CIRC – prefixed circumstantial particle PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun الواو حالية ضمير منفصل
ينهون
ن ه ي | NHY
YNHVN
yenhevne
hem menederler
forbid (others)
Ye,Nun,He,Vav,Nun, 10,50,5,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb PRON – subject pronoun فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
عنه
|
ANH
ǎnhu
ondan
from it
Ayn,Nun,He, 70,50,5,
P – preposition PRON – 3rd person masculine singular object pronoun جار ومجرور
وينأون
ن ا ي | NEY
VYNÊVN
ve yenevne
hem de uzak dururlar
and they keep away
Vav,Ye,Nun,,Vav,Nun, 6,10,50,,6,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and) V – 3rd person masculine plural imperfect verb PRON – subject pronoun الواو عاطفة فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
عنه
|
ANH
ǎnhu
ondan
from it.
Ayn,Nun,He, 70,50,5,
P – preposition PRON – 3rd person masculine singular object pronoun جار ومجرور
وإن
|
VÎN
ve in
ve böylece
And not
Vav,,Nun, 6,,50,
REM – prefixed resumption particle NEG – negative particle الواو استئنافية حرف نفي
يهلكون
ه ل ك | HLK
YHLKVN
yuhlikūne
mahvediyorlar
they destroy
Ye,He,Lam,Kef,Vav,Nun, 10,5,30,20,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb PRON – subject pronoun فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
إلا
|
ÎLE
illā
yalnız
except
,Lam,Elif, ,30,1,
RES – restriction particle أداة حصر
أنفسهم
ن ف س | NFS
ÊNFSHM
enfusehum
kendilerini
themselves
,Nun,Fe,Sin,He,Mim, ,50,80,60,5,40,
N – accusative feminine plural noun PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun اسم منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وما
|
VME
ve mā
değiller
and not
Vav,Mim,Elif, 6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and) NEG – negative particle الواو عاطفة حرف نفي
يشعرون
ش ع ر | ŞAR
YŞARVN
yeş'ǔrūne
farkında
they perceive.
Ye,Şın,Ayn,Re,Vav,Nun, 10,300,70,200,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb PRON – subject pronoun فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |وَهُمْ: ve onlar | يَنْهَوْنَ: hem menederler | عَنْهُ: ondan | وَيَنْأَوْنَ: hem de uzak dururlar | عَنْهُ: ondan | وَإِنْ: ve böylece | يُهْلِكُونَ: mahvediyorlar | إِلَّا: yalnız | أَنْفُسَهُمْ: kendilerini | وَمَا: değiller | يَشْعُرُونَ: farkında |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وهم WHMve onlar | ينهون YNHWNhem menederler | عنه ANHondan | وينأون WYNÊWNhem de uzak dururlar | عنه ANHondan | وإن WÎNve böylece | يهلكون YHLKWNmahvediyorlar | إلا ÎLEyalnız | أنفسهم ÊNFSHMkendilerini | وما WMEdeğiller | يشعرون YŞARWNfarkında |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve hum: ve onlar | yenhevne: hem menederler | ǎnhu: ondan | ve yenevne: hem de uzak dururlar | ǎnhu: ondan | ve in: ve böylece | yuhlikūne: mahvediyorlar | illā: yalnız | enfusehum: kendilerini | ve mā: değiller | yeş'ǔrūne: farkında |
Kırık Meal (Transcript) : |VHM: ve onlar | YNHVN: hem menederler | ANH: ondan | VYNÊVN: hem de uzak dururlar | ANH: ondan | VÎN: ve böylece | YHLKVN: mahvediyorlar | ÎLE: yalnız | ÊNFSHM: kendilerini | VME: değiller | YŞARVN: farkında |
Abdulbaki Gölpınarlı : Onlar hem insanları uzaklaştırırlar ondan, hem kendileri uzaklaşırlar. Onlar anlamadan ancak kendilerini helâk ederler.
Adem Uğur : Onlar, hem insanları Peygamber'e yaklaşmaktan vazgeçirmeye çalışırlar, hem de kendileri ondan uzaklaşırlar. Oysa onlar farkında olmadan ancak kendilerini helak ederler.
Ahmed Hulusi : Onlar hem (başkalarını) O'ndan (Hz. Rasûlullah'tan) engellerler, hem de (kendileri) O'ndan uzaklaşırlar! Sadece kendi nefslerini helâk ediyorlar, ama bunu idrak edemiyorlar!
Ahmet Tekin : Onlar, insanları, Kur’ân’a, Allah’ın Rasulüne kulak vermekten, iman etmekten, onların sözcülüğünü, savunuculuğunu yapmaktan men ederler. Kendileri de ondan uzak dururlar. Böylece, yalnız kendilerini ve birbirlerini mahvediyorlar ama farkında değiller.
Ahmet Varol : Onlar hem başkalarını ondan [2] alıkoyarlar, hem de kendileri ondan uzak dururlar. Böylece yalnız kendilerini helak ediyorlar ama bunun farkında değiller.
Ali Bulaç : Onlar, hem ondan alıkoyarlar, hem kendileri kaçarlar. Onlar, yalnızca kendi nefislerinden başkasını yıkıma uğratmazlar ama şuurunda değildirler.
Ali Fikri Yavuz : Onlar, hem (insanları) Peygamberden vaz geçirmeğe çalışırlar, hem de kendileri ondan uzaklaşırlar. Böylece ancak nefislerini helâk ederler de farkına varmazlar.
Bekir Sadak : Onlar Kuran'dan alikorlar ve ondan uzaklasirlar. Boylece yalniz kendilerini mahvederler de farkina varamazlar.
Celal Yıldırım : Onlar, O'ndan (Kur'ân ve Peygamber'den) alıkoymak İçin engel olurlar ve kendileri de O'ndan uzak kalırlar. Farkına varmayarak ancak kendilerini mahvederler.
Diyanet İşleri : Onlar başkalarını ondan (Kur’an’dan) alıkoyarlar, hem de kendileri ondan uzak kalırlar. Onlar farkına varmaksızın, ancak kendilerini helâk ediyorlar.
Diyanet İşleri (eski) : Onlar Kuran'dan alıkorlar ve ondan uzaklaşırlar. Böylece yalnız kendilerini mahvederler de farkına varamazlar.
Diyanet Vakfi : Onlar, hem insanları Peygamber'e yaklaşmaktan vazgeçirmeye çalışırlar, hem de kendileri ondan uzaklaşırlar. Oysa onlar farkında olmadan ancak kendilerini helak ederler.
Edip Yüksel : Kendileri uzaklaştıkları gibi başkasını da ondan menediyorlar. Böylece farkında olmadan kendilerini mahfediyorlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onlar, insanları Kur'ân'a iman etmekten menederler, hem de kendileri ondan uzak dururlar. Böylece yalnız kendilerini mahvediyorlar ama farkında değiller.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Diğerleri ise hem ona yaklaşmaktan alıkorlar hem de kendileri ondan uzaklaşırlar. Böylece sadece kendilerini mahvederler, ama farkına varmazlar!
Elmalılı Hamdi Yazır : o birleri ise hem ona yaklaşmaktan nehyederler, hemde kendileri ondan uzaklaşırlar ve bu suretle mücerred nefislerini helâk ederler de farkına varmazlar
Fizilal-il Kuran : Hem başkalarını Kur'an'dan uzak tutuyorlar, hem de kendileri ondan uzak duruyorlar. Böylece aslında kendilerini mahvediyorlar, ama bunun farkında değildirler.
Gültekin Onan : Onlar, hem ondan alıkoyarlar, hem de kendileri kaçarlar. Onlar, yalnızca kendi nefslerinden başkasını yıkıma uğratmazlar ama şuurunda değildirler.
Hakkı Yılmaz : Ve onlar, ondan men ederler ve kendileri ondan uzak dururlar. Ve onlar bilinçsizce, yalnızca kendilerini değişime/yıkıma uğramaya sürüklüyorlar.
Hasan Basri Çantay : Onlar, hem (insanları) bundan (peygambere yaklaşmakdan) vaz geçirmiye çalışırlar, hem kendileri ondan uzaklaşırlar. Onlar bilmeyerek kendilerinden başkasını helake sürüklemiş olmuyorlar.
Hayrat Neşriyat : Onlar hem (insanları) ondan (Kur’ân’dan) men' ederler, hem de (kendileri) ondan uzaklaşırlar. Böylece ancak kendilerini helâk ederler, fakat farkına varmazlar.
İbni Kesir : Onlar, hem bundan vazgeçirmeye çalışırlar, hem de kendileri ondan uzaklaşırlar. Onlar sadece kendilerini helake sürüklerler de farkına varmazlar.
İskender Evrenosoğlu : Ve onlar, ondan (Allah'a ulaşmaktan, hidayetten) nehyederler (men ederler, yasaklarlar) ve onlar da (kendileri de) ondan (hidayetten) uzak dururlar (yüz çevirirler). Kendilerinden başkasını helâk etmezler ve farkında olmazlar (şuurunda değiller).
Muhammed Esed : Diğerlerini ondan alıkoyar ve kendileri de ondan uzaklaşırlar: Ama (bu şekilde) yalnız kendilerini mahvederler ve (üstelik) bunu da idrak etmezler.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve onlar bundan hem nehyederler, kendileri de bundan uzaklaşırlar. Ve başkalarını değil, kendi nefislerini helâk etmiş olurlar da farkına varamazlar.
Ömer Öngüt : Onlar hem insanları (Kur'an'dan) menederler, hem de kendileri ondan uzak dururlar. Böylece ancak kendilerini helâke atarlar da farkına varmazlar.
Şaban Piriş : Onlar, hem men ederler hem de kendileri ondan uzaklaşırlar. Sonuçta kendilerini helak ederler de farkında olmazlar.
Suat Yıldırım : Onlar hem halkı Kur’ân’dan ve Peygamberden uzaklaştırırlar, hem de kendileri ondan geri dururlar. Böylece yalnız kendilerini mahvederler de farkına varmazlar.
Süleyman Ateş : Onlar hem (insanları) ondan menederler, hem de kendileri ondan uzak dururlar. Böylece yalnız kendilerini mahvediyorlar ama farkında değiller!
Tefhim-ul Kuran : Onlar, hem ondan alıkoyarlar, hem kendileri kaçarlar. Onlar, yalnızca kendi nefislerinden başkasını yıkıma uğratmazlar ama şuurunda değildirler.
Ümit Şimşek : Böylece hem halkı ondan alıkoyarlar, hem de kendileri uzaklaşırlar. Gerçekte ise kendilerini helâke atarlar da farkına bile varmazlar.
Yaşar Nuri Öztürk : Hem ondan alıkoyarlar hem ondan uzaklaşırlar. Öz benliklerinden başkasını helâk etmiyorlar. Ama farkında değiller.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]