» 2 / Bakara  228:

Kuran Sırası: 2
İniş Sırası: 87
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286

 » 2 / Bakara  Suresi: 228
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَالْمُطَلَّقَاتُ (VELMŦLGET) = velmuTalleḳātu : boşanmış kadınlar
2. يَتَرَبَّصْنَ (YTRBṦN) = yeterabbeSne : gözetlerler
3. بِأَنْفُسِهِنَّ (BÊNFSHN) = bienfusihinne : kendilerini
4. ثَلَاثَةَ (S̃LES̃T) = ṧelāṧete : üç
5. قُرُوءٍ (GRVÙ) = ḳurū'in : kur' (üç adet veya üç temizlik süresi)
6. وَلَا (VLE) = ve lā :
7. يَحِلُّ (YḪL) = yeHillu : helal olmaz
8. لَهُنَّ (LHN) = lehunne : kendilerine
9. أَنْ (ÊN) = en :
10. يَكْتُمْنَ (YKTMN) = yektumne : gizlemeleri
11. مَا (ME) = mā :
12. خَلَقَ (ḢLG) = ḣaleḳa : yarattığını
13. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah'ın
14. فِي (FY) = fī : -nde
15. أَرْحَامِهِنَّ (ÊRḪEMHN) = erHāmihinne : kendi rahimleri-
16. إِنْ (ÎN) = in : eğer
17. كُنَّ (KN) = kunne : idiyseler
18. يُؤْمِنَّ (YÙMN) = yu'minne : inanıyor
19. بِاللَّهِ (BELLH) = billahi : Allah'a
20. وَالْيَوْمِ (VELYVM) = velyevmi : ve gününe
21. الْاخِرِ (EL ËḢR) = l-āḣiri : ahiret
22. وَبُعُولَتُهُنَّ (VBAVLTHN) = ve buǔletuhunne : kocaları
23. أَحَقُّ (ÊḪG) = eHaḳḳu : hak sahibidirler
24. بِرَدِّهِنَّ (BRD̃HN) = biraddihinne : onları geri almağa
25. فِي (FY) = fī :
26. ذَٰلِكَ (Z̃LK) = ƶālike : bu arada
27. إِنْ (ÎN) = in : eğer
28. أَرَادُوا (ÊRED̃VE) = erādū : isterlerse
29. إِصْلَاحًا (ÎṦLEḪE) = iSlāHen : barışmak
30. وَلَهُنَّ (VLHN) = velehunne : (kadınların) vardır
31. مِثْلُ (MS̃L) = miṧlu : gibi
32. الَّذِي (ELZ̃Y) = lleƶī :
33. عَلَيْهِنَّ (ALYHN) = ǎleyhinne : (erkeklerin) kendileri üzerindeki
34. بِالْمَعْرُوفِ (BELMARVF) = bil-meǎ'rūfi : (örfe uygun) hakları
35. وَلِلرِّجَالِ (VLLRCEL) = velirricāli : erkeklerin (hakları)
36. عَلَيْهِنَّ (ALYHN) = ǎleyhinne : onlar (kadınlar) üzerinde
37. دَرَجَةٌ (D̃RCT) = deracetun : bir derece fazladır
38. وَاللَّهُ (VELLH) = vallahu : Allah
39. عَزِيزٌ (AZYZ) = ǎzīzun : azizdir
40. حَكِيمٌ (ḪKYM) = Hakīmun : hakimdir
boşanmış kadınlar | gözetlerler | kendilerini | üç | kur' (üç adet veya üç temizlik süresi) | | helal olmaz | kendilerine | | gizlemeleri | | yarattığını | Allah'ın | -nde | kendi rahimleri- | eğer | idiyseler | inanıyor | Allah'a | ve gününe | ahiret | kocaları | hak sahibidirler | onları geri almağa | | bu arada | eğer | isterlerse | barışmak | (kadınların) vardır | gibi | | (erkeklerin) kendileri üzerindeki | (örfe uygun) hakları | erkeklerin (hakları) | onlar (kadınlar) üzerinde | bir derece fazladır | Allah | azizdir | hakimdir |

[ŦLG] [RBṦ] [NFS] [S̃LS̃] [GRE] [] [ḪLL] [] [] [KTM] [] [ḢLG] [] [] [RḪM] [] [KVN] [EMN] [] [YVM] [EḢR] [BAL] [ḪGG] [RD̃D̃] [] [] [] [RVD̃] [ṦLḪ] [] [MS̃L] [] [] [ARF] [RCL] [] [D̃RC] [] [AZZ] [ḪKM]
VELMŦLGET YTRBṦN BÊNFSHN S̃LES̃T GRVÙ VLE YḪL LHN ÊN YKTMN ME ḢLG ELLH FY ÊRḪEMHN ÎN KN YÙMN BELLH VELYVM EL ËḢR VBAVLTHN ÊḪG BRD̃HN FY Z̃LK ÎN ÊRED̃VE ÎṦLEḪE VLHN MS̃L ELZ̃Y ALYHN BELMARVF VLLRCEL ALYHN D̃RCT VELLH AZYZ ḪKYM

velmuTalleḳātu yeterabbeSne bienfusihinne ṧelāṧete ḳurū'in ve lā yeHillu lehunne en yektumne ḣaleḳa llahu erHāmihinne in kunne yu'minne billahi velyevmi l-āḣiri ve buǔletuhunne eHaḳḳu biraddihinne ƶālike in erādū iSlāHen velehunne miṧlu lleƶī ǎleyhinne bil-meǎ'rūfi velirricāli ǎleyhinne deracetun vallahu ǎzīzun Hakīmun
والمطلقات يتربصن بأنفسهن ثلاثة قروء ولا يحل لهن أن يكتمن ما خلق الله في أرحامهن إن كن يؤمن بالله واليوم الآخر وبعولتهن أحق بردهن في ذلك إن أرادوا إصلاحا ولهن مثل الذي عليهن بالمعروف وللرجال عليهن درجة والله عزيز حكيم

 » 2 / Bakara  Suresi: 228
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
والمطلقات ط ل ق | ŦLG VELMŦLGET velmuTalleḳātu boşanmış kadınlar And the women who are divorced
يتربصن ر ب ص | RBṦ YTRBṦN yeterabbeSne gözetlerler shall wait
بأنفسهن ن ف س | NFS BÊNFSHN bienfusihinne kendilerini concerning themselves
ثلاثة ث ل ث | S̃LS̃ S̃LES̃T ṧelāṧete üç (for) three
قروء ق ر ا | GRE GRVÙ ḳurū'in kur' (üç adet veya üç temizlik süresi) monthly periods.
ولا | VLE ve lā And (it is) not
يحل ح ل ل | ḪLL YḪL yeHillu helal olmaz lawful
لهن | LHN lehunne kendilerine for them
أن | ÊN en that
يكتمن ك ت م | KTM YKTMN yektumne gizlemeleri they conceal
ما | ME what
خلق خ ل ق | ḢLG ḢLG ḣaleḳa yarattığını (has been) created
الله | ELLH llahu Allah'ın (by) Allah
في | FY -nde in
أرحامهن ر ح م | RḪM ÊRḪEMHN erHāmihinne kendi rahimleri- their wombs,
إن | ÎN in eğer if
كن ك و ن | KVN KN kunne idiyseler they
يؤمن ا م ن | EMN YÙMN yu'minne inanıyor believe
بالله | BELLH billahi Allah'a in Allah
واليوم ي و م | YVM VELYVM velyevmi ve gününe and the Day
الآخر ا خ ر | EḢR EL ËḢR l-āḣiri ahiret [the] Last.
وبعولتهن ب ع ل | BAL VBAVLTHN ve buǔletuhunne kocaları And their husbands
أحق ح ق ق | ḪGG ÊḪG eHaḳḳu hak sahibidirler (have) better right
بردهن ر د د | RD̃D̃ BRD̃HN biraddihinne onları geri almağa to take them back
في | FY in
ذلك | Z̃LK ƶālike bu arada that (period)
إن | ÎN in eğer if
أرادوا ر و د | RVD̃ ÊRED̃VE erādū isterlerse they wish
إصلاحا ص ل ح | ṦLḪ ÎṦLEḪE iSlāHen barışmak (for) reconciliation.
ولهن | VLHN velehunne (kadınların) vardır And for them
مثل م ث ل | MS̃L MS̃L miṧlu gibi (is the) like
الذي | ELZ̃Y lleƶī (of) that which
عليهن | ALYHN ǎleyhinne (erkeklerin) kendileri üzerindeki (is) on them
بالمعروف ع ر ف | ARF BELMARVF bil-meǎ'rūfi (örfe uygun) hakları in a reasonable manner,
وللرجال ر ج ل | RCL VLLRCEL velirricāli erkeklerin (hakları) and for the men
عليهن | ALYHN ǎleyhinne onlar (kadınlar) üzerinde over them
درجة د ر ج | D̃RC D̃RCT deracetun bir derece fazladır (is) a degree.
والله | VELLH vallahu Allah And Allah
عزيز ع ز ز | AZZ AZYZ ǎzīzun azizdir (is) All-Mighty,
حكيم ح ك م | ḪKM ḪKYM Hakīmun hakimdir All-Wise.

2:228 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

boşanmış kadınlar | gözetlerler | kendilerini | üç | kur' (üç adet veya üç temizlik süresi) | | helal olmaz | kendilerine | | gizlemeleri | | yarattığını | Allah'ın | -nde | kendi rahimleri- | eğer | idiyseler | inanıyor | Allah'a | ve gününe | ahiret | kocaları | hak sahibidirler | onları geri almağa | | bu arada | eğer | isterlerse | barışmak | (kadınların) vardır | gibi | | (erkeklerin) kendileri üzerindeki | (örfe uygun) hakları | erkeklerin (hakları) | onlar (kadınlar) üzerinde | bir derece fazladır | Allah | azizdir | hakimdir |

[ŦLG] [RBṦ] [NFS] [S̃LS̃] [GRE] [] [ḪLL] [] [] [KTM] [] [ḢLG] [] [] [RḪM] [] [KVN] [EMN] [] [YVM] [EḢR] [BAL] [ḪGG] [RD̃D̃] [] [] [] [RVD̃] [ṦLḪ] [] [MS̃L] [] [] [ARF] [RCL] [] [D̃RC] [] [AZZ] [ḪKM]
VELMŦLGET YTRBṦN BÊNFSHN S̃LES̃T GRVÙ VLE YḪL LHN ÊN YKTMN ME ḢLG ELLH FY ÊRḪEMHN ÎN KN YÙMN BELLH VELYVM EL ËḢR VBAVLTHN ÊḪG BRD̃HN FY Z̃LK ÎN ÊRED̃VE ÎṦLEḪE VLHN MS̃L ELZ̃Y ALYHN BELMARVF VLLRCEL ALYHN D̃RCT VELLH AZYZ ḪKYM

velmuTalleḳātu yeterabbeSne bienfusihinne ṧelāṧete ḳurū'in ve lā yeHillu lehunne en yektumne ḣaleḳa llahu erHāmihinne in kunne yu'minne billahi velyevmi l-āḣiri ve buǔletuhunne eHaḳḳu biraddihinne ƶālike in erādū iSlāHen velehunne miṧlu lleƶī ǎleyhinne bil-meǎ'rūfi velirricāli ǎleyhinne deracetun vallahu ǎzīzun Hakīmun
والمطلقات يتربصن بأنفسهن ثلاثة قروء ولا يحل لهن أن يكتمن ما خلق الله في أرحامهن إن كن يؤمن بالله واليوم الآخر وبعولتهن أحق بردهن في ذلك إن أرادوا إصلاحا ولهن مثل الذي عليهن بالمعروف وللرجال عليهن درجة والله عزيز حكيم

[ط ل ق] [ر ب ص] [ن ف س] [ث ل ث] [ق ر ا] [] [ح ل ل] [] [] [ك ت م] [] [خ ل ق] [] [] [ر ح م] [] [ك و ن] [ا م ن] [] [ي و م] [ا خ ر] [ب ع ل] [ح ق ق] [ر د د] [] [] [] [ر و د] [ص ل ح] [] [م ث ل] [] [] [ع ر ف] [ر ج ل] [] [د ر ج] [] [ع ز ز] [ح ك م]

 » 2 / Bakara  Suresi: 228
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
والمطلقات ط ل ق | ŦLG VELMŦLGET velmuTalleḳātu boşanmış kadınlar And the women who are divorced
Vav,Elif,Lam,Mim,Tı,Lam,Gaf,Elif,Te,
6,1,30,40,9,30,100,1,400,
REM – prefixed resumption particle
N – nominative feminine plural (form II) passive participle
الواو استئنافية
اسم مرفوع
يتربصن ر ب ص | RBṦ YTRBṦN yeterabbeSne gözetlerler shall wait
Ye,Te,Re,Be,Sad,Nun,
10,400,200,2,90,50,
V – 3rd person feminine plural (form V) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والنون ضمير متصل في محل رفع فاعل
بأنفسهن ن ف س | NFS BÊNFSHN bienfusihinne kendilerini concerning themselves
Be,,Nun,Fe,Sin,He,Nun,
2,,50,80,60,5,50,
P – prefixed preposition bi
N – genitive feminine plural noun
PRON – 3rd person feminine plural possessive pronoun
جار ومجرور و«هن» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ثلاثة ث ل ث | S̃LS̃ S̃LES̃T ṧelāṧete üç (for) three
Se,Lam,Elif,Se,Te merbuta,
500,30,1,500,400,
N – accusative feminine noun
اسم منصوب
قروء ق ر ا | GRE GRVÙ ḳurū'in kur' (üç adet veya üç temizlik süresi) monthly periods.
Gaf,Re,Vav,,
100,200,6,,
N – genitive masculine plural indefinite noun
اسم مجرور
ولا | VLE ve lā And (it is) not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
REM – prefixed resumption particle
NEG – negative particle
الواو استئنافية
حرف نفي
يحل ح ل ل | ḪLL YḪL yeHillu helal olmaz lawful
Ye,Ha,Lam,
10,8,30,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
لهن | LHN lehunne kendilerine for them
Lam,He,Nun,
30,5,50,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person feminine plural personal pronoun
جار ومجرور
أن | ÊN en that
,Nun,
,50,
SUB – subordinating conjunction
حرف مصدري
يكتمن ك ت م | KTM YKTMN yektumne gizlemeleri they conceal
Ye,Kef,Te,Mim,Nun,
10,20,400,40,50,
V – 3rd person feminine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والنون ضمير متصل في محل رفع فاعل
ما | ME what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
خلق خ ل ق | ḢLG ḢLG ḣaleḳa yarattığını (has been) created
Hı,Lam,Gaf,
600,30,100,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
الله | ELLH llahu Allah'ın (by) Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
في | FY -nde in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
أرحامهن ر ح م | RḪM ÊRḪEMHN erHāmihinne kendi rahimleri- their wombs,
,Re,Ha,Elif,Mim,He,Nun,
,200,8,1,40,5,50,
N – genitive masculine plural noun
PRON – 3rd person feminine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هن» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إن | ÎN in eğer if
,Nun,
,50,
COND – conditional particle
حرف شرط
كن ك و ن | KVN KN kunne idiyseler they
Kef,Nun,
20,50,
V – 3rd person feminine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والنون ضمير متصل في محل رفع اسم «ك»
يؤمن ا م ن | EMN YÙMN yu'minne inanıyor believe
Ye,,Mim,Nun,
10,,40,50,
V – 3rd person feminine plural (form IV) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والنون ضمير متصل في محل رفع فاعل
بالله | BELLH billahi Allah'a in Allah
Be,Elif,Lam,Lam,He,
2,1,30,30,5,
"P – prefixed preposition bi
PN – genitive proper noun → Allah"
جار ومجرور
واليوم ي و م | YVM VELYVM velyevmi ve gününe and the Day
Vav,Elif,Lam,Ye,Vav,Mim,
6,1,30,10,6,40,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – genitive masculine noun → Last Day"
الواو عاطفة
اسم مجرور
الآخر ا خ ر | EḢR EL ËḢR l-āḣiri ahiret [the] Last.
Elif,Lam,,Hı,Re,
1,30,,600,200,
ADJ – genitive masculine singular adjective
صفة مجرورة
وبعولتهن ب ع ل | BAL VBAVLTHN ve buǔletuhunne kocaları And their husbands
Vav,Be,Ayn,Vav,Lam,Te,He,Nun,
6,2,70,6,30,400,5,50,
REM – prefixed resumption particle
N – nominative masculine plural noun
PRON – 3rd person feminine plural possessive pronoun
الواو استئنافية
اسم مرفوع و«هن» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
أحق ح ق ق | ḪGG ÊḪG eHaḳḳu hak sahibidirler (have) better right
,Ha,Gaf,
,8,100,
N – nominative masculine singular noun
اسم مرفوع
بردهن ر د د | RD̃D̃ BRD̃HN biraddihinne onları geri almağa to take them back
Be,Re,Dal,He,Nun,
2,200,4,5,50,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person feminine plural possessive pronoun
جار ومجرور و«هن» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
في | FY in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
ذلك | Z̃LK ƶālike bu arada that (period)
Zel,Lam,Kef,
700,30,20,
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
اسم اشارة
إن | ÎN in eğer if
,Nun,
,50,
COND – conditional particle
حرف شرط
أرادوا ر و د | RVD̃ ÊRED̃VE erādū isterlerse they wish
,Re,Elif,Dal,Vav,Elif,
,200,1,4,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
إصلاحا ص ل ح | ṦLḪ ÎṦLEḪE iSlāHen barışmak (for) reconciliation.
,Sad,Lam,Elif,Ha,Elif,
,90,30,1,8,1,
N – accusative masculine indefinite (form IV) verbal noun
اسم منصوب
ولهن | VLHN velehunne (kadınların) vardır And for them
Vav,Lam,He,Nun,
6,30,5,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person feminine plural personal pronoun
الواو عاطفة
جار ومجرور
مثل م ث ل | MS̃L MS̃L miṧlu gibi (is the) like
Mim,Se,Lam,
40,500,30,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
الذي | ELZ̃Y lleƶī (of) that which
Elif,Lam,Zel,Ye,
1,30,700,10,
REL – masculine singular relative pronoun
اسم موصول
عليهن | ALYHN ǎleyhinne (erkeklerin) kendileri üzerindeki (is) on them
Ayn,Lam,Ye,He,Nun,
70,30,10,5,50,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine plural object pronoun
جار ومجرور
بالمعروف ع ر ف | ARF BELMARVF bil-meǎ'rūfi (örfe uygun) hakları in a reasonable manner,
Be,Elif,Lam,Mim,Ayn,Re,Vav,Fe,
2,1,30,40,70,200,6,80,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine passive participle
جار ومجرور
وللرجال ر ج ل | RCL VLLRCEL velirricāli erkeklerin (hakları) and for the men
Vav,Lam,Lam,Re,Cim,Elif,Lam,
6,30,30,200,3,1,30,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
P – prefixed preposition lām
N – genitive masculine plural noun
الواو عاطفة
جار ومجرور
عليهن | ALYHN ǎleyhinne onlar (kadınlar) üzerinde over them
Ayn,Lam,Ye,He,Nun,
70,30,10,5,50,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine plural object pronoun
جار ومجرور
درجة د ر ج | D̃RC D̃RCT deracetun bir derece fazladır (is) a degree.
Dal,Re,Cim,Te merbuta,
4,200,3,400,
N – nominative feminine indefinite noun
اسم مرفوع
والله | VELLH vallahu Allah And Allah
Vav,Elif,Lam,Lam,He,
6,1,30,30,5,
"REM – prefixed resumption particle
PN – nominative proper noun → Allah"
الواو استئنافية
لفظ الجلالة مرفوع
عزيز ع ز ز | AZZ AZYZ ǎzīzun azizdir (is) All-Mighty,
Ayn,Ze,Ye,Ze,
70,7,10,7,
N – nominative masculine singular indefinite noun
اسم مرفوع
حكيم ح ك م | ḪKM ḪKYM Hakīmun hakimdir All-Wise.
Ha,Kef,Ye,Mim,
8,20,10,40,
ADJ – nominative masculine singular indefinite adjective
صفة مرفوعة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَالْمُطَلَّقَاتُ: boşanmış kadınlar | يَتَرَبَّصْنَ: gözetlerler | بِأَنْفُسِهِنَّ: kendilerini | ثَلَاثَةَ: üç | قُرُوءٍ: kur' (üç adet veya üç temizlik süresi) | وَلَا: | يَحِلُّ: helal olmaz | لَهُنَّ: kendilerine | أَنْ: | يَكْتُمْنَ: gizlemeleri | مَا: | خَلَقَ: yarattığını | اللَّهُ: Allah'ın | فِي: -nde | أَرْحَامِهِنَّ: kendi rahimleri- | إِنْ: eğer | كُنَّ: idiyseler | يُؤْمِنَّ: inanıyor | بِاللَّهِ: Allah'a | وَالْيَوْمِ: ve gününe | الْاخِرِ: ahiret | وَبُعُولَتُهُنَّ: kocaları | أَحَقُّ: hak sahibidirler | بِرَدِّهِنَّ: onları geri almağa | فِي: | ذَٰلِكَ: bu arada | إِنْ: eğer | أَرَادُوا: isterlerse | إِصْلَاحًا: barışmak | وَلَهُنَّ: (kadınların) vardır | مِثْلُ: gibi | الَّذِي: | عَلَيْهِنَّ: (erkeklerin) kendileri üzerindeki | بِالْمَعْرُوفِ: (örfe uygun) hakları | وَلِلرِّجَالِ: erkeklerin (hakları) | عَلَيْهِنَّ: onlar (kadınlar) üzerinde | دَرَجَةٌ: bir derece fazladır | وَاللَّهُ: Allah | عَزِيزٌ: azizdir | حَكِيمٌ: hakimdir |
Kırık Meal (Harekesiz) : |والمطلقات WELMŦLGET boşanmış kadınlar | يتربصن YTRBṦN gözetlerler | بأنفسهن BÊNFSHN kendilerini | ثلاثة S̃LES̃T üç | قروء GRWÙ kur' (üç adet veya üç temizlik süresi) | ولا WLE | يحل YḪL helal olmaz | لهن LHN kendilerine | أن ÊN | يكتمن YKTMN gizlemeleri | ما ME | خلق ḢLG yarattığını | الله ELLH Allah'ın | في FY -nde | أرحامهن ÊRḪEMHN kendi rahimleri- | إن ÎN eğer | كن KN idiyseler | يؤمن YÙMN inanıyor | بالله BELLH Allah'a | واليوم WELYWM ve gününe | الآخر EL ËḢR ahiret | وبعولتهن WBAWLTHN kocaları | أحق ÊḪG hak sahibidirler | بردهن BRD̃HN onları geri almağa | في FY | ذلك Z̃LK bu arada | إن ÎN eğer | أرادوا ÊRED̃WE isterlerse | إصلاحا ÎṦLEḪE barışmak | ولهن WLHN (kadınların) vardır | مثل MS̃L gibi | الذي ELZ̃Y | عليهن ALYHN (erkeklerin) kendileri üzerindeki | بالمعروف BELMARWF (örfe uygun) hakları | وللرجال WLLRCEL erkeklerin (hakları) | عليهن ALYHN onlar (kadınlar) üzerinde | درجة D̃RCT bir derece fazladır | والله WELLH Allah | عزيز AZYZ azizdir | حكيم ḪKYM hakimdir |
Kırık Meal (Okunuş) : |velmuTalleḳātu: boşanmış kadınlar | yeterabbeSne: gözetlerler | bienfusihinne: kendilerini | ṧelāṧete: üç | ḳurū'in: kur' (üç adet veya üç temizlik süresi) | ve lā: | yeHillu: helal olmaz | lehunne: kendilerine | en: | yektumne: gizlemeleri | : | ḣaleḳa: yarattığını | llahu: Allah'ın | : -nde | erHāmihinne: kendi rahimleri- | in: eğer | kunne: idiyseler | yu'minne: inanıyor | billahi: Allah'a | velyevmi: ve gününe | l-āḣiri: ahiret | ve buǔletuhunne: kocaları | eHaḳḳu: hak sahibidirler | biraddihinne: onları geri almağa | : | ƶālike: bu arada | in: eğer | erādū: isterlerse | iSlāHen: barışmak | velehunne: (kadınların) vardır | miṧlu: gibi | lleƶī: | ǎleyhinne: (erkeklerin) kendileri üzerindeki | bil-meǎ'rūfi: (örfe uygun) hakları | velirricāli: erkeklerin (hakları) | ǎleyhinne: onlar (kadınlar) üzerinde | deracetun: bir derece fazladır | vallahu: Allah | ǎzīzun: azizdir | Hakīmun: hakimdir |
Kırık Meal (Transcript) : |VELMŦLGET: boşanmış kadınlar | YTRBṦN: gözetlerler | BÊNFSHN: kendilerini | S̃LES̃T: üç | GRVÙ: kur' (üç adet veya üç temizlik süresi) | VLE: | YḪL: helal olmaz | LHN: kendilerine | ÊN: | YKTMN: gizlemeleri | ME: | ḢLG: yarattığını | ELLH: Allah'ın | FY: -nde | ÊRḪEMHN: kendi rahimleri- | ÎN: eğer | KN: idiyseler | YÙMN: inanıyor | BELLH: Allah'a | VELYVM: ve gününe | EL ËḢR: ahiret | VBAVLTHN: kocaları | ÊḪG: hak sahibidirler | BRD̃HN: onları geri almağa | FY: | Z̃LK: bu arada | ÎN: eğer | ÊRED̃VE: isterlerse | ÎṦLEḪE: barışmak | VLHN: (kadınların) vardır | MS̃L: gibi | ELZ̃Y: | ALYHN: (erkeklerin) kendileri üzerindeki | BELMARVF: (örfe uygun) hakları | VLLRCEL: erkeklerin (hakları) | ALYHN: onlar (kadınlar) üzerinde | D̃RCT: bir derece fazladır | VELLH: Allah | AZYZ: azizdir | ḪKYM: hakimdir |
Abdulbaki Gölpınarlı : Boşanan kadınlar, üç ay âdet beklerler. Allah'a ve son güne inanmışlarsa Allah'ın, rahîmlerinde yarattığını gizlemeleri helâl değildir. Kocaları, bu müddet içinde barışmak isterlerse tekrar kadınlarını almaya tam hakları vardır. Aşırı ve eksik olmamak üzere kadınlar, kendi aleyhlerine olduğu gibi, lehlerine de hak sahipleridir. Ancak erkekler, kadınlardan üstündür. Allah yüce ve üstündür, hüküm ve hikmet sahibidir.
Adem Uğur : Boşanmış kadınlar, kendi başlarına (evlenmeden) üç ay hali (hayız veya temizlik müddeti) beklerler. Eğer onlar Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanmışlarsa, rahimlerinde Allah'ın yarattığını gizlemeleri kendilerine helâl olmaz. Eğer kocalar barışmak isterlerse, bu durumda boşadıkları kadınları geri almaya daha fazla hak sahibidirler. Erkeklerin kadınlar üzerindeki hakları gibi, kadınların da erkekler üzerinde belli hakları vardır. Ancak erkekler, kadınlara göre bir derece üstünlüğe sahiptirler. Allah azîzdir, hakîmdir.
Ahmed Hulusi : Boşanmış kadınlar üç aybaşı süresi hamile olup olmadıklarını anlamak için evlenmeyip bekleyeceklerdir. Hakikatleri olan Allâh'a ve gelecekte yaşanacak sürece iman ediyorlarsa, Allâh'ın rahimlerinde yarattığını gizlemeye hakları yoktur. Kocaları da bu süre zarfında barışmak isterse, başkalarından daha önceliklidir. Karıların kocaları üzerindeki hakkı gibi kocaların da karıları üzerinde hakkı vardır. Ancak kocaların hakkı bir derece daha ileridir (erkekten kadına akış olduğu için). Allâh Aziyz'dir, Hakiym'dir.
Ahmet Tekin : Geri dönülebilir talak ile boşanmış kadınlar, evlenmeyerek, üç hayız ve temizlenme süresi doluncaya kadar beklerler. Eğer bu süre içinde onlar Allah’a, Allah’a imanın gerektirdiği esaslara ve âhiret gününe gerçekten inanıyorlarsa, Allah’ın rahimlerinde yarattığını gizlemeleri kendilerine helâl ve meşrû değildir. Eğer kocaları barışmak, münasebetlerini düzeltmek, geliştirmek isterlerse, bu süre içinde yalnızca onlar boşadıkları kadınları geri almakta hak sahibidirler. Kadınların kocalarının üzerindeki hakları, sorumluluklarına, kocalarının kendilerinin üzerindeki Kur’ân’ın ve sünnetin hükümlerine, meşrû, İslâmî kurallarla örtüşen örfe uygun, âdil, korunması gereken haklara benzer, eşit haklardır. Ancak erkekler, aile reisleri, kadınların üzerinde sorumlu, sınırlı bir otoriteye sahiptirler. Allah kudretli, hikmet sahibi ve hükümrandır.
Ahmet Varol : Boşanmış kadınlar üç ay hali süresi kendilerini gözetirler. Eğer Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorlarsa Allah'ın, rahimlerinde yarattığını gizlemeleri helal olmaz. Kocaları eğer barışmak isterlerse bu süre içinde onları geri almaya daha çok hak sahibidirler. Onların üzerlerindeki sorumluluğa denk bir şekilde iyilik üzere hakları da vardır. Erkeklerin ise onların üzerinde bir derece farkları vardır. Allah yücedir, hikmet sahibidir.
Ali Bulaç : Boşanmış kadınlar kendi kendilerine üç 'ay hali ve temizlenme süresi' beklerler. Eğer Allah'a ve ahiret gününe inanıyorlarsa Allah'ın rahimlerinde yarattığını saklamaları onlara helal olmaz. Kocaları, bu süre içinde barışmak isterlerse, onları geri almada (başkalarından) daha çok hak sahibidirler. Onların lehine de, aleyhlerindeki maruf hakka denk bir hak vardır. Yalnız erkekler için onlar üzerinde bir derece var. Allah Aziz'dir. Hakim'dir.
Ali Fikri Yavuz : Boşanmış kadınlar kendi kendilerine üç âdet müddeti beklerler ve Allah rahimlerinde yarattığı çocuğu saklamaları kendilerine helâl olmaz; eğer Allah’a ve âhiret gününe imanları varsa. Kocaları barışmak istiyorsa, bu bekleme (iddet) müddeti içinde (ric’î talâkta) onları geri almağa (nikâhlarında tutmağa) daha çok hak sahibidirler. Erkeklerin (meşrû surette) kadınlar üzerindeki hakları gibi, kadınların da onlar üzerinde hakları vardır. Yalnız erkekler kadınlar üzerine (mehir ve nafaka bakımından) daha üstün bir dereceye sahiptirler. Allah izzet sahibidir, hikmet sahibidir.
Bekir Sadak : Bosanan kadinlar, kendi kendilerine uc aybasi hali beklerler, eger Allah'a ve ahiret gunune inanmislarsa, rahimlerinde Allah'in yarattigini gizlemeleri kendilerine helal degildir. Kocalari bu arada barismak isterlerse, karilarini geri almakta daha cok hak sahibidirler. Kadinlarin haklari, orfe uygun bir sekilde vazifelerine denktir. Erkeklerin onlardan bir ustun derecesi vardir. Allah gucldur. Hakim'dir.*
Celal Yıldırım : Boşanan kadınlar kendi kendilerine üç ay hali (ya da ay halinden üç temizlenme) beklerler. Allah'ın onların dölyatağında yarattığını gizlemeleri kendilerine helâl olmaz ; Allah'a ve Âhiret gününe inanıyorlarsa bunu gizlemezler. Kocaları barışmak, arayı düzeltmek istiyorlarsa, belirlenen bekleme süresi (iddet) içinde eşlerini geri almaya daha haklıdırlar. Kadınların erkekler üzerinde, erkeklerin de kadınlar üzerinde örfe uygun denk hakları vardır. Ne var ki erkeklerin onlar üzerinde bir üstün derecesi mevcuttur. Allah elbette çok üstündür, çok güçlüdür ve hikmet sahibidir.
Diyanet İşleri : Boşanmış kadınlar kendi kendilerine üç ay hâli (hayız veya temizlik müddeti) beklerler. Eğer Allah’a ve ahiret gününe inanıyorlarsa, Allah’ın kendi rahimlerinde yarattığını gizlemeleri onlara helâl olmaz. Kocaları bu süre içinde barışmak isterlerse, onları geri almağa daha çok hak sahibidirler. Kadınların, yükümlülükleri kadar meşru hakları vardır. Yalnız erkeklerin kadınlar üzerinde bir derece farkı vardır. Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Diyanet İşleri (eski) : Boşanan kadınlar, kendi kendilerine üç aybaşı hali beklerler, eğer Allah'a ve ahiret gününe inanmışlarsa, rahimlerinde Allah'ın yarattığını gizlemeleri kendilerine helal değildir. Kocaları bu arada barışmak isterlerse, karılarını geri almakta daha çok hak sahibidirler. Kadınların hakları, örfe uygun bir şekilde vazifelerine denktir. Erkeklerin onlardan bir üstün derecesi vardır. Allah güçlüdür. Hakim'dir.
Diyanet Vakfi : Boşanmış kadınlar, kendi başlarına (evlenmeden) üç ay hali (hayız veya temizlik müddeti) beklerler. Eğer onlar Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanmışlarsa, rahimlerinde Allah'ın yarattığını gizlemeleri kendilerine helâl olmaz. Eğer kocalar barışmak isterlerse, bu durumda boşadıkları kadınları geri almaya daha fazla hak sahibidirler. Kadınların da ödevlerine denk belli hakları vardır. Ancak erkekler, kadınlara göre bir derece üstünlüğe sahiptirler. Allah azîzdir, hakîmdir.
Edip Yüksel : Boşanan kadınlar (başkasıyla evlenmeden önce) kendi kendilerine üç aybaşı beklemeli. ALLAH'a ve ahiret gününe inanıyorlarsa ALLAH'ın rahimlerinde yarattığını gizlemeleri uygun olmaz. Bu durumda (gebe olmaları halinde) kocaları barışmak isterlerse onları geri almağa daha fazla hak sahibidirler. Erkeklerin kadınlar üzerindeki hakları gibi, kadınların da erkekler üzerinde eşit hakları vardır. (Gebelik durumunda) Erkeklerin onların üzerinde bir derecesi vardır. ALLAH Güçlüdür, Bilgedir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Boşanan kadınlar, kendi kendilerine üç adet süresi beklerler ve Allah'ın rahimlerinde yarattığını gizlemeleri, kendilerine helâl olmaz. Eğer Allah'a ve ahiret gününe inanıyorlarsa gizlemezler. Kocaları da, barışmak istedikleri takdirde o süre içersinde onları geri almaya daha layıktırlar. O kadınların, üzerlerindeki meşru hak gibi, kendilerinin de hakları vardır. Yalnız erkekler için, onların üzerinde bir derece vardır. Allah çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Boşanmış kadınlar kendi kendilerine üç adet beklerler ve Allah'ın rahimlerinde yarattığını gizlemeleri kendilerine helal olmaz. Allah'a ve ahiret gününe imanları varsa gizlemezler. Kocaları da barışmak istedikleri takdirde o süre içerisinde onları geri almaya daha çok hak sahibidirler. Erkeklerin kadınlar üzerindeki hakları gibi, kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır. Yalnız, erkekler için onların üzerinde bir derece vardır. Allah'ın izzeti var, hikmeti var.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve tatlık edilen kadınlar kendi kendilerine üç âdet beklerler ve Allahın rahimlerinde yarattığını ketmetmeleri kendilerine halâl olmaz, Allaha ve Ahıret gününe imanları varsa ketmetmezler, kocaları da barışmak istedikleri takdirde o müddet zarfında onları geri almağa ehaktırlar, onların lehlerinde de aleyhlerindeki meşru' hakka mümasil bir hak vardır, yalnız erkekler için onlar üzerinde bir derece var, ve Allahın izzetvar hikmeti var
Fizilal-il Kuran : Boşanmış kadınlar üç aybaşı boyunca kendilerini gözlem altında tutarlar. Eğer Allah'a ve Ahiret gününe inanmışlar ise Allah'ın rahimlerinde yarattığı çocuğu saklamaları kendilerine helâl değildir.
Gültekin Onan : Boşanmış kadınlar kendi kendilerine üç 'ay hali ve temizlenme süresi' beklerler. Eğer Tanrı'ya ve ahiret gününe inanıyorlarsa Tanrı'nın rahimlerinde yarattığını saklamaları onlara helal olmaz. Kocaları bu süre içinde barışmak isterlerse, onları geri almada (başkalarından) daha çok hak sahibidirler. Onların lehine de, aleyhlerindeki maruf hakka denk bir hak vardır. Yalnız erkekler için onlar üzerinde bir derece var. Tanrı azizdir, hakimdir.
Hakkı Yılmaz : Boşanmış kadınlar da, kendi kendilerine üç âdet dönemi süresi beklerler. Eğer Allah'a ve âhiret gününe inanıyorlarsa Allah'ın rahimlerinde oluşturduğunu gizlemeleri, kendilerine helâl olmaz. Ve onların kocaları, barışmak isterlerse o süre içersinde onları geri almaya daha çok hak sahibidirler. Ve onların zararlarına olanlar gibi, örfe uygun/herkesçe kabul gören bir şekilde kendi yararlarına olanlar da vardır. Erkekler için de, onların üzerinde bir derece vardır. Ve Allah, en üstün, en güçlü, en şerefli, mağlûp edilmesi mümkün olmayan/mutlak galip olandır, en iyi yasa koyan, bozulmayı iyi engelleyen/sağlam yapandır.
Hasan Basri Çantay : Boşanmış kadınlar kendi kendilerine üç hayız ve temizlenme müddeti beklerler (beklesinler). Eğer onlar Allaha ve âhiret gününe inanıyorlarsa Allahın, kendi rahimlerinde yaratdığını (söylemeyerek) gizlemeleri onlara halâl olmaz. Kocaları bu bekleme müddeti içinde barışmak isterlerse onları geri almıya (herkesden) çok lâyıkdırlar. Erkeklerin meşru' suretde kadınlar üzerindeki (hakları) gibi kadınların da onlar üzerinde (hakları) vardır. (Yalnız) erkekler onlar üzerinde (daha üstün) bir dereceye mâlikdirler. Allah mutlak gaalibdir, gerçek hüküm ve hikmet saahibidir.
Hayrat Neşriyat : Boşanmış kadınlar ise kendi kendilerine üç hayız müddeti beklerler. Artık (o kadınlar) Allah’a ve âhiret gününe îmân ediyorlarsa, (bir başkasıyla evlenmek için)rahimlerinde Allah’ın yarattığını (çocuk veya hayzı) gizlemeleri kendilerine helâl olmaz. Eğer kocaları (bu durumu) düzeltmek isterlerse, bu (bekleme süresi)nin içinde onları geri almaya daha çok hak sâhibidirler. (Kocalarının) onlar üzerinde örfe uygun olan (haklar)ı gibi, onların da (kocaları üzerinde hakları) vardır. Fakat erkekler için onların üzerine bir derece(bir üstünlük) vardır. Allah ise, Azîz (dâimâ üstün gelen)dir, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır.
İbni Kesir : Boşanmış kadınlar; kendi kendilerine, üç adt ve temizlenme müddeti beklerler. Eğer onlar, Allah'a ve ahiret gününe inanıyorlarsa, Allah'ın kendi rahimlerinde yarattığını gizlemeleri onlara helal olmaz. Eğer barışmak isterlerse; kocaları onları geri almaya daha layıktırlar. Erkeklerin kadınların üzerinde hakları olduğu, gibi, kadınların da onlar üzerinde hakları vardır. Erkekler onların üzerinde bir dereceye sahiptirler. Allah Aziz'dir, Hakim'dir.
İskender Evrenosoğlu : Boşanmış kadınlar üç kur (üç ay hali müddeti) kendi kendilerine beklerler (hamile olup olmadıklarına bakarlar). Eğer Allah'a ve yevm'il âhire îmân ediyorlarsa, rahimlerinde Allah'ın yaratmış olduğu şeyi gizlemeleri onlar için helâl olmaz. Şâyet onların kocaları barışmak (arayı düzeltmek) isterlerse, bu (bekleme süresi) içinde onlara tekrar geri dönmeye (başkasından) daha çok hak sahibidirler. Erkeklerin, kadınları üzerinde (hakları) olduğu gibi, kadınların da erkekleri üzerinde maruf (hakları) vardır. Erkeklerin, kadınların üzerindeki (hakkı) bir derece daha üstündür. Ve Allah, Azîz'dir, Hakîm'dir.
Muhammed Esed : Boşanmış kadınlar, evlenmeksizin üç ay hali boyunca bekleyeceklerdir: Çünkü eğer Allah'a ve Ahiret Günü'ne inanıyorlarsa, Allah'ın rahmetinden yarattıklarını gizlemeleri meşru değildir. Ve bu süre zarfında barışmak isterlerse, kocalarının onları kabul etmeye öncelikle hakları vardır; ama adalet ölçülerine göre, kadınların (kocaları üzerindeki) hakları, (kocaların) onlar üzerindeki haklarına eşittir, ancak erkekler (bu konuda) onlar üzerinde öncelik sahibidirler. Ve Allah kudret ve hikmet sahibidir.
Ömer Nasuhi Bilmen : Boşanmış kadınlar kendi nefisleri için üç hayz müddeti beklerler. Onların rahîmlerinde Cenâb-ı Hakk'ın yaratmış olduğu şeyleri gizlemeleri, onlara helâl olmaz. Eğer onlar Allah Teâlâ'ya, ahiret gününe imân etmişler iseler ve onların kocaları eğer ıslah kasdinde bulunurlarsa o bekleme zamanında o zevcelerini geri almağa çok haklıdırlar. Kadınların lehinde de onların aleyhlerindeki meşru hakka mümasil bir hak vardır. Fakat erkekler için kadınlar üzerine bir derece ziyâde hak vardır. Ve Allah Teâlâ azîzdir, hakîmdir.
Ömer Öngüt : Boşanmış kadınlar kendi kendilerine üç hayız ve temizlenme müddeti beklerler. Eğer Allah'a ve âhiret gününe inanıyorlarsa, Allah'ın rahimlerde yarattığı çocuğu söylemeyerek gizlemeleri onlara helâl olmaz. Kocaları da bu iddet müddeti içinde barışmak isterlerse onları geri almaya daha çok hak sahibidirler. Erkeklerin kadınlar üzerinde hakları gibi, kadınların da erkekler üzerinde belli hakları vardır. Erkeklerin kadınlar üzerindeki hakları bir derece daha fazladır. Allah Azîz'dir, hükmünde hikmet sahibidir.
Şaban Piriş : Boşanmış kadınlar, kendi başlarına üç adet dönemi beklerler. Eğer onlar Allah’a ve ahiret gününe inanıyorlarsa, Allah’ın kendi rahimlerinde yarattığını gizlemeleri helal olmaz. Eğer, bu süre içinde barışmak isterlerse kocaları da onları almaya daha çok hak sahibidirler. Erkeklerin kadınlar üzerinde bulunan hakları gibi, kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır. Erkekler, kadınlardan bir derece daha üstündürler. Allah, mutlak galiptir, hakîmdir.
Suat Yıldırım : Boşanmış kadınlar kendilerini tutup yeni bir nikâh yapmadan önce üç âdet beklesinler! Allah’a ve âhirete iman ediyorlarsa, kendi rahimlerinde Allah’ın önceki evlilikten yaratmış olduğu çocuğu veya hayızı gizlemeleri onlara helâl olmaz. Kocaları gerçekten barışmak istiyorlarsa, bu iddet müddeti içinde onları tekrar almaya başkalarından daha çok hak sahibidirler. Erkeklerin hanımları üzerinde bulunan hakları gibi, hanımların da kocaları üzerinde meşrû çerçevede hakları vardır. Şu kadar ki erkeklerin onların üzerindeki hakları bir derece daha fazladır. Unutmayın ki Allah üstün kudret, tam hüküm ve hikmet sahibidir.
Süleyman Ateş : Boşanmış kadınlar, üç kur'(üç âdet veya üç temizlik süresi bekleyip) kendilerini gözetlerler (hâmile olup olmadıklarına bakarlar). Eğer Allah'a ve âhiret gününe inanıyorlarsa, Allâh'ın kendi rahimlerinde yarattığını gizlemeleri (karınlardında çocuk bulunduğunu saklamaları) kendilerine helâl olmaz. Kocaları da bu arada barışmak isterlerse, onları geri almağa daha çok hak sahibidirler. Erkeklerin kadınlar üzerinde bulunan hakları gibi, kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır. Erkeklerin, kadınlar üzerinde(ki hakları), bir derece fazladır. Allâh azizdir, hakimdir.
Tefhim-ul Kuran : Boşanmış kadınlar kendi kendilerine üç 'hayız ve temizlenme süresi' beklerler. Eğer Allah'a ve ahiret gününe inanıyorlarsa Allah'ın rahimlerinde yarattığını saklamaları onlara helal olmaz. Kocaları, bu süre içinde barışmak isterlerse, onları geri almada (herkesten) daha çok hak sahibidirler. Onların lehine de, aleyhlerindeki maruf hakka denk bir hak vardır. Yalnız erkekler için onlar üzerinde bir derece (farkı) var. Allah Aziz olandır. Hakim olandır.
Ümit Şimşek : Boşanmış kadınlar, evlenmeksizin üç âdet süresi beklesinler. Eğer Allah'a ve âhiret gününe inanmışlarsa, rahimlerinde Allah'ın yaratmış olduğu şeyi gizlemeleri onlara helâl olmaz. Kocaları, bu süre içinde barışmak isterlerse, onları geri almaya başkalarından daha lâyıktır. Erkeklerin kadınlar üzerindeki hakkı gibi, kadınların da erkekler üzerinde meşru hakları vardır. Yalnız, erkeklerin onlar üzerindeki hakkı, bir derece daha fazladır. Allah'ın kudreti herşeye üstündür ve hükümlerinde hikmet sahibidir.
Yaşar Nuri Öztürk : Boşanmış kadınlar kendi başlarına üç âdet ve temizlenme süresi beklerler. Eğer Allah'a ve âhıret gününe inanmakta iseler, Allah'ın onların rahimlerinde yarattığını saklamaları kendilerine helal olmaz. Kocaları, bu süre içinde herhangi bir şekilde barışmak isterlerse eşlerini geri almaya herkesten daha çok hak sahibidirler. Kadınların, örfe uygun biçimde, sorumluluklarına benzer hakları da vardır. Erkeklerin kadınlar üzerinde bir derece farkı vardır. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}