» 2 / Bakara  280:

Kuran Sırası: 2
İniş Sırası: 87
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286

 » 2 / Bakara  Suresi: 280
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَإِنْ (VÎN) = ve in : eğer (borçlu)
2. كَانَ (KEN) = kāne : ise
3. ذُو (Z̃V) = ƶū : (içinde)
4. عُسْرَةٍ (ASRT) = ǔsratin : darlık
5. فَنَظِرَةٌ (FNƵRT) = feneZiratun : beklemek (lazımdır)
6. إِلَىٰ (ÎL) = ilā : kadar
7. مَيْسَرَةٍ (MYSRT) = meyseratin : bir kolaylığa
8. وَأَنْ (VÊN) = ve en : ve eğer
9. تَصَدَّقُوا (TṦD̃GVE) = teSaddeḳū : sadaka olarak bağışlarsanız
10. خَيْرٌ (ḢYR) = ḣayrun : daha hayırlıdır
11. لَكُمْ (LKM) = lekum : sizin için
12. إِنْ (ÎN) = in : eğer
13. كُنْتُمْ (KNTM) = kuntum :
14. تَعْلَمُونَ (TALMVN) = teǎ'lemūne : bilirseniz
eğer (borçlu) | ise | (içinde) | darlık | beklemek (lazımdır) | kadar | bir kolaylığa | ve eğer | sadaka olarak bağışlarsanız | daha hayırlıdır | sizin için | eğer | | bilirseniz |

[] [KVN] [] [ASR] [NƵR] [] [YSR] [] [ṦD̃G] [ḢYR] [] [] [KVN] [ALM]
VÎN KEN Z̃V ASRT FNƵRT ÎL MYSRT VÊN TṦD̃GVE ḢYR LKM ÎN KNTM TALMVN

ve in kāne ƶū ǔsratin feneZiratun ilā meyseratin ve en teSaddeḳū ḣayrun lekum in kuntum teǎ'lemūne
وإن كان ذو عسرة فنظرة إلى ميسرة وأن تصدقوا خير لكم إن كنتم تعلمون

 » 2 / Bakara  Suresi: 280
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإن | VÎN ve in eğer (borçlu) And if
كان ك و ن | KVN KEN kāne ise is
ذو | Z̃V ƶū (içinde) the (debtor)
عسرة ع س ر | ASR ASRT ǔsratin darlık in difficulty,
فنظرة ن ظ ر | NƵR FNƵRT feneZiratun beklemek (lazımdır) then postponement
إلى | ÎL ilā kadar until
ميسرة ي س ر | YSR MYSRT meyseratin bir kolaylığa ease.
وأن | VÊN ve en ve eğer And if
تصدقوا ص د ق | ṦD̃G TṦD̃GVE teSaddeḳū sadaka olarak bağışlarsanız you remit as charity
خير خ ي ر | ḢYR ḢYR ḣayrun daha hayırlıdır (it is) better
لكم | LKM lekum sizin için for you.
إن | ÎN in eğer If
كنتم ك و ن | KVN KNTM kuntum you
تعلمون ع ل م | ALM TALMVN teǎ'lemūne bilirseniz know.

2:280 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

eğer (borçlu) | ise | (içinde) | darlık | beklemek (lazımdır) | kadar | bir kolaylığa | ve eğer | sadaka olarak bağışlarsanız | daha hayırlıdır | sizin için | eğer | | bilirseniz |

[] [KVN] [] [ASR] [NƵR] [] [YSR] [] [ṦD̃G] [ḢYR] [] [] [KVN] [ALM]
VÎN KEN Z̃V ASRT FNƵRT ÎL MYSRT VÊN TṦD̃GVE ḢYR LKM ÎN KNTM TALMVN

ve in kāne ƶū ǔsratin feneZiratun ilā meyseratin ve en teSaddeḳū ḣayrun lekum in kuntum teǎ'lemūne
وإن كان ذو عسرة فنظرة إلى ميسرة وأن تصدقوا خير لكم إن كنتم تعلمون

[] [ك و ن] [] [ع س ر] [ن ظ ر] [] [ي س ر] [] [ص د ق] [خ ي ر] [] [] [ك و ن] [ع ل م]

 » 2 / Bakara  Suresi: 280
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإن | VÎN ve in eğer (borçlu) And if
Vav,,Nun,
6,,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
COND – conditional particle
الواو عاطفة
حرف شرط
كان ك و ن | KVN KEN kāne ise is
Kef,Elif,Nun,
20,1,50,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
ذو | Z̃V ƶū (içinde) the (debtor)
Zel,Vav,
700,6,
N – nominative masculine singular noun
اسم مرفوع
عسرة ع س ر | ASR ASRT ǔsratin darlık in difficulty,
Ayn,Sin,Re,Te merbuta,
70,60,200,400,
N – genitive feminine indefinite noun
اسم مجرور
فنظرة ن ظ ر | NƵR FNƵRT feneZiratun beklemek (lazımdır) then postponement
Fe,Nun,Zı,Re,Te merbuta,
80,50,900,200,400,
REM – prefixed resumption particle
N – nominative feminine indefinite noun
الفاء استئنافية
اسم مرفوع
إلى | ÎL ilā kadar until
,Lam,,
,30,,
P – preposition
حرف جر
ميسرة ي س ر | YSR MYSRT meyseratin bir kolaylığa ease.
Mim,Ye,Sin,Re,Te merbuta,
40,10,60,200,400,
N – genitive feminine indefinite noun
اسم مجرور
وأن | VÊN ve en ve eğer And if
Vav,,Nun,
6,,50,
REM – prefixed resumption particle
SUB – subordinating conjunction
الواو استئنافية
حرف مصدري
تصدقوا ص د ق | ṦD̃G TṦD̃GVE teSaddeḳū sadaka olarak bağışlarsanız you remit as charity
Te,Sad,Dal,Gaf,Vav,Elif,
400,90,4,100,6,1,
V – 2nd person masculine plural (form V) imperfect verb, subjunctive mood
PRON – subject pronoun
فعل مضارع منصوب والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
خير خ ي ر | ḢYR ḢYR ḣayrun daha hayırlıdır (it is) better
Hı,Ye,Re,
600,10,200,
N – nominative masculine singular indefinite noun
اسم مرفوع
لكم | LKM lekum sizin için for you.
Lam,Kef,Mim,
30,20,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 2nd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
إن | ÎN in eğer If
,Nun,
,50,
COND – conditional particle
حرف شرط
كنتم ك و ن | KVN KNTM kuntum you
Kef,Nun,Te,Mim,
20,50,400,40,
V – 2nd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
تعلمون ع ل م | ALM TALMVN teǎ'lemūne bilirseniz know.
Te,Ayn,Lam,Mim,Vav,Nun,
400,70,30,40,6,50,
V – 2nd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَإِنْ: eğer (borçlu) | كَانَ: ise | ذُو: (içinde) | عُسْرَةٍ: darlık | فَنَظِرَةٌ: beklemek (lazımdır) | إِلَىٰ: kadar | مَيْسَرَةٍ: bir kolaylığa | وَأَنْ: ve eğer | تَصَدَّقُوا: sadaka olarak bağışlarsanız | خَيْرٌ: daha hayırlıdır | لَكُمْ: sizin için | إِنْ: eğer | كُنْتُمْ: | تَعْلَمُونَ: bilirseniz |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وإن WÎN eğer (borçlu) | كان KEN ise | ذو Z̃W (içinde) | عسرة ASRT darlık | فنظرة FNƵRT beklemek (lazımdır) | إلى ÎL kadar | ميسرة MYSRT bir kolaylığa | وأن WÊN ve eğer | تصدقوا TṦD̃GWE sadaka olarak bağışlarsanız | خير ḢYR daha hayırlıdır | لكم LKM sizin için | إن ÎN eğer | كنتم KNTM | تعلمون TALMWN bilirseniz |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve in: eğer (borçlu) | kāne: ise | ƶū: (içinde) | ǔsratin: darlık | feneZiratun: beklemek (lazımdır) | ilā: kadar | meyseratin: bir kolaylığa | ve en: ve eğer | teSaddeḳū: sadaka olarak bağışlarsanız | ḣayrun: daha hayırlıdır | lekum: sizin için | in: eğer | kuntum: | teǎ'lemūne: bilirseniz |
Kırık Meal (Transcript) : |VÎN: eğer (borçlu) | KEN: ise | Z̃V: (içinde) | ASRT: darlık | FNƵRT: beklemek (lazımdır) | ÎL: kadar | MYSRT: bir kolaylığa | VÊN: ve eğer | TṦD̃GVE: sadaka olarak bağışlarsanız | ḢYR: daha hayırlıdır | LKM: sizin için | ÎN: eğer | KNTM: | TALMVN: bilirseniz |
Abdulbaki Gölpınarlı : Borçlu dardaysa genişleyinceye dek mühlet verin ona. Borcunuzu sadaka olarak bağışlarsanız bu, bilseniz, sizin için daha hayırlıdır.
Adem Uğur : Eğer (borçlu) darlık içinde ise, eli genişleyinceye kadar ona mühlet vermek (gerekir). Eğer (gerçekleri) anlarsanız bunu sadakaya (veya zekâta) saymak sizin için daha hayırlıdır.
Ahmed Hulusi : Eğer (borçlu) ödeme sıkıntısı içindeyse, kolaylıkla ödeyebileceği zamana kadar süre tanıyın. Bununla beraber alacağınızı bağışlamanız sizin için çok daha hayırlıdır, eğer bilirseniz.
Ahmet Tekin : Eğer borçlu, darlık, ekonomik sıkıntı içindeyse, eli genişleyinceye kadar ona mühlet vermek gerekir. Darda olan borçlulardaki alacağınızı, imanda sadâkatin ve kemâlin ifadesi olan sadakaya, malî mükellefiyetlere sayarak bağışlamanız, bilirseniz eğer, böyle fazileti yüksek, mükâfatı büyük bir davranış, sizin için daha hayırlıdır.
Ahmet Varol : Eğer (borçlu) darlık içinde olursa bir genişliğe çıkıncaya kadar beklenilir. Eğer bilirseniz alacağınızı bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır.
Ali Bulaç : Eğer (borçlu) zorluk içindeyse, ona elverişli bir zamana kadar süre (verin). (Borcu) Sadaka olarak bağışlamanız ise, sizin için daha hayırlıdır; eğer bilirseniz.
Ali Fikri Yavuz : Eğer borçlu, darlık içinde ise, o halde ona genişlik vaktına kadar mühlet vermek var. Bununla beraber alacağınızı sadaka olarak bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır, eğer bilirseniz...
Bekir Sadak : Borclu darda ise, eli genisleyinceye kadar ona muhlet verin. Bilmis olsaniz borcu bagislamaniz sizin icin daha hayirlidir.
Celal Yıldırım : Eğer borçlu sıkıntıda ise, onu, bir kolaylık bulununcaya kadar beklemek (uygun olur). (Alacağınızı) sadaka olarak bağışlarsanız sizin için —eğer bilirseniz— daha hayırlıdır.
Diyanet İşleri : Eğer borçlu darlık içindeyse, ona eli genişleyinceye kadar mühlet verin. Eğer bilirseniz, (borcu) sadaka olarak bağışlamanız, sizin için daha hayırlıdır.
Diyanet İşleri (eski) : Borçlu darda ise, eli genişleyinceye kadar ona mühlet verin. Bilmiş olsanız borcu bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır.
Diyanet Vakfi : Eğer (borçlu) darlık içinde ise, eli genişleyinceye kadar ona mühlet vermek (gerekir). Eğer (gerçekleri) anlarsanız bunu sadakaya (veya zekâta) saymak sizin için daha hayırlıdır.
Edip Yüksel : (Borçlu) darlık içinde ise, bir kolaylığa çıkıncaya kadar beklemek gerekir. Borcu karşılıksız yardım olarak bağışlarsanız sizin için daha iyidir, bir bilseniz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Eğer borçlu darlık içindeyse, ona ödeme kolaylığına kadar bir süre tanıyın. Ve bu gibi borçlulara alacağınızı bağışlayıp sadaka etmeniz eğer bilirseniz sizin için, daha hayırlıdır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Eğer borçlu sıkıntıda ise, ona kolaylık tanımalısınız; borcu sadaka olarak bağışlamanız, eğer bilirseniz, hakkınızda daha hayırlıdır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve şayed borçlu sıkıntıda ise o halde bir kolaylığa intizar, bununla beraber tasadduk etmeniz hakkınızda daha hayırlıdır eğer bilirseniz.
Fizilal-il Kuran : Eğer borçlunuz darda ise eli genişleyinceye kadar ona mühlet tanıyın. Eğer bilirseniz, alacağınızı bağışlamanız sizin hesabınıza daha hayırlıdır.
Gültekin Onan : Eğer (borçlu) zorluk içindeyse, ona elverişli bir zamana kadar süre (verin). (Borcu) sadaka olarak bağışlamanız ise sizin için daha hayırlıdır; eğer bilirseniz.
Hakkı Yılmaz : Eğer borçlu, darlık içindeyse, kolaylığına kadar süre tanınmalıdır! Eğer biliyorsanız, sadaka olarak vermeniz, sizin için daha hayırlıdır.
Hasan Basri Çantay : Eğer (borçlu) darlık içinde bulunuyorsa ona geniş bir zamana kadar mühlet (verin). Sadaka oiarak bağışlamanız ise sizi niçin daha hayırlıdır. Eğer bilirseniz.
Hayrat Neşriyat : Eğer (borçlu) darda ise, bu durumda (verilecek hüküm, borçlunun ulaşacağı) bir genişliğe kadar (ona) mühlet (vermek)tir. Hâlbuki (ecrini) bilirseniz, (alacağınızı)bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır.
İbni Kesir : Borçlu darda ise, kolaylığa kadar beklemelidir. Eğer bilirseniz, sadaka olarak bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır.
İskender Evrenosoğlu : Eğer (borçlu) zor durumda ise (ödeyemeyecekse) o taktirde durumu kolaylaşıncaya kadar beklenmelidir. Ve (alacağınızı) sadaka olarak bağışlamanız, sizin için daha hayırlıdır. Keşke bilseydiniz.
Muhammed Esed : Ancak (borçlu) güç durumda ise, rahatlayıncaya kadar ona bir vade verin; eğer bilirseniz, bir karşılık beklemeden (borcu tamamiyle) silmek, sizin kendi iyiliğinize olacaktır.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve eğer yoksul ise o halde genişlik zamanına kadar intizar etmelidir. Ve eğer bağışlar iseniz sizin için hayırlıdır, eğer bilirseniz.
Ömer Öngüt : Eğer borçlu darlık içinde bulunuyorsa, eli genişleyinceye kadar ona mühlet verin. Eğer bilirseniz sadaka olarak bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır.
Şaban Piriş : Eğer (borçlu) darda ise eli genişleyinceye kadar ona mühlet verin. Sadaka olarak bağışlamanız, bilirseniz sizin için daha hayırlıdır.
Suat Yıldırım : Eğer borçlu sıkıntıda ise, kolaylığa çıkıncaya kadar ona mühlet verin! Şayet bilirseniz, alacağınızı bağışlamanız sizin için daha da hayırlıdır.
Süleyman Ateş : Eğer (borçlu) darlık içinde ise, bir kolaylığa çıkıncaya kadar beklemek (lâzımdır). Eğer bilirseniz (verdiğiniz borcu, eli darda olan borçluya) sadaka olarak bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır.
Tefhim-ul Kuran : Eğer (borçlu) zorluk içindeyse, ona elverişli bir zamana kadar süre (verin) . (Borcu) Sadaka olarak bağışlamanız ise, sizin için daha hayırlıdır; eğer bilirseniz.
Ümit Şimşek : Eğer borçlu güçlük içinde ise, rahatlayıncaya kadar ona süre tanıyın. Onun borcunu bütünüyle bağışlamak ise, bir bilseniz, sizin için daha da hayırlıdır.
Yaşar Nuri Öztürk : Eğer borçlu zorluk içinde ise eli genişleyinceye kadar beklenir. Borcunu sadaka olarak ona bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır; eğer bilirseniz.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}