» 2 / Bakara  49:

Kuran Sırası: 2
İniş Sırası: 87
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286

 » 2 / Bakara  Suresi: 49
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَإِذْ (VÎZ̃) = ve iƶ : hani
2. نَجَّيْنَاكُمْ (NCYNEKM) = necceynākum : sizi kurtarmıştık
3. مِنْ (MN) = min : -nden
4. الِ ( ËL) = āli : ailesi-
5. فِرْعَوْنَ (FRAVN) = fir'ǎvne : Fir'avn
6. يَسُومُونَكُمْ (YSVMVNKM) = yesūmūnekum : onlar size reva görüyor
7. سُوءَ (SVÙ) = sū'e : en kötüsünü
8. الْعَذَابِ (ELAZ̃EB) = l-ǎƶābi : azabın
9. يُذَبِّحُونَ (YZ̃BḪVN) = yuƶebbiHūne : boğazlayıp
10. أَبْنَاءَكُمْ (ÊBNEÙKM) = ebnā'ekum : oğullarınızı
11. وَيَسْتَحْيُونَ (VYSTḪYVN) = ve yesteHyūne : sağ bırakıyorlardı
12. نِسَاءَكُمْ (NSEÙKM) = nisā'ekum : kadınlarınızı
13. وَفِي (VFY) = ve fī : ve vardı
14. ذَٰلِكُمْ (Z̃LKM) = ƶālikum : bunda sizin için
15. بَلَاءٌ (BLEÙ) = belā'un : bir imtihan
16. مِنْ (MN) = min : -den
17. رَبِّكُمْ (RBKM) = rabbikum : Rabbiniz-
18. عَظِيمٌ (AƵYM) = ǎZīmun : büyük
hani | sizi kurtarmıştık | -nden | ailesi- | Fir'avn | onlar size reva görüyor | en kötüsünü | azabın | boğazlayıp | oğullarınızı | sağ bırakıyorlardı | kadınlarınızı | ve vardı | bunda sizin için | bir imtihan | -den | Rabbiniz- | büyük |

[] [NCV] [] [EVL] [] [SVM] [SVE] [AZ̃B] [Z̃BḪ] [BNY] [ḪYY] [NSV] [] [] [BLV] [] [RBB] [AƵM]
VÎZ̃ NCYNEKM MN ËL FRAVN YSVMVNKM SVÙ ELAZ̃EB YZ̃BḪVN ÊBNEÙKM VYSTḪYVN NSEÙKM VFY Z̃LKM BLEÙ MN RBKM AƵYM

ve iƶ necceynākum min āli fir'ǎvne yesūmūnekum sū'e l-ǎƶābi yuƶebbiHūne ebnā'ekum ve yesteHyūne nisā'ekum ve fī ƶālikum belā'un min rabbikum ǎZīmun
وإذ نجيناكم من آل فرعون يسومونكم سوء العذاب يذبحون أبناءكم ويستحيون نساءكم وفي ذلكم بلاء من ربكم عظيم

 » 2 / Bakara  Suresi: 49
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإذ | VÎZ̃ ve iƶ hani And when
نجيناكم ن ج و | NCV NCYNEKM necceynākum sizi kurtarmıştık We saved you
من | MN min -nden from
آل ا و ل | EVL ËL āli ailesi- (the) people
فرعون | FRAVN fir'ǎvne Fir'avn (of) Firaun
يسومونكم س و م | SVM YSVMVNKM yesūmūnekum onlar size reva görüyor (who were) afflicting you (with)
سوء س و ا | SVE SVÙ sū'e en kötüsünü horrible
العذاب ع ذ ب | AZ̃B ELAZ̃EB l-ǎƶābi azabın torment,
يذبحون ذ ب ح | Z̃BḪ YZ̃BḪVN yuƶebbiHūne boğazlayıp slaughtering
أبناءكم ب ن ي | BNY ÊBNEÙKM ebnā'ekum oğullarınızı your sons
ويستحيون ح ي ي | ḪYY VYSTḪYVN ve yesteHyūne sağ bırakıyorlardı and letting live
نساءكم ن س و | NSV NSEÙKM nisā'ekum kadınlarınızı your women.
وفي | VFY ve fī ve vardı And in
ذلكم | Z̃LKM ƶālikum bunda sizin için that
بلاء ب ل و | BLV BLEÙ belā'un bir imtihan (was) a trial
من | MN min -den from
ربكم ر ب ب | RBB RBKM rabbikum Rabbiniz- your Lord
عظيم ع ظ م | AƵM AƵYM ǎZīmun büyük great.

2:49 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

hani | sizi kurtarmıştık | -nden | ailesi- | Fir'avn | onlar size reva görüyor | en kötüsünü | azabın | boğazlayıp | oğullarınızı | sağ bırakıyorlardı | kadınlarınızı | ve vardı | bunda sizin için | bir imtihan | -den | Rabbiniz- | büyük |

[] [NCV] [] [EVL] [] [SVM] [SVE] [AZ̃B] [Z̃BḪ] [BNY] [ḪYY] [NSV] [] [] [BLV] [] [RBB] [AƵM]
VÎZ̃ NCYNEKM MN ËL FRAVN YSVMVNKM SVÙ ELAZ̃EB YZ̃BḪVN ÊBNEÙKM VYSTḪYVN NSEÙKM VFY Z̃LKM BLEÙ MN RBKM AƵYM

ve iƶ necceynākum min āli fir'ǎvne yesūmūnekum sū'e l-ǎƶābi yuƶebbiHūne ebnā'ekum ve yesteHyūne nisā'ekum ve fī ƶālikum belā'un min rabbikum ǎZīmun
وإذ نجيناكم من آل فرعون يسومونكم سوء العذاب يذبحون أبناءكم ويستحيون نساءكم وفي ذلكم بلاء من ربكم عظيم

[] [ن ج و] [] [ا و ل] [] [س و م] [س و ا] [ع ذ ب] [ذ ب ح] [ب ن ي] [ح ي ي] [ن س و] [] [] [ب ل و] [] [ر ب ب] [ع ظ م]

 » 2 / Bakara  Suresi: 49
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإذ | VÎZ̃ ve iƶ hani And when
Vav,,Zel,
6,,700,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
T – time adverb
الواو عاطفة
ظرف زمان
نجيناكم ن ج و | NCV NCYNEKM necceynākum sizi kurtarmıştık We saved you
Nun,Cim,Ye,Nun,Elif,Kef,Mim,
50,3,10,50,1,20,40,
V – 1st person plural (form II) perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
من | MN min -nden from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
آل ا و ل | EVL ËL āli ailesi- (the) people
,Lam,
,30,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
فرعون | FRAVN fir'ǎvne Fir'avn (of) Firaun
Fe,Re,Ayn,Vav,Nun,
80,200,70,6,50,
"PN – genitive masculine proper noun → Pharaoh"
اسم علم مجرور بالفتحة بدلاً من الكسرة لأنه ممنوع من الصرف
يسومونكم س و م | SVM YSVMVNKM yesūmūnekum onlar size reva görüyor (who were) afflicting you (with)
Ye,Sin,Vav,Mim,Vav,Nun,Kef,Mim,
10,60,6,40,6,50,20,40,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
سوء س و ا | SVE SVÙ sū'e en kötüsünü horrible
Sin,Vav,,
60,6,,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
العذاب ع ذ ب | AZ̃B ELAZ̃EB l-ǎƶābi azabın torment,
Elif,Lam,Ayn,Zel,Elif,Be,
1,30,70,700,1,2,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
يذبحون ذ ب ح | Z̃BḪ YZ̃BḪVN yuƶebbiHūne boğazlayıp slaughtering
Ye,Zel,Be,Ha,Vav,Nun,
10,700,2,8,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form II) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
أبناءكم ب ن ي | BNY ÊBNEÙKM ebnā'ekum oğullarınızı your sons
,Be,Nun,Elif,,Kef,Mim,
,2,50,1,,20,40,
N – accusative masculine plural noun
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ويستحيون ح ي ي | ḪYY VYSTḪYVN ve yesteHyūne sağ bırakıyorlardı and letting live
Vav,Ye,Sin,Te,Ha,Ye,Vav,Nun,
6,10,60,400,8,10,6,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural (form X) imperfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
نساءكم ن س و | NSV NSEÙKM nisā'ekum kadınlarınızı your women.
Nun,Sin,Elif,,Kef,Mim,
50,60,1,,20,40,
N – accusative feminine plural noun
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وفي | VFY ve fī ve vardı And in
Vav,Fe,Ye,
6,80,10,
REM – prefixed resumption particle
P – preposition
الواو استئنافية
حرف جر
ذلكم | Z̃LKM ƶālikum bunda sizin için that
Zel,Lam,Kef,Mim,
700,30,20,40,
DEM – 2nd person masculine plural demonstrative pronoun
اسم اشارة
بلاء ب ل و | BLV BLEÙ belā'un bir imtihan (was) a trial
Be,Lam,Elif,,
2,30,1,,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
من | MN min -den from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
ربكم ر ب ب | RBB RBKM rabbikum Rabbiniz- your Lord
Re,Be,Kef,Mim,
200,2,20,40,
N – genitive masculine noun
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
عظيم ع ظ م | AƵM AƵYM ǎZīmun büyük great.
Ayn,Zı,Ye,Mim,
70,900,10,40,
ADJ – nominative masculine singular indefinite adjective
صفة مرفوعة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَإِذْ: hani | نَجَّيْنَاكُمْ: sizi kurtarmıştık | مِنْ: -nden | الِ: ailesi- | فِرْعَوْنَ: Fir'avn | يَسُومُونَكُمْ: onlar size reva görüyor | سُوءَ: en kötüsünü | الْعَذَابِ: azabın | يُذَبِّحُونَ: boğazlayıp | أَبْنَاءَكُمْ: oğullarınızı | وَيَسْتَحْيُونَ: sağ bırakıyorlardı | نِسَاءَكُمْ: kadınlarınızı | وَفِي: ve vardı | ذَٰلِكُمْ: bunda sizin için | بَلَاءٌ: bir imtihan | مِنْ: -den | رَبِّكُمْ: Rabbiniz- | عَظِيمٌ: büyük |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وإذ WÎZ̃ hani | نجيناكم NCYNEKM sizi kurtarmıştık | من MN -nden | آل ËL ailesi- | فرعون FRAWN Fir'avn | يسومونكم YSWMWNKM onlar size reva görüyor | سوء SWÙ en kötüsünü | العذاب ELAZ̃EB azabın | يذبحون YZ̃BḪWN boğazlayıp | أبناءكم ÊBNEÙKM oğullarınızı | ويستحيون WYSTḪYWN sağ bırakıyorlardı | نساءكم NSEÙKM kadınlarınızı | وفي WFY ve vardı | ذلكم Z̃LKM bunda sizin için | بلاء BLEÙ bir imtihan | من MN -den | ربكم RBKM Rabbiniz- | عظيم AƵYM büyük |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve iƶ: hani | necceynākum: sizi kurtarmıştık | min: -nden | āli: ailesi- | fir'ǎvne: Fir'avn | yesūmūnekum: onlar size reva görüyor | sū'e: en kötüsünü | l-ǎƶābi: azabın | yuƶebbiHūne: boğazlayıp | ebnā'ekum: oğullarınızı | ve yesteHyūne: sağ bırakıyorlardı | nisā'ekum: kadınlarınızı | ve fī: ve vardı | ƶālikum: bunda sizin için | belā'un: bir imtihan | min: -den | rabbikum: Rabbiniz- | ǎZīmun: büyük |
Kırık Meal (Transcript) : |VÎZ̃: hani | NCYNEKM: sizi kurtarmıştık | MN: -nden | ËL: ailesi- | FRAVN: Fir'avn | YSVMVNKM: onlar size reva görüyor | SVÙ: en kötüsünü | ELAZ̃EB: azabın | YZ̃BḪVN: boğazlayıp | ÊBNEÙKM: oğullarınızı | VYSTḪYVN: sağ bırakıyorlardı | NSEÙKM: kadınlarınızı | VFY: ve vardı | Z̃LKM: bunda sizin için | BLEÙ: bir imtihan | MN: -den | RBKM: Rabbiniz- | AƵYM: büyük |
Abdulbaki Gölpınarlı : Hatırlayın o zamanı ki sizi Firavun'un soyundan kurtardık. Onlar, size kötü bir sûrette azâp ediyorlar, oğullarınızı kesiyorlar, kızlarınızı diri bırakmak istiyorlardı. Bu işte Rabbinizin bir sınaması vardı.
Adem Uğur : Hatırlayın ki, sizi, Firavun taraftarlarından kurtardık. Çünkü onlar size azabın en kötüsünü reva görüyorlar, yeni doğan erkek çocuklarınızı kesiyorlar, (fenalık için) kızlarınızı hayatta bırakıyorlardı. Aslında o size reva görülenlerde Rabbinizden büyük bir imtihan vardı.
Ahmed Hulusi : Sizi Firavun ailesinden de kurtarmıştık, ki size en kötü azabı yaşattırıyorlardı. Erkek çocuklarınızı boğazlayıp, kadınlarınızı hayatta bırakıyorlardı. Rabbinizin azametli bir belâsı içindeydiniz.
Ahmet Tekin : Hani biz sizi Firavun hanedanının, devlet görevlilerinin, yandaşlarının elinden kurtarmıştık. Size dayanılmaz acılar çektiriyorlardı. Oğullarınızı boğazlıyor, kızlarınızı öldürmeyip sağ bırakıyorlardı. Bununla Rabbiniz tarafından büyük bir imtihana tabi tutuldunuz.
Ahmet Varol : Hani sizi, size en kötü işkenceleri uygulayan, erkek çocuklarınızı öldürüp kadınlarınızı sağ bırakan Firavun ailesinden kurtarmıştık. Başınıza gelen bu durumda sizin için Rabbinizin büyük bir imtihanı vardı.
Ali Bulaç : Sizi, dayanılmaz işkencelere uğrattıklarında, Firavun ailesinin elinden kurtardığımızı hatırlayın. Onlar, kadınlarınızı diri bırakıp, erkek çocuklarınızı boğazlıyorlardı. Bunda sizin için Rabbinizden büyük bir imtihan vardı.
Ali Fikri Yavuz : (Ey İsrâil oğulları, hem hatırlayın ki), bir vakıt sizi ve atalarınızı Fir’avun avânesinden kurtarmıştık, sizi azâbın kötüsüne sürüp oğullarınızı boğazlıyorlar, kızlarınızı hayatta (diri) tutmak istiyorlardı ve bunda, sizin için, rabbınız tarafından büyük bir imtihan vardı.
Bekir Sadak : Size iskence eden, kadinlarinizi sag birakip ogullarinizi bogazlayan Firavun ailesinden sizi kurtarmistik; bu Rabbinizin buyuk bir imtihani idi. *
Celal Yıldırım : Hani size işkencenin en kötüsünü tattırıp yüklemekte devam eden, oğullarınızı boğazlayıp kadınlarınızı (kızlarınızı) diri bırakmak isteyen Fir'avn'ın yoldaşlarından sizi (atalarınızı) kurtardığımız zamanı bir hatırlayın! Bunda da size Rabbinizden büyük bir imtihan vardı.
Diyanet İşleri : Hani, sizi azabın en kötüsüne uğratan, kadınlarınızı sağ bırakıp, oğullarınızı boğazlayan Firavun ailesinden kurtarmıştık. Bunda, size Rabbinizden (gelen) büyük bir imtihan vardı.
Diyanet İşleri (eski) : Size işkence eden, kadınlarınızı sağ bırakıp oğullarınızı boğazlayan Firavun ailesinden sizi kurtarmıştık; bu Rabbinizin büyük bir imtihanı idi.
Diyanet Vakfi : Hatırlayın ki, sizi, Firavun taraftarlarından kurtardık. Çünkü onlar size azabın en kötüsünü reva görüyorlar, yeni doğan erkek çocuklarınızı kesiyorlar, (fenalık için) kızlarınızı hayatta bırakıyorlardı. Aslında o size reva görülenlerde Rabbinizden büyük bir imtihan vardı.
Edip Yüksel : İşkencenin en kötüsünü size uygulayan, kadınlarınızı bırakıp oğullarınızı öldüren Firavun'un adamlarından sizi kurtarmıştık. Bu, Rabbinizden büyük bir sınav idi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : (Hem hatırlayın ki bir zaman) sizi Firavun ailesinden de kurtardık, (onlar) size azabın en kötüsünü reva görüyor, oğullarınızı boğazlıyor, kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı. Ve bunda size Rabbiniz tarafından büyük bir imtihan vardı.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Hem hatırlayın ki, bir zaman sizi Firavun'un ailesinden kurtardık. Size azabın en kötüsünü reva görüyor, oğullarınızı boğazlıyor ve kızlarınızı sağ bırakıyorlardı. Ve bunda size Rabbiniz tarafından büyük bir imtihan vardı.
Elmalılı Hamdi Yazır : Hem hatırlayın ki bir vakit sizi Ali Firavnden kurtardık, sizi azabın kötüsüne peyleyorlardı; oğullarınızı boğazlıyorlar ve kızlarınızı diri tutmak istiyorlardı ve bunda size rabbınız tarafından büyük bir imtihan vardı
Fizilal-il Kuran : Hani oğullarınızı boğazlayıp kadınlarınızı (dul) bırakmak suretiyle size çok ağır bir işkence çektiren Firavun hanedanından sizleri kurtarmıştık. Bu, sizin için Rabbinizden gelen çok büyük bir imtihandı.
Gültekin Onan : Size işkencenin en kötüsünü yapan, kadınlarınızı bırakıp oğullarınızı öldüren Firavun'un adamlarından sizi kurtarmıştık. Bu, rabbinizden büyük bir sınav idi.
Hakkı Yılmaz : "Ve hani Biz, bir zaman sizi, sizi azabın en kötüsüne çarptıran, oğullarınızı boğazlayan; eğitimsiz, öğretimsiz bırakıp niteliksiz bir kitle oluşturarak güçsüzleştirien, kadınlarınızı sağ bırakan Firavun'un yakınlarından kurtarmıştık. –Ve bunda size Rabbiniz tarafından büyük bir bela vardı.– *** "
Hasan Basri Çantay : Yine hatırlayın o zamanı ki (yeni doğan) oğullarınızı boğazlayıp kızlarınızı sağ bırakmak (yâhud kadınlarınıza utanılacak dürlü fenalıklar yapmak) suretiyle size (atalarınıza) işkencenin en kötüsünü yüklemekde devameden Fir'avun haanedânından sizi kurtarmışdık. Bunda (bu azâbda ve kurtarmada) Rabbinizden (gelen) büyük bir imtihan vardı sizin için.
Hayrat Neşriyat : Hem bir zaman sizi Fir'avun ehlinden kurtarmıştık; (onlar) sizi azâbın en kötüsüne(evlâd acısına) ma'ruz bırakıyorlar, (yeni doğan) oğullarınızı boğazlıyor, kadınlarınızı (kız çocuklarınızı) ise hayatta bırakıyorlardı. İşte bunda (size revâ görülen bu zulümlerde), Rabbinizden büyük bir imtihan vardı.
İbni Kesir : Hani, sizi oğullarınızı boğazlayıp, kadınlarınızı sağ bırakarak en kötü işkenceye tabi tutan Firavun hanedanından kurtarmıştık. Bu da sizin için Rabbınız tarafından büyük bir imtihandı.
İskender Evrenosoğlu : Ve sizi firavun ailesinden kurtarmıştık ki (onlar), size kötü azap ediyorlar, oğullarınızı kesip kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı. Ve bunda sizin için Rabbinizden büyük bir imtihan vardır.
Muhammed Esed : Ve (hatırlayın) azapların en korkuncu olarak -ki sizin için Rabbinizden büyük bir imtihandı- oğullarınızı boğazlayıp kadınlarınızı sağ bırakan Firavun hanedanının elinden sizi kurtardığımız (günleri).
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve o zamanı yâd ediniz ki, sizi âl-i Fir'avun'dan kurtardık. Sizi en kötü azap ile cezalandırıyorlardı. Oğullarınızı boğazlıyorlardı, kadınlarınızı da diri bırakıyorlardı. Bunda sizin için Rabbiniz tarafından pek büyük bir imtihan vardı.
Ömer Öngüt : Hani sizi, işkencelerin en kötüsünü tattıran, oğullarınızı boğazlayıp, kadınlarınızı sağ bırakan Firavun hanedanından kurtarmıştık. Bu Rabbinizin büyük bir imtihanı idi.
Şaban Piriş : Size işkence eden, kadınlarınızı sağ bırakıp oğullarınızı öldüren Firavun Hanedanından sizi kurtarmıştık. Bunda Rabbiniz'den büyük bir imtihan vardı.
Suat Yıldırım : Hem sizi en feci işkencelere uğrattıkları zaman Firavun’un adamlarından kurtardığımızı da hatırlayın! Onlar sizin dünyaya gelen erkek çocuklarınızı kesiyor, kız çocuklarınızı ise kötülük için hayatta bırakıyorlardı. İşte bunda size Rabbiniz tarafından çetin bir imtihan vardı.
Süleyman Ateş : Sizi Fir'avn âilesinden de kurtarmıştık. Hani (onlar), size azâbın en kötüsünü reva görüyor, oğullarınızı boğazlayıp, kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı ve bunda sizin için Rabbinizden büyük bir imtihan vardı.
Tefhim-ul Kuran : Sizi, en dayanılmaz işkencelere uğrattıklarında, Firavun ailesinin elinden kurtardığımızı anın. Onlar, kadınlarınızı diri bırakıyorlarken, erkek çocuklarınızı boğazlıyorlardı. Bunda sizin için Rabbinizden büyük bir imtihan vardı.
Ümit Şimşek : Sizi Firavun Hanedanından kurtardığımız zamanı da hatırlayın ki, size azabın en kötüsünü revâ görüyorlar, kız çocuklarınızı sağ bırakıp erkek çocuklarınızı boğazlıyorlardı. Bunda da size Rabbinizden büyük bir imtihan vardı.
Yaşar Nuri Öztürk : Sizi Firavun hanedanından kurtardığımızı da hatırlayın. Hani onlar size azabın en çirkiniyle kötülük ediyorlardı: Erkek çocuklarınızı boğazlıyorlar, kadınlarınızı diri bırakıyorlar/kadınlarınızın rahimlerini yoklayıp çocuk alıyorlar/kadınlarınıza utanç duyulacak şeyler yapıyorlardı. İşte bunda sizin için, Rabb'inizden gelen büyük bir ıstırap ve imtihan vardı.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}