» 2 / Bakara  59:

Kuran Sırası: 2
İniş Sırası: 87
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286

 » 2 / Bakara  Suresi: 59
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَبَدَّلَ (FBD̃L) = febeddele : fakat değiştirdiler
2. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : onlar ki
3. ظَلَمُوا (ƵLMVE) = Zelemū : zalimler
4. قَوْلًا (GVLE) = ḳavlen : bir sözle
5. غَيْرَ (ĞYR) = ğayra : başka
6. الَّذِي (ELZ̃Y) = lleƶī :
7. قِيلَ (GYL) = ḳīle : söylenenden
8. لَهُمْ (LHM) = lehum : kendilerine
9. فَأَنْزَلْنَا (FÊNZLNE) = feenzelnā : biz de indirdik
10. عَلَى (AL) = ǎlā : üzerine
11. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne :
12. ظَلَمُوا (ƵLMVE) = Zelemū : zulmedenlerin
13. رِجْزًا (RCZE) = riczen : bir azab
14. مِنَ (MN) = mine : -ten
15. السَّمَاءِ (ELSMEÙ) = s-semāi : gök-
16. بِمَا (BME) = bimā : dolayı
17. كَانُوا (KENVE) = kānū : yaptıkları
18. يَفْسُقُونَ (YFSGVN) = yefsuḳūne : kötülüklerden
fakat değiştirdiler | onlar ki | zalimler | bir sözle | başka | | söylenenden | kendilerine | biz de indirdik | üzerine | | zulmedenlerin | bir azab | -ten | gök- | dolayı | yaptıkları | kötülüklerden |

[BD̃L] [] [ƵLM] [GVL] [ĞYR] [] [GVL] [] [NZL] [] [] [ƵLM] [RCZ] [] [SMV] [] [KVN] [FSG]
FBD̃L ELZ̃YN ƵLMVE GVLE ĞYR ELZ̃Y GYL LHM FÊNZLNE AL ELZ̃YN ƵLMVE RCZE MN ELSMEÙ BME KENVE YFSGVN

febeddele elleƶīne Zelemū ḳavlen ğayra lleƶī ḳīle lehum feenzelnā ǎlā elleƶīne Zelemū riczen mine s-semāi bimā kānū yefsuḳūne
فبدل الذين ظلموا قولا غير الذي قيل لهم فأنزلنا على الذين ظلموا رجزا من السماء بما كانوا يفسقون

 » 2 / Bakara  Suresi: 59
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فبدل ب د ل | BD̃L FBD̃L febeddele fakat değiştirdiler But changed
الذين | ELZ̃YN elleƶīne onlar ki those who
ظلموا ظ ل م | ƵLM ƵLMVE Zelemū zalimler wronged
قولا ق و ل | GVL GVLE ḳavlen bir sözle (the) word
غير غ ي ر | ĞYR ĞYR ğayra başka other (than)
الذي | ELZ̃Y lleƶī (that) which
قيل ق و ل | GVL GYL ḳīle söylenenden was said
لهم | LHM lehum kendilerine "to them;"
فأنزلنا ن ز ل | NZL FÊNZLNE feenzelnā biz de indirdik so We sent down
على | AL ǎlā üzerine upon
الذين | ELZ̃YN elleƶīne those who
ظلموا ظ ل م | ƵLM ƵLMVE Zelemū zulmedenlerin wronged,
رجزا ر ج ز | RCZ RCZE riczen bir azab a punishment
من | MN mine -ten from
السماء س م و | SMV ELSMEÙ s-semāi gök- the sky
بما | BME bimā dolayı because
كانوا ك و ن | KVN KENVE kānū yaptıkları they were
يفسقون ف س ق | FSG YFSGVN yefsuḳūne kötülüklerden defiantly disobeying.

2:59 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

fakat değiştirdiler | onlar ki | zalimler | bir sözle | başka | | söylenenden | kendilerine | biz de indirdik | üzerine | | zulmedenlerin | bir azab | -ten | gök- | dolayı | yaptıkları | kötülüklerden |

[BD̃L] [] [ƵLM] [GVL] [ĞYR] [] [GVL] [] [NZL] [] [] [ƵLM] [RCZ] [] [SMV] [] [KVN] [FSG]
FBD̃L ELZ̃YN ƵLMVE GVLE ĞYR ELZ̃Y GYL LHM FÊNZLNE AL ELZ̃YN ƵLMVE RCZE MN ELSMEÙ BME KENVE YFSGVN

febeddele elleƶīne Zelemū ḳavlen ğayra lleƶī ḳīle lehum feenzelnā ǎlā elleƶīne Zelemū riczen mine s-semāi bimā kānū yefsuḳūne
فبدل الذين ظلموا قولا غير الذي قيل لهم فأنزلنا على الذين ظلموا رجزا من السماء بما كانوا يفسقون

[ب د ل] [] [ظ ل م] [ق و ل] [غ ي ر] [] [ق و ل] [] [ن ز ل] [] [] [ظ ل م] [ر ج ز] [] [س م و] [] [ك و ن] [ف س ق]

 » 2 / Bakara  Suresi: 59
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فبدل ب د ل | BD̃L FBD̃L febeddele fakat değiştirdiler But changed
Fe,Be,Dal,Lam,
80,2,4,30,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person masculine singular (form II) perfect verb
الفاء استئنافية
فعل ماض
الذين | ELZ̃YN elleƶīne onlar ki those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
ظلموا ظ ل م | ƵLM ƵLMVE Zelemū zalimler wronged
Zı,Lam,Mim,Vav,Elif,
900,30,40,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
قولا ق و ل | GVL GVLE ḳavlen bir sözle (the) word
Gaf,Vav,Lam,Elif,
100,6,30,1,
N – accusative masculine indefinite verbal noun
اسم منصوب
غير غ ي ر | ĞYR ĞYR ğayra başka other (than)
Ğayn,Ye,Re,
1000,10,200,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
الذي | ELZ̃Y lleƶī (that) which
Elif,Lam,Zel,Ye,
1,30,700,10,
REL – masculine singular relative pronoun
اسم موصول
قيل ق و ل | GVL GYL ḳīle söylenenden was said
Gaf,Ye,Lam,
100,10,30,
V – 3rd person masculine singular passive perfect verb
فعل ماض مبني للمجهول
لهم | LHM lehum kendilerine "to them;"
Lam,He,Mim,
30,5,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
فأنزلنا ن ز ل | NZL FÊNZLNE feenzelnā biz de indirdik so We sent down
Fe,,Nun,Ze,Lam,Nun,Elif,
80,,50,7,30,50,1,
CAUS – prefixed particle of cause
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
الفاء سببية
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
على | AL ǎlā üzerine upon
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
الذين | ELZ̃YN elleƶīne those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
ظلموا ظ ل م | ƵLM ƵLMVE Zelemū zulmedenlerin wronged,
Zı,Lam,Mim,Vav,Elif,
900,30,40,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
رجزا ر ج ز | RCZ RCZE riczen bir azab a punishment
Re,Cim,Ze,Elif,
200,3,7,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
من | MN mine -ten from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
السماء س م و | SMV ELSMEÙ s-semāi gök- the sky
Elif,Lam,Sin,Mim,Elif,,
1,30,60,40,1,,
N – genitive feminine noun
اسم مجرور
بما | BME bimā dolayı because
Be,Mim,Elif,
2,40,1,
P – prefixed preposition bi
REL – relative pronoun
جار ومجرور
كانوا ك و ن | KVN KENVE kānū yaptıkları they were
Kef,Elif,Nun,Vav,Elif,
20,1,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
يفسقون ف س ق | FSG YFSGVN yefsuḳūne kötülüklerden defiantly disobeying.
Ye,Fe,Sin,Gaf,Vav,Nun,
10,80,60,100,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَبَدَّلَ: fakat değiştirdiler | الَّذِينَ: onlar ki | ظَلَمُوا: zalimler | قَوْلًا: bir sözle | غَيْرَ: başka | الَّذِي: | قِيلَ: söylenenden | لَهُمْ: kendilerine | فَأَنْزَلْنَا: biz de indirdik | عَلَى: üzerine | الَّذِينَ: | ظَلَمُوا: zulmedenlerin | رِجْزًا: bir azab | مِنَ: -ten | السَّمَاءِ: gök- | بِمَا: dolayı | كَانُوا: yaptıkları | يَفْسُقُونَ: kötülüklerden |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فبدل FBD̃L fakat değiştirdiler | الذين ELZ̃YN onlar ki | ظلموا ƵLMWE zalimler | قولا GWLE bir sözle | غير ĞYR başka | الذي ELZ̃Y | قيل GYL söylenenden | لهم LHM kendilerine | فأنزلنا FÊNZLNE biz de indirdik | على AL üzerine | الذين ELZ̃YN | ظلموا ƵLMWE zulmedenlerin | رجزا RCZE bir azab | من MN -ten | السماء ELSMEÙ gök- | بما BME dolayı | كانوا KENWE yaptıkları | يفسقون YFSGWN kötülüklerden |
Kırık Meal (Okunuş) : |febeddele: fakat değiştirdiler | elleƶīne: onlar ki | Zelemū: zalimler | ḳavlen: bir sözle | ğayra: başka | lleƶī: | ḳīle: söylenenden | lehum: kendilerine | feenzelnā: biz de indirdik | ǎlā: üzerine | elleƶīne: | Zelemū: zulmedenlerin | riczen: bir azab | mine: -ten | s-semāi: gök- | bimā: dolayı | kānū: yaptıkları | yefsuḳūne: kötülüklerden |
Kırık Meal (Transcript) : |FBD̃L: fakat değiştirdiler | ELZ̃YN: onlar ki | ƵLMVE: zalimler | GVLE: bir sözle | ĞYR: başka | ELZ̃Y: | GYL: söylenenden | LHM: kendilerine | FÊNZLNE: biz de indirdik | AL: üzerine | ELZ̃YN: | ƵLMVE: zulmedenlerin | RCZE: bir azab | MN: -ten | ELSMEÙ: gök- | BME: dolayı | KENVE: yaptıkları | YFSGVN: kötülüklerden |
Abdulbaki Gölpınarlı : Fakat zulmedenler, sözü, kendilerine söylenen şekilden başka bir şekle sokmuşlar, değiştirmişlerdi. Biz de zulmedenlere, kötülükte bulunduklarından dolayı gökten bir azap indirivermiştik.
Adem Uğur : Fakat zalimler, kendilerine söylenenleri başka sözlerle değiştirdiler. Bunun üzerine biz, yapmakta oldukları kötülükler sebebiyle zalimlerin üzerine gökten acı bir azap indirdik.
Ahmed Hulusi : Ne var ki, onların arasındaki nefsine zulmedenler, kendilerine söylenen sözü başka bir sözle değiştirdiler. Bunun sonucu olarak biz de semâdan (beyindeki amigdala özelliklerinden) ricz (vehim, azaba sebep olacak fikirler) inzâl ettik.
Ahmet Tekin : Fakat zulmü alışkanlık haline getirenler, sözü değiştirdiler, kendilerine söylenilen şekilden başka bir şekle soktular. Biz de, doğru ve mantıklı düşünmeyi terkedip hak dinin dışına çıkmaları, işlemekte oldukları günahları, isyanları, inkârda ısrar etmeleri sebebiyle, zâlimlerin üzerine gökten acı bir azap indirdik.
Ahmet Varol : Ancak zalimler kendilerine söylenilen sözü başka bir sözle değiştirdiler. Biz de zalimlerin üzerine, fenalık etmelerinden dolayı gökten azap indirdik.
Ali Bulaç : Ama zulmedenler, kendilerine söylenen sözü bir başkasıyla değiştirdiler. Biz de o zalimlerin yaptıkları bozgunculuğa karşılık, üzerlerine gökten iğrenç bir azab indirdik.
Ali Fikri Yavuz : O (nefislerine) zulmedenler, emrolundukları sözü değiştirdiler. (Tevbe ettik, mânasına gelen Hıtta kelimesini alaya alarak buğday mânasında olan Hınta’ya çevirdiler.) Biz de, o zâlimlere, yaptıkları fıskın karşılığı olmak üzere, gökten bir azâb indirdik.
Bekir Sadak : Ama zulmedenler, kendilerine soylenmis olan sozu baska sozle degistirdiler. Biz de, zalimlere, yoldan cikmalarindan dolayi gokden azab indirdik. *
Celal Yıldırım : Kendilerine zulmedenler, söylenenleri başka bir sözle değiştirdiler. Bu yüzden o zulmedenler üzerine ilâhî buyrukların dışına çıkmalarına karşılık gökten kötü bir azâb indirdik..
Diyanet İşleri : Derken, onların içindeki zalimler, sözü kendilerine söylenenden başka şekle soktular. Biz de haktan ayrılmaları sebebiyle, o zalimlere gökten bir azap indirdik.
Diyanet İşleri (eski) : Ama zulmedenler, kendilerine söylenmiş olan sözü başka sözle değiştirdiler. Biz de, zalimlere, yoldan çıkmalarından dolayı gökten azab indirdik.
Diyanet Vakfi : Fakat zalimler, kendilerine söylenenleri başka sözlerle değiştirdiler. Bunun üzerine biz, yapmakta oldukları kötülükler sebebiyle zalimlerin üzerine gökten acı bir azap indirdik.
Edip Yüksel : Ancak içinizdeki zalimler, kendilerine verilen kelimeleri başka kelimelerle değiştirdiler. Nitekim, yoldan çıktıkları için zulmedenlerin üzerine gökten bir azap indirdik.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Bunun üzerine o zulme devam edenler sözü değiştirdiler, onu kendilerine söylenildiğinden başka bir şekle soktular. Biz de kötülük yaptıkları için o zalimlere murdar bir azap indirdik.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Derken o zulmedenler sözü değiştirdiler, kendilerine söylendiğinden başka bir şekle koydular. Biz de o zalimlere kötülük yaptıkları için gökten pis bir azap indirdik.
Elmalılı Hamdi Yazır : derken o zulmedenler sözü değiştirdiler, kendilerine söylenildiğinden başka bir şekle koydular, biz de o zalimlere fısk işledikleri için gökten bir murdar azap indirdik
Fizilal-il Kuran : Fakat zalimler o sözü kendilerine söylenenden başka bir sözle değiştirdiler. Biz de yaptıkları bu kötülükten dolayı o zalimlere gökten ağır bir azap indirdik.
Gültekin Onan : Ancak zalimler kendilerine söylenen sözü (kavlen) (yani: 'dileğimiz bağışlanmadır'ı-?) başkasıyla değiştirdiler (bedele). Biz de fasıklık (yapma)larına karşılık o zalimlerin üzerine gökten iğrenç bir azap (riczen) indirdik.
Hakkı Yılmaz : "Bunun üzerine o şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapan kimseler, sözü, kendilerine söylenildiğinden başka bir şekle değiştirdiler. Biz de yapmış oldukları hak yoldan çıkış karşılığında o şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapan kimselerin üstüne gökten bir azap indirdik. *** "
Hasan Basri Çantay : (Evet, öyle demişdik de içlerinden nefislerine) zulmedenler sözü kendilerine söylenenden başkasına çevirmişlerdi, biz de o zaalimlerin üstüne gökden etdikleri fıskın karşılığı olmak üzere murdar bir azâb indirmişdik.
Hayrat Neşriyat : Fakat o zulmedenler, (alay ederek o sözü) kendilerine söylenenden başka bir sözle(buğday ma'nâsındaki 'hınta’ ile) değiştirdiler (biz) de isyân etmekte olduklarından dolayı zulmedenlerin üzerine gökten kötü bir azab indirdik.
İbni Kesir : Zulmedenler, sözü; kendilerine söylenenden başkasıyla değiştirdiler. Biz de fasıklık etmelerinden dolayı o zalimlerin üstüne gökten korkunç bir azab indirdik.
İskender Evrenosoğlu : Böylece o zalimler, sözleri, kendilerine söylenenden başka bir sözle değiştirdiler. Bunun üzerine Biz de, fıska düştüklerinden dolayı o zulmedenlerin üzerine gökten korkunç bir azap indirdik.
Muhammed Esed : Ama o zulmetmeye şartlanmış olanlar kendilerine tevdi edilmiş olan (söz)ü başka bir sözle değiştirdiler: bunun üzerinde Biz de yoldan çıkmalarından ötürü o zalimlerin üzerine gökten bir bela indirdik.
Ömer Nasuhi Bilmen : Fakat nefislerine zulmedenler, sözü kendilerine söylenilenden başkasına tebdîl ettiler. Biz de zulmeden kimseler üzerine yaptıkları fısklar sebebiyle gökten korkunç bir azap indirdik.
Ömer Öngüt : Amma o zâlimler, kendilerine söylenmiş olan sözü, başka bir sözle değiştirdiler. (Hıtta kelimesini alaya alarak buğday mânâsına olan hınta'ya çevirdiler). Biz de o zâlimlere, yoldan çıkmalarından dolayı, gökten korkunç bir azap indirmiştik.
Şaban Piriş : Fakat, zulmedenler kendilerine söylenmiş olan sözü başka bir sözle değiştirdiler. Biz de, zalimlere, günah işleyerek yoldan çıktıkları için gökten kahredici bir azap indirmiştik.
Suat Yıldırım : Ne var ki o zalimler sözü değiştirip başka şekle koydular. Biz de o zalimlere, itaat dışına çıktıkları için, gökten acı bir azap indirdik.
Süleyman Ateş : Derken o zâlimler, onu, kendilerine söylenenden başka bir sözle değiştirdiler. Biz de yaptıkları kötülüklerden dolayı o zulmedenlerin üzerine gökten bir azâb indirdik.
Tefhim-ul Kuran : Ama zulmedenler, kendilerine söylenen sözü bir başkasıyla değiştirdiler. Biz de o zalimlerin yaptıkları bozgunculuğa karşılık, üzerine gökten iğrenç bir azab indirdik.
Ümit Şimşek : Zulmedenler, kendilerine söylenen sözü başka bir sözle değiştirdiler. Biz de, yoldan çıkıp durmaları yüzünden, o zalimlerin üzerine, gökten pek fena bir azap indirdik.
Yaşar Nuri Öztürk : Ne var ki zulme sapanlar, bir sözü kendilerine söylenmiş olandan başkasıyla değiştirdiler. Bunun üzerine biz, bu zalimler üstüne, ürettikleri kötülüklere karşılık olarak gökten bir pislik indirdik.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}