قال ق و ل | GVL GEL ḳāle dedi He (will) say,
أليس ل ي س | LYS ÊLYS eleyse değil miymiş? """Is not"
هذا | HZ̃E hāƶā bu this
بالحق ح ق ق | ḪGG BELḪG bil-Haḳḳi gerçek "the truth?"""
قالوا ق و ل | GVL GELVE ḳālū dediler ki They will say,
بلى | BL belā evet gerçektir """Yes,"
وربنا ر ب ب | RBB VRBNE verabbinā Rabbimiz hakkı için "by our Lord."""
قال ق و ل | GVL GEL ḳāle dedi He (will) say,
فذوقوا ذ و ق | Z̃VG FZ̃VGVE feƶūḳū öyle ise tadın """So taste"
العذاب ع ذ ب | AZ̃B ELAZ̃EB l-ǎƶābe azabı the punishment
بما | BME bimā dolayı because
كنتم ك و ن | KVN KNTM kuntum ettiğinizden you used to
تكفرون ك ف ر | KFR TKFRVN tekfurūne inkar "disbelieve."""

6:30 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve eğer | (onları) bir görsen | iken | durdurulmuş | huzurunda | Rablerinin | dedi | değil miymiş? | bu | gerçek | dediler ki | evet gerçektir | Rabbimiz hakkı için | dedi | öyle ise tadın | azabı | dolayı | ettiğinizden | inkar |

[] [REY] [] [VGF] [] [RBB] [GVL] [LYS] [] [ḪGG] [GVL] [] [RBB] [GVL] [Z̃VG] [AZ̃B] [] [KVN] [KFR]
VLV TR ÎZ̃ VGFVE AL RBHM GEL ÊLYS HZ̃E BELḪG GELVE BL VRBNE GEL FZ̃VGVE ELAZ̃EB BME KNTM TKFRVN

velev terā vuḳifū ǎlā rabbihim ḳāle eleyse hāƶā bil-Haḳḳi ḳālū belā verabbinā ḳāle feƶūḳū l-ǎƶābe bimā kuntum tekfurūne
ولو ترى إذ وقفوا على ربهم قال أليس هذا بالحق قالوا بلى وربنا قال فذوقوا العذاب بما كنتم تكفرون

[] [ر ا ي] [] [و ق ف] [] [ر ب ب] [ق و ل] [ل ي س] [] [ح ق ق] [ق و ل] [] [ر ب ب] [ق و ل] [ذ و ق] [ع ذ ب] [] [ك و ن] [ك ف ر]

 » 6 / En’âm  Suresi: 30
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولو | VLV velev ve eğer And if
Vav,Lam,Vav,
6,30,6,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
COND – conditional particle
الواو عاطفة
حرف شرط
ترى ر ا ي | REY TR terā (onları) bir görsen you (could) see
Te,Re,,
400,200,,
V – 2nd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
إذ | ÎZ̃ iken when
,Zel,
,700,
T – time adverb
ظرف زمان
وقفوا و ق ف | VGF VGFVE vuḳifū durdurulmuş they will be made to stand
Vav,Gaf,Fe,Vav,Elif,
6,100,80,6,1,
V – 3rd person masculine plural passive perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض مبني للمجهول والواو ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
على | AL ǎlā huzurunda before
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
ربهم ر ب ب | RBB RBHM rabbihim Rablerinin their Lord.
Re,Be,He,Mim,
200,2,5,40,
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
قال ق و ل | GVL GEL ḳāle dedi He (will) say,
Gaf,Elif,Lam,
100,1,30,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
أليس ل ي س | LYS ÊLYS eleyse değil miymiş? """Is not"
,Lam,Ye,Sin,
,30,10,60,
INTG – prefixed interrogative alif
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الهمزة همزة استفهام
فعل ماض من اخوات «كان»
هذا | HZ̃E hāƶā bu this
He,Zel,Elif,
5,700,1,
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
اسم اشارة
بالحق ح ق ق | ḪGG BELḪG bil-Haḳḳi gerçek "the truth?"""
Be,Elif,Lam,Ha,Gaf,
2,1,30,8,100,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine noun
جار ومجرور
قالوا ق و ل | GVL GELVE ḳālū dediler ki They will say,
Gaf,Elif,Lam,Vav,Elif,
100,1,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
بلى | BL belā evet gerçektir """Yes,"
Be,Lam,,
2,30,,
ANS – answer particle
حرف جواب
وربنا ر ب ب | RBB VRBNE verabbinā Rabbimiz hakkı için "by our Lord."""
Vav,Re,Be,Nun,Elif,
6,200,2,50,1,
P – prefixed preposition wa (oath)
N – genitive masculine noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
جار ومجرور و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
قال ق و ل | GVL GEL ḳāle dedi He (will) say,
Gaf,Elif,Lam,
100,1,30,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
فذوقوا ذ و ق | Z̃VG FZ̃VGVE feƶūḳū öyle ise tadın """So taste"
Fe,Zel,Vav,Gaf,Vav,Elif,
80,700,6,100,6,1,
SUP – prefixed supplemental particle
V – 2nd person masculine plural imperative verb
PRON – subject pronoun
الفاء زائدة
فعل أمر والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
العذاب ع ذ ب | AZ̃B ELAZ̃EB l-ǎƶābe azabı the punishment
Elif,Lam,Ayn,Zel,Elif,Be,
1,30,70,700,1,2,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
بما | BME bimā dolayı because
Be,Mim,Elif,
2,40,1,
P – prefixed preposition bi
REL – relative pronoun
جار ومجرور
كنتم ك و ن | KVN KNTM kuntum ettiğinizden you used to
Kef,Nun,Te,Mim,
20,50,400,40,
V – 2nd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
تكفرون ك ف ر | KFR TKFRVN tekfurūne inkar "disbelieve."""
Te,Kef,Fe,Re,Vav,Nun,
400,20,80,200,6,50,
V – 2nd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَلَوْ: ve eğer | تَرَىٰ: (onları) bir görsen | إِذْ: iken | وُقِفُوا: durdurulmuş | عَلَىٰ: huzurunda | رَبِّهِمْ: Rablerinin | قَالَ: dedi | أَلَيْسَ: değil miymiş? | هَٰذَا: bu | بِالْحَقِّ: gerçek | قَالُوا: dediler ki | بَلَىٰ: evet gerçektir | وَرَبِّنَا: Rabbimiz hakkı için | قَالَ: dedi | فَذُوقُوا: öyle ise tadın | الْعَذَابَ: azabı | بِمَا: dolayı | كُنْتُمْ: ettiğinizden | تَكْفُرُونَ: inkar |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ولو WLW ve eğer | ترى TR (onları) bir görsen | إذ ÎZ̃ iken | وقفوا WGFWE durdurulmuş | على AL huzurunda | ربهم RBHM Rablerinin | قال GEL dedi | أليس ÊLYS değil miymiş? | هذا HZ̃E bu | بالحق BELḪG gerçek | قالوا GELWE dediler ki | بلى BL evet gerçektir | وربنا WRBNE Rabbimiz hakkı için | قال GEL dedi | فذوقوا FZ̃WGWE öyle ise tadın | العذاب ELAZ̃EB azabı | بما BME dolayı | كنتم KNTM ettiğinizden | تكفرون TKFRWN inkar |
Kırık Meal (Okunuş) : |velev: ve eğer | terā: (onları) bir görsen | : iken | vuḳifū: durdurulmuş | ǎlā: huzurunda | rabbihim: Rablerinin | ḳāle: dedi | eleyse: değil miymiş? | hāƶā: bu | bil-Haḳḳi: gerçek | ḳālū: dediler ki | belā: evet gerçektir | verabbinā: Rabbimiz hakkı için | ḳāle: dedi | feƶūḳū: öyle ise tadın | l-ǎƶābe: azabı | bimā: dolayı | kuntum: ettiğinizden | tekfurūne: inkar |
Kırık Meal (Transcript) : |VLV: ve eğer | TR: (onları) bir görsen | ÎZ̃: iken | VGFVE: durdurulmuş | AL: huzurunda | RBHM: Rablerinin | GEL: dedi | ÊLYS: değil miymiş? | HZ̃E: bu | BELḪG: gerçek | GELVE: dediler ki | BL: evet gerçektir | VRBNE: Rabbimiz hakkı için | GEL: dedi | FZ̃VGVE: öyle ise tadın | ELAZ̃EB: azabı | BME: dolayı | KNTM: ettiğinizden | TKFRVN: inkar |
Abdulbaki Gölpınarlı : Rablerinin tapısında durduruldukları vakit onları bir görseydin. Rableri, bu gerçek değil mi der, Rabbimize andolsun derler, evet, gerçek. Rableri de öyleyse kâfirliğiniz yüzünden tadın azâbı der.
Adem Uğur : Rablerinin huzuruna getirildikleri zaman sen onları bir görsen! Allah: Bu (yeniden dirilme olayı), hak değil miymiş? diyecek. Onlar da "Rabbimize andolsun ki evet!" diyecekler. Allah da, Öyle ise inkâr ettiğinizden dolayı azabı tadın! diyecek.
Ahmed Hulusi : Rablerini müşahede sürecinde (hakikatlerindeki Esmâ kuvvelerini fark ettiklerinde) bir görsen! "İşte, Hak bu değil miymiş!" dedi. . . "Evet, Rabbimizmiş!" dediler. . . "Öyle ise, hakikat bilgisini inkâr eden olmanızdan dolayı şimdi tadın azabı!" buyurur.
Ahmet Tekin : Rablerinin huzurunda durduruldukları zaman onları bir görsen! Rableri onlara: 'Bu, dünyada iken inkâr ettiğiniz yeniden diriltilme, bir hakikat değil midir?' der. Onlar da: 'Rabbimize yemin ederiz ki, elbette hakikat' derler. Allah: 'Öyleyse kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkâr etmekte olduğunuz şeyler sebebiyle, küfrünüz sebebiyle azabı tadın' buyurur.
Ahmet Varol : Onları, Rabblerinin huzurunda durduruldukları zaman bir görsen. (Rabbleri): 'Bu gerçek değil mi?' der. Onlar: 'Evet. Rabbimiz hakkı için gerçektir' derler. O da: 'Öyleyse inkar ettiğinizden dolayı azabı tadın' der.
Ali Bulaç : Rablerinin karşısında durdurulduklarında onları bir görsen: (Allah:) "Bu, gerçek değil mi?" dedi. Onlar: "Evet, Rabbimiz hakkı için" dediler. (Allah:) "Öyleyse inkâr edegeldikleriniz nedeniyle azabı tadın" dedi.
Ali Fikri Yavuz : Sen, onların Rablerine arzedildiklerini (hesaba çekildiklerini) göreydin! Allah, onlara şöyle buyuracak: “- Öldükten sonra diriliş ve bu hesap, hak değil mi imiş?” Onlar da: “- Evet, Rabbimize yemin ederiz ki, bu hak’dır.” diyeceklerdir. Allah: “- O halde dünyada yaptığınız küfürlerin cezasını (azabını) tadın.” buyuracaktır.
Bekir Sadak : Onlari, Rablerinin huzuruna cikarildiklari zaman bir gorsen! Allah: «Bu gercek degil mi?» der; onlar, «Evet, Rabbimiz hakki icin gercektir» derler. Allah da «Oyleyse inkar etmenizden oturu azabi tadin» der. *
Celal Yıldırım : Onları, Rabbin karşısına çıkarılıp (hesap alanında) durdurulacakları zaman bir görsen, şu (gördüğünüz dirilme) hak değil mi..? Diyecek. Evet, Rabbimize and olsun ki haktır, diyecekler. O halde inkâr ettiğinize karşılık azabı tadın, buyuracak.
Diyanet İşleri : Rab’lerinin huzurunda durduruldukları vakit (hâllerini) bir görsen! (Allah) diyecek ki: “Nasıl, şu (dirilmek) gerçek değil miymiş?” Onlar, “Evet, Rabbimize andolsun ki, gerçekmiş” diyecekler. (Allah), “Öyleyse inkâr etmekte olduğunuzdan dolayı tadın azabı!” diyecek.
Diyanet İşleri (eski) : Onları, Rablerinin huzuruna çıkarıldıkları zaman bir görsen! Allah: 'Bu gerçek değil mi?' der; onlar, 'Evet, Rabbimiz hakkı için gerçektir' derler. Allah da 'Öyleyse inkar etmenizden ötürü azabı tadın' der.
Diyanet Vakfi : Rablerinin huzuruna getirildikleri zaman sen onları bir görsen! Allah: Bu (yeniden dirilme olayı), hak değil miymiş? diyecek. Onlar da «Rabbimize andolsun ki evet!» diyecekler. Allah da, Öyle ise inkâr ettiğinizden dolayı azabı tadın! diyecek.
Edip Yüksel : Rablerinin huzurunda durdurulmuş halde onları bir görsen! 'Bu doğru değil mi,' diyecek. 'Evet, Rabbimize and olsun doğru,' diyecekler. 'İnkar etmenizden ötürü azabı tadın,' diyecek
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Rablerinin huzurunda durduruldukları zaman onları bir görsen! Rableri onlara şöyle der: «Bu, bir gerçek değil midir?». Onlar da: «Rabbimize yemin ederiz ki gerçektir» derler. Rableri de onlara: «Öyleyse inkârınız sebebiyle azabı tadın!» der.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Hem görsen onları, Rablerinin huzuruna durdukları zaman! O: «Nasıl şu gördüğünüz gerçek değil miymiş?» diyecek, onlar da: «Evet Rabbimiz hakkı için gerçek!» diyecekler. O zaman: «Küfrettiğinizin cezası olarak azabı tadın!» buyuracak.
Elmalılı Hamdi Yazır : hem görsen onları: rablerinin huzuruna durdukları vakıt! nasıl, deyecek; şu gördüğünüz hak değil mi imiş? Evet, rabbımız hakkı için diyecekler, o halde buyuracak: tadın azabı, küfrettiğinizin cezası
Fizilal-il Kuran : Onları Rabblerinin huzuruna çıkarıldıkları zaman keşki görsen! Allah, onlara «yeniden dirilmek gerçek değilmiymiş?» der. Onlar «Rabbimiz hakkı için, evet» derler. Allah da onlara «O halde inkârcılığınızdan dolayı azabı çekiniz» der.
Gültekin Onan : Rablerinin karşısında durdurulduklarında onları bir görsen. (Tanrı:) "Bu gerçek değil mi?" dedi. Onlar: "Evet, rabbimiz hakkı için" dediler. (Tanrı:) "Öyleyse küfretmeniz nedeniyle / küfrettiğiniz için (tekfürun) azabı tadın" dedi.
Hakkı Yılmaz : "Ve Rablerinin huzurunda durduruldukları zaman onları bir görsen! Rableri: “Bu, bir gerçek değil miymiş?” der. Onlar: “Rabbimize yemin ederiz ki gerçektir” derler. Rableri: “Öyleyse küfretmiş; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmiş olmanız nedeniyle azabı tadın!” der. "
Hasan Basri Çantay : Rablerinin huzurunda durduruldukları zaman sen (onları) bir görsen! (O vakit Allah) «Şu (âlem) hak değil miymiş?» demiş, onlar da «Rabbimize andolsun, evet» demişlerdir (diyeceklerdir). «Öyle ise, dedi (diyecek), küfür (ve inkâr) edegeldiğiniz şeyler yüzünden tadın azabı»!
Hayrat Neşriyat : Nihâyet Rablerinin huzûrunda durduruldukları zaman (onları) bir görsen! (Rableri onlara:) 'Bu (dirilmeniz) gerçek değil mi?' buyuracak. (Onlar:) 'Rabbimize yemîn olsun ki, evet!' diyecekler. (Rableri de:) 'Öyle ise, inkâr etmekte olduğunuzdan dolayı tadın azâbı!' buyuracak.
İbni Kesir : Bir görseydin eğer; Rabblarının huzurunda durdukları zaman, O: Bu, hak değil miymiş? deyince; onlar da: Rabbımız hakkı için evet, derler. Allah da buyurur ki: Öyleyse küfür edegeldiğinizden dolayı tadın azabı.
İskender Evrenosoğlu : Ve Rab'lerinin huzurunda durduruldukları zaman görsen.(Allahû Tealâ) “Bu hak değil mi?” dedi. “Evet, Rabbimize andolsun.” dediler. Allahû Tealâ: “O halde inkâr ettiğinizden dolayı azabı tadın.” dedi.
Muhammed Esed : Ama sen (onları) Rablerinin huzuruna çıkarılacakları (ve) Onun, "Bu, hakikat değil mi?" diye soracağı zaman görsen. Onlar, "Evet, Rabbimiz hakkı için öyle!" diye cevap verecekler. (Bunun üzerine,) Allah, "Tadın öyleyse" diyecek, "hakikati reddetmenizden doğan bu azabı!"
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve (onları) görecek olsan Rablerinin huzuruna durduruldukları zaman! Buyuracak ki: «Şu hak değil miymiş?» onlar da: «Evet. Rabbimize and olsun ki» diyecekler. (Cenâb-ı Hak da) «O halde azabı tadınız, küfreder olduğunuz şeyler sebebiyle,» diye buyurmuş olacaktır.
Ömer Öngüt : Rablerinin huzurunda durduruldukları zaman onları bir görsen! Rableri: “Bu gerçek değil miymiş?” diyecek. “Evet! Rabbimiz hakkı için gerçektir. ” diyecekler. O da: “Öyleyse inkâr etmenizden ötürü tadın azabı!” diyecek.
Şaban Piriş : Rab’lerinin karşısında durdurulduklarını ve (Allah’ın): -Bu gerçek değil miymiş? dediğinde onların: -Rabbimize andolsun ki kesinlikle gerçekmiş, dediklerini ve (Allah’ın da onlara): -Kafir olduğunuz için azabı tadın, dediği anı bir görsen!
Suat Yıldırım : Hem onları Rab’lerinin huzuruna getirilip hesap meydanında durduruldukları zaman bir görsen! Hak Teâlâ: "Nasıl, diyecek, şu gördüğünüz diriliş gerçek değil miymiş?" Onlar da: "Evet, Rabbimiz hakkı için gerçekmiş!" diyecekler. Allah Teâlâ buyuracak: "Öyle ise, kâfirliğinizden ötürü şimdi tadın azabı!"
Süleyman Ateş : Onları Rablerinin huzûrunda durdurulmuş iken bir görsen: (Allâh) "Bu gerçek değil miymiş?" dedi. Dediler ki, "Evet Rabbimiz hakkı için gerçektir!" "Öyle ise inkâr ettiğinizden dolayı azâbı tadın!" dedi.
Tefhim-ul Kuran : Rablerinin karşısında durdurulduklarında onları bir görsen: (Allah:) «Bu, gerçek değil mi?» dedi. Onlar; «Evet, Rabbimiz hakkı için» dediler. (Allah:) «Öyleyse küfredegeldikleriniz nedeniyle azabı tadın» dedi.
Ümit Şimşek : Sen onları Rablerinin huzuruna çıkarıldıkları zaman bir görsen! Allah 'Bu gerçek değil miymiş?' buyurur. 'Evet,' derler, 'Rabbimize and olsun ki gerçekmiş.' Allah buyurur ki: 'İnkâr edip durduğunuz için şimdi tadın bakalım azabı!'
Yaşar Nuri Öztürk : Rableri huzurunda durdurulduklarını bir görsen! Sordu: "Gerçek değil miymiş bu?" Dediler: "Rabbimize yemin olsun ki, gerçekmiş." Dedi: "O halde, küfre sapmış olmanızdan dolayı tadın azabı."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}