» 2 / Bakara  38:

Kuran Sırası: 2
İniş Sırası: 87
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286

 » 2 / Bakara  Suresi: 38
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. قُلْنَا (GLNE) = ḳulnā : dedik
2. اهْبِطُوا (EHBŦVE) = hbiTū : inin
3. مِنْهَا (MNHE) = minhā : oradan
4. جَمِيعًا (CMYAE) = cemīǎn : hepiniz
5. فَإِمَّا (FÎME) = fe immā : zaman
6. يَأْتِيَنَّكُمْ (YÊTYNKM) = ye'tiyennekum : size geldiği
7. مِنِّي (MNY) = minnī : benden
8. هُدًى (HD̃) = huden : bir hidayet
9. فَمَنْ (FMN) = femen : kimler
10. تَبِعَ (TBA) = tebiǎ : uyarsa
11. هُدَايَ (HD̃EY) = hudāye : benim hidayetime
12. فَلَا (FLE) = felā : artık yoktur
13. خَوْفٌ (ḢVF) = ḣavfun : bir korku
14. عَلَيْهِمْ (ALYHM) = ǎleyhim : onlara
15. وَلَا (VLE) = ve lā : ve olmazlar
16. هُمْ (HM) = hum : onlar
17. يَحْزَنُونَ (YḪZNVN) = yeHzenūne : üzülenlerden
dedik | inin | oradan | hepiniz | zaman | size geldiği | benden | bir hidayet | kimler | uyarsa | benim hidayetime | artık yoktur | bir korku | onlara | ve olmazlar | onlar | üzülenlerden |

[GVL] [HBŦ] [] [CMA] [] [ETY] [] [HD̃Y] [] [TBA] [HD̃Y] [] [ḢVF] [] [] [] [ḪZN]
GLNE EHBŦVE MNHE CMYAE FÎME YÊTYNKM MNY HD̃ FMN TBA HD̃EY FLE ḢVF ALYHM VLE HM YḪZNVN

ḳulnā hbiTū minhā cemīǎn fe immā ye'tiyennekum minnī huden femen tebiǎ hudāye felā ḣavfun ǎleyhim ve lā hum yeHzenūne
قلنا اهبطوا منها جميعا فإما يأتينكم مني هدى فمن تبع هداي فلا خوف عليهم ولا هم يحزنون

 » 2 / Bakara  Suresi: 38
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قلنا ق و ل | GVL GLNE ḳulnā dedik We said,
اهبطوا ه ب ط | HBŦ EHBŦVE hbiTū inin """Go down"
منها | MNHE minhā oradan from it
جميعا ج م ع | CMA CMYAE cemīǎn hepiniz all (of you),
فإما | FÎME fe immā zaman and when,
يأتينكم ا ت ي | ETY YÊTYNKM ye'tiyennekum size geldiği comes to you
مني | MNY minnī benden from Me
هدى ه د ي | HD̃Y HD̃ huden bir hidayet Guidance,
فمن | FMN femen kimler then whoever
تبع ت ب ع | TBA TBA tebiǎ uyarsa follows
هداي ه د ي | HD̃Y HD̃EY hudāye benim hidayetime My Guidance,
فلا | FLE felā artık yoktur [then] no
خوف خ و ف | ḢVF ḢVF ḣavfun bir korku fear
عليهم | ALYHM ǎleyhim onlara (will be) on them
ولا | VLE ve lā ve olmazlar and not
هم | HM hum onlar they
يحزنون ح ز ن | ḪZN YḪZNVN yeHzenūne üzülenlerden will grieve.

2:38 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

dedik | inin | oradan | hepiniz | zaman | size geldiği | benden | bir hidayet | kimler | uyarsa | benim hidayetime | artık yoktur | bir korku | onlara | ve olmazlar | onlar | üzülenlerden |

[GVL] [HBŦ] [] [CMA] [] [ETY] [] [HD̃Y] [] [TBA] [HD̃Y] [] [ḢVF] [] [] [] [ḪZN]
GLNE EHBŦVE MNHE CMYAE FÎME YÊTYNKM MNY HD̃ FMN TBA HD̃EY FLE ḢVF ALYHM VLE HM YḪZNVN

ḳulnā hbiTū minhā cemīǎn fe immā ye'tiyennekum minnī huden femen tebiǎ hudāye felā ḣavfun ǎleyhim ve lā hum yeHzenūne
قلنا اهبطوا منها جميعا فإما يأتينكم مني هدى فمن تبع هداي فلا خوف عليهم ولا هم يحزنون

[ق و ل] [ه ب ط] [] [ج م ع] [] [ا ت ي] [] [ه د ي] [] [ت ب ع] [ه د ي] [] [خ و ف] [] [] [] [ح ز ن]

 » 2 / Bakara  Suresi: 38
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قلنا ق و ل | GVL GLNE ḳulnā dedik We said,
Gaf,Lam,Nun,Elif,
100,30,50,1,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
اهبطوا ه ب ط | HBŦ EHBŦVE hbiTū inin """Go down"
Elif,He,Be,Tı,Vav,Elif,
1,5,2,9,6,1,
V – 2nd person masculine plural imperative verb
PRON – subject pronoun
فعل أمر والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
منها | MNHE minhā oradan from it
Mim,Nun,He,Elif,
40,50,5,1,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
جار ومجرور
جميعا ج م ع | CMA CMYAE cemīǎn hepiniz all (of you),
Cim,Mim,Ye,Ayn,Elif,
3,40,10,70,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
فإما | FÎME fe immā zaman and when,
Fe,,Mim,Elif,
80,,40,1,
REM – prefixed resumption particle
COND – conditional particle
الفاء استئنافية
حرف شرط
يأتينكم ا ت ي | ETY YÊTYNKM ye'tiyennekum size geldiği comes to you
Ye,,Te,Ye,Nun,Kef,Mim,
10,,400,10,50,20,40,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
EMPH – emphatic suffix nūn
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع والنون للتوكيد والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
مني | MNY minnī benden from Me
Mim,Nun,Ye,
40,50,10,
P – preposition
PRON – 1st person singular object pronoun
جار ومجرور
هدى ه د ي | HD̃Y HD̃ huden bir hidayet Guidance,
He,Dal,,
5,4,,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
فمن | FMN femen kimler then whoever
Fe,Mim,Nun,
80,40,50,
RSLT – prefixed result particle
COND – conditional noun
الفاء واقعة في جواب الشرط
اسم شرط
تبع ت ب ع | TBA TBA tebiǎ uyarsa follows
Te,Be,Ayn,
400,2,70,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
هداي ه د ي | HD̃Y HD̃EY hudāye benim hidayetime My Guidance,
He,Dal,Elif,Ye,
5,4,1,10,
N – nominative masculine noun
PRON – 1st person singular possessive pronoun
اسم مرفوع والياء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فلا | FLE felā artık yoktur [then] no
Fe,Lam,Elif,
80,30,1,
RSLT – prefixed result particle
NEG – negative particle
الفاء واقعة في جواب الشرط
نافية بمنزلة «ليس»
خوف خ و ف | ḢVF ḢVF ḣavfun bir korku fear
Hı,Vav,Fe,
600,6,80,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
عليهم | ALYHM ǎleyhim onlara (will be) on them
Ayn,Lam,Ye,He,Mim,
70,30,10,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
ولا | VLE ve lā ve olmazlar and not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
نافية بمنزلة «ليس»
هم | HM hum onlar they
He,Mim,
5,40,
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
ضمير منفصل
يحزنون ح ز ن | ḪZN YḪZNVN yeHzenūne üzülenlerden will grieve.
Ye,Ha,Ze,Nun,Vav,Nun,
10,8,7,50,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |قُلْنَا: dedik | اهْبِطُوا: inin | مِنْهَا: oradan | جَمِيعًا: hepiniz | فَإِمَّا: zaman | يَأْتِيَنَّكُمْ: size geldiği | مِنِّي: benden | هُدًى: bir hidayet | فَمَنْ: kimler | تَبِعَ: uyarsa | هُدَايَ: benim hidayetime | فَلَا: artık yoktur | خَوْفٌ: bir korku | عَلَيْهِمْ: onlara | وَلَا: ve olmazlar | هُمْ: onlar | يَحْزَنُونَ: üzülenlerden |
Kırık Meal (Harekesiz) : |قلنا GLNE dedik | اهبطوا EHBŦWE inin | منها MNHE oradan | جميعا CMYAE hepiniz | فإما FÎME zaman | يأتينكم YÊTYNKM size geldiği | مني MNY benden | هدى HD̃ bir hidayet | فمن FMN kimler | تبع TBA uyarsa | هداي HD̃EY benim hidayetime | فلا FLE artık yoktur | خوف ḢWF bir korku | عليهم ALYHM onlara | ولا WLE ve olmazlar | هم HM onlar | يحزنون YḪZNWN üzülenlerden |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḳulnā: dedik | hbiTū: inin | minhā: oradan | cemīǎn: hepiniz | fe immā: zaman | ye'tiyennekum: size geldiği | minnī: benden | huden: bir hidayet | femen: kimler | tebiǎ: uyarsa | hudāye: benim hidayetime | felā: artık yoktur | ḣavfun: bir korku | ǎleyhim: onlara | ve lā: ve olmazlar | hum: onlar | yeHzenūne: üzülenlerden |
Kırık Meal (Transcript) : |GLNE: dedik | EHBŦVE: inin | MNHE: oradan | CMYAE: hepiniz | FÎME: zaman | YÊTYNKM: size geldiği | MNY: benden | HD̃: bir hidayet | FMN: kimler | TBA: uyarsa | HD̃EY: benim hidayetime | FLE: artık yoktur | ḢVF: bir korku | ALYHM: onlara | VLE: ve olmazlar | HM: onlar | YḪZNVN: üzülenlerden |
Abdulbaki Gölpınarlı : Dedik ki: Hepiniz de cennetten inin. Fakat benden size bir doğru yol gösterici geldi mi o doğru yolu gösterenin izinden gidenlere ne korku vardır, ne hüzün.
Adem Uğur : Dedik ki: Hepiniz cennetten inin! Eğer benden size bir hidayet gelir de her kim hidayetime tâbi olursa onlar için herhangi bir korku yoktur ve onlar üzüntü çekmezler.
Ahmed Hulusi : Dedik: "İnin hepiniz oradan (kendinizi bedensiz hissettiğiniz şuur boyutundan - cennet yaşamından). . . Benden size HÜDA (hakikatinizi idrak ettirici Rasûl - ilim) geldiğinde kim HÜDAma tâbi olursa onlara ne korku vardır ne de mahzun olacakları bir şey. "
Ahmet Tekin : Biz onlara: 'Hepiniz buradan ilişiğinizi keserek yeryüzüne göç edin. Size benden bir hidayet rehberi, bir kitap, bir peygamber geldiğinde, kimler hidayet rehberime, gösterdiğim hak yola uyarsa, onlara her iki dünyada da korku yok. Geride bıraktıkları yakınları ve yapamadıkları şeylerden dolayı mahzun da olmayacaklar.' dedik.
Ahmet Varol : Biz onlara şöyle dedik: 'Hepiniz oradan inin. Benden size bir hidayet geldiğinde, kim benim hidayet yoluma girerse onlar için korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir de.
Ali Bulaç : Dedik ki: "Oradan tümünüz inin. Bundan sonra size benden bir hidayet geldiğinde, kim benim hidayetime uyarsa, onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır."
Ali Fikri Yavuz : Biz onlara: “- Hepiniz cennetten inin! Benden size bir hidayet (Peygamber ve kitab) gelince, biliniz ki, benim bu hidayetime tâbi ve bağlı olanlar için aslâ korku yoktur; ve onlar mahzûn da olmazlar.” dedik.
Bekir Sadak : «nin oradan hepiniz, tarafimdan size bir yol gosteren gelecektir; Benim yoluma uyanlar icin artik korku yoktur, onlar uzulmeyeceklerdir» dedik.
Celal Yıldırım : (Evet) İnin oradan hepiniz! dedik. Benden size bir hidâyet (doğru yolu gösteren kitap ya da peygamber) gelecek olursa, artık kim hidâyetime uyarsa, onlara ne bir korku vardır ne de onlar mahzun olurlar.
Diyanet İşleri : “İnin oradan (cennetten) hepiniz. Tarafımdan size bir yol gösterici (peygamber) gelir de kim ona uyarsa, onlar için herhangi bir korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir” dedik.
Diyanet İşleri (eski) : 'İnin oradan hepiniz, tarafımdan size bir yol gösteren gelecektir; Benim yoluma uyanlar için artık korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir' dedik.
Diyanet Vakfi : Dedik ki: Hepiniz cennetten inin! Eğer benden size bir hidayet gelir de her kim hidayetime tâbi olursa onlar için herhangi bir korku yoktur ve onlar üzüntü çekmezler.
Edip Yüksel : 'Oradan topluca ininiz,' dedik, 'Benden size bir yol gösterici geldiği zaman, o yol göstericiye uyanlar için artık bir korku yok ve onlar üzülmeyecekler.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onlara dedik ki: «Hepiniz oradan inin. Size benim tarafımdan bir hidayet rehberi geldiğinde, kim o hidayetçimin izinde giderse, onlar için hiçbir korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Dedik ki: «Hepiniz oradan inin!» Sonra Benden size ne zaman bir yol gösterici gelir de kim o yol göstericinin izince giderse, onlara bir korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklardır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Dedik: İnin oradan hepiniz, sonra benden size ne zaman bir hidayetci gelir de kim o hidayetcimin izince giderse onlara bir korku yoktur ve mahzun olacaklar onlar değildir
Fizilal-il Kuran : Dedik ki; «Hepiniz oradan aşağı inin. Tarafımdan size bir yol gösterici geldiğinde kim benim hidayetime uyarsa onlar için korku yoktur ve onlar artık hiç üzülmezler.»
Gültekin Onan : "Oradan topluca ininiz" dedik. "Yalnız benden size bir yol gösterici geldiği zaman, o yol göstericiye uyanlar için artık bir korku yok ve onlar üzülmeyecekler."
Hakkı Yılmaz : (37-39) "Sonra da Âdem, Rabbinden birtakım kelimeler aldı/kendine vahyedildi; Biz dedik ki: “Hepiniz oradan inin. Artık size Benim tarafımdan bir kılavuz geldiğinde, kim kılavuzuma uyarsa, onlar için hiçbir korku yoktur; onlar mahzun da olmayacaklardır. Ve küfretmiş; Allah'ın ilâhlığını, rabliğini bilerek reddetmiş ve âyetlerimizi yalanlamış kimseler; işte onlar, ateşin ashâbıdır. Onlar, orada temelli kalıcıdırlar.” Sonra da Allah, onun tevbesini kabul etti. Kesinlikle O, tevbeleri çokça kabul eden, çok tevbe fırsatı verenin, çok merhametli olanın ta kendisidir. "
Hasan Basri Çantay : (Evet, öyle) Dedik: Hepiniz oradan inin. Sonra size benden bir hidâyet (ci rehber) gelir de kim benim hidâyetimin izince giderse artık onlara hiçbir korku (ve tehlike) yokdur. Onlar mahzun da olacak değillerdir.
Hayrat Neşriyat : (Onlara şöyle) dedik: 'Hep birlikte oradan inin!' Artık benden size bir hidâyet gelir de kim hidâyetime tâbi' olursa, o takdirde onlara hiçbir korku yoktur, onlar mahzun da olmazlar.
İbni Kesir : Dedik ki; hepiniz oradan inin. Eğer, tarafımdan size bir hidayet gelir de, kim benim hidayetime uyarsa, artık onlar için hiçbir korku yoktur. Ve onlar mahzun da olacak değillerdir.
İskender Evrenosoğlu : Biz dedik ki: “Hepiniz oradan (aşağıya) inin. Benden size mutlaka hidayet gelecektir. O zaman kim hidayetime tâbî olursa, artık onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmazlar.”
Muhammed Esed : Biz, "Hepiniz buradan çıkıp gidin!" dedikse de size yol göstericiliğimiz devam edecektir: ve Benim yol gösterici mesajlarıma uyanlar için artık ne korku vardır, ne de üzüntü;
Ömer Nasuhi Bilmen : Dedik ki: «O cennetten hepiniz aşağıya ininiz. Eğer benim tarafımdan size bir hidâyet gelir de her kim hidâyetime tâbi olursa artık onlar için bir korku yoktur. Ve onlar mahzun da olmayacaktır.»
Ömer Öngüt : Onlara: “Hepiniz oradan inin! Size benden bir hidayet geldiği zaman, kim benim hidayetime tâbi olursa, onlar için hiçbir korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır. ” dedik.
Şaban Piriş : -Hepiniz oradan inin, dedik. Tarafımdan size bir yol gösterici gelecektir; benim yol göstericime uyan kimselere hiçbir korku yoktur ve onlar üzülecek de değillerdir.
Suat Yıldırım : (38-39) Dedik ki: "İnin oradan hepiniz! Artık ne zaman Ben’den size doğru yolu gösteren rehber gelir de kim ona uyarsa, onlara hiç bir korku olmayacak, hiç üzülmeyecekler de. İnkâr edip âyetlerimizi yalan sayanlar ise cehennemliktirler, hem de orada ebedî kalacaklardır."
Süleyman Ateş : "Hepiniz oradan inin," dedik, "Yalnız (iyi bilin ki) size benden bir hidâyet geldiği zaman, kimler benim hidâyetime uyarsa artık onlara bir korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.
Tefhim-ul Kuran : Dedik ki: «Oradan tümünüz inin. Artık, ne zaman size benden bir hidayet gelir de, kim benim hidayetime uyarsa, onlar için ne bir korku vardır, ne de mahzun olacaklardır.»
Ümit Şimşek : Onlara dedik ki: Hepiniz oradan inin. Benden size bir hidayet eriştiğinde, kim Benim hidayetime uyarsa, ne bir korku vardır onlara, ne de mahzun olurlar.
Yaşar Nuri Öztürk : "Hepiniz oradan aşağı inin." dedik. Benden size bir yol gösteriş ulaşır da kim bu yol gösterişime uyarsa artık böylelerine hiç bir korku yoktur. Onlar kederle de yüz yüze gelmeyeceklerdir.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}