» 2 / Bakara  35:

Kuran Sırası: 2
İniş Sırası: 87
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286

 » 2 / Bakara  Suresi: 35
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَقُلْنَا (VGLNE) = ve ḳulnā : ve dedik ki
2. يَا (YE) = yā : EY/HEY/AH
3. ادَمُ ( ËD̃M) = ādemu : Adem
4. اسْكُنْ (ESKN) = skun : oturun
5. أَنْتَ (ÊNT) = ente : sen
6. وَزَوْجُكَ (VZVCK) = ve zevcuke : ve eşin
7. الْجَنَّةَ (ELCNT) = l-cennete : cennette
8. وَكُلَا (VKLE) = ve kulā : ve yeyin
9. مِنْهَا (MNHE) = minhā : ondan
10. رَغَدًا (RĞD̃E) = rağaden : bol bol
11. حَيْثُ (ḪYS̃) = Hayṧu : yerde
12. شِئْتُمَا (ŞÙTME) = şi'tumā : dilediğiniz
13. وَلَا (VLE) = velā : -mayın
14. تَقْرَبَا (TGRBE) = teḳrabā : yaklaş-
15. هَٰذِهِ (HZ̃H) = hāƶihi : şu
16. الشَّجَرَةَ (ELŞCRT) = ş-şecerate : ağaca
17. فَتَكُونَا (FTKVNE) = fetekūnā : olursunuz
18. مِنَ (MN) = mine : -den
19. الظَّالِمِينَ (ELƵELMYN) = Z-Zālimīne : zalimler-
ve dedik ki | EY/HEY/AH | Adem | oturun | sen | ve eşin | cennette | ve yeyin | ondan | bol bol | yerde | dilediğiniz | -mayın | yaklaş- | şu | ağaca | olursunuz | -den | zalimler- |

[GVL] [Y] [ED̃M] [SKN] [] [ZVC] [CNN] [EKL] [] [RĞD̃] [ḪYS̃] [ŞYE] [] [GRB] [] [ŞCR] [KVN] [] [ƵLM]
VGLNE YE ËD̃M ESKN ÊNT VZVCK ELCNT VKLE MNHE RĞD̃E ḪYS̃ ŞÙTME VLE TGRBE HZ̃H ELŞCRT FTKVNE MN ELƵELMYN

ve ḳulnā ādemu skun ente ve zevcuke l-cennete ve kulā minhā rağaden Hayṧu şi'tumā velā teḳrabā hāƶihi ş-şecerate fetekūnā mine Z-Zālimīne
وقلنا يا آدم اسكن أنت وزوجك الجنة وكلا منها رغدا حيث شئتما ولا تقربا هذه الشجرة فتكونا من الظالمين

 » 2 / Bakara  Suresi: 35
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وقلنا ق و ل | GVL VGLNE ve ḳulnā ve dedik ki And We said,
يا ي | Y YE EY/HEY/AH """O!"
آدم ا د م | ED̃M ËD̃M ādemu Adem Adam
اسكن س ك ن | SKN ESKN skun oturun Dwell
أنت | ÊNT ente sen you
وزوجك ز و ج | ZVC VZVCK ve zevcuke ve eşin and your spouse
الجنة ج ن ن | CNN ELCNT l-cennete cennette (in) Paradise,
وكلا ا ك ل | EKL VKLE ve kulā ve yeyin and [you both] eat
منها | MNHE minhā ondan from it
رغدا ر غ د | RĞD̃ RĞD̃E rağaden bol bol freely
حيث ح ي ث | ḪYS̃ ḪYS̃ Hayṧu yerde (from) wherever
شئتما ش ي ا | ŞYE ŞÙTME şi'tumā dilediğiniz you [both] wish.
ولا | VLE velā -mayın But do not
تقربا ق ر ب | GRB TGRBE teḳrabā yaklaş- [you two] approach
هذه | HZ̃H hāƶihi şu this
الشجرة ش ج ر | ŞCR ELŞCRT ş-şecerate ağaca [the] tree,
فتكونا ك و ن | KVN FTKVNE fetekūnā olursunuz lest you [both] be
من | MN mine -den of
الظالمين ظ ل م | ƵLM ELƵELMYN Z-Zālimīne zalimler- "the wrongdoers."""

2:35 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve dedik ki | EY/HEY/AH | Adem | oturun | sen | ve eşin | cennette | ve yeyin | ondan | bol bol | yerde | dilediğiniz | -mayın | yaklaş- | şu | ağaca | olursunuz | -den | zalimler- |

[GVL] [Y] [ED̃M] [SKN] [] [ZVC] [CNN] [EKL] [] [RĞD̃] [ḪYS̃] [ŞYE] [] [GRB] [] [ŞCR] [KVN] [] [ƵLM]
VGLNE YE ËD̃M ESKN ÊNT VZVCK ELCNT VKLE MNHE RĞD̃E ḪYS̃ ŞÙTME VLE TGRBE HZ̃H ELŞCRT FTKVNE MN ELƵELMYN

ve ḳulnā ādemu skun ente ve zevcuke l-cennete ve kulā minhā rağaden Hayṧu şi'tumā velā teḳrabā hāƶihi ş-şecerate fetekūnā mine Z-Zālimīne
وقلنا يا آدم اسكن أنت وزوجك الجنة وكلا منها رغدا حيث شئتما ولا تقربا هذه الشجرة فتكونا من الظالمين

[ق و ل] [ي] [ا د م] [س ك ن] [] [ز و ج] [ج ن ن] [ا ك ل] [] [ر غ د] [ح ي ث] [ش ي ا] [] [ق ر ب] [] [ش ج ر] [ك و ن] [] [ظ ل م]

 » 2 / Bakara  Suresi: 35
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وقلنا ق و ل | GVL VGLNE ve ḳulnā ve dedik ki And We said,
Vav,Gaf,Lam,Nun,Elif,
6,100,30,50,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
يا ي | Y YE EY/HEY/AH """O!"
Ye,Elif,
10,1,

آدم ا د م | ED̃M ËD̃M ādemu Adem Adam
,Dal,Mim,
,4,40,
"VOC – prefixed vocative particle ya
PN – nominative masculine proper noun → Adam"
أداة نداء
اسم علم مرفوع
اسكن س ك ن | SKN ESKN skun oturun Dwell
Elif,Sin,Kef,Nun,
1,60,20,50,
V – 2nd person masculine singular imperative verb
فعل أمر
أنت | ÊNT ente sen you
,Nun,Te,
,50,400,
PRON – 2nd person masculine singular personal pronoun
ضمير منفصل
وزوجك ز و ج | ZVC VZVCK ve zevcuke ve eşin and your spouse
Vav,Ze,Vav,Cim,Kef,
6,7,6,3,20,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative masculine noun
PRON – 2nd person masculine singular possessive pronoun
الواو عاطفة
اسم مرفوع والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
الجنة ج ن ن | CNN ELCNT l-cennete cennette (in) Paradise,
Elif,Lam,Cim,Nun,Te merbuta,
1,30,3,50,400,
"PN – accusative feminine proper noun → Paradise"
اسم علم منصوب
وكلا ا ك ل | EKL VKLE ve kulā ve yeyin and [you both] eat
Vav,Kef,Lam,Elif,
6,20,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 2nd person dual imperative verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل أمر والألف ضمير متصل في محل رفع فاعل
منها | MNHE minhā ondan from it
Mim,Nun,He,Elif,
40,50,5,1,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
جار ومجرور
رغدا ر غ د | RĞD̃ RĞD̃E rağaden bol bol freely
Re,Ğayn,Dal,Elif,
200,1000,4,1,
ADJ – accusative masculine indefinite adjective
صفة منصوبة
حيث ح ي ث | ḪYS̃ ḪYS̃ Hayṧu yerde (from) wherever
Ha,Ye,Se,
8,10,500,
LOC – location adverb
ظرف مكان
شئتما ش ي ا | ŞYE ŞÙTME şi'tumā dilediğiniz you [both] wish.
Şın,,Te,Mim,Elif,
300,,400,40,1,
V – 2nd person dual perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
ولا | VLE velā -mayın But do not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
PRO – prohibition particle
الواو عاطفة
حرف نهي
تقربا ق ر ب | GRB TGRBE teḳrabā yaklaş- [you two] approach
Te,Gaf,Re,Be,Elif,
400,100,200,2,1,
V – 2nd person dual imperfect verb, jussive mood
PRON – subject pronoun
فعل مضارع مجزوم والألف ضمير متصل في محل رفع فاعل
هذه | HZ̃H hāƶihi şu this
He,Zel,He,
5,700,5,
DEM – feminine singular demonstrative pronoun
اسم اشارة
الشجرة ش ج ر | ŞCR ELŞCRT ş-şecerate ağaca [the] tree,
Elif,Lam,Şın,Cim,Re,Te merbuta,
1,30,300,3,200,400,
"N – accusative feminine noun → Tree"
اسم منصوب
فتكونا ك و ن | KVN FTKVNE fetekūnā olursunuz lest you [both] be
Fe,Te,Kef,Vav,Nun,Elif,
80,400,20,6,50,1,
CAUS – prefixed particle of cause
V – 2nd person dual imperfect verb, subjunctive mood
PRON – subject pronoun
الفاء سببية
فعل مضارع منصوب والألف ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
من | MN mine -den of
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
الظالمين ظ ل م | ƵLM ELƵELMYN Z-Zālimīne zalimler- "the wrongdoers."""
Elif,Lam,Zı,Elif,Lam,Mim,Ye,Nun,
1,30,900,1,30,40,10,50,
N – genitive masculine plural active participle
اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَقُلْنَا: ve dedik ki | يَا: EY/HEY/AH | ادَمُ: Adem | اسْكُنْ: oturun | أَنْتَ: sen | وَزَوْجُكَ: ve eşin | الْجَنَّةَ: cennette | وَكُلَا: ve yeyin | مِنْهَا: ondan | رَغَدًا: bol bol | حَيْثُ: yerde | شِئْتُمَا: dilediğiniz | وَلَا: -mayın | تَقْرَبَا: yaklaş- | هَٰذِهِ: şu | الشَّجَرَةَ: ağaca | فَتَكُونَا: olursunuz | مِنَ: -den | الظَّالِمِينَ: zalimler- |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وقلنا WGLNE ve dedik ki | يا YE EY/HEY/AH | آدم ËD̃M Adem | اسكن ESKN oturun | أنت ÊNT sen | وزوجك WZWCK ve eşin | الجنة ELCNT cennette | وكلا WKLE ve yeyin | منها MNHE ondan | رغدا RĞD̃E bol bol | حيث ḪYS̃ yerde | شئتما ŞÙTME dilediğiniz | ولا WLE -mayın | تقربا TGRBE yaklaş- | هذه HZ̃H şu | الشجرة ELŞCRT ağaca | فتكونا FTKWNE olursunuz | من MN -den | الظالمين ELƵELMYN zalimler- |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve ḳulnā: ve dedik ki | : EY/HEY/AH | ādemu: Adem | skun: oturun | ente: sen | ve zevcuke: ve eşin | l-cennete: cennette | ve kulā: ve yeyin | minhā: ondan | rağaden: bol bol | Hayṧu: yerde | şi'tumā: dilediğiniz | velā: -mayın | teḳrabā: yaklaş- | hāƶihi: şu | ş-şecerate: ağaca | fetekūnā: olursunuz | mine: -den | Z-Zālimīne: zalimler- |
Kırık Meal (Transcript) : |VGLNE: ve dedik ki | YE: EY/HEY/AH | ËD̃M: Adem | ESKN: oturun | ÊNT: sen | VZVCK: ve eşin | ELCNT: cennette | VKLE: ve yeyin | MNHE: ondan | RĞD̃E: bol bol | ḪYS̃: yerde | ŞÙTME: dilediğiniz | VLE: -mayın | TGRBE: yaklaş- | HZ̃H: şu | ELŞCRT: ağaca | FTKVNE: olursunuz | MN: -den | ELƵELMYN: zalimler- |
Abdulbaki Gölpınarlı : Demiştik ki: Ey Âdem, sen ve eşin cennette oturun, dilediğinizi bol bol yiyin. Ancak şu ağaca yaklaşmayın, yoksa haddini aşanlardan olursunuz.
Adem Uğur : Biz: Ey Âdem! Sen ve eşin (Havva) beraberce cennete yerleşin; orada kolaylıkla istediğiniz zaman her yerde cennet nimetlerinden yeyin; sadece şu ağaca yaklaşmayın. Eğer bu ağaçtan yerseniz her ikiniz de kendine kötülük eden zalimlerden olursunuz, dedik.
Ahmed Hulusi : Bundan sonra dedik ki: "Ey Adem, sen ve senin hâlini, yaşamını paylaştığın (eşin - bedenin), cennet boyutunu mesken edinin. Dilediğinizce bu boyutun nimetleriyle yaşayın ve şu ağaca da yaklaşmayın, (yaklaşırsanız) zâlimlerden olursunuz. "
Ahmet Tekin : Biz Âdem’e: 'Ey Âdem, sen ve eşin Cennet’te oturun. Orada Allah’ın sünnetinin, düzeninin yasaları ve iradesinin tecellisi içinde, istediğiniz zaman her yerde bol bol Cennet nimetlerinden yeyin. Sadece şu bitkiye yaklaşmayın. Eğer bu bitkinin mahsulünden yerseniz, her ikiniz de kendinize yazık eder, zâlimlerden olursunuz.' dedik.
Ahmet Varol : Ve biz: 'Ey Adem, sen ve eşin cennete yerleşin ve orada, istediğiniz yerde yiyeceklerden bolca yiyin. Ancak şu ağaca yaklaşmayın, sonra kendi kendilerine haksızlık edenlerden olursunuz' dedik.
Ali Bulaç : Ve dedik ki: "Ey Adem, sen ve eşin cennette yerleş. İkiniz de ondan, neresinden dilerseniz, bol bol yiyin; ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz."
Ali Fikri Yavuz : Ve biz demiştik ki: “- Ey Âdem, sen eşinle Cennette sakin ol. Onun nimetlerinden ikiniz de bol bol yeyin, fakat şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa (nefislerine) zulmedenlerden olursunuz.”
Bekir Sadak : «Ey Adem! Esin ve sen cennette kal, orada olandan istediginiz yerde bol bol yiyin, yalniz su agaca yaklasmayin; yoksa zalimlerden olursunuz» dedik.
Celal Yıldırım : Ey Âdem! dedik, (artık) sen ve eşin cennette sakin olun. Dilediğiniz yerde ondan (ondaki nimetlerden) refah ve huzur içinde yeyin. (Ancak) şu ağaca yaklaşmayın, sonra (Hakk'a karşı gelip kendine) zulmedenlerden olursunuz.
Diyanet İşleri : Dedik ki: “Ey Âdem! Sen ve eşin cennete yerleşin. Orada dilediğiniz gibi bol bol yiyin, ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz.”
Diyanet İşleri (eski) : 'Ey Adem! Eşin ve sen cennette kal, orada olandan istediğiniz yerde bol bol yiyin, yalnız şu ağaca yaklaşmayın; yoksa zalimlerden olursunuz' dedik.
Diyanet Vakfi : Biz: Ey Âdem! Sen ve eşin (Havva) beraberce cennete yerleşin; orada kolaylıkla istediğiniz zaman her yerde cennet nimetlerinden yeyin; sadece şu ağaca yaklaşmayın. Eğer bu ağaçtan yerseniz her ikiniz de kendine kötülük eden zalimlerden olursunuz, dedik.
Edip Yüksel : 'Adem! Eşinle birlikte cennette kal. Dilediğiniz yerde ondan bolca yeyin; ancak şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz!,' dedik.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Dedik ki: «Ey Âdem, sen ve eşin cennette oturun, ikiniz de ondan dilediğiniz yerde bol bol yeyin, fakat şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ve dedik ki: «Ey Adem, sen ve eşin cennete yerleşin, ikiniz de orada dilediğiniz yerde bol bol yiyin, ancak şu ağaca yaklaşmayın ki, haddini aşan zalimlerden olmayasınız.»
Elmalılı Hamdi Yazır : ve dedik ki «ya Adem sen ve zevcen Cenneti mesken edin, ikiniz de ondan dilediğiniz yerde bol bol yeyin, fakat şu ağaca yaklaşmayın ki haddi aşan zalimlerden olmayasınız
Fizilal-il Kuran : Dedik ki; «Ey Adem, sen ve eşin Cennete yerleşiniz, oranın yiyeceklerinden istediğinizi bolbol yiyiniz, fakat şu ağaca yanaşmayınız, yoksa zalimlerden olursunuz.»
Gültekin Onan : Ve dedik ki: "Ey Adem! Eşinle birlikte cennette kal / yerleş / otur (üskün). Dilediğiniz yerden bolca yiyin ancak şu ağaca (hazihişşecerete) yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz!"
Hakkı Yılmaz : "Ve Biz, “Ey Âdem! Sen ve eşin cennette iskân ediniz/burayı yurt tutunuz, ikiniz de ondan dilediğiniz yerde bol bol nasiplenin ve şu girift şeye yaklaşmayın; mal/altın-gümüş tutkunu olmayın, yoksa kendi benliğine haksızlık edenlerden olursunuz” dedik. "
Hasan Basri Çantay : Ve demişdik ki: «Ey Âdem, sen eşinle beraber Cennetde yerleş, Ondan (Cennetin yiyeceklerinden), neresinden isterseniz, ikiniz de bol bol yeyin. (Fakat) şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa ikiniz de (nefsine) zulmedenlerden olursunuz».
Hayrat Neşriyat : Hem demiştik: 'Ey Âdem! Sen zevcen (Havvâ) ile Cennete yerleş; dilediğiniz yerde ondan bol bol yiyin; fakat şu ağaca yaklaşmayın, sonra zâlimlerden olursunuz!'
İbni Kesir : Ve demiştik ki: Ey Adem, sen, eşinle birlikte cennette otur. Dilediğiniz O'na döndürüleceksiniz.
İskender Evrenosoğlu : Dedik ki: “Ey Âdem! Sen ve eşin, cennette yerleşin. Oradan (oradaki yiyeceklerden) dilediğiniz yerden bol bol yeyin. Ve bu ağaca yaklaşmayın yoksa zalimlerden olursunuz.”
Muhammed Esed : Ve (sonra) "Ey Adem" dedik: "Sen ve eşin bu bahçeye yerleşin ve orada dilediğinizden serbestçe yiyin; ancak bir tek şu ağaca yaklaşmayın ki zalimlerden olmayasınız."
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve Biz demiştik ki: «Ey Âdem! Sen ve refîkan şu cennette oturun. Dilediğiniz yerlerde onun yemişlerinden bol bol yiyin. Ancak şu ağaca yaklaşmayın, yoksa ikiniz de zâlimlerden olursunuz.»
Ömer Öngüt : Biz de şöyle dedik: “Ey Âdem! Sen ve eşin, beraberce cennete yerleşin. Orada olanlardan dilediğiniz yerde bol bol yiyin. Yalnız şu ağaca yaklaşmayın. Eğer bu ağaçtan yerseniz, her ikiniz de zulmedenlerden olursunuz. ”
Şaban Piriş : -Ey Adem! Sen ve eşin cennette oturun dilediğiniz yerden bol bol yiyin. Yalnız şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz, dedik.
Suat Yıldırım : Ve dedik ki: "Âdem! Eşinle birlikte cennete yerleşin, oradaki nimetlerden istediğiniz şekilde bol bol yiyin, sadece şu ağaca yaklaşmayın. Böyle yaparsanız zalimlerden olursunuz."
Süleyman Ateş : Dedik ki: "Ey Âdem, sen ve eşin cennette oturun, ondan dilediğiniz yerde bol bol yeyin, ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zâlimlerden olursunuz!"
Tefhim-ul Kuran : Ve dedik ki: «Ey Adem, sen ve eşin cennette yerleş. İkiniz de ondan, neresinden dilerseniz, bol bol yiyin; ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz.»
Ümit Şimşek : Âdem'e de dedik ki: 'Ey Âdem, sen ve eşin Cennete yerleşin. Orada istediğiniz yerden bol bol yiyin. Yalnız şu ağaca yaklaşmayın; yoksa kendinize yazık edersiniz.'
Yaşar Nuri Öztürk : Ve Âdem'e şöyle buyurmuştuk: "Ey Âdem, sen ve eşin cennete yerleşin ve ondan dilediğiniz yerde, bol bol yiyin. Ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zulme sapanlardan olursunuz."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}